Büyükşehir adayları için flaş açıklama!

Olaylar
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, yerel seçimlerde gösterilecek adaylara ilişkin, “Şu anda 10 büyükşehirde belediye başkanı olan arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu çok başarılı. Çok ...
EMOJİLE

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, yerel seçimlerde gösterilecek adaylara ilişkin, “Şu anda 10 büyükşehirde belediye başkanı olan arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu çok başarılı. Çok başarılı olan arkadaşlara ‘siz kenara çekilin, biz yerinize başkasını getireceğiz’ demeyiz, başarıyı ödüllendirmek lazım. Şu anda bizde olan büyükşehirlerde arkadaşlarımızın önemli bir kısmının ben devam edeceğini düşünüyorum” dedi.

Çelik,  gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti’de sevgi, kardeşlik iklimi bulunduğunu ve parti kadrolarının, menfaat bölüşümü içinde, tesadüfi olarak bir araya gelmediğini belirten Çelik, kuruluşundan 16 ay sonra iktidar olan AK Parti’nin, girdiği 5 seçimi kazanarak, mahalli idarelerde 9 yıldır Türkiye’nin yüzde 75’ini idare ettiğini, 11 yıldır da merkezi hükümette iktidarda olduğunu dile getirdi.

Çelik, “Bu camia, bizim teşkilatımız 2,5 milyon kişiden oluşur. Bizim 8 milyonu aşan üyemiz var, 21,5 milyon insandan da oy alan bir siyasi partiyiz. TBMM’de 326 milletvekili olan bir siyasi partiden söz ediyoruz. Bu kadar büyük bir partide, bir de iktidar olduğunuz zaman beklentiler daha farklı olur. AK Parti’liler post kavgası yapmıyor. ‘Ben niye bakan olmadım’, ‘ya beni bakan yaparsınız ya da ben yokum’ diyen olmadı bugüne kadar. ‘Niye genel başkan yardımcısı değilim’ diyen olmadı. Bugüne kadar ‘ben niye komisyon başkanı değilim’, ‘ben niye dış komisyonlarda değilim’ deyip de küsen, darılan bir milletvekili yok AK Parti’de” diye konuştu.

“KİMSE MEDET UMMASIN”

Kendisinin partinin grup başkanvekilliği, Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı yaptığını ve bir süre de Başbakan Erdoğan’ın başdanışmanlığı görevinde bulunduğunu hatırlatan Çelik, şu anda da partide genel başkan yardımcılığı ve parti sözcülüğü görevini yürüttüğünü söyledi. Çelik, “Yarın partide başka bir görev olur oraya gideriz. ‘Ben ya kıyamete kadar bakan olacağım ya da ben yokum’ dedik mi biz. Sayın Bülent Arınç da öyle. Meclis Başkanlığı da yaptı. Geldi şimdi Başbakan Yardımcısı. Sayın Başbakan milletvekili olmadığı için bizim grup başkanımızdı Bülent Bey. Son olayda da ilk gün yaptığım açıklamada dedim ki: İnsan sevdiğine sitem eder. Ben Bülent Bey’in Kemal Kılıçdaroğlu’na sitem ettiğine hiç rastlamadım. Bizim kendi iç meselemiz ve bundan kimse medet ummasın” dedi.

“CİDDİ MUHALEFET PROBLEMİ VAR”

