“Devlet Adına Özür Diliyorum”

Olaylar
Başbakan Recep Tayyip Erdıoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında gündemdeki konulara değinen bir konuşma yapıyor. Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları şu şekilde; ...
EMOJİLE

Başbakan Recep Tayyip Erdıoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında gündemdeki konulara değinen bir konuşma yapıyor.

Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları şu şekilde;

"SOKAK HAREKETİ DEĞİLİZ"

Biz başarılı bir siyasi partiyiz. Biz bir sokak hareketi değiliz. Halkımızın nabzını dinleyerek bu yola çıktık.

Tek partili dönemi bir kenara koyduğunuz zaman halkın CHP’ye iktidar vermediğini görüyoruz. Çünkü halkımızın değer yargılarıyla onların değer yargıları örtüşmüyor.

Bizim için başarının kriteri halkımızın verdiği nottur. Başarımızı veya başarısızlığımızı milletin aynasında değerlendiriyoruz.

"KILIÇDAROĞLU’NUN SEVİYESİNE İNMEM"

Zaman zaman adeta ağızlarından salyalar akıyor. Bizim edebimizde, yetiştirilme tarzımızda buna yer yok. İşte dün ana muhalefet partisinin liderinin konuşması. Adeta mürekkep yalamamış bir tip. Ben ona bugün aynı dille cevap vermeyeceğim. Onun seviyesine inemem. Milletimin bana verdiği seviyede kalacağım.

"BİR YOL HARİTAMIZ VAR"

İspanya Endülüs Emevilerinin yaptığı Elhamra Sarayı’nda "Tek zafer kazanan Allah’tır" yazıyor. Neden bunu sarayın duvarına yazıyorlar? Bunu unutmamak için, her gün hatırlamak için.

Bizim medeniyetimiz binlerce yıllık, köklü, kadim ve zengindir.

Bize yıprandı diyorlardı, oysa biz uzun ince bir yoldayız dedik. 2011 seçimlerinde patlama yaptık. Şimdi gene yaygaralar, iftiralar başladı. 9 yıldır temcit pilavı gibi önümüze konanlar yine konuyor.

Biz binlerce yıllık birikimin üstüne inşa edilmiş bir partiyiz.

Nice dokunulmaz denen konuya dokunduk, konuşulmaz denen şeyleri konuştuk. Ama bizim de bir yol haritamız var. Onu adeta nakış gibi işleyeceğiz.

"KCK OPERASYONLARINI DESTEKLİYORUM"

Silivri’yi toplama kampı olarak gören genel başkan, kendi geçmişine baksın. Bu millet hangi kamplarda nasıl inim inim inletildi bunları açıklayacağım. Ben bunları dedemden, babamdan hep dinledim.

Terörle mücadeleyi geriye dönüş olarak görmek yanılgıdır. KCK operasyonlarını başbakan olarak destekledim ve destekliyorum.

KCK’da nelerin nereye nasıl taşındığı belli, örgüt elemanı gibi çalışıyorlar. KCK konusunda gereği yerine getirilmektedir, tüm bunlar birlik ve beraberliğimiz içindir.

Beklerdim ki medya da destek versin bu operasyonlara ama bazılarına bakıyorum farklı bir havadalar.

"TARİHİMİZLE YÜZLEŞCEĞİZ"

Ülkemizin en büyük sorunlarından biri tarihiyle yüzleşememesidir. Faili meçhullerle yüzleşmeden demokrasi konusunda ilerleyemeceğimizi biliyoruz.

Red ve inkar politikalarıyla yüzkleşmeden Kürt meselesinin çözülemeyeceğini biliyorum.

O dönemde TBMM’de konuşan CHP’li "Dersim isyanında analar ağlamadı mı" diyerek adeta bir acının küllerini kaldırdı. Şimdi CHP’nin Genel Başkanı olan Dersim’li Kemal Kılıçdaroğlu bu acı sözlere sessiz kaldı. Sonra gereğini yap dedi. Sonra çark etti. O partiliye sahip çıktı. Ben demiyorum millet diyor sana Kılıçdaroğlu, çarkcı Kemal diyor.

