Gazetecilere Hizmet Pasaportu!

Olaylar
Arınç, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce (BYEGM) Antalya’nın Alanya ilçesinde, valilik basın ve halkla ilişkiler müdürleri ile il emniyet müdürlükleri pasaport şubesi sorumlularına y...
EMOJİLE

Arınç, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünce (BYEGM) Antalya’nın Alanya ilçesinde, valilik basın ve halkla ilişkiler müdürleri ile il emniyet müdürlükleri pasaport şubesi sorumlularına yönelik düzenlenen bilgilendirme toplantısının kapanış oturumunda konuştu. 

Arınç, TBMM Genel Kurulu’nda RTÜK ile ilgili bir kanun tasarısının görüşüldüğünü ve bu nedenle Alanya’da devam eden bilgilendirme toplantısının dünkü bölümüne katılamadığını anlattı. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün ilkini düzenlediği bu toplantıyı çok önemli bulduğunu belirten Bülent Arınç, toplantıyla illerde görev yapan basın yayın halkla ilişkiler müdürleri ile emniyet müdürlüklerindeki pasaport ve halkla ilişkiler görevini yürüten personelin bir araya getirildiğini kaydetti. 

Salonda bulunan ve toplantıya katılmak üzere Çin’den gelen gazeteciye, ”Adamcağız Çin’den geliyor, niye geliyor? Alanya’yı görmek için. Hoşgeldin” diye seslenen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: 

”Hadis-i Şerif var, ‘İlim Çin’de bile olsa tahsil ediniz’ diyor Peygamber Efendimiz. Bunun sırrını, hikmetini araştırmışlar. Bir; uzaklık bakımından. Yani ne kadar uzakta olursa olsun ilmi öğrenmek için oraya bile gideceksiniz. İkincisi; şurasıdır, burasıdır demeyeceksiniz. İlim neredeyse, kimin elindeyse, kimdeyse, onu arayıp bulacaksınız. Nasıl kadın, erkek her Müslümana ilim öğrenmek farzsa, Çin’den bile gidip almak bizim için çok önemlidir. Üstad, o da duymuş ki Türkiye var, Türkiye’de Alanya diye bir yer var, ‘Bu Alanya’yı görmeden gözlerimi kapatmayayım’ demiş. Alanya’ya gelmiş, hoşgeldin. Dünyada nereye giderseniz gidiniz, ‘Antalya’ diyenler de var, ama Alanya’yı görmek, vacip, sünnet falan değil, farz. Alanya’yı göreceksiniz.” 
     
RTÜK KANUNU
     
Bülent Arınç, Radyo Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) 1994 yılından bu yana Türkiye’de önemli faaliyetlerde bulunduğunu anlattı.

Bu kurumu ilgilendiren kanunda bazı eksiklikler olduğunu, değişen hükümler bulunduğunu ifade eden Arınç, kanunun Anayasa Mahkemesince iptal edilen maddeleri olduğunu hatırlattı. Arınç, şöyle konuştu: 

”Dünyada medya sektöründeki gelişmelere ayak uydurmamız gerekti. Terminoloji değişti. Yeni medya iletişim hizmetleri diye bir anlayış ortaya çıktı. Dolayısıyla bu kanunu yenilememiz gerekiyordu. Bir seneden fazla çalıştık. Kanunumuzu Meclis’e getirdik. Komisyondan geçti, şimdi genel kuruldan inşallah geçecek. 45 maddesini görüştük kabul ettik, geride 15 madde kaldı. Onu da önümüzdeki hafta bitirmiş olacağız. Frekans ihalelerinden tutunuz, medya iletişim hizmetlerine kadar her konuyu RTÜK Kanunu içine koyma imkanımız oldu. RTÜK bundan sonra görevini, çok daha gelişmiş, çağdaş ölçüler içinde yapacak ve etkili bir kurum olarak çalışmasına devam edecek.” 
    
-ANADOLU AJANSI VE TRT- 
     
Bülent Arınç, haber kaynağı Anadolu Ajansı’nın da bütün Türkiye’de olduğu gibi dünyanın pek çok ülkesinde de hizmete hazır olduğuna dikkati çekti.

Anadolu Ajansı’nın yerel medyanın olduğu kadar tüm medyanın da haber kaynağı olmak konusunda birinci planda görev yaptığını belirten Arınç, ”Onun da Türkiye ve dünyadaki ağı itibarıyla hem görüntülü haber hem yazılı haber hem farklı dillerde haber geçmesinde yeni atılımlar içindeyiz” dedi. 

TRT’nin de son yılların ”en çok göze batan ve takdir edilen kurumları içinde yer aldığını” kaydeden Arınç, TRT’nin birkaç kanallı televizyondan bugün 14 kanallı bir yapıya ulaştığını anlattı. 

Arınç, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Anadolu Ajansı’nın Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM’nin açıldığı ilk günlerde verdiği direktiflerle kurulduğunu da anlattı.

