Danıştay Cinayetini Dindar İnsanlara Yıktılar

Olaylar
Başbakan Erdoğan, Danıştay saldırısını böyle yorumladı: "Danıştay olayı patlak verdiği zaman yandaş basınlarıyla bize saldırdılar. Bu ülkenin muhafazakâr insanlarına, dindar insanlarına sal...
EMOJİLE

Başbakan Erdoğan, Danıştay saldırısını böyle yorumladı: "Danıştay olayı patlak verdiği zaman yandaş basınlarıyla bize saldırdılar. Bu ülkenin muhafazakâr insanlarına, dindar insanlarına saldırdılar, ‘irtica bu işi yaptı’ dediler. Ancak arkadan İttihat-Terakki’nin devamı olan zihniyet çıktı."

Partisinin ‘Genişletilmiş İl Başkanları Toplan-tısı’nda önemli açıklamalar yapan Başbakan, Dersim faciası, askerî darbeler, Kürt meselesi, Çorum, Maraş ve Sivas olaylarının arkasında hep bu zihniyetin bulunduğunun altını çizdi. Sözü Danıştay saldırısına getiren Erdoğan, "Danıştay olayı patlak verdiği zaman yandaş basınlarıyla beraber bize saldırdılar. Bu ülkenin muhafazakâr insanlarına, dindar insanlarına saldırdılar, ‘irtica bu işi yaptı’ dediler. Kendi gazetelerini gidip bombalayanları, kalktılar bize fatura etmek istediler. Arkadan ne çıktı; nelerin çıktığı ortada. İttihat-Terakki’nin devamı olan zihniyet çıktı." dedi. Başbakan, İzmir Suikastı’nın, Menemen Hadisesi’nin peşine düşmeyenlerin, bugün Danıştay davasını, Ergenekon davasını anlayamayacağını vurguladı.

Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin ‘Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda önemli açıklamalar yaptı. Fransa’da 77 senatörün ‘inkâr yasası’nı Anayasa Mahkemesi’ne götürmesine temas eden Başbakan, "İnanıyorum ki Fransa Anayasa Mahkemesi sağduyulu davranacaktır." temennisinde bulundu. Erdoğan, konuya ilişkin uyarılarda da bulundu. Avrupa’nın kimi ülkelerinde son yarım yüzyılda yaşanan bazı acı hadiseleri sineye çektiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Ancak bugün şunu herkes bilsin ki Türkiye eski Türkiye değildir. Türkiye, Avrupa’da sinsice yükselen ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobia karşısında susacak, tepkisiz kalacak, boynunu bükecek bir ülke değildir. Avrupalı dostlarımızı buradan samimiyetle uyarıyorum; Fransa’da ortaya çıkan tablo, Avrupa’daki sinsi tehlikenin ciddi bir tezahürüdür."

Erdoğan, konuşmasında muhalefete de yüklendi. Özellikle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelik "Dindarlık taslıyorsun, senin dindarlıkla bir ilgin de yok." eleştirisi ile "İmam hatip okullarını CHP kurdu." sözlerine sert tepki gösterdi. Başbakan, özetle şunları kaydetti:

Ateist nesil yetiştirmek senin işin olabilir: Benim Türkiye’yi ‘dindarlar-dinsizler’ diye ayırdığımı söylüyor. Benim ifademde dindarlar, dinsizler diye bir ifade yok. Dindar bir gençlik yetiştirme var. Sayın Kılıçdaroğlu, sen bizden ateist bir nesil yetiştirmemizi mi bekliyorsun? O belki senin işin olabilir, ama bizim böyle bir amacımız yok.

Kılıçdaroğlu, sen bostan korkuluğu musun?: Kılıçdaroğlu dün çıkmış, katsayı meselesiyle ilgili olarak, ‘Danıştay’a CHP başvurmadı, arkadaşlarımızın münferit başvurusu’ diyor. Peki sen nesin orada? Bostan korkuluğu musun? O arkadaşlarının arkasında niye mertçe durmuyorsun? Duramazsın. Arkalarında da duramazsın, engel de olamazsın. Seni oraya genel başkan olarak çıkaran zihniyet, 1939’da Dersim faciasının mimarı olan zihniyettir. Sen o zihniyetle, seni oraya taşıyan zihniyetle çatışmaya giremezsin. Buna gücün yetmez.

Yargı CHP’nin militanlarından arınıyor: Bugün her yargı kararına, her yargı tasarrufuna karşı çıkıyorlar. Neden? Nedeni çok açık. Zira bu ülkede, 12 Eylül 2010’da, millet idareye, millet yargıya el koymuştur. Hiç kusura bakmayın Sayın Kılıçdaroğlu, yargının hükümetin emrine filan girdiği yok; tam tersine yargı, sizin militanlarınızdan, sizin militan tavrınızdan, sizin militan zihniyetinizden arınıyor, temizleniyor.

