‘Emniyet ve MİT’in sahte baz istasyonu var’

Olaylar
       "Sahte baz istasyonu görevi üstlenerek, kapasitesine göre çevresindeki telefonları kendine bağlayan teknik cihazlar Emniyet’te de Jandarma’da da M...
EMOJİLE

      
"Sahte baz istasyonu görevi üstlenerek, kapasitesine göre çevresindeki telefonları kendine bağlayan teknik cihazlar Emniyet’te de Jandarma’da da MİT’te de vardır. Yok diyen varsa, yalan söylüyordur" dedi.

TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu bünyesinde kurulan Hukuk Alt Komisyonu, AK Parti Elazığ Milletvekili Şuay Alpay’ın başkanlığında çalışmalarına devam etti.

Eski istihbarat daire başkanlarından da olan Emin Arslan komisyonda yaptığı sunumda, kendi davasına ilişkin bilgi verdi.

-"İktidar partisi dahil"-

Arslan, "Görevdeki arkadaşlarınızdan bilgi alıyor musunuz, kimler hakkında kayıtlar var sorusuna, "Bu işin içindeki arkadaşların verdiği bilgiye göre her partiden isim var. Hatta iktidar partisi de dahil. Bir dosyada 348 kişi dinlenmiş, 18 kişi mahkemeye verilmiş. Bu 348 kişi içinde başka kimler var, neler dinlendi bilmiyorsunuz" yanıtını verdi.

Arslan, 2009 yılında Hrant Dink ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü ve bazı teşkilat mensuplarına açıkça bazı görevlilerin ihmali olduğu düşüncesini söylediğini anlatarak, bir süre sonra kendisine "Sen belirli kişileri rahatsız ediyorsun, telefonun önleme dinlemesi bahanesiyle dinlenir" denildiğini ileri sürdü. Arslan, 3 ay sonra da bir operasyona monte edilip tutuklandığını iddia etti.

Alpay’ın, "Size kim söyledi" sorusu üzerine Arslan, "Emniyet teşkilatında istihbarat biriminde çalışan, benim eski yetiştirdiğim personel" dedi.

Bu arada CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça da Arslan’a, ‘Sizin Balıkesir’deki müdürlüğünüz döneminde az dayak yemedim. Zaman zaman sizinle karşı karşıya geldik yurtlarda. Size bazen ‘faşist’, bazen ‘komünist’ dediler. Ama dürüstlüğünüzü her zaman arkadaşlarımız belirtmiştir’ diye konuştu.

Arslan, insanların özel hayatına kabus gibi çöken teknik dinleme ve izlemelerin, teknik ve yasal anlamda geliştirilmesine istihbarat ve KOM daire başkanlığı zamanında katkı sağladığını ifade ederek, bu konuda gerçek uzmanın Hanefi Avcı olduğunu söyledi.

Arslan, kendi görev yaptığı yıllarda ve bu imkanların amacı dışında asla kullanılmadığını, bu döneme ait hiçbir ses ve görüntü kaydının internet sitesi ve medyada görülmediğini iddia etti.

Odalara böcek yerleştirilmesi, bazı telekom ve GSM operatörlerine yaptırılacak kısmı dinleme çalışmalarının her zaman mümkün olduğunu belirten Arslan, bu cihazların bir kısmının internetten dahi satın alınabildiğini vurguladı.

Arslan, detay dara çalışmasıyla kişilerin telefonla görüştüğü şahıs ve kurumların tespit edildiğini, bu yolla yapılan tespitlerle ya insanlar bir örgüt gibi vasıflandırıldığını ya da bu yöntemle belirlenmiş hedef adreslere gizli kamera ve dinleme cihazı yerleştirildiğini iddia etti.

En fazla istismar edilen konulardan birinin önleme dinlemeleri olduğunu savunan Arslan, şöyle devam etti:

"Eğer bu kadar dara detay… Mesela en basiti diyelim ki MHP milletvekillerinden, CHP’den, AK Parti’den da maruz kalan oldu. Bu kadar büyük bir organizasyonu ortaya koyabilmek için kim Türkiye’de bu dara kayıtlarının hepsini tutabiliyorsa, kim bu önleme dinlemesi yetkileriyle bu adresleri tespit edebiliyorsa, bunu yapan da odur. Ama bunu şu birim, bu birim…Bu yetkiye kimler haizse. Devlet gücümü mü- Art niyetli kullanan kişiler diyebilirim açıkça.

Dara tetkikini tüm Türkiye genelinde kim yapabiliyorsa, önleme dinlemeleri konusuyla kimin nereye gittiğini devletin hangi organları yapabiliyorsa gerçekten oraya odaklanmamız lazım. Bunun organize, devlet gücünü arkasına alan fakat devlet gücünü yozlaştıran şahsi çıkarları için de bunu kullanan bir grup veya devlet görevlileri tarafından yapıldığına inanıyorum. Gelen bilgiler de bu yönde. Dara tetkiki önleme dinleme yetkisini kimlere vermişsek onların üzerinde odaklanmamız ve ona göre de bunu sınırlandırmamız lazım."

Arslan, önleme dinlemesiyle ihalelere dahi müdahil olunduğunu, borsayı yönlendirmeye yönelik önleme dinlemeleri yapıldığını savundu.

