Helikopterin düşmesi kaza mı, komplo mu?

Olaylar
Siirt’te 17 askerin şehit olduğu helikopter kazası gündeme bomba gibi düşerken,  kafalarda da soru işaretlerine neden oldu. Kazanın zamanlaması ve oluş şekli şüpheleri artırırken terör uzma...
EMOJİLE

Siirt’te 17 askerin şehit olduğu helikopter kazası gündeme bomba gibi düşerken,  kafalarda da soru işaretlerine neden oldu.

Kazanın zamanlaması ve oluş şekli şüpheleri artırırken terör uzmanı Gazeteci Yazar Emre Uslu, yürekleri yakan olayı Rotahaber için değerlendirdi.

DÜĞMEYE KİM BASTI?

 Uslu, Rotahaber’e yaptığı değerlendirmede, skorskynin düşürülmüş olma ihtimeline değinerek, "Özellikle Ankara’da birileri gerek barış süreçlerini gerekse mücadele süreci adam akıllı yapılmamıştır. Ne zaman bir karar alınmış  sonuç alıcı bir mücadele yapalım denmişse Ankara’da birileri düğmeye basıp mücadeleyi sabote etmiştir. Ne zaman da ciddi bir barış umudu doğmuşsa yine birileri düğmeye basıp sonucu sabote etmiştir." dedi.

Birilerinin PKK’ya karşı yapılan operasyondan oldukça rahatsız olduğuna dikkat çeken Uslu, "Bu süreci de tıpkı Uludere’de yaptıkları gibi durdurup PKK’ya can suyu verme niyetindeler. Korkarım o birileri Ankara’dan fazla uzaklarda değil. Bunu Ekim ayının ilk haftalarında denediler ve IHA’yı gözetleyen o kahraman güvenlikçinin dikkati sayesinde 2. Uludere’den iki dakikayla kurtulduk. Bunu yeniden deneyeceklerinden şüphe yok. Umarım helikopter kazası sadece kazadır." ifadesini kullandı.

Uslu, olayla ilgili Rotahaber’in de gündeme taşıdığı kafalarda oluşan soru işaretlerine de yer vererek, yetkililerden bu sorulara cevap istedi.

İŞTE EMRE USLU’NUN ROTAHABER İÇİN YAPTIĞI DEĞERLENDİRME…

Siirt’teki helikopter kazası kaza mı komplo mu?

Daha önce yazdığım yazılarda da verdiğim söyleşilerde de defalarca ifade ettim. PKK ile mücadele çok faullü, hatta kuralsız bir Rugby oyunu gibidir. Özellikle Ankara’da birileri gerek barış süreçlerini gerekse mücadele süreci adam akıllı yapılmamıştır. Ne zaman bir karar alınmış  sonuç alıcı bir mücadele yapalım denmişse Ankara’da birileri düğmeye basıp mücadeleyi sabote etmiştir.

Ne zaman da ciddi bir barış umudu doğmuşsa yine birileri düğmeye basıp sonucu sabote etmiştir. Bir batılı akademisyenin deyimiyle Türkiye’de birileri PKK’yı bir deney faresi gibi kullanıyor ve ‘tavşan kaç, tazı tut’ oyunu oynuyor. Öcalan ‘PKK’lıları sınır dışına çıkarayım’ dediğinde ‘Hayır hepsini çıkarma 500 kişi içeride bırak’ diyenler de, Uludere’ye giden süreçte PKK’yı bitirici darbeler vurulurken düzenlenen kumpas da aynı akla hizmet ediyor.

Uludere faciası bu ülke için bir kırılma noktası oldu. Eylül 2011’de başlatılan ve çok net sonuç alıcı operasyonlar yapılırken Ankara’da birileri devreye girdi ve Uludere kumpasını kurdu. PKK’yı bitirecek operasyonlar süreci Eylül 2012’ye kadar kesintiye uğratılmış oldu. Hükümet Uludere’nin üstünü aydınlatıp olayın üstüne gitmek yerine üstünü kapatmayı tercih etti. Bu bir yıl içerisinde PKK Şemdinli’ye yığınak yaptı ve Şemdinli’den başlayıp Hakkari Şırnak kırsalına uzanan hatta bir PKK bölgesi kurulmak istendi. Selehattin Demirtaş bölgede 400 km karelik bir alanın PKK hakimiyetine geçtiğini ve devletin kontrolünün kalmadığını iddia etti.

