Hedef Erdoğan’sız Türkiye!

Olaylar
Hem yolsuzluklar iddiaları hem de özel hayata ilişkin saldırılar temalı operasyonlar zaten bekleniyordu. Zannedilenin aksine dersane tartışmalarıyla değil çok daha önceden; 2011 seçimlerinin hemen ard...
EMOJİLE

Hem yolsuzluklar iddiaları hem de özel hayata ilişkin saldırılar temalı operasyonlar zaten bekleniyordu. Zannedilenin aksine dersane tartışmalarıyla değil çok daha önceden; 2011 seçimlerinin hemen ardından hükümete yönelik itibar sarsıcı girişimler başlamıştı. Stargazete.com’un analizine göre, ilk önemli girişim olan MİT üzerinden hükümete darbe operasyonu püskürtüldüğü zaman öfke daha da arttı. O günden itibaren, cemaatin üstlenmediği ama ısrarla cemaat adına Başbakan Erdoğan’ı ve hükümeti hedef alan saldırılar açıktan yapılmaya başlandı.

Yani, hükümet her defasında cemaatle ilişkilerini kardeşlik hattında tutmaya devam ederken muhatapları çoktan planlı ve hedefli saldırılara başlamışlardı. Yine de MİT gibi tarihi önemde büyük bir darbe girişimine rağmen hükümet saldırgan grupların faaliyetlerin görmezden gelmeye devam etti. Ancak, hükümetin yaklaşımı ne olursa olsun süreç işlemeye devam ediyordu.

Nitekim, bu sabah düğmesine basılan operasyonun hazırlıkları hükümetin cemaati kardeş ve dost gördüğü dönemde başladı. Ki, cemaat adına sözcülük yapanlar da bu dönem boyunca hem “yolsuzluk” iddiaları üzerinden hem de “kaset” gibi özel hayatı hedef alan yöntemlerle hükümete saldıralar yapılacağını hiç gizlemediler.

Yani ortada ne şaşılacak ne de beklenmedik bir durum var.

Manzara açıkça gösteriyor ki saldırıların nitelik ve içerik olarak AK Parti’nin iktidara geldiği günden beri karşı karşıya kaldığı darbe planlarından Gezi Parkı olaylarına kadar belirli periyoda yaşanan olaylardan hiçbir farkı yoktur.

Hepsinde ortak amaç güçsüz bir iktidar ve özellikle Erdoğan’ın belirleyicilik gücünün kırılması olarak görünüyor. İkinci 10 yılı Erdoğan’ın belirleyemeyeceği, oluşacak iktidar boşluğunu vesayet güçlerinin dolduracağı açık ve net bir iktidar oyunu sahneleniyor.

Erdoğan’ı ya tamamen ya da kısmen denklem dışına atacak bir sonuç operasyonun başarı ölçüsü olacak. Türkiye’de ve dünyada kimin ve kimlerin bu sonuçtan memnun olacağını söylemeye gerek yok!

Erdoğan, mücadele tecrübesinden gelen politik avantajıyla soğukkanlılığını korurken, Gezi parkında olduğu gibi bugün de tehdidin çapını gördü ve pozisyonunu belirledi. Geri adım yok!

Saldıran cephenin yönetmekte zorlanacağı ve toplumla bağını koparacağı kritik nokta da burası.

Çünkü, hamleleri planlayanlar farketmese de herşey açıkta cereyan ediyor. Herşey toplumun ve tarihin hafızasına kaydoluyor.