Duran Kalkan: Yanlış yol izledik

Olaylar
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, “Adil Bayram” mahlasıyla Özgür Gündem’de yazdığı yazısında 7 Haziran’dan sonra izledikleri yolun yanlış olduğunu belirterek,’ HDP yönetiminin...
EMOJİLE

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, “Adil Bayram” mahlasıyla Özgür Gündem’de yazdığı yazısında 7 Haziran’dan sonra izledikleri yolun yanlış olduğunu belirterek,’ HDP yönetiminin ‘CHP-AKP hükümet kursun, biz destek verelim’ demesi hatalıydı’ dedi.Duran Kalkan’nın Özgür Gündem’de “Özeleştiri başarının anahtarıdır” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

”BU OLAYLARDA BİZLERİN HİÇ Mİ SORUMLULUĞU YOK”

Ülkede yaşanan terör olaylarının sorumlusu olarak Erdoğan ve Bahçeli’yi sorumlu tutan Kalkan şunları ekledi;

Başkalarının, örneğin bizlerin, hepimizin bu durumdan hiç sorumluluğu yok mudur?Vardır elbette, olmadığını düşünemeyiz ve söyleyemeyiz. Evet, yaşanan faşist saldırı ve katliamların yaptırıcıları AKP ve MHP gibi güçlerdir; ama onları engelleyemeyen ve dolayısıyla mevcut katliamları önleyemeyenler de bizleriz. Bu gerçeği görerek hepimizin özeleştirel yaklaşım göstermemiz gerekir.

”DOĞRU DÜÜNCEYE ÖZELEŞTİRİ İLE ULAŞILIR”

Burada “Bizim ne suçumuz var, engel olamazdık” diyebilir miyiz? Elbette diyemeyiz. Eğer öyle dersek, bu zihniyet, bundan sonra da bir şey yapamayız anlamına gelir. Böyle bir düşünce bizi, halkı küçük görmeye ve egemenlerin engellenemezliğini kabul etmeye götürür. Bu nedenle doğru düşünce önemlidir ve ona da büyük ölçüde özeleştiri ile ulaşılır.

”CHP VE HDP İMKANLARINI KULLANAMADILAR”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan elindeki devlet gücünü kullanarak bunları yapmıştır ve elbette sorumlusu odur, ama bunu engellemesi gereken güçlerin engelleyememiş olması herhangi bir sorumluluk oluşturmuyor mu? Kuşkusuz oluşturuyor. Elbette İmralı görüşmelerini bitirip bitirmemek Tayyip Erdoğan’ın elindedir, ona fazla müdahale edilemez. Ama Meclisi işletmek de sadece Tayyip Erdoğan’ın mı elindeydi?Elbette değildi. Başta HDP ve CHP olmak üzere siyasal partilerin ve tüm demokratik siyasal güçlerin de belli bir imkânı vardı. Ama bu imkânlar zamanında ve yerinde doğru ve etkili olarak kullanılamadığı için siyaset işletilemedi ve bu da Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli gibi faşist güçlere zemin sunup fırsat verdi.

”BAŞTA HDP OLMAK ÜZERE…”

Hiç kimse bu görüşler doğru değildir, “Elimizden bir şey gelmezdi” dememelidir. Başta HDP olmak üzere tüm demokratik siyaset partileri, sendikalar, dernekler, özgür basın, kadın ve gençlik örgütleri, tüm demokratik güçler ve herkes seçimden sonraki sürece özeleştiri temelinde yaklaşarak gereken dersleri çıkarmalıdır. Çünkü yeni başarılara ulaşmak eskinin özeleştirisi ile başlar.

Örneğin, daha seçim gecesi HDP yönetiminin “Bazı oylarımız emanet” demesi doğru değildi ve de hatalıydı. Doğru değildi, çünkü halkın emanet oyları diğer partilerdeydi ve HDP’nin onlardan alacağı daha milyonlarca ve hatta on milyonlarca oy vardı. Hatalıydı, çünkü bu değerlendirme seçim ardından çok önem taşıyan siyasal etkinliği zayıflatıyordu.

”HDP HATALIYDI”

Yine HDP yönetiminin “Toplum bize muhalefet görevi verdi” belirlemesi de doğru değildi ve hatalıydı. Aynı zamanda bu belirleme, “Seçimi HDP kazandı” belirmesiyle de çelişkiliydi. HDP seçimi kazandıysa, o halde yeni iktidar o demektir. Burada oyun ve vekil sayısının azlığı veya çokluğu önemli değildir, önemli olan siyasi etki ve gelişmenin yönüdür. Bunun da HDP’de olduğu açıktır.

”CHP-AKP HÜKÜMETİNİN DESTEKLENMESİ HATALIYDI”

HDP yönetiminin, yine AKP ile seçim sonrası o denli karşıtlaşması ve “CHP-AKP hükümet kursun, biz destek verelim” demesi de hatalıydı. HDP olmadan CHP ile AKP’nin bir hükümet kuramayacağı ve kursalar bile bu hükümetin demokratik değerinin olmayacağı açıktı. Yani CHP-AKP hükümet kurma çalışmalarının içinde HDP de olmalıydı ve de buna öncülük etmeliydi.

Bütün bunlar, seçimde çok başarılı olan HDP’yi, seçim sonrası siyaseti yürütmede zayıf ve etkisiz hale getirdi. Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli gibi faşist kişilikler de bundan yararlanarak meclisi işlemez kılıp bugünkü savaş ve katliam sürecini ortaya çıkardı. Oysa demokratik siyaset etkili olsa ve siyaset kurumunu işletmeye öncülük edebilseydi, o zaman bugünkü durum yaşanmayacaktı.

”HDP ÖZELEŞTİRİ YAPMALI”

Bu nedenle, başta HDP olmak üzere tüm demokratik güçlerin seçim sonrası sürece özeleştiri temelinde yaklaşması ve gereken dersleri çıkarması şarttır. Çünkü ancak özeleştirel yaklaşım gösteren bir HDP ve demokratik güçler kendilerini topluma etkili anlatabilir ve toplumu ikna edebilir. Bu da önümüzdeki süreçte daha büyük başarı demektir. Demek ki başarının anahtarı doğru ve yeterli özeleştiri ve ders çıkarmadır.