Bir Müslüman bir putun yıkılması demek

Olaylar
İHH Ankara Genel Koordinatörü Hanefi Sinan ile Nepal’i konuştuk. Hanefi Sinan, “Buradaki her Müslüman bir İbrahim ve her yeni Müslüman buradaki bir putun yıkılması demek” dedi. Nepal...
EMOJİLE

İHH Ankara Genel Koordinatörü Hanefi Sinan ile Nepal’i konuştuk. Hanefi Sinan, “Buradaki her Müslüman bir İbrahim ve her yeni Müslüman buradaki bir putun yıkılması demek” dedi.

Nepal’de, Arakan’da ve diğer bölgelerde olan zulümlerin geçici gibi görünmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle her Ramazan ayında farklı İslam coğrafyasının sorununun güncellenmesi bizim açımızdan iyi bir tablo gibi görünebilir. Ama işin sakıncalı ve sıkıntılı tarafı güncellediğimiz bu durumları spesifik olarak sanki sadece o zaman dilimine ve o alana yansımış ve kısa vadede de bitecekmiş gibi algılanıyor hem Müslümanlar hem de dünya kamuoyu tarafından. Durumun böyle olmadığını dünya kamuoyuna da anlatmamız gerekiyor. Spesifik olarak Nepal’ de, Arakan’ da zulmün varlığından bahsederek meselenin üzerini kapatamayız. Aslında dünyanın birçok yerinde hala Müslümanlara özel bir şekilde oluşturulmuş ve devam eden zulmün varlığını artık kamuoyuyla paylaşıp, tüm dünyadaki Müslümanların birlikte güncellemelidir. Bu kapsamda da Arakan ile birlikte Tayland’ ın güneyindeki Patani bölgesi, Tibet’te, Doğu Türkistan’daki ve Kuzey Hindistan’daki Müslümanlar ve Nepal’ deki Müslümanları da ele almalıyız. Çok Tanrılı bir hayatı kendilerine yaşam tarzı olarak, inanç modeli olarak elde etmiş olan bölgelerde Müslümanların yoğun bir şekilde zulüm ve baskı altında oldukları ve bu zulmün de çok ciddi boyutlara ulaştığını yeniden kamuoyu gündemine tanımlayarak getirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde bugün Myanmar’daki bir zulmü güncelledik ve herkes üzülüyor. Zannediliyor ki bu zulüm birkaç ay önce başlamış ve birkaç ay sonra da bitecek. 50 – 60 yıl önce başlayan bir zulüm aslında. Bugünkü pozisyona gelmiş ve ne yazık ki uzun zamanda sürecekmiş gibi görünüyor. Peki diğer bölgeler? Diğer bölgelerinden bundan farkı yok.

MÜSLÜMANLAR YOK SAYILIYOR

-Nepal’de sıkıntının temeli ne?

26 milyonluk bir nüfusa sahip Nepal’de Müslümanlar tamamen bölgeye dağıtılmış durumdadır. Resmi olmayan rakamlara göre yüzde 10 civarında Müslüman yaşıyor bu bölgede. Eğer bu yüzde 10’luk kesim belli bir bölgede toplansa ve yüzde20 – 25’e  ulaşırsa, Myanmar’daki zulmün bir benzeri 10 sene sonra burada da görebiliriz. Nepal bir Hindu devletidir. Her ne kadar 2006′ da laik olduğunu ilan etseler bile devletin bütün organları Hindu şeriatıyla, Hindu inancıyla tanımlanmış. Müslümanlar burada yok sayılıyor. Hala Müslümanlar kendi isteğiyle cami yapamıyorlar. Özel yöntemler geliştirmeniz gerekiyor. İslamiyet devlet tarafından tanınmadığı için, inançlarını yerine getirebilmeleri içinde yasal düzenlemeler söz konusu değil.

MÜSLÜMANLAR YALNIZ VE SAVUNMASIZ

-Hindu şeriatıyla yönetilen Nepal’de yalnızca Müslümanlara mı bu zulüm yapılıyor? Başka dine mensup insanlar da mevcut mu? Onların durumu nedir?

