Emniyet Genel Müdür yardımcısı ve Terörle Mücadele Daire Başkanı Cevdet Saral, 40 yıllık tecrübesini kitaplaştırdı. Bestesinin ve heykelinin yapılmasını isteyen Öcalan’ın hayal dünyasını açıklayan Saral, yeni kitabını anlattı.
Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdür yardımcılığı görevlerinde bulunduktan sonra emekliye ayrılan Cevdet Saral, ‘’Terörün Gizli Efendileri’’ adlı bir kitap yazarak, 40 yıllık mesleki birikimini paylaştı. Saral kitabında, Abdullah Öcalan’ın hayalleri ve en çok hoşlandığı şeyleri de, ‘’Bestesinin ve heykelinin yapılması’’ olarak açıkladı.
Kripto yayınlarından çıkan kitabında, terörist ifadelerine ve belgelere de yer veren Saral, Gazeteport’a yaptığı açıklamada, ‘’Ben bir anı kitabı yazmadım. 40 yıllık tecrübem ile, terörün dünü ve bugününü, PKK’yı ve Öcalan’ı, resmi belge ve bilgiler ışığında analiz ettim. Terör sorununa 50 ayrı teşhis koyarsanız, tedavi de yapamazsınız’’ dedi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, siyasi parti liderleri ve devlet yetkililerine de gönderilecek olan kitabın satır başları şöyle:
NEDEN TESLİM EDİLDİ? : Öcalan’ı teslim edenler, ondan sonra örgütü yönetebilecek bir ikinci isim olmadığını ve örgütün ancak Öcalan’ın hayatta kalması ile varlığını sürdürebileceğini anladılar.
Yeni bir lider ve yeni bir PKK yaratılamayacağını gördüler. Etkili ve silahlı bir baskı unsuru olarak, Türkiye’nin bölünmesi için atılacak adımlarda, Apo’ya ihtiyaç vardı. Bu nedenle idam edilmemek şartı ile Türkiye’ye teslim edildi.
ÖNCELİKLİ HEDEFLERİ: Öcalan’ın hedefi kızıl, sarı ve beyaz bölgeler oluşturmaktır. Kızıl bölgelerde güvenlik güçlerini bölgeden çıkarmak, yargı sistemi oluşturmak, sarı bölgelerde halk hareketleri yapmak, devlet organlarını işlemez hale getirmek, eyalet hükümetleri kurmak, örgüte katılım için askerlik şubeleri oluşturmak, kadın ordulaşması sağlamak, beyaz bölgelerde de suikast ve sabotajlar yapmaktır.
KÜRTLERE BAKIŞI: Öcalan Kürtleri aşağılamaktadır. Kendi yazdığı ‘Çözümlemeler’ ve diğer belgelerde Kürt halkı için ‘Siz kendinizi erkek zannediyorsunuz ama gerçekte karısınız, Kürt erkeğinde sahte namus anlayışı ve kadın düşkünlüğü vardır. Kürtlerden bir iki elin parmakları kadar dürüst adam çıkmıyor, kendi haline bıraksan çoğunluğu sünepedir’ sözleri yer almaktadır.
TÜRKLERE BAKIŞI: Öcalan Türkleri sevdiğini ve annesinin de Türk olduğunu açıklamaktadır. Ancak PKK’lı teröristlerin, Türklere kin, nefret ve düşmanlık duyması için elinden geleni yapmakta, Türkler için ‘Düşman, Barbar, Cüce, İstilacı, Yırtıcı, Uğursuz, Acımasız’ ifadelerini kullanmaktadır.
DAĞDAN NEDEN VAZGEÇMİYORLAR? : Terör örgütünün dağ kadrolarının silah bırakmama ve teslim olmama sebebi, Öcalan’ın hapisten çıkacağı ve devletçe muhatap alınacağı beklentisidir. Mücadelenin başarıya ulaşacağını hayal etmekte, öldürülme ya da ailesine zarar verilme korkusu yaşamakta, hain damgası yeme duygusuyla da umutsuzluk ve çaresizlik içindedirler.
HAYALLERİ VE HOŞLANDIKLARI: Öcalan en çok, övülmek, fotoğraf çektirmek, görüntü kasetlerini arşivlemek, güzel terörist kızlarla birlikte olmak, muhaliflerini ortadan kaldırmak ve ispiyon ağını genişletmekten hoşlanmaktadır. Bunlar arasında, kendisi için beste ve heykelinin yapılması da vardır. Öcalan kendisi için, ‘Kutup yıldızı, Zamanın peygamberi, Doğunun güneşi, Evrenin merkezi’ sıfatlarını kullanmaktadır.
İNFAZ YÖNTEMLERİ: Öcalan tasfiyeye karar verdiği örgüt mensupları için, el ve ayaklarından çiviletmek, kaba yerlerine kızgın şiş sokturmak, yüzünün derisini yüzdürmek, testislerini kestirmek, başına çuval geçirip boğdurmak, uçurumdan atmak, mayınlı bölgeye sokmak gibi infaz yöntemleri uygulamıştır.
ÇÖZÜM VE SONUÇ: PKK asla korkulacak ve Türkiye’ye geri adım attırabilecek bir tehlike değildir. Yapılması gereken tek şey PKK’yı dizlerinin üzerine çöktürmek ve hayatiyetini sonlandırmaktır. Bunun için de yeni strateji ve mücadele yöntemleri hazırlanmalıdır. Bunun için ehil kişiler de vardır. Teröristlere taviz verilmemeli, Türkiye vatandaşlığının Anayasa’da yer alması, Kürtçenin eğitim ve öğretim dili olarak kabul edilmesi, bölücü siyasetin önündeki engellerin kaldırılması, Öcalan’a uygulanan tecritin kaldırılması, demokratik özerkliğin kabul edilmesi, koruculuğun kaldırılması gibi taleplere karşı da, asla geri adım atılmamalıdır.
gazeteport