Ergenekon Gözaltıları Devam mı Edecek?

Olaylar
Röportaj: Arzu Erdoğral 12 Haziran’a kısa bir süre kala Ergenekon gözaltıları ve PKK’ın eylemsizlik kararını sona erdirmesi gibi konular gündemde yer alırken İstihbarat eski Daire Başkanı ...
EMOJİLE

Röportaj: Arzu Erdoğral

12 Haziran’a kısa bir süre kala Ergenekon gözaltıları ve PKK’ın eylemsizlik kararını sona erdirmesi gibi konular gündemde yer alırken İstihbarat eski Daire Başkanı Bülent Orakoğlu’na gelişmeleri sorduk. Orakoğlu, Türkiye’nin kritik bir süreçten geçtiğini söylerken gözaltılar ile ilgili açıklamanın olmamasının bir nedeni olduğunu vurgu yaptı.

Seçime kısa bir süre kala PKK’ın kararını ve yeni gözaltılar ile ilgili gelişmeleri ve tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçmişe dönüp baktığımızda da PKK kendi kendine ateşkesler ilan ediyor. Bu ateşkesleri de kış aylarında ilan edip yaz ayına doğruda bozuyor. Tabi kış aylarında sınırı geçmek zor olduğu için bu şekilde bir yöntem izliyor. PPK terör örgütü ile bağlı olduğu bilinen Ergenekon ve bazı ülkelerin gizli servisleri bazı dönemlerde harekete geçiyor. Haziran seçimi çok önemli ve kritik bir süreç… Türkiye AK Parti döneminde önemli demokratik atılımlar yaptı. Devletin içerisinde çeteleşmiş yapıları, ülkeyi darbeye getiren süreçleri oluşturan kişileri, bazı faili meçhulleri ortaya çıkardı. Ergenekon iddianameleri doğrultusunda suça bulaşanlar bugün hesap veriyor. En önemlisi de AK Parti kimsenin cesaret edemeyeceği Demokratik Açılım sürecini başlattı. Askeri vesayeti kırdı. Şimdi millet iradesine geçiş sağlanmaya çalışılıyor. Zaten devlet içerisindeki gizli yapı ortaya çıktıkça kendiliğinden bir güçlenme başlamış oluyor. Bu örgütlerin stratejisi hep iç savaş şeklide olmuştur. Türk- Kürt çatışması devlet kurumları arasında istikrarsızlık gibi… Böyle bir ortamda AK Parti demokratik açılımı ortaya koydu. Bazı eksiklikler olabilir ama burada niyet önemlidir.  Dikkat edilirse teröristbaşı Öcalan İmralı’da yatarken devletin kendisi ile görüşmeler olmasa da müzakereler yapıldığını söyledi. Birdenbire askeri vesayeti isteyen, bunun için çabalayan ABD’deki neoconlar, İsrail yanlıları ve Türkiye’deki ulusalcılar Haziran seçiminin Türkiye için önemli olduğunu söylemeye başladılar ve ciddi anlamda hükümeti yıpratmaya çalıştırlar. En son terör olayının kullanılması gündeme geldi. Seçimlere kadar olan eylemsizlik kararı bozuldu. Bu seçimlerde PKK ile organik bağı kesin olan BDP’nin oy kaybetme endişesi de var ama asıl bu durum Öcalan’ı İmralı’da yöneten güçlerle ilgili bir durum. PKK ile Ergenekon arasında olan birliktelik gerek Ergenekon iddianamelerinde gerekse terör örgütü içerisinde bulunan birçok insanın ifadeleri ile ortaya çıktı. Terör yaratarak şu an Türkiye karıştırılmaya çalışılıyor. AK Parti’nin oylarının düşürülmesi, en azından birinci parti olmaması için legal çalışmalar var. Bana göre Hizbullahçıların bırakılması da böyle bir operasyondur.

Türkiye’de mili iradenin demokratik kazanımlarından rahatsız olan ve askeri vesayetin devam etmesini isteyen bir güç legal ve illegal bir takım adımlar atıyor. İllegal anlamda PKK kartları öne sürülüyor. Gerekirse PKK ve Hizbullah’a bir arada çalışma ortamı bile oluşturulabilinir. Öte yandan CHP milletvekilleri Ortadoğu’daki gelişmeleri öne sürerek Türkiye’de de benzer olayların olması için bir takım faaliyetlerde bulundular.

Dediğiniz gibi Ortadoğu’daki olaylar öne sürülerek bölge halkı da kışkırtılmaya çalışılıyor?