Dersim’e ilgimiz siyasi bir ilgi değildir.

Kimsenin konuşmaya cesaret edemediği Dersim meselesini merhum Necip Fazıl bir nesile anlatmıştır.

Beni Ermeni diasporası ile yan yana koydu Kılıçdaroğlu. Sana yazıklar olsun. TC Başbakanı’nı Ermeni diasporası ile yan yana koyanın alnını karışlarım. Haddini bilecek.

Dersim olayları sırasında asılan Seyit Rıza’nın Kurtuluş Savaşında düşmanla savaştığından kimse bahsetmiyor. Seyit Rıza’nın düşmanla savaşı nedeniyle devlet tarafından teşekkür edildiğinden kimse bahsetmiyor.

Dersim’de adım adım hazırlanmış bir operasyon düzenlendi, bu konuda raporlar var. O raporlardan birkaç cümle; 1926 yılında müfettiş Hamdi Beyin raporuna atıf yapılıyor, "Dersim Türkiye için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde ameliyye yapmak farzı ayndır. Raporda gçö ettirilecek aşiretlerin listesi ve yöntemi var.

1935 yılında yine bir kanun çıkartılıyor. Bu rapora göre bir komutan bir aileyi bir yerden bir yere göç ettirilebilir. Biliyormusun bunları sayın Kılıçdaroğlu?

1987, 1938 ve 1939 trajik bir katliam yaşanıyor. Havadan ve karadan yaşayan herkese saldırı gerçekleşiyor. Bir dram yaşanıyor. Kadınlar ve çocuklar katlediliyor.

Devlet olarak özür dilememize mani bir şey yok ama bu işin başında CHP zihnyeti var.

O dönem o bölgede görev yapan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, anılarında "Yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum" diyor.

Çocukların öldürülmeleri emri veriliyor ama bu emri yerine getirecek biri byulunamıyor. Ama sonra bulunan kara suratlı bir kişi 20 çocuğu öldürüyor.

Murat suyu kan akıyor. Bunları söylüyorum diye mi rahatsızsın sayın Kılıçdaroğlu?

Seyit Rıza’nın hikayesi bir dramdır.

Belge 2’yi göstereceğim şimdi; 1939 tarhili bir belge. Jandarma Genel Komutanlığı belgesi, kesin sonucun alınmasına kadar operasyonların devam edeceğini söylüyor. Ekinde de bir cetvel var. Ölü, yaralıların listesi. 13 bin 806 kişinin öldürüldüğü yazıyor. Altındaki imza Faruk Öztrak. İçişleri Bakanı.

Nereye kaçıyorsun Kılıçdaroğlu? Ben mi özür dileyeceğim sen mi? Ben devlet adına özür dilemek gerekiyorsa özür dilerim.

Belge 3. 23 Aralık 1938 tarihle. 11 bin 683 kişinin sürüldüğünü anlatan bir karar. Altındaki imza, İsmet İnönü.

Belgelerde imzası olan isimler arasında Ali Çetinkaya var. İskilipli Atıf Hoca’yı "sanığın idamına tanıkların sonra dinlenmesine" diye karar veren Kel Ali lakaplı İstiklal Mahkemesi yargıcı. İşte CHP’nni sahip çıktığı, kahraman dediği Ali Çetinkaya.

Sizin kahramanlarınız buysa vay bu milletin haline.

Ben belgelerle konuşuyorum. beyefendi diyor ki arşivleri aç. Buyur gel arşivler açık zaten.

Dersim yakın tarihin en trajik olaylarındandır. Cesaretle sorgulanmayı bekleyen bir faciadır.

Dersim faciası karşısında özür dileyecek olan yüzleşecek olan bizzat CHP’dir. CHP’nin Tuncelili genel başkanıdır. Biz tarihimizle yüzleşiyoruz. Tuncelili bir genel başkan CHP için fırsattır.

Milliyet