-IMEI numarası-

Arslan, her gün gazetelere çıkan, bir kısmı istifa eden, bir kısmı intihar eden kişilerin IMEI numarası üzerinden telefonlarına bakıldığında yüzde 90’ının önleme dinlemesine tabi tutulduğunun görüleceğini iddia ederek, "Ses kayıtları internete düşmüş siyasetçi, medya, hukuk ve askeri benzeri hedef kişilerin kullandıkları telefon IMEI numarası üzerinden bakıldığında, kesinlikle dinlendikleri ortaya çıkacaktır. Eğer iyi bir araştırma yapılırsa sadece ilgili kurumlardaki yetkililerin inisiyatifine bırakılmazsa kesinlikle çıkacaktır. Belki bunlar zamanı geldiğinde kullanılmak üzere saklanıyor" dedi.

A1-5, A2-5 ve daha üst model teknik cihazlara da değinen Arslan, bunların sahte baz istasyonu görevi üstlenerek, kapasitesine göre çevresindeki telefonları kendine bağladığını, bu telefon üzerinden görüşmeleri savcı ve mahkeme kararına gerek duyulmaksızın kontrol ettiğini ifade eden Arslan, "Burada gönderilecek sinyallerle evinizdeki telefonların mikrofonu verici hale getirilip, çok rahat bir şekilde izlenebilirsiniz. Bu cihazlar emniyette vardır, jandarmada da vardır, MİT’te de vardır. Yok diyen varsa, yalan söylüyordur. Bu kadar net söylüyorum" diye konuştu.

-"Çift sim kartı takılı"-

Arslan, siyasilere kurulan görüntü tuzaklarına ilişkin ise, bu işi yapan cihazların kibrit kutusu büyüklüğünde ve iyi görüntü alabilmesi için çift sim kart takılı olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Görüntü alabilmek için o gün, o saatte hedef kişinin orada olacağının bilinmesi gerekir. Güvenlik güçleri organizasyonların içinde olmasa bu olaylar çoktan aydınlatılırdı. Bunları yapanların bulunması o kadar zor değil. Sadece görüntü gönderen, konuşma yapılmayan sim kartları kullanılıyor. Bir evden görüntü aktarabilen diyelim iki baz istasyon vardı. Neden şimdiye kadar bir güvenlik görevlisi, bir savcı ‘Bu iki bazda hangi sim kartı varmış ki hiç aranmamış, kendisi de hiç aramamış, sadece yüksek data transferi yapmış’ diye sormamış."

-Aslan ve Arslan tartışması-

Komisyonda, AK Parti Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’ın, "Siz bu işlerin içindeki en önemli birimlerde görev yaptınız. Siz ak ve pak ama sizden sonra herkes kirli. İnanılmaz itham edici üslup kullanıyorsunuz" ifadesi üzerine tartışma çıktı.

Arslan, "Bilseydim, ‘komisyon sadece mahkemeden ifademi alsın’ der gelmezdim" dedi.

Arslan’ın yetki verilmesi halinde bu olayları çözeceğini söylemesi üzerine de Zeyid Aslan, "2007’de genel müdür yardımcısıydınız. Baykal’ın kaseti o dönemde çıktı, yetkiliydiniz, neden bulamadınız-" diye sordu. Arslan ise "2006 yılında görevden alındım, idari yargı kararıyla görevime döndüm" dedi.

TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Zeyid Aslan’ın yeniden "neden bulmadınız’ sözlerine Emin Arslan, "Başkanım siz de etkili bir milletvekili ve komisyon başkanısınız, hangi soruna çare buluyorsunuz- Başkanım kusura bakmayın kelime oyunlarıyla oynuyorsunuz, tam bir politikacı gibi davranıyorsunuz" karşılığını verdi.

Bunun üzerine Hukuk Alt Komisyonu Şuay Alpay’ın "kelime oyunları" ifadesi konusunda uyarması üzerine Arslan, "Farklı algılandıysa özür dilerim" dedi.

-11 mobil dinleme aracı-

Bir konuşmanın üzerinde oynama, ekleme olduğunu tespit edebilmek için onun orijinal CD kaydının gerektiğini, ancak bunu da montajı yapan kişinin bileceğini belirten Arslan, "Zaten amaç da bu. Hiç kimse de bunun montaj olup olmadığını öğrenme imkanına sahip olamıyor" dedi.

Komisyon üyelerinin, 11 tane mobil dinleme aracı olduğu, bunların hayalet bir biçimde gezdiği ve İsrail ya da Kanada’dan ithal edildiği yönünde iddiaların hatırlatılması üzerine Arslan, "Almanya’dan bir firmadan alınır bunlar genelde. Bu araçlar kime kayıtlıdır. Eskiden envantere kayıtlıydı. Bazı büyükşehir belediye başkanlarımızın bile bu aracı yıllardan beri kullandığını herkes biliyor" dedi.

Emin Arslan, dinleme cihazlarının örtülü ödenekten alındığını da iddia etti.

Kanada’dan Amerika’ya Japonya’ya AB ülkelerine kadar mali suçların, kart dolandırıcılığı, çocuk pornosu gibi konuların rahatlıkla güvenlik birimlerinin operasyonuyla ortaya çıkarıldığını belirten Arslan, bazı milletvekillerinin internete düşen özel hayatına yönelik bilgilerin şimdiye kadar bulunamamasını hayretle karşıladığını söyledi.

AA