Büyük Önder’in bu iki kurumun hayata geçmesinde büyük bir öngörüyle hareket ettiğini vurgulayan Arınç, ”Atatürk büyük bir öngörüyle bu milli mücadeleyi, yeni Türkiye’nin doğuşunu, kuruluşunu bütün dünyaya ilan edecek, haberleri ulaştıracak iki önemli kuruluşun hemen faaliyete geçmesini istiyor. Bunlardan biri Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, diğeri Anadolu Ajansı’dır. 2011 yılına girdiğimize göre her iki kurum da 91 yıldır özveriyle çalışmalarını sürdürüyor” diye konuştu. 
    
BYEGM
     
Devlet Bakanı Arınç, geçen yıl şubat ayında Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü kurulduğunu, bu kurumun kamu diplomasisinin yanı sıra, Türkiye’ye karşı tez üretenlere karşılık vermeyi, Türkiye’nin gücünü, potansiyelini doğru haberlerle sanatçılara, fikir adamlarına, siyasetçilere, gençliğe, aileye çağdaş metotlarla ulaştırmayı hedefleyen yeni bir anlayış olduğunu kaydetti.

BYEGM olarak yerel medyaya yönelik eğitimler düzenlediklerini de anlatan Arınç, yerel gazete sayısında son yıllarda yaşanan artışa dikkati çekti. 

Bu gazetelerin bazılarının düşük tirajlı ya da sadece ilan alabilmek için çıkmış olabileceğine değinen Bülent Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Ama bunlar 2 bin taneyse, en azından bin 500’ünün halkın gözü, kulağı, dili olmak noktasında 4. kuvvet olan medyanın fonksiyonlarını yapan gazetelerimizdir. Yerel medya güçlendikçe, ben inanıyorum demokrasi de güçlenecektir. Çünkü ulusal çapta gazete, dergi çıkaran, radyo ve televizyonları saymıyorum, yazılı basını konuşuyorum, onların bir kısmının belli hesapları olabilir. Belli amaçları olabilir. Haberleri maniple edebilirler. Siyasi düşüncelerine veya geleceklerine farklı açıdan yaklaşabilirler. Ama ben yerel medyanın daha özgür olduğunu, yerel medyanın daha içten ve samimi çalışmalar yaptığını şahsen düşünüyorum. Dolayısıyla yerel medyayı güçlendirmemiz gerekiyor. Bunun için hemen her bölgede yerel medya eğitim seminerleri yapıyoruz.” 
     
-RESMİ İLAN ÜCRETLERİ- 
    
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Basın İlan Kurumu’nun geçtiğimiz günlerde resmi ilan ücretlerinin yayınlanması için kendisine getirdiği kararnameyi imzaladığını, buna göre resmi ilan ücretlerini artırdıklarını açıkladı.

Arınç, tirajı 10 binden aşağı olanlara daha yüksek, 100 binden daha yüksek tirajı olan gazetelere daha az bir artış düzenlemesi yaptıklarını anlattı. Yaptıkları düzenlemeyi memur maaşlarına benzeten Arınç, hükümetin de memur zamlarını düzenlerken üst gelir gruplarını daha az düşünmeye çalıştığını belirtti. Arınç, ”Sistem olarak iki seneden beri değişmemiş olan resmi ilan ücretlerini epey iyi sayılabilecek bir noktaya getirdik. Resmi ilan ücretlerini artırıyoruz. Ya dün, ya bugün, ya yarın Resmi Gazete’de yayınlanması gerekebilecek” dedi 

Arınç, siyasetçi kimliğiyle yerel medyayla ilişkisini güçlü tuttuğunu da anlattı. Başta seçim bölgesi olmak üzere gittiği her yerde yerel medya ile güçlü ilişkiler kurmak istediğini dile getiren Arınç, düzenlenen eğitim çalışmalarıyla yerel medyanın güçlendirilmesini istediklerini kaydetti. 

Bülent Arınç, incelediği bazı yerel gazetelerde basit sayfa düzenleri, mizanpaj hataları ve düşük kalitedeki baskı kullanımıyla karşılaştığını söyledi. Bunu engellemek için de çalıştıklarını belirten Arınç, yerel gazetelere kaliteyi getirmek için BYEGM ile ortaklaşa bir çalışma yaptıklarını ve 3 binden fazla CD hazırlattıklarını bildirdi.

Bu CD’lerin yerel gazetelerin haber müdürlerine gönderildiğini kaydeden Arınç, bu çalışmanın ardından yerel gazetelerdeki kalitenin yükseleceğine inandıklarını söyledi. 
     
-BASIN KARTLARI- 
     
Bakan Arınç, yaptıkları yönetmelik değişikliğiyle basın kartlarına da düzenleme getirdiklerini anımsattı. Eğitim düzeyi veya başka konulardaki eksikleri nedeniyle basın kartı alamamış basın mensuplarına 3 aylık geçici süreyle tekrar basın kartı alma şansı verdiklerini belirten Arınç, ”Bir de ayrımcılık kokan madde vardı, onları kaldırdık ve basın kartlarını fonksiyonel hale getirmeye çalıştık” dedi.

