Gençliğe Hitabe çok iyi bir “Türkçe” metin

Olaylar
ENGİN DİNÇ’İN HABERİ AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in “Atatürk kanunla sevdirilemez” sözleri kamuoyunda büyük tepki çekti. Konuyu daha önce Atatürkçülük’...
EMOJİLE

ENGİN DİNÇ’İN HABERİ

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in “Atatürk kanunla sevdirilemez” sözleri kamuoyunda büyük tepki çekti. Konuyu daha önce Atatürkçülük’le ilgili düşünceleriyle büyük yankı uyandıran Zaman gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne’ye sorduk.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in “Atatürk kanunla sevdirilemez” sözlerini nasıl yorumladığını sorduğumuz Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, şunları söyledi:
"Atatürk’ü Koruma Kanunu, fiili saldırıları önlemek için Demokrat Parti tarafından çıkarılan bir kanundur. Kastedilen “Atatürk’ü koruma kanunu” ise, o konuda hiç kimseye Atatürk sevdirilmiyor, onu düzelteyim. Birincisi bu… İkincisi elbette hiçbir kanunla Atatürk sevdirilemez, bir insanı sevdirmek için kanun da çıkmaz. Türkiye’de Atatürk ile Atatürkçülük arasındaki farkı vurgulama ihtiyacı var. “Atatürkçülük dediğimiz ideoloji, Atatürk ekseninde oluşturulmuş fikirler, Atatürk ekseninde oluşturulmuş düşünce sistemleri, ideolojiler, inanç sistemi” diye neyle karşılaşırsak karşılaşalım bunların hepsi 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra darbelere meşruiyet kazandırmak için oluşturulmuş fikirler. Atatürkçülük aslında bir darbe ideolojisi. Atatürk’le de yakından uzaktan ilgisi yok. Atatürk’ün kendisi de Atatürkçü değildi. Atatürk zamanında Atatürkçülük diye bir şey yoktu. Bu sonradan icat edildi. Ve Atatürk’ün şahsına yönelik kutsallaştırma, onun sözlerini adeta kutsal metin haline dönüştürme çabaları da Atatürkçülük’le birlikte ortaya çıktı. Böylelikle eğitim sisteminde dokunulamaz, tartışılamaz bir Atatürk tabusu oluşturuldu. Daha çok eğitim sisteminin temelinde, eğitim sistemiyle ilgili hemen her kanunun ilk cümlesinde, amaç kısmında Atatürk ilke ve inkılapları veya Atatürkçülük tarzında ifadeler vardır. Ve bu ifadelerin her biri, ya 27 Mayıs 1960 darbesinden sonraki iki yıl içerisinde yahut da 12 Eylül darbesinden sonraki üç yıl içinde formüle edilmiş ve kanun olarak çıkartılmıştır.  Atatürk’ün şahsına olan sevgiyi muhafaza etmek ancak Atatürk’ü putlaştırmak, sözlerine kutsal metinler muamelesi yapmaktan vazgeçmekle mümkündür. Tarihi bir şahsiyet, büyük bir şahsiyet, önemli bir şahsiyet. Onu gerçekten saltanat süreceği yere yerleştirebilmek için Atatürkçülerin ihlal ettiği bütün bu kutsama, yüceltme ve darbelerin gerekçesi olarak kullanma edebiyatını tüketmemiz lazım. Atatürk bir idol değil. Atatürk’ün sözleri kutsal değil, ayet değil. Tarihi bir şahsiyet, önemli bir şahsiyet ama sonuç itibariyle tarihi bir şahsiyet. Tarihi şahsiyetler üzerinden oluşmuş kutsallaştırmalar toplumun ilerlemesini, gelişmesini bilime uygun bir toplumsal örgütlenmeye geçmesini, diğer dünya toplumlarıyla rekabet etmesini engeller. O yüzden Atatürkçülük’ten arınma gibi sürecin eğitim sisteminde yaşanması gerekiyor."

Star gazetesi yazarın Mustafa Akyol’un “Gençliğe Hitabe” kaldırılması gibi Türkiye’nin normalleştirilmesini öngören tekliflerin kamuoyunda bazı çevreler tarafından sert tepki görmesini nasıl yorumluyorsunuz diye sorduğumuz Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne, şunları söyledi: 

“Hayır kamuoyunda sert tepki görmüyor, sadece Atatürk’ü sermaye olarak kullanan ve Atatürk üzerinden siyaset, ticaret, şöhret yapanların ellerindeki oyuncak alınıyor. Yoksa ben kamuoyundan sert tepkiler gördüğü kanaatinde değilim. Gençliğe Hitabe’ye gelince, Gençliğe Hitabe çok iyi bir Türkçe metin. Yani gençlerin o metni iyi formüle edilmiş bir Türkçe metin olarak okumalarında hiçbir sakınca yok. Türkçe’lerini geliştirir, zenginleştirir ama onu bir kutsal metin gibi her yere asmak, gençlere ezberletmek yanlış.”

on5yirmi5.com