Çözümün en önemli aktörü toplum

Olaylar
Diyarbakır’da “Yeni Türkiye’nin Açılan Kilidi: Çözüm Süreci Çalıştayı” Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ak Parti Ge...
EMOJİLE

Diyarbakır’da “Yeni Türkiye’nin Açılan Kilidi: Çözüm Süreci Çalıştayı” Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem, AK Parti Grup Başkan Vekili Ahmet Aydın, eski PKK’lı ve DTK Genel Sekreteri Seydi Fırat’ın yanı sıra yazar, gazeteci, akademisyen, siyasetçiler, akil adamlar, sivil toplum örgütü temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. HDP ve BDP’den katılımın olmadığı çalıştayda, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı tarafından hazırlanan Türkçe, Kürtçe ve Arapça basılan “Sessiz Devrim” adlı kitap davetlilere dağıtıldı. Hükümet üyeleri çözüm sürecine destek olacak önerileri dinledi. Çalıştayda çözüm sürecinde alınan yolu ve rotayı anlatan Başbakan Yardımcısı Atalay şunları söyledi: 

DÜNYA BİZİ KONUŞUYOR 

Değişimden çok, normalleşme kavramını sevdim. Hükümet olarak Türkiye’de büyük bir dönüşümü sağlama mücadelesi veriyoruz. Büyük sorunlar daima zor çözülür. Çözüm sürecinde son 1.5 yılda belki en önemli aktör toplum ve halen öyle. Özellikle bu bölgede sürece ne kadar büyük destek olduğunu biliyoruz. Toplum artık terörle, şiddetle varılacak bir yerin olmadığını biliyor. Tabii yine, sabote edici, provoke edici pek çok gelişme var. Türkiye’nin bu projeyi kendi kendine yürütüyor olması, dış dünyada önemli bir konu olmuştur. Yeni bir yol haritası üzerindeyiz. 

DİYALOGLAR SÜRÜYOR 

Diyaloglarımız tabii ki sürüyor. Ama son zamanlarda siyaset kurumunu daha ön planda tutma yönünde de çabalarımız var. Nihai hedefimiz bütün bu sorunlar siyaset kurumu içinde tartışılsın, demokratik siyaset içinde çözülsün. Bu çalıştay vesilesiyle bu sorunlar bir kez daha masaya yatırılıyor. Tabii sizlerin desteğini istiyoruz. Anneler olayı tesadüf değil. Gecikmiş toplumsal tepkilerdir. Şiddet istemiyoruz, sorunlarımızı demokratik siyaset içinde çözeceğiz diyor. 
Bugünlerde ‘Çözüm süreciyle ilgili yeni adımlar atılacak, daha somut yol haritası üzerinde çalışılıyor’ diye duyulduğunda bölgede de hareketlilik başladı. Yol kesmeler vesaire, bunları anlamakta zorlanıyoruz. Güvenlik birimlerimiz çözüm sürecinin hassasiyeti nedeniyle çok temkinli. Bizim talimatımızdır ama bölgede de bu hassasiyetin dikkate alınması gerekiyor. Bu sabrın istismar edilmemesi gerekir. Sadece bir uyarı olarak annelerle ilgili BDP ve HDP’nin siyaset kesiminin üslubunu dikkatinize sunuyoruz. Çözüm sürecini yürütenler samimiyet sınavından geçiyor. Örgütten daha örgütçü olarak çözüm süreci yapamazsın, biz bugüne kolay gelmedik. Öyle mesafe almak ülkeyi normalleştirmek kolay değil.  

BÖLGE HALKI SÜRECİ UMUTLA BEKLEDİ

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Mehdi Eker de Diyarbakır’da farklılıkların bir arada hep barış içinde yaşadığını belirterek, sorunun sadece Türkiye’ye yaşayan Kürtler değil, bütün Ortadoğu’yu ilgilendirdiğini söyledi. Eker, şöyle dedi: Bu bölgede yaşayan hemşerilerimiz Kürtler, süreci umutla karşıladı, destekledi ve yeni gelişmelerin olmasını bekliyor. 

ESKİ TÜRKİYE DE SORUNDAN BESLENİYORDU

İçişleri Bakanı Efkan Ala ise yeni Türkiye’nin inşasıyla ilgili yapılan çalışmaları anlattığı konuşmasında eski Türkiye’yi iliklerine kadar yaşamış Diyarbakır’da çalıştayın yapılmasının AK Parti’nin meseleyi ne kadar önemli gördüğünü göstermesi bakımından olumlu bulduğunu belirtti. 

SORUNLAR HEP ÖTELENMİŞTİ

Ala, şöyle dedi: Yeni Türkiye. Çünkü biliyoruz ki eski Türkiye’nin paradigmalarıyla, alışkanlıklarıyla, refleksleriyle bırakınız böyle köklü bir sorunu, hiçbir sorunu çözmemiz mümkün değil. Türkiye, sorun çözen bir sisteme AK Parti hükümetleri döneminde evrilmeye çalışmaktadır. Eski Türkiye’nin sistemi sorundan besleniyordu. Sorundan beslenen kapalı sistemlerin toplumlara, milletlere hangi bedelleri ödettiğini, Türkiye en iyi yakından bilenlerdendir. Biliyoruz ki, eski Türkiye’nin kodlarıyla ve bu bölgede yaşayan insanlarla pratikte yaşayarak öğrendiler ki biz sorunlarımızı artık çoğalttık, büyüttük, erteledik, öteledik. 

SİSTEMİN MAĞDURU OLMUŞTUK

Neden böyle yapılıyordu, burada siyaset bilimci yani eski Türkiye’nin kodları herkesi belirli zamanlarda ihtiyaç duyduğunda öteki olarak tanımlamış, düşman olarak tanımlamış, kendi varlığını onun üzerinde idame ettirmiştir. Hepimiz bir yönüyle bu sistemin mağduru olmuşuz. Ama artık bilinmelidir ki Türkiye karar verdi, kendi meselelerini halkıyla çözecek.