Basın kartlarının kimlik belgesi olarak kullanılması konusunda kendilerine talepler geldiğini anlatan Arınç, ancak bu belgenin kimlik belgesi olarak değerlendirilmesinde sorunlar olduğunu ifade etti. Bu uygulama için Maliye Bakanlığı açısından kanun değişikliğine ihtiyaç olduğunu kaydeden Arınç, bu konudaki tartışmayı sürdürmenin veya işi zorlamanın da bir faydası olmayacağını söyledi. 

Arınç, basın kartlarının bazı indirim, sosyal yardım veya avantaj sağlamasına ilişkin çalışmalarının ise sürdüğüne dikkati çekti. Basın kartının avantajının gerekliliğine duyduğu inancı kendisinden örnek vererek anlatan Arınç, şöyle devam etti:

”Milletvekili olduğumuzda uçaklarda yüzde 50 indirim vardı, sonra yüzde 30’a düştü. 2001 yılında da bütün indirimler kaldırıldı. Bir milletvekili aldığı maaşın üçte birini uçak masrafı olarak veriyordu. Diyelim ki her hafta seçim bölgesine gidecek. Ben Ankara’dan İzmir’e karayoluyla gidersem 600 kilometre, uçakla 50 dakika, bir saat. Dolayısıyla uçağı kullanınca indirim olmaması halinde ayda bin TL’nin üzerinde uçak biletine para vermem gerekiyordu. Ama bu indirimler kalktı. Telefonda ya indirim vardı ya da tamamen lojmanlardaki telefonlardan ücret alınmıyordu. Bir kanun maddesiyle bu, rahmetli Ecevit’in başbakanlığı döneminde oldu, iyi oldu, kötü oldu diye bir yargılama yapmıyorum, öyle gerekmiştir öyle olmuştur. İndirimler kalktığı için pek çok insan bundan mağdur oldu. Şimdi yerine koymak da gerekmiyor. Dolayısıyla ‘Siz hükümet oldunuz bunu tekrar eski haline getirin’ derseniz bizim de hükümet olarak böyle bir düşüncemiz yok. Ekonomik açıdan bu tür indirimlerin vesairelerin resmi kurum adına yapılması doğru değil. Ama bazı kurum ve kuruluşlar kendi mensupları için bu tür avantajlar sağlayabilirler. Biz de bu kuruluşlarla birebir görüşmeler yaparak, basın kartı taşıyanlara ‘Siz nasıl bir avantaj sağlayacaksınız?’ diye düşündüğümüzde karşı taraftan olumlu yaklaşımlar gördük, bunların da arkadaşlarımız tarafından benimsendiğini düşünüyorum.”

Bülent Arınç, gazetecilere yönelik değişim projesinden söz ederek, farklı illerden gazetecilerin birbirlerinin kentlerini gezerek tanımasını hedeflediklerini, ayrıca gazetecilere yurtdışında dil eğitimine yönelik bir programı da başlattıklarını anlattı. 
    
-GRİ PASAPORT- 
     
Bakan Arınç, gazetecilerin yurtdışına çıkışlarında vize ve pasaporta yönelik yaşadığı sıkıntıları da bildiklerini söyledi. Bu sorunu çözmek üzere çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Bülent Arınç, 6 ay ya da 2 yıl süreli, doğrudan hizmetle ilişkili bir pasaportu hayata geçirmek üzere altyapıyı hazırladıklarını bildirdi.

Artık görev nedeniyle yurtdışına gidecek yerel ve ulusal basın mensuplarına ”hizmet pasaportu” verileceğini anlatan Arınç, şöyle konuştu: 

”Önümüzdeki hafta Ankara’da açıklayacağımız bir sonuçla bütün Türkiye’ye duyurulacaktır. Kuruluşlarınızdan gelecek taleplerinizi de, bireysel taleplerinizi de Emniyet Genel Müdürlüğüne bildirmek suretiyle süratle pasaportları kendilerine takdim edeceğiz. Bunun takibini de ayrıca yapacağız. Çünkü bu belli bir amaçla veriliyor, bu amacın dışında kullanılmaması lazım. Ben hiçbir medya mensubumuzun amaç dışı kullanacağını düşünmüyorum. Bu imkanı iyi kullanırsak, bunun devamı gelecektir. Basın mensupları da itibar kazanmalı, itibarlarını artırmalıdır. Toplumda saygın insanlar olarak her zaman değer ve takdir görmelidir. Bu yurtiçinde nasıl böyleyse, yurtdışında da aynı şekilde devam etmelidir.” 
     
-”KÖRÜN İSTEDİĞİ BİR GÖZ”- 
    
Bülent Arınç, konuşmasının sonunda Avrupa Komisyonu Parlamenter Meclisi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu ile TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in Antalya milletvekilleri olduklarını hatırlattı. Arınç, ”Başka memleketler bir tanesini bulamıyor, Antalya ikisini birden buldu. Maşallah. Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz” diye espri yaptı.

AA