Muhalefetin temel probleminin, “muhalefet etmeyi de becerememe” olduğunu ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Diyorlar ki ‘AK Parti’den birileri çıksa da bizim adımıza muhalefeti de onlar yapsa’ beklentisi içerisine giriyorlar. Çünkü hakikaten muhalefeti de beceremiyorlar. Bu halk bize iktidar görevi vermiş onlara da muhalefet görevi vermiş ama Türkiye’de ciddi bir muhalefet problemi var, ciddi bir dil problemi var. CHP Genel Başkanı çıkıp kendi grubunda ülkenin Başbakanı’na ‘sen gayrımeşru bir Başbakansın’ diyebiliyor. Allah aşkına demokrasilerde meşruiyetin kaynağı nedir? Halktır. Halkın tercihi de sandıktır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, gelip başbakanlığı gasp mı etti? Bir darbe sonucu getirilip oturtuldu mu oraya? Bir ara dönemin eseri olarak mı gelip oraya yerleşti? Recep Tayyip Erdoğan, yasaklarla, antidemokratik dayatmalarla boğuşa boğuşa, cezaevleriyle, göstermelik mahkemelerle, kurgusal davalarla çarpışa çarpışa geldi. Halk yetki verdi, başarılı oldu ve şimdi de dünyadaki sayılı liderler arasında. Akıl ve izan sahibi Allah’ın hiçbir kulu tutup da Sayın Başbakan’ın başbakanlığı için gayrımeşru ifadesini kullanmaz. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu bir gayrımeşruluk arıyorsa kendisinin genel başkanlığa geliş sürecine baksın. Çok ayıp. Tutup da bir genel başkan bunu söyler mi?”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Erdoğan’ı hedef alan açıklamalarını hatırlatan Çelik, şunları söyledi :

“Daha önce hatırlıyorsunuz, Sayın Başbakan’a ‘senin ananı ııı’ deyip duran bir Kemal Kılıçdaroğlu. O sıra ben kalktım ne dedim, ‘Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun anası bizim anamızdır biz ona laf etmeyiz, dil uzatmayız’ dedim. Daha kısa bir süre önce Başbakan için ‘Dolmabahçe’de oturup Kadıköy’den gelen kadınları dikizliyor’ dedi. Son bombası da ‘Senin Başbakanlığın gayrımeşrudur’ dedi. Kemal Bey niye bunu yapıyor biliyor musunuz? Dikkat çekmek için yapıyor. Hani ses tonunu yükseltince bakıyor çok bir şey olmuyor ancak Başbakan’a saldırdığı zaman, böyle kötü bir laf ettiği zaman bununla gündeme geleceğini düşünüyor. Ben başka izahını bulamıyorum.”

“BU ZEVKİ ONLARA TATTIRMAYACAĞIZ”

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün, “Başbakan bir dünya lideridir” dediğini söyleyen Çelik, “Kemal Bey şimdi Başbakan’ın dünya lideri olmadığını anlatmak için kendini harap ediyor. İki kere iki dörtse senin ‘bu beştir’ diye kendini harap etmene gerek yok. Görünen köy kılavuz istemez. Her şey ayan beyan ortada. Türkiye’de ciddi bir muhalefet liderliği problemi var, Türkiye’nin ciddi bir muhalefet sorunu var. Türkiye’de muhalefetin kendisi adam gibi, adam akıllı muhalefet yapamadığı için, ‘acaba bu iktidar lütfetse de bizim yerimize muhalefeti de kendileri yapsa’ gibi bir beklenti içindedir. Boşuna yorulmasınlar. Biz bu zevki onlara tattırmayacağız” ifadelerini kullandı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile ilgili sözlerini hatırlatan Çelik, “Büyükşehir Belediyesi de kamunun malıdır, ODTÜ de kamunun malıdır, dedim. Benim söylediğim bu konsept içerisinde, bu bağlamda değerlendirilmesi gereken bir ifadeydi. Yoksa benim Sayın Gökçek’in belediye başkanlığından rahatsızlığım söz konusu değil. Melih Gökçek, Türkiye’ye gelmiş geçmiş en başarılı belediye başkanlarından birisidir” dedi.

“BİZ BİRBİRİMİZE DÜŞMEYİZ”

Ankara’da yaşayan biri olarak Gökçek’in hizmetlerinden çok memnun olduğunu ve kendisini çok başarılı bulduğunu söylediğini dile getiren Çelik, “Ama orada da bunu yapmaya çalıştılar. ‘Acaba bir AK Parti yöneticisiyle belediye başkanını birbirine düşürebilir miyiz’ çabası vardı. Benimle yapılan röportajlarda söylediğim ortadadır. Sayın Melih Gökçek geçen bir gazeteye mülakat vermişti, ‘Hüseyin Çelik benim kardeşimdir. Biz birbirimizi çok severiz ve Hüseyin Çelik’in benim aleyhimde bir şey söylemesi söz konusu değil’ diye beyanları vardı. Onlar kendi akıllarınca bizi tuzağa düşürecek, bizi birbirimize düşürecekler ama biz birbirimize düşmeyiz, boşuna sevinmesinler” diye konuştu.