Bu süreçte ortaya vahim bir durum çıktı. PKK haziran ayından başlayıp iki ay boyunca İran’ın desteğiyle Şemdinli başta olmak üzere Hakkari’nin içleierinin etrafına ağır silahlar taşımıştı ama İstanbul’da gazeteci kovalayan istihbarat birimleri PKK’nın yaptığı yığınağı haber verip bir karşı operasyon yaptırmamıştı.

Şemdinli’de sağır sultanın duyduğu PKK’nın saldıracağı haberi nedense Ankara’ya ulaşmamıştı bile. İstihbarat birimleri Şemdinli’de olanları yetkililere bildirmemişti. Bildirdiyse bile yetkililer operasyon emri vermemişti. Neyse ki bir gazetede 21 Temmuz günü ”PKK Şemdinli’yi basacak” haberi  çıktı da 22 Temmuz’da Şemdinli’de karşı operasyonlar başlatıldı ve Şemdinli ucuz kurtuldu.

Uludere’de durdurulup yaz boyunca PKK’ya göz yumulmasının nedeni belliydi: Devlet PKK’yı yenemiyor o halde masaya oturalım. Oslo müzakerecilerinin bu pis oyunu PKK’yı büyüttü. AKP hükümeti üzerinde kuşkuları artırdı. PKK’nın Şemdinli planı deşifre olunca Uludere öncesi operasyon süreci yeniden başlatıldı. Ağustos ayından itibaren başlatılan nokta operasyonları silsilesi yeniden başlatıldı.

Geçtiğimiz günlerde konuştuğum bölgede görev yapan bir güvenlik yetkilisi, operasyon sürecinin geçen yıl başlatılan ve Uludere faciasıyla sonlandırılan sürecin başlangıç aşaması kadar etkili olduğunu söyledi. Yani geçen yıl yakalanan ve Uludere’de sonlandırılan momentumun başlangıç aşamasındayız. Bu noktada hem güvenlik güçlerinde hem de konuyu takip eden uzmanlarda temel endişe şuydu: "Yine bir tür komplo ile Uludere benzeri bir operasyon ile süreç sekteye uğratılabilir mi?"

Bu konuda kaygıları olan insanlar boşuna kaygılanmıyor. Nitekim 17 Ekim’de yazdığım bir yazıda açıkladığım gibi ikinci Uludere faciası kıl payı engellenmişti. MİT’in PKK içinde çift yönlü çalışan bir ajan PKK’nın 2. Uludere faciasını planlamıştı. İsteyen konunun detaylarını şu yazıda bulabilir http://www.todayszaman.com/columnist-295647-the-state-was-on-the-verge-of-shelling-its-own-people.html

Bütün bu arka planı göz önünde bulundurarak birkaç gün önce yazdığım twitlerde ”Uludere öncesi operasyon süreci yeniden başlatılıyor. Yeni bir Uludere komplosu ile karşılaşmamızdan korkuyorum” demiştim. Malesef bu gün Siirt’ten gelen habere göre operasyona giden helikopter düştü ve Jandarma Özel Harekat  ile helikopter mürettebatının içinde olduğu 17 asker şehit oldu. Şimdi bütün bu arka plana bakınca biz bu kazanın normal bir kaza olabileceğine neden inanalım?

Burada cevap verilmesi gereken sorular şunlar:

-Siirt’te operasyonlar ne zaman başlatıldı. Medyada çıkan haberlerde ve Valilik açıklamasından anlaşıldığı kadarıyla düşen helikopter bir nokta operasyona gidiyordu.  O operasyona ilişkin istihbarat bilgisi kim tarafından verildi ve nasıl elde edildi?

– O helikopterin sis nedeniyle düştüğü açıklandı. Bu hava şartları altında İnsansız Hava Araçlarının çalışıp görüntü almaları olanaksız. Bu durumda o askerler hangi istihbarata göre operasyona gidiyordu?

– Helikopter havalandırılmadan hava şartları göz önünde bulunduruldu mu?

– O helikoptere herhangi bir ateş açıldı mı?

Bu soruların cevapları hayati önemde. Zira şunu net biliyoruz. Birileri PKK’ya karşı yapılan operasyondan oldukça rahatsız ve bu süreci tıpkı Uludere’de yaptıkları gibi durdurup PKK’ya can suyu verme niyetindeler. Korkarım o birileri Ankara’dan fazla uzaklarda değil. Bunu Ekim ayının ilk haftalarında denediler ve IHA’yı gözetleyen o kahraman güvenlikçinin dikkati sayesinde 2. Uludere’den iki dakikayla kurtulduk. Bunu yeniden deneyeceklerinden şüphe yok. Umarım helikopter kazası sadece kazadır.

Rotahaber