Nepal çok enteresan bir şekilde şekillendirilmiştir. Dinlerin nüfusa dağılım oranı şöyle ifade ediliyor: yüzde 80′ i Hindu, yüzde 10 civarında Müslüman ve yüzde 8 civarında da Budist var. Bunun dışında da yerel düzeyde dini ritüeli farklı olan halk var. Budistlerinde Hinduların yaşam eksenleri içinde çok fazla değerleri yok. Ama Müslümanlar gibi değiller; Müslümanlar kadar fakir, itilmiş, yok sayılmış pozisyonda değiller. Çünkü diğer çok tanrılı yani Kuran’ın ifadesiyle ”müşrik” toplumların gelen hinterlandı bu alanlar. Budizmin de doğuş merkezlerinden biri bu alan. Hindulara oranla nüfusları az olsa bile Müslümanlar gibi sıkıntıları yok. Her iki inanca sahip kesim de ülkeye dağıtılmış bir şekilde. Hindu yönetim, kendi gibi putperest olan Budistlere pek karışmıyor ama Müslümanların yerleşimi çok dağınık. Müslümanlar ülkedeki en yoksul gurubu oluşturuyor. Çok yalnız ve savunmasızlar. Herhangi bir baskı görmüyorlar ancak en ufak bir sorunda onlara sahip çıkacak kimse de bulunmuyor. Yalnızca Nepal’de değil, Doğu Türkistan’da, Tibet’te, Bangladeş’te, Myanmar’da, Tayland’ da, Filipinler’ de, Moro’ da… Yani Himalayaların dört bir yanında Müslümanlar ve İslamiyet kabul görmüyor. Uygulanan zulümler de nedense hep Müslümanlara…

YERLEŞTİRME OPERASYONU

-Sizce bu ikamet şekli Hindu yönetimi tarafından mı yapılmıştır?

Müslümanlar ülkeye öyle bir dağılmış ki, böyle düşünmemek elde değil. Bir araya gelmeleri oldukça zor. Müslümanların örgütlenip yönetime direnmeleri için yapılmış bir yerleştirme operasyonundur. Zaten ülke nüfusunun yüzde 10’unu oluşturan Müslümanlar tek başlarına hareket edemedikleri için Hindu hükümet tarafından bölgeye dağıtılmış bir ikamet planı olarak nitelendirebiliriz.

BATI DESTEKLİ ZULÜM

-Himalayalar’ın dört bir yanında uygulanan bu zulmü sadece o bölgedeki devlet mi yapıyor, Avrupalı devletlerin de bir etkisi var mı?

Şöyle bir çıkarımda bulanabiliriz bu konuda. Hindu dininin ritüelleri arasında karnavallar var. Yani bir nevi bayram havasında bu karnavallarını yapıyorlar ve ibadet hükmünde sayıyorlar. Batı’da da gittiğimiz birkaç ülkede bu tarz karnavallara şahit olmuştum. Hinduların ibadet olarak yaptıklarını Batılılar eğlence olarak yapıyorlar. Doğal olarak da aralarında böyle bir ilişki var. Hinduların bu ritüellerini hoş karşılıyorlar ve kültürel bağları var. Müslümanları bu şekilde ikame edilmelerinde ise uluslararası güçlerin bir etkisi olabileceğini düşünüyorum. Himalayaların etrafında konuşlanmış bunca Müslüman’ın aynı şekilde ve eş zamanlı zulüm görmeleri bu kanımı destekler niteliktedir.

MAHALLE BASKISI

-Nepal’deki Müslümanlara yönelik bu şiddeti halk da destekliyor mu?

Evet. Mahalle baskısı diyebileceğimiz tarzda baskılar var. Nepal’ deki Mütedeyyin kesime yönelik uygulanan bu zulme halk da destekliyor. Bir aileden genç bir kız Müslüman olduğunda babasının şöyle bir ithafı var: ‘ En azından Hıristiyan veya Yahudi olsaydın…” Ama burada şunu da gördük ki, Nepal’de Müslüman olmak ile cahiliye Mekke’sinde Müslüman olmak hemen hemen aynı. Mesela konuştuğumuz bir hanım İslam’ı seçtiğini yedi yıl boyunca eşinden saklamış. 16 yaşındaki bir genç kız da İslam’ı seçtiği için sokağa atılmış. Ailesinden işkence gören de var, bütün arkadaşları tarafından dışlanan da; fakat tüm zorluklara rağmen buradaki kardeşlerimizin hepsi Allah’ın ipine sımsıkı sarılmış. Onlarla konuştukça İslam’ın ilk yılları aklımıza geliyor. Tapınaklar ve putlar ülkesi Nepal’de Müslüman olmak, cahiliye Mekke’sinde Müslüman olmaya çok benziyor. Buradaki her Müslüman bir İbrahim ve her yeni Müslüman buradaki bir putun yıkılması demek. Nepal’ de Müslüman her kadını ”Sümeyye” ve orada yaşayan ve nasıl ki cahiliye devrinde Mekkeli Müşriklere karşı kendi dinini korumak için gizli saklı ibadet eden ”Hanifler” olarak nitelendiriyorum. Karşılaştığım genç kızımızın bu hikâyesini Türkiye’de karşılaştığım kadınlara anlatacağıma söz verdim.

ERBAKAN HOCANIN İZLERİ DURUYOR

-Nepal’ de İslam adına yapılan etkinlikler ve vakıflardan biraz bahseder misiniz?