“Bizim görüş ayrılığımız olmaz diye bir şey yok” ifadesini kullanan Çelik, her bireyin farklı bir dünya olduğunu, görüş ayrılıklarının olabileceğini bildirdi. Çelik, “Diyelim ki 11 kişilik heyette 6 kişi derse ki şöyle olmalı, diğerlerinin görüşü farklı olsa da çoğunluğa uymak zorundadır. Aksi takdirde anarşi olur. Ben görüşümü söylerim ama benim görüşüm istikametinde karar alınmadığı zaman ‘bu beni bağlamaz’ diyemem. Meclis’te oylama yapılıyor, Meclis’te demokrasinin işleyişi çoğunluktur. Çoğunluk nasıl düşünüyorsa onların kararı uygulamaya girer ama siz de farklı görüşün sahibi olarak elbette saygıdeğersiniz. Görüşünüz de saygıdeğerdir. Farklı görüşlerimiz olabilir, meselelere farklı bakabiliriz ama bir araya geliyoruz, oturuyoruz, konuşuyoruz ve neticede bir karara varıyoruz” ifadesini kullandı.

“BAŞARIYI ÖDÜLLENDİRMEK LAZIM”

AK Parti’nin yerel seçimlerde göstereceği adaylarıyla ilgili de değerlendirme yapan Çelik, şunları söyledi:

“Şu anda 10 büyükşehirde belediye başkanı olan arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu çok başarılı. Çok başarılı olan arkadaşlara ‘siz kenara çekilin, biz yerinize başkasını getireceğiz’ demeyiz, başarıyı ödüllendirmek lazım. Şu anda bizde olan büyükşehirlerde arkadaşlarımızın önemli bir kısmının ben devam edeceğini düşünüyorum. Diğer il ve ilçelerle ilgili çalışma devam ediyor. Bazıları acele ediyor. Aralık sonunda bu iş bitse, ocak, şubat, martta kampanya yapılsa 90 gün eder. 90 günden fazla kampanya da vatandaşı bıktırır. Seçim bir demokrasi şölenidir, şölenin de çok fazla süreni insanı bıktırır, o bıkkınlığı da yaratmamak lazım. Bizim seçimde kullanacağımız yayınlar, bizim adaylarımızın belirlenmesi, her türlü hazırlığımız her zaman olduğu gibi zamanında olacaktır. Kimsenin en iyisinin yapılacağından bir şüphesi olmasın.”

“KÖKLÜ BİR KABİNE REVİZYONU OLACAĞINI SANMIYORUM”

Çelik, bazı bakanların belediye başkanlığına aday olacağı ve bu nedenle de kabine revizyonu yapılacağı şeklindeki tartışmaları hatırlatarak, “Kabinede bir revizyon aslında beklenmiyor ama kanunen belediye başkan adayı olan bakanların, bakanlıktan ayrılması zorunluluğu da yok. Bakanlar, milletvekili seçimine bakan olarak girmiyor mu? Giriyor. Fransa’da, birçok ülkede de böyledir. Milletvekili belediye başkanlığına girerken istifa etme zorunluğu yok, nitekim Kemal Kılıçdaroğlu geçen dönem etmemişti. Bana kalırsa benim bireysel fikrim, bakan arkadaşlarımızın aday olması halinde istifa etmeleri gerekmiyor. Ama Sayın Başbakan bu konuda ne düşünür, istifa etmelerini mi ister, yerine başkalarını mı getirir bilemem. Bakanlardan kaçı aday olur onu bilemem. Ama köklü bir kabine revizyonu olacağını sanmıyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Dershanelerin kapatılmasına ilişkin görüşlerini de açıklayan Çelik, “Zaman gazetesinde konuyla ilgili MEB’in olduğu iddia edilen bir taslağa yer verildi. Ben sabah ilk iş olarak Sayın Bakan’ı aradım, Zaman gazetesinde yer aldığı şekliyle bir düzenlemenin olmadığını söyledi ve sonra bir tekzip yayımladı. Dolayısıyla ben şu anda yapılmış net bir düzenleme görmediğim için şu an yorum yapmak istemem. Ama tekrarlayayım, Zaman gazetesinde yer aldığı şekliyle bir düzenlemenin olmadığını bizzat Sayın Bakan açıkladı” dedi.