Zaten Öcalan, 12 Haziran’a kadar olan eylemsizlik kararını bozmasının işaretlerini şu şekilde vermişti; Mısır’daki ayaklanmaları örnek göstererek Türkiye’de şiddetle AK Parti’yi dize getirmek… Oynanan oyun aslında AKP ile BDP arasında seçim yarışması değil. Daha kirli oyunlar var. Diğer yandan CHP ile MHP’nin Ergenekon sanıklarını meclise taşıma gibi girişimleri olduğunu görüyoruz. Şayet bu partiler iktidar olursa çok açık görülüyor ki bu tür operasyonlar duracaktır. Terör, siyasiler, psikolojik harekât söylemleri (sivil dikta gibi) kullanılacaktır.

İtalya’da operasyonlar 7-8 sene devam etti. En az 8 bin kişi iddianamelere girdi.  Şimdi bizde de bu gelişmeler yaşandığında çeşitli iddialar ortaya atılıyor.

Anlattıklarınızdan yola çıkacak olursak şu an gazetecilerin gözaltına alınması ile ilgili tepkileri nasıl okumalıyız?

Bu kararı kimler alıyor? Ergenekon savcıları… Bunlar delilleri mahkemeye sunuyor ve bu gözaltılar mahkeme kararı ile alınıyor. Savcılık almıyor ki kararı… Savcılıktan henüz herhangi bir açıklama yapılmadı ama baktığınızda Baykal kaseti, Hanefi Avcı’nın yazdığı kitap ya da benzer bir konuda asıl yapılan suçlamaların ne olduğunu bilmiyoruz. Örneğin ÇYDD’den Türkan Saylan gözaltına alındığında bundan daha fazla gümbürtü kopmuştu. Ama sonra iddianamede çok ciddi delillerin olduğu anlaşıldı. Cumhuriyet savcıları ve mahkemeler çok ciddi deliller görmedikten sonra gazeteci ya da başka biri kim olursa olsun gözaltına almazlar. 28 Şubat öncesi ve sonrası darbeye destek veren bazı basın mensuplarının yargı önüne çıkarılamayışından bu ülkede sıkıntılar yaşandı. Suça bulaşmış ; TSK, Emniyet, MİT içerisindekiler hesap verecek ama onun dışındakiler hesap vermeyecek mi?  Bu hukuki bir süreçtir. Kimsenin bu süreçte hükümet v.s etkisi olamaz. Bir operasyon yapılıyor, bilgiler belgeler ele geçiriliyor. Balyoz bunlardan biridir. Önce 102 kişi tutuklandı arsından serbest bırakıldı. En son Gölcük Donanma Komutanlığında ele geçirilen deliller ışığında yeni operasyonlar yapıldı. İşleyen bir yargı sürecine müdahale ederek “gazetecilik görevini yaptığı için bu insanlar gözaltına alınıyor” demek çok yanlış… Savcıların ve mahkemenin ne için böyle bir karar aldığını bilmiyoruz ki. Önce bir bekleyelim. İfadeler yeni alınıyor ve Pazartesi adliyeye çıkarılacakları söyleniyor. Çeşitli gazetelere baktığımızda Baykal ve kaset olayı ile ilgili iddialar var. Şu an bu ve benzer gelişmeler de araştırılıyor. Uzun yıllar Emniyet içerisinde yargı ile iç içe çalışmış biri olarak söyleyebilirim ki yargıya hiç kimse tesir edemez. Sabih Kanadoğu Türkiye’deki yargı bağımsız değildir diyor. Son atamalara ve Ergenekon göz altılarına bakarak bunu söylüyor. Bu oyunlar çok açık. Askeri vesayeti isteyenlerle millet iradesini isteyenler arasında bir savaş var. Olaylar bilinmeden neden gözaltına alındılar söylemleri yanlış. Türkiye hukuk devleti… Göz altıların nedeni açıklanmıyorsa bu demektir ki operasyonlar devam ediyor.

Ergenekon ile ilgili göz altılara tepkiler hükümete karşı da kullanılmak için de yapılıyor olabilir mi?

Yapılan kamuoyu araştırmaları AK Parti’nin oylarının yüzde 50’ye yaklaştığını gösteriyor. Bu durum millet iradesini istemeyen dış güçleri de rahatsız etmiş durumda…  AK Parti’nin tek başına iktidar olmamasını istemeyenler dediğim gibi çeşitli yolları deneyecektir. Demokratik anlamda kazanımların devam etmesi için bana göre de AK Parti’nin tek başına iktidar olması gerekir. Halk da bunun farkında. Ergenekon operasyonlarını yok sayan, halkın gözünde itibarsızlaştırmaya çalışan birçok yayın yapılıyor. Tabi devletin içerisindeki çetelerle hesaplaşma kolay değil. Ergenekon operasyonunun çekirdeğine gidildikçe henüz ortaya çıkmamış, Ergenekon’a sıcak bakan ya da direk bağlantısı olan kişiler güçlerini kullanmaya çalışacaktır. Ama vatandaş bu tür oyunlara artık kolay kolay gelmeyecektir.
 

on5yirmi5.com