Ünal Tanık’ın haberi
Memur-Sen, Türkiye’de sendikacılığı ideolojilerden bağımsız olarak yapabilen bir STK olarak tanındı. Özgürlükler bağlamında yapılan atılımların öncülüğünü yaptı. Özgürlük talebinin olduğu her yerde Memur-Sen’i gördük bugüne kadar.
Memur sendikacılığını dernek olmaktan çıkıp örgütlenme hakkının elde edilmesine, o noktadan alınıp toplu sözleşme hakkına kavuşmasına kadar geçen sürenin hemen hepsinde yer aldı. Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, bütün bu mücadelelerin liderliğini yapan isim olarak öne çıktı.
Ahmet Gündoğdu başkanlığındaki Memur-Sen, Muhalefet ya da öteki sendikalar tarafından "iktidar yandaşı" suçlamasıyla karşı karşıya kalmaktan korkmadığı gibi, iktidardakilerin de "ev kuzusu" muamelesi yapmasına izin vermedi.
Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, internet habercileriyle Malta Köşkü’nde bir araya geldiğinde, sendikacılığın Türkiye’deki geçmişine kısa bir yolculuk yaptırdı. Diğer konfederasyonların sadece 3-5’inde sözleşmelere katılma hakkı bulunurken Memur-Sen’in 11 hizmet kolundan sadece "kültür" hariç 10’unda bu yetkiye sahip bulunduğunun altını çizdi.
YÜZDE 50 OY ALDIK, MEMUR MAAŞINI MI BELİRLEYEMECEĞİZ
12 Eylül 2010’da kabul edilen Anayasa değişikliği ile memur sendikalarının önünde yeni bir dönemin başladığını hatırlatan Gündoğdu, sözleşme görüşmelerine oturulduğu zaman ilgili bakanların, "Biz yüzde 50 oy aldık. Memurun maaş zammını mı belirleyemeyeceğiz" anlayışında olduğunun altını çizdi.
Bu ve benzeri tavırlar karşısında ilgili kuruluşlarının aldığı kararın hayati önemde olduğunu belirten Gündoğdu, "Kuruş mu duruş mu?" diye teşkilatımıza sorduklarını tamamına yakınının, "duruş" cevabını verdiklerini hatırlatan Gündoğdu, "Örgütümüz arkamızda durdu ve kamuoyunda çok ses getiren eylemleri yaptık" dedi.
Hükümet edenlerin halkın karşısına çıkıp ekonominin nasıl geliştiğini anlattıklarını hatırlatan Gündoğdu, "Biz diyoruz ki, kriz varsa bizler maaş da almayalım. Yüzde 8 büyümeden söz ediliyor. Memura gelince ise yüzde 3+3 vermeyi gündemlerine alabiliyorlar" dedi.
BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI BİR GENELGEYE BAKIYOR
Sorular üzerine hafta başında başlatılan başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla ilgili başlattıkları kampanya hakkında da bilgi veren Başkan Gündoğdu şunları anlattı:
"1932 yılında ezan yasağı getirildi. 1950 yılına kadar yasak uygulandı. DP iktidarı, Haziran 1950’de ezan yasağı kaldırılmak istendiğinde yasağı getirenler bile bu yasağı savunamadı.
1982 Anayasasının ardından hazırlanan bir yönetmelikle kimin nasıl giyeceğine karar vermişler. Utanç verici bir yönetmelikle başörtüsü takılması engellenilmiştir. Şimdi bu yönetmelik kaldırılmış olsa toplum normalleşmiş olacak. Başbakan’a Mersinli çiftçinin söylediğini hatırlatmıyoruz ama darbecilere ‘yönetmeliğinizi alıp da gidin’ demeli. Kadın eş kontenjanından birey olmaktan kurtarılmalı."
YENİ ANAYASADAN ÜMİDİMİZİ KESTİK
Yeni Anayasa hazırlama çalışmalarına büyük destek verdiklerini ve 13 ilde yapılan kapsamlı çalışmalara katıldıklarını ifade eden Ahmet Gündoğdu, ne var ki Meclis Anayasa Komisyonunun en temel konularda bile mutabakata varamadıklarını hatırlattı.
Meclis Anayasa Komisyonu çalışmalarından ümitlerini kestiklerini ifade eden Ahmet Gündoğdu, "Komisyon çalışmalarından ümidimizi kestiğimiz için, "Özgürlük İçin 10 Milyon İmza" kampanyasını başlattık" dedi.
Gündoğdu, "Bu seçimlerde de Meclis’e başörtülü milletvekili giremeyecekse, Kenan Evreni yargılamanın bir anlamı yok" dedi. Memur-Sen Başkanı Gündoğdu, AK Parti, MHP ve BDP’li kadın milletvekillerine de bir çağrı yaptı, "Meclis’e başörtüsü ile girin ve bir daha çıkmayın" dedi.
Rotahaber