Belçika’dan Türk Aileye Ceset İşkencesi

Olaylar
Kortrijk bölge savcısı Marc Allegaert’ın ‘dosyayı tamamlamadığı’ gerekçesiyle morgda tuttuğu cesetler için her gün 140 Euro ödüyorlar. Avukatlık masraflarıyla birlikte borçları 100 b...
EMOJİLE

Kortrijk bölge savcısı Marc Allegaert’ın ‘dosyayı tamamlamadığı’ gerekçesiyle morgda tuttuğu cesetler için her gün 140 Euro ödüyorlar. Avukatlık masraflarıyla birlikte borçları 100 bin Euro’yu buldu. 6 yetim torunla birlikte maddî sıkıntı yaşayan aile, cesetler teslim edilir edilmez, evlerini satıp borçlarını ödeyecek. Ardından 40 yıldır yaşadıkları Belçika’yı terk edecekler.
 
Yaşadığı ağır buhran sonucunda sağlığını kaybeden acılı baba, oğullarının cesetlerini alabilmek için çalmadık kapı bırakmamış. Belçika Kralı’na mektupla ulaşıp, onun referansıyla adalet bakanıyla görüşmüş. Belçika’yı ziyaret eden birçok Türk yetkiliye derdini anlatırken, iki kez de Türkiye’ye gidip TBMM’den yardım istemiş. Konuştuğu herkesin, anlattıklarına inanmakta zorlandığını ve elinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştığını belirten Aygün, her yolu denemesine rağmen sadece savcı Allegaert’a ulaşamadığını dile getiriyor. Kortrijk savcısının cesedi teslim etmek için istediği her türlü güvencenin Türk hükümeti ve özelde Emirdağ Savcılığı tarafından verildiğini ama herhangi bir sonuç çıkmaması üzerine cesetlerin teslimi için açtıkları 5 davanın farklı mahkemelerce savcının ”dosyayı tamamlamadım” gerekçesi dikkate alınarak reddedildiğini anlatan Aygün, tepkisini, ”Otopsiler yapılmış. Olay faili meçhul değil. Savcı cesetleri mi konuşturacak? İnsan hakları nerede? Saddam Hüseyin’in bile cesedi yakınlarına teslim ediliyor. Dünyada yaşadığımızın bir örneği daha varsa ben susacağım.” sözleriyle dile getiriyor.
 
Bugüne dek oğullarının cesetlerini de hiç görememekten yakınan baba, aradan geçen 15 ayda uyumayı unuttuğunu, ruh sağlığının bozulduğunu, nefes darlığı çekmeye başladığını, ülser ve kronik hipertansiyonla tanıştığını anlatıyor. Eşi konuşurken gözyaşlarını tutamayan anne Naciye Aygün ise ellerinden bir şey gelmediğini ve sürekli Allah’a yalvardıklarını söylüyor. "Savcı bir Belçikalıya bunları yapamazdı.” diyen anne Aygün, yaşadığı sürece mücadelesini sürdüreceğini, gerekirse evini satıp borçlarını ödeyince savcılığın önüne çadır kurup cenazeleri alana kadar bekleyeceğini belirtiyor. Uğur (33) ve Süleyman Aygün (32) kardeşler, Meulebeke kasabasında 18 Eylül 2010 günü çıkan tartışmada M. Uçar (34) adlı bir kişi tarafından sokak ortasında öldürülmüştü. Saldırgan M. Uçar, olaydan kısa süre sonra yakalanmıştı.
 

Zaman