“TIKANDIĞINI GÖSTERİR”

Yeni Anayasa çalışmalarına da değinen Hüseyin Çelik, şunları kaydetti:

“Sayın Cemil Çiçek’in bütün gayretlerine ve iyi niyetlerine rağmen, bizim arkadaşlarımızın bütün çabalarına rağmen, maalesef arzu edilen sonuca ulaşılamadı. Halen komisyonun kabul ettiği 60 maddeyle ilgili olarak biliyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu, ‘hadi biz varız geçirelim’ dedi. Sonra iş ciddiyete binince gitti arkadaşlarımız, ‘yok’ dediler. CHP ille ille ‘4 parti birden olsun’ dedi. Peki diğer iki parti zaten ‘biz bu işte yokuz’ demişlerdi, buna rağmen siz bunu söylediniz. Niye söylediniz? CHP’liler şunu umdular, ‘Acaba bu 60 maddeyi vesile yaparak biz bazı başka konuları da pazarlık konusu yapabilir miyiz’ dediler. AK Parti bu tür pazarlıklara gelmez.

Bu konu MKYK toplantımızda konuşuldu. Ben Başbakan’ın, Grup Başkanvekillerine talimat verdiğini CHP’nin kapısını çalacaklarını basın toplantısında açıkladım. ‘Ama biz bütün pazarlıklara kapalıyız’ diye de ilave ettim. Şimdi reddettiler, bu 60 madde de çok hayati ve temel meselelerle ilgili değil. Bir kere oy birliğiyle her maddeyi karara bağlamak gibi baştan bir ilke koydular. Bunu gerçekleştirmek çok kolay değil. Batı’daki meclislerde bile oy birliğiyle her şey olacak dediğiniz zaman orada mesafe almanız çok zordur. Anayasa Uzlaşma Komisyonu artık patinaj yapıyor. Anayasa Uzlaşma Komisyonunun geldiği nokta işin tıkandığını gösteriyor. Tabii Sayın Meclis Başkanı ve Uzlaşma Komisyonu ne karar verirse biz ona saygılıyız ama öyle anlaşılıyor ki anayasa meselesi de bir başka bahara kalmıştır.”

“VATANDAŞLARIMIZ BİZE 330 VE ÜZERİ MİLLETVEKİLLİĞİ VERMEDİ”

AK Parti’nin genel seçimlerde vatandaşa, “Bize yetki verin sıfır kilometre, gerçek manada demokratik, göğsümüzü gere gere ‘bu bizim anayasayımızdır’ diyebileceğimiz bir anayasayı yapalım” dediğini anımsatan Çelik, “Ama vatandaşlarımız bize 330 ve üzeri milletvekilliği vermedi, 327 milletvekili verdi. Hatırlarsanız geçen dönem 330’un üzerindeydik, 26 maddeyi biraz zorlanarak geçirdik ve referandumda da halkın önüne çıktık. Halkımız da yüzde 58’le kabul etti. Ama bu dönem böyle bir imkan yok. ‘Ama söz vermiştiniz niye yapmadınız’ denirse ben diyorum ki siz bana bir araba tahsis ederseniz, ben şuraya şu kadar sürede ulaşırım. Sen bana araba tahsis etmediğin zaman ben yaya olarak oraya varamam, mesele bu” diye konuştu.

AA