Gülencilerde pişmanlığın ilk adımı mı?

Olaylar
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’in “Hizmet hareketi özeleştiri yapar mı?” başlığı ile kaleme aldığı yazısı Gülencilerin yeni bir sürece girmiş olabileceğinin işar...
EMOJİLE

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’in “Hizmet hareketi özeleştiri yapar mı?” başlığı ile kaleme aldığı yazısı Gülencilerin yeni bir sürece girmiş olabileceğinin işaretlerini taşıyor. Önceki aylarda Zaman Gazetesi yazarı Ali Ünal’ın özeleştiri yapmayı hainlikle eşdeğer gören yazısıyla birlikte düşünüldüğünde Mustafa Yeşil’in özeleştiri anlamına gelebilecek bu yazısı Gülencilerin pozisyon değişikliğini göstermesi açısından anlamlı bir değişikliğin olduğunu gösteriyor.

Kerim Balcı’nın kaleme aldığı ‘Kürt meselesinde duruş’ başlıklı yazı ise Gülen grubu içinde Çözüm süreci konusunda önemli tartışmaların olduğunu ve birtakım yapısal görünen kararlar alındığını ortaya koyuyor.

YEŞİL, PİŞMANLIĞIN İPUCUNU VERDİ

Haber 10’un analizine göre Mustafa Yeşil, Gülencilerin özeleştiri sürecine girdiğinin ipuçlarının verildiği yazısında özeleştiriyi, bir dönemin muhasebesi üzerine oturtuyor.

Yeşil’in yazısının özeleştiri sürecinin ağırlığını ortaya koymasının yanına Kerim Balcı’nın, “Kürt meselesinde duruş” başlıklı yazısı da eklenince ortaya çıkan manzara Gülencilerde pişmanlığın ilk adımını açıkça gösteriyor.

Mustafa Yeşil yazısında, cemaatin insan odaklı ve insanlar tarafından yürütülen bir hareket olduğuna dikkat çekerek hata ve kusurların normal karşılanması gereken bir durum olduğunu belirtti.

HATA YAPANLAR SORGULANSIN

Yeşil, temel ilke ve değerlerin sorgulanmayacağına ama pratikte hatalar yapılabileceğini ifade ederek, ” hata, gönüllülerin yaptığı işin bir parçasıdır ve tamamen ortadan kaldırılması mümkün değildir.” diye yazdı.

Yeşil, pişmanlığın ilk adımını atarak, hatayı yapanların sorgulanması gerektiğini şöyle ifade etti: “Hatanın, hatayı yapan bürokrat kişi, kişi bilinmiyorsa ilgili devlet kurumuna atfedilmesi ve hukuk içinde hesap sorulması gerektiği kanaatindeyim. Aksi halde suçun kişiselliği ilkesine aykırı davranmış ve milyonlarca insanı işlemedikleri bir hatadan dolayı zan altında bırakmış oluruz.” Bugüne kadar, devlet içinde paralel yapılanma çerçevesinde hakkında soruşturma açılan kişileri, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde savunma pozisyonundan, “hata yapmış olabilirler, hata yapanların sorgulanması gerekir” pozisyonuna gelinmiş olması da, önemli bir tutum değişikliğine işaret ediyor.

” Ayrıca, bu anlayıştan hareketle Hizmet gönüllüleri, elbette her türlü eleştiriyi dikkatle inceleyecek ve hatalarını da azaltarak gayretlerine devam edecektir.”

MEDYA ETİĞİ DERSİ VERMEYE ÇALIŞAN GÜLENCİLER!

Yeşil ayrıca yazısında bir itirafta da bulundu. Gülencilerin ‘tarafsız habercilik yapıyoruz’ iddialarını yazısıyla çürüten Yeşil, Gülen medyasının nasıl taraf tuttuğunu şu sözleriyle açık ediyor:

“Medya geleneğinin antidemokratik odaklara ve otoritelere fazlaca yakın olduğu ülkemizde, kendisini sistemin sahibi ve temel karar vericisi olarak gören vesayet yapısına karşı verilen bir mücadeleyi evet Hizmet, medya üzerinden ve açıkça desteklemiştir. Suya sabuna dokunmayan yayınlar yapıp risk almama yoluna gidilmemiş ve Hizmet, demokratik değerler yönünde yayın yaparak ilkesel bir duruş sergilemiştir.”

Yeşil’in özeleştiri sürecini kaleme aldığı yazısı ile Kerim Balcı’nın, “Kürt meselesinde duruş” başlıklı yazısı birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan manzara Gülencilerde pişmanlığın ilk adımını açıkça gösteriyor.

DURUŞU DEĞİŞTİRME ÇABASI MI?

Balcı’nın kaleme aldığı yazıda, “sanırım yaranımla hemfikiriz” diyerek sıraladığı maddeler, anadilde eğitim ve bazı temel hakların, PKK’nın silah bırakması-bırakmamasından bağımsız olarak tanınması ve bugüne kadarki hak kısıtlamalarından ötürü “telafi” işlemi, seçim barajının yüksekliğinden en büyük zararı Kürtlerin gördüğü tesbiti, barajın meselâ yüzde üçe inmesi talebi, Barış Süreci’nin “sırf adı için bile” desteklenmesi, yerinden yönetim, yüz kızartıcı suçlar hariç genel af, PKK ile siyasî sorumluluk sahibi yöneticilerin görüşmeyi sürdürmesi, “Büyük Kürdistan olsun, Kuzey Kürdistan olsun, şekli federal yapı olsun…” her türlü muhtemel müstakbel devlet şekline açıklık gibi şaşırtıcı ayrıntılar içeriyor.

Öte yandan Kerim Balcı’nın ‘Kürt meselesinde duruş’ başlığı ile kaleme aldığı yazısı sosyal medyada da şaşkınlık yarattı. Gülencilerin Çözüm sürecine karşı olan olumsuz tutum ve davranışlarından sonra böyle bir yazıyı kaleme alması “işler ters gidince kaygan zeminde takla atmak kolaydır” şeklindeki yorumları da beraberinde getirdi.

YENİ YOL ÇİZİLİRKEN AYRIŞMA DA GÖZE ALINIYOR

Balcı’nın Kürtlerle ilgili sözleri “Gülen grubunu bağlar mı yoksa o da başından büyük laf etme deryasında bir damla mı?” sorusunu da akıllara getirdi. Ayrıca okurlar tarafından “şayet bu sözler tüm grubu bağlıyorsa Gülen grubu kendine yeni yol çizerken ayrışmayı da göze alıyor ” değerlendirmesinde bulunuldu.