Mesleki Eğitim Akademisi, kısaca HUDA cemiyetinin başkanı yeni ismi ” İrfan” olan birkaç yıl önce Müslüman olmuş arkadaşımıza bu cemiyetin yaşadığı sıkıntıları soruyoruz. Arkadaşımız yeni ismi gibi ”irfan” olmuş, Allah’ı hakkıyla tanımış ve ilim – irfan sahibi bir muallim olmuş. Bu cemiyetin üstlendiği görev özel ve cesaret isteyen bir alan… Çünkü Müslüman olmayı tercih edince sadece sokağa atılmıyorsunuz, itilip kakılıyor hatta dışlanıp tehdit ediliyorsunuz. Ayrıca ”Nepal’in Aliya’sı” Faizan Ahmad kardeşimiz Nepal’deki Müslümanları bir arada tutup, onların daha rahat bir yaşam sürmesi için çok çaba sarf etmiş biriydi. Sabah namazı çıkışında şehit edilmiş. Zulme direnene de ket vuruyorlar.

Bizden öncekilerin orada kalıntılarının olması bizi çok sevindirdi. Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın orada izleri var. Milli Görüş iktidarı zamanında rahmetli Erbakan Hoca yirmi yıl önce buraya gelmiş ve bihaber olunan bu yere yardımda bulunmuş. İkili ilişkileri geliştirmiş. Düşünün Nepal için kamuoyu yoklaması yapıyoruz. İnsanlara soruyoruz Nepal’ i, kimisi Afrika’da sanıyor, kimisi bir kıta olarak biliyor, kimisi bir bölge olduğunu iddia ediyor. Çoğu kişi Nepal’ in haritada yerini gösteremiyor. Ama Erbakan Hoca biliyor ve gidiyor. Oradaki Müslümanlarda hatırşinaslar ki Hoca’nın adına bir cami ve okul yaptırmışlar. Bu külliye ahde vefanın en güzel örneklerinden.

EĞİTİM BİLE YASAK

-Şuan da baskılar sürüyor mu?

-Elbette… Nepal’ in büyük kentlerinde, başkent Katmandu’da bile sadece iki cami var. Toplumsal baskının şiddeti o kadar yüksek ki ibadethane yapmalarına bile izin vermiyorlar, yapılsa bile yıkılıyor. Cami sıkıntıları var. Mescidlerde namaz kılıyorlar. Onlar için cemaat olmak çok önemli. İftarda atıştırmalık yemek yedikten 5 dakika sonra namaz kılıyorlar ve yemeklerine sonra devam ediyorlar. Müslüman çocuklar Nepal devleti tarafından yaptırılan derme çatma binalarda eğitim görmüşler. Daha da vahimi Hindu dini ışığında eğitim verdikleri için Müslüman aileler çocuklarını okula göndermek istemiyorlar. Eğitim hakları da yok. Kamu’da çalışmaları da imkânsız. Ancak tarımla uğraşarak yaşamlarını sürdürüyorlar. 100 kilo pirinç satıp telefon ancak alabiliyorlar. Devlet hiçbir şekilde bakmıyor hatta onları tanımıyor bile.

MÜSLÜMANLARIN HAKLARI YOK SAYILIYOR

-Nepal’ de de yeni bir Arakan katliamı yaşanabilir mi?

Biraz öncede bahsettiğimiz gibi, eğer Arakan’daki gibi toplu şekilde yaşamış olsalardı katledilme ihtimalleri yüksekti. İleride böyle bir vaka yaşanmasın diye biz buradan Türkiye ve Dünya kamuoyuna sesleniyoruz. İnsan Hakları bildirgelerine de Müslümanların bu vaziyeti eklendi mi, eklenecek mi? Burada insanların ”insan hakkı” yok mu? Biz pek çok yeri gezdik. Ama Afrika’ da ve Güney Asya’ da yapılan insan hakları ihlallerinin evrensel hukukta yer almadığına şahit olduk. Bizim için önemli olan mazlum olana yardım etmek.

Son olarak da biz buradan Türkiye ve özellikle Dünya kamuoyuna sesleniyoruz. Uygulanan şiddete göz yummasınlar. Yaşanan zulümlerinde geçici değil. Sadece Ramazan’dan Ramazan’a yeni bir zulüm gündeme getirilip hatırlanılmaması gerekir. Yapılan zulümler hiç eksilmeden devam ediyor. Gündeme gelerek, üzülerek, yardım ulaştırarak zulmü durduramıyoruz. Uluslararası mücadelelerin yapılması gereklidir. Biz yardımlarımızı götürmeye gayret ediyoruz ama zulmün önüne geçemiyoruz.

İHH Nepal’de

İHH İnsani Yardım Vakfı, Ramazan ayı kapsamında Nepal’de ihtiyaç sahibi Müslümanlara kumanya dağıtımı yaptı. İHH ekipleri ilk etapta 750 aileye kumanya paketi dağıtırken, Ramazan sonuna kadar sürecek dağıtımlarda dağıtılan kumanya sayısı 1000’i bulacak. İHH ekipleri ayrıca Nepal’in farklı yerlerinde yaklaşık 2000 kişiye iftar yemeği veriyor.

Milat