Erdoğan Putin’i böyle uyarmış!

Olaylar
Erdoğan, Putin’e gün geçtikçe ülkesindeki kontrolü kaybeden Esed’e gitmesi için baskı yapmasını telkin etmiş ve Putin’i uyarmış: “Suriye’deki tüm çıkarlarını kaybedersin....
EMOJİLE

Erdoğan, Putin’e gün geçtikçe ülkesindeki kontrolü kaybeden Esed’e gitmesi için baskı yapmasını telkin etmiş ve Putin’i uyarmış: “Suriye’deki tüm çıkarlarını kaybedersin.”

Rusya’nın, Suriye ile yakın ekonomik, siyasi ve askeri ilişkileri, Soğuk Savaş yıllarına kadar uzanır. Rusya, Doğu Akdeniz’de, başta ABD Batılı ülkelere karşı askeri ve siyasi çıkarlarını korumak için Suriye’de üs bulundururken bu ülke ile silah satışı dahil önemli ticari ortaklıklara imza atmış bir ülkedir. Bu ticari ve askeri ilişkilerin yürümesi gereği, Suriye’ye yerleşen pek çok bekar Rus erkeği Suriyeli kadınlarla evlilik yapmış dolayısıyla Moskova-Şam hattındaki yakın ticari, siyasi ve askeri ilişkilere evlilikler yoluyla kurulan bir akrabalık dolayısıyla duygusal ilişkiler de eklenmiş durumda.
 
Ama artık Rusya’nın, Suriye ile ilişkilerinde artan bir yol ayrımına girdiği ya da girmek zorunda olduğu yorumları artmış bulunuyor. Zira, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Esed’e iktidarı bırakması yolunda şimdi baskı yapmazsa sonsuza dek Suriye’deki, ticari, askeri ve siyasi çıkarlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya bulunuyor. İlave olarak Rusya, Esed’e gitmesi yolunda baskı dozunu artırmazsa, kendi halkını acımasızca katleden Şam rejimini desteklemesinden dolayı Arap kamuoyundaki imajının daha da bozulması dolayısıyla Ortadoğu’daki siyasi etkinliğinin de azalması tehlikesi bulunuyor.
 
Türk diplomatik kaynaklarına göre, aslında Rusya da, ülkede kontrolü giderek kaybetmekte olan Essed’in sonunun bir şekilde yaklaştığını görüyor. Putin boşuna Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 3 aralıktaki İstanbul buluşması sonrasında düzenlediği ortak basın toplantısında, “Esed’in avukatı olmadığını” yani onun savunucusu olmadığını söylemedi.
 
Bu arada, şu notu düşmekte de yarar var; Her ne kadar, Şam rejimine karşı muhalif isyanların başladığı Mart 2011’den bu yana ilk kez, Esed’in sonunun artık gerçekten yaklaştığı kanısı dünyada artmış olsa da bu konuda ihtiyatlı bir yaklaşım da sergileniyor. Bu noktada, uluslararası toplum, Rusya’nın, bundan sonraki tavrını, Essed’in gidişini hızlandırması açısından çok önemsiyor. Tıpkı Rusya, BM Güvenlik Konseyi üyeliğini koz olarak kullanıp, Esed’in ve rejiminin gidişini uzunca süre engellediyse şimdi de hızlandırmada kilit konumda bulunuyor.
 
 
Erdoğan’dan dostça uyarı
 
Her ne kadar, Rusya ile Suriye politikalarında ayrı düşseler de Ankara ve Moskova arasındaki ticari ilişkiler, bir diplomatın deyimiyle, iki ülke tarihinde görülmemiş boyutlarda. Diğer yandan, Ankara, Moskova ile Suriye konusundaki görüş ayrılıklarının, iki ülkenin birbirlerine cephe alarak değil ortak noktaları bularak, çözüme katkıda bulunacağı düşüncesinde.
 
Suriye’de, Esed’in, isyanların başladığı ilk aylardan itibaren gitmesi gerektiğini söyleyen Türkiye ile kalması için tüm ağırlığını koymuş Rusya arasında, artık Esed’in iktidarı bırakması konusunda ufaktan bir görüş birliği olduğu da gözleniyor. Bu gelişmeler ışığında, Başbakan Erdoğan, Rusya ile arası açık olan bazı müttefik ülkeler ve Ankara adına, Putin’e, Esed’in gidişini hızlandırması için harekete geçmesi gerektiğini iletirken bir de şu dostça uyarıyı yapmış;
 
“Gitmesi için Esed üzerinde şimdi baskı yapmazsan, Suriye’deki tüm çıkarlarını sonsuza dek kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırsın.”
 
Rusya’nın, kamuoyu önünde Esed’e gitmesi için alenen baskı yapması pek olası değil ama sessiz diplomasi yoluyla, bu diktatörün görevi bırakması için harekete geçmiş olabilir.
 
Esed’li bir geçiş zayıf ihtimal ama olasılık
 
Putin, İstanbul’daki basın toplantısında, Türkiye ve diğer ülkelerle, Suriye’ye yönelik mümkün olduğunca istikrarlı bir geçiş hedefinin aynı ancak bu hedefe gidiş yolunda farklılıklar olduğunu dile getirmişti. Putin, bu sözleriyle Esed sonrası Suriye’de oluşturulması öngörülen kurucu hükümet de bu diktatörün yetkileri alınmış bir biçimde 6 ila 7 ay kalıp, seçimlerle birlikte gitmesi yolunda bir görüşün kabulü için uğraşıyor olabilir. Uluslararası toplumda ve Suriye muhalefeti içinde, Esed’in devrildikten sonra derhal gitmesi ya da geçiş döneminde oluşturulacak kurucu hükümet de, yetkisiz biçimde yer alıp seçimlerle gitmesi konusunda iki ayrı görüş ortaya çıkmış bulunuyor.
 
Ankara, Esed’in, ancak yetkileri alınmış biçimde, seçimlere kadar kısa süreliğine varlık göstermesi öngörülen geçiş döneminde kalmasına, sonuçta bu diktatörün gitmesi yolunda büyük bir uzlaşıya yol açacaksa, itiraz etmiyor.
 
Suriye trajedisinde yeni bir sayfa açılıyor gibi ve Rusya da, biran önce iktidarı bırakması için Esed üzerinde şimdi baskı yapmayı kabul etme ya da bu ülkedeki çıkarlarını dolayısıyla Doğu Akdeniz’deki etkinliğini kaybetme seçeneğiyle karşı karşıya.

TARAF