Kılıçdaroğlu’nun Seyfi Oktay’la güzel ortak yanları var: Yanı başınızdaki hanımefendinin (Emine Ülker Tarhan), HSYK konusunda ‘YARSAV’ın militanı olacak adam lazım bize.’ şeklindeki sözlerini hatırlayın. CHP’li eski bir Adalet Bakanı’nın (Seyfi Oktay), yargıda nasıl kadrolaştığı, yargıda nasıl işler hallettiği bütün boyutlarıyla ortaya çıktı; Sayın Kılıçdaroğlu’yla da gayet güzel ortak yanları var zaten.

MHP, kazılardan neden rahatsız?: Çok enteresan bir gelişme daha var. MHP, Dersim konusunun açılmasından en az CHP kadar rahatsızlık duydu. Diyarbakır İçkale’de toprağın altından çıkan kemiklerden bile ciddi rahatsızlık duydu. Bunlar, dün her şeyi hasıraltı ediyorlardı. Şimdi de işte o zihniyet, kemiklerin çıkmasından rahatsız oluyor, sümenaltı yaptıkları yetmiyormuş gibi, şimdi de ‘toprakaltı’ yapmanın mücadelesini veriyor.

Danıştay’ın Menemen’den tek farkı; zaman ve mekândır: Bizzat Gazi Mustafa Kemal’in kurdurttuğu Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın başına gelenlere bakın. 27 Mayıs öncesindeki provokasyonlara bakın. 12 Eylül öncesinde, 28 Şubat öncesinde yaşananlara bakın. Encümen-i Daniş’e bakın. Neler dönüyor neler. Kahramanmaraş olaylarının Çorum olaylarından, 1 Mayıs hadisesinin Sivas olaylarından, Menemen hadisesinin Danıştay saldırısından farkı, sadece zaman ve mekân farkıdır. Yoksa senaryo aynıdır. İşte biz, bu kısır döngüyü kırmanın, Türkiye’yi bu kısır döngüden çıkarmanın gayreti, mücadelesi içindeyiz.

CHP tarihinden 16 belge ile ‘basın özgürlüğü’ cevabı

Bu ülkede basın özgürlüğü noktasında söz söyleyecek en son kişi CHP genel başkanıdır. Bakın elimdeki dosyada 1940’lı yıllara ait 16 ayrı belge var. Çoğunda Cumhurbaşkanı olarak İsmet İnönü’nün ve dönemin bakanlarının imzası var. Düşünebiliyor musunuz, Elifba kitabını yasaklamışlar… Elifba kitabını yasaklayan zihniyete ne denirse, CHP zihniyeti odur. Hazreti Ali’nin Cenklerini yasaklamışlar. Bu işleri senin iyi bilmen gerekir Sayın Kılıçdaroğlu. Arapça levhaları yasaklamışlar. Cumhuriyet Gazetesi başta olmak üzere birçok gazeteyi kapatmışlar, yayınlarını durdurmuşlar. Aynı düşünce dünyasını paylaştıkları Aziz Nesin’in, Sabahattin Ali’nin, Rıfat Ilgaz’ın kitaplarını yasaklamış, toplatmışlar. İşte CHP’nin tarihi bu.

Gazeteciler mesleğinden dolayı tutuklu değil

(ABD’li yazar Paul Auster) Bir Türk gazetesine röportaj veriyor. ‘Hapiste yatan gazeteciler yüzünden Türkiye’ye gelmeyi reddediyorum.’ diyor. Ah biz sana çok muhtaçtık. Gelsen ne olur, gelmesen ne olur ya? Türkiye itibar mı kaybeder? Kılıçdaroğlu da ‘Türkiye’ye Fransız’ bu yazarın ifadelerine sahip çıkıyor. Tam anlamıyla tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Güya bu yazar en son 2010 yılında İsrail’e gitmiş. Güya İsrail demokrat bir ülke, laik bir ülke… Ya sen ne cahil bir adamsın be. İsrail’e sen nasıl laik bir ülke dersin ya; İsrail tam bir din devletidir, sen daha bunu öğrenememişsin. İçeride yatanların hiçbiri gazetecilik faaliyetinden dolayı yatmıyor. Öyle zanlılar var ki bizzat terör eyleminin içinde bulunmuşlar, silahlı saldırıda bulunmuşlar.

Yüz naklini gerçekleştiren ekibi kutladı, Uğur’u sordu

Türkiye’nin ilk ‘yüz naklini’ gerçekleştiren ekip, dün Ankara’ya geldi. Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekipte yer alan diş hekimi İsmail Avşar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile öğle yemeği yedi. Yüz nakli yapılan Uğur Acar’ın sağlık durumunu soran Erdoğan, hasta ile görüşmek istediğini söyledi. Görüşme sonrası açıklama yapan Özkan, Acar’ın sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti. Acar ve Avşar, TBMM’ye de gitti. Ekip, kuliste milletvekillerinin ilgi odağı oldu.