Engin Dinç’in haberi
Dağlıca’da PKK tarafından dün gerçekleştirilen terör saldırısında 8 asker şehit oldu, 16 asker yaralandı. Bu saldırının hem zamanlaması, hem de barış arayışlarının güçlendiği bir döneme gelmesi ise dikkat çekici bulundu. Saldırının zamanlamasını, arkasında hangi güçlerin olabileceğini ve Kürt sorununun çözümünde bundan sonraki süreci nasıl etkileyeceğini Yeni Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak’a sorduk.
Son Dağlıca saldırısı tam da Leyla Zana’nın “Kürt sorununu Başbakan Erdoğan çözer” dediği, gazeteci Avni Özgürel’in Kandil’de Murat Karayılan’la görüştükten sonra “Barışa çok yakınız” dediği, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun çözüm arayışlarına katkı sunduğu bir dönemde geldi. Bu saldırı sizce barış arayışlarını sabote etmeye yönelik miydi?
Sanırım öyle. Ne zaman bir umut doğuyor, birileri umuda kan doğruyor. Zamanlama çok önemli, Erdoğan, Obama ile konuşmaya giderken, Rusya, Çin, İran ve Suriye ortak deniz tatbikatına hazırlanırken, Karayılan’dan ve Zana’dan ilginç uzlaşı mesajlarının geldiği bir zamanda.
Birileri Türklerin ve Kürtlerin kanı üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmeye çalışıyor. Birileri barış sürecini sabote ediyor.
Saldırının zamanlamasıyla ilgili de bazı önemli değerlendirmeler var. Özellikle Başbakan Erdoğan’ın yurt dışında olduğu ve ABD Başkanı Obama’yla görüştüğü zaman dilimlerinde bu tür büyük saldırılar söz konusu oluyor. Dağlıca’da da bu zamanlamayla yapılan saldırının Türkiye’yi uluslararası düzeyde zayıf göstermekle bir ilgisi var mıdır?
Zayıf göstermekten çok, kararlılık ve cesaret gösterisi. Buradayız ve barış istemiyoruz, bize rağmen bunu yapamazsınız diyorlar. Bu derin devletin sesine benziyor. Derin bir operasyon. Bu için içinden derin Ergenekon da çıkabilir, derin PKK da, İsrail de çıkabilir, Suriye de.
Özellikle Suriye ve İran’ın Türkiye’nin son dönemde Suriye politikalarına sert tepkileri biliniyor. PKK’nın Dağlıca saldırısının Suriye’deki olaylarla bir bağlantısı kurulabilir mi? Dağlıca saldırısında Suriye parmağı veya bir başka ülkenin dahli var mıdır?
Bu defa saldırının adresi Kandil değil Suriye, Karayılan değil, Suriye’deki Kürt lider Fehman Hüseyin olabilir mesela. Kuşkular o yönde. Suriye’ye dikkat etmek lazım. Suriye PKK üzerinden Türkiye’ye karşı örtülü bir savaş başlatmak da istiyor olabilir.
Saldırıyla ilgili merak edilen sorular arasında Heronların 300 kişilik bir grubu nasıl farketmediği ve son birkaç yılda Dağlıca’nın yeniden kanlı saldırılarla PKK’ye hedef olması konusunda yeteri kadar tedbir alınıp alınmadığı da yer alıyor. Sizce de TSK’nın güvenlik zaafı ya da derin unsurlardan kaynaklanan bir kasıtlı bir ihmal söz konusu mudur?
Güvenlik zaafı değil, güvenlikle ilgili gizli bir elin devreye girmesi söz konusu. ABD ve İsrail olmadan bu işler olmaz. İsrail İHA’larını görmezden gelen personele dikkat etmek gerek. Bölgede savaş isteyen şahinlerin sürece müdahalesi söz konusu gibi sanki.
Dağlıca saldırısından sonra Kürt sorunuyla ilgili olarak devam eden barış görüşmelerinin seyrinin nasıl olacağını düşünüyorsunuz? Bu anlamda BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın “PKK silah bırakmalı” açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Süreç hızlanacak. Her şey açıkça konuşulmaya başlayacak. Ankara kararlı. Olayın üzerine gidecek. BDP, PKK, KCK tartışması daha sıcak hale gelecek. Bu işin dış bağlantılarının üzerine gidilecek.
On5yirmi5