Başörtüsü Yasağı ‘Odaya’ Sıçradı!

Olaylar
Üniversitelere kayıt ve giriş sınavlarında başı açık fotoğraf şartının kaldırılmasının ardından ODTÜ ve Ankara üniversitelerinin ‘açık başlı’ fotoğraf dayatması ‘Oda’ya sıçradı...
EMOJİLE

Üniversitelere kayıt ve giriş sınavlarında başı açık fotoğraf şartının kaldırılmasının ardından ODTÜ ve Ankara üniversitelerinin ‘açık başlı’ fotoğraf dayatması ‘Oda’ya sıçradı!

Üniversitelere kayıt ve giriş sınavlarında başı açık fotoğraf şartının kaldırılmasının ardından ODTÜ ve Ankara üniversitelerinin ‘açık başlı’ fotoğraf dayatması Gıda Mühendisleri Odası’na da sıçradı. Sivil toplum kuruluşları, yasağın hukuki dayanağı olmadığında birleşti.

Üniversitelere kayıt ve giriş sınavlarında başı açık fotoğraf şartının kaldırılmasının ardından ODTÜ ve Ankara üniversitelerinin ‘açık başlı’ fotoğraf dayatması Gıda Mühendisleri Odası’na da sıçradı. Sivil toplum kuruluşları, yasağın hukuki dayanağı olmadığında birleşti.

Üniversitelere kayıtta başörtüsü mağduriyetine son veren düzenlemenin ardından ODTÜ ve Ankara üniversitelerinde ‘başı açık fotoğraf’ dayatması düzenlemenin kanunlaştırılması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Gıda Mühendisleri Odası’na üyelik başvurusunda da ‘başı açık’ fotoğraf istenmesine sivil toplum kuruluşları sert tepki gösterdi. Birçok konuda açılımlar yapan AKP hükümetinin Müslüman olan bir ülkede dini hassasiyetleri ayaklar altına alan bu uygulamayla ilgili kesin çözüm üretememesi kamuoyunda da tepki seslerini yükseltti.

Kahramanmaraş’ta bir firmada gıda mühendisi olarak çalışan Esra Bakır, üyelik için başvuruda bulunduğu Gıda Mühendisleri Odası’nın "başörtü" engeline takıldı. Fotoğrafta başörtülü olan Bakır’dan başı açık fotoğraf istendi. Aksi halde üye olamayacağı söylendi.

Bakır’ın, üyelik için gerekli belgeler arasında yer alan başörtülü fotoğrafı, oda tarafından kabul görmedi. Buna gerekçe olarak da odanın kamu sıfatını taşıdığı gösterilerek başı açık şekilde çekilmiş fotoğraf istendi.

Baskı altındayım

Gıda Mühendisi Esra Bakır, kamusal baskı altında kaldığını söyledi. Direncinin kırıldığını belirten Bakır baskının zorunlu olarak, "Acaba ‘başörtümü açsam mı" diye düşündürdüğünü ifade etti. Odanın bu tutumunu keyfi bir davranış olarak niteleyen Bakır, "Bu durumun oda yönetiminin ideolojik bir tutumu olduğunu düşünüyorum. Bazen ne yapacağımı bilmiyorum. Direncim kırılıyor. Odanın bu tutumu beni baskı altına alıyor. Acaba ‘başörtümü açsam mı’ diye düşünmeye sevk ediyor zorunlu olarak. Ama bu kabul edilemez bir şey. Burada odanın keyfi bir uygulaması söz konusudur. Bugünün Türkiye’sinde böyle bir uygulama gericiliktir" dedi. İnsan haklarına, inanç özgürlüğüne aykırı olan bu uygulamanın sona ermesi için yargıya taşıyacağının altını çizen Bakır, "Hiç olmazsa benden sonrakiler için emsal teşkil etmesi için bu haklı mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim" diye konuştu.
Sebep belgede sahtecilik!(miş)

Gıda Mühendisleri Odası, üyelik için fotoğrafların başı açık bir şekilde çekilmiş olmasının zorunlu olduğu söyledi. Fotoğrafı başörtülü olan bir kişinin üyeliğinin kabul edilmesi durumunda "yasalara karşı gelmiş oluruz" denildi.

Gıda Mühendisleri Odası’nın bağlı bulunduğu TMMOB de, başörtüsünün belgede sahteciliği artırabileceğini öne sürdü. Ancak sahteciliklerde kullanılan belgelerden kaçında başörtülü resim olduğunu sorduğumuzda ‘bunu bilmiyoruz’ yanıtı verildi. 1994’ten beri başörtülü resimlerle üye kaydetmediklerini söyleyen TMMOB’nin belgede sahtecilik yapanların giyim-kuşam istatistiğini açıklaması ise merakla bekleniyor.

Hükümet samimiyetini göstermeli

AGD Genel Başkanı Salih Turhan, başörtüsüne yönelik engellemelerin devam etmesini hükümetin samimiyetsizliğine bağladı. Turhan, yasakçı rektörler hakkında yasal işlem başlatılmasını istedi. TMMOB’ye bağlı mesleki odalarda ile ODTÜ ve Ankara üniversitelerinin yasakçı uygulamalarına tepki gösteren Turhan; "Uzun zamandan bu yana yürürlüğe konulan başörtüsü yasağı Türkiye’nin üzerinde bir kara leke olarak durmaktadır. En son Gıda Mühendisleri Odası ile ODTÜ ve Ankara üniversitelerinde yaşanan başı açık fotoğraf mecburiyeti bunun göstergesidir. Bu yasak kabul edilemez. Rektörlerin başı açık fotoğraf istekleri işgüzarlıktan başka bir şey değildir. Üniversiteler kimsenin tekelinde değildir. Kimse kanunlara aykırı keyfi uygulamaya imza atamaz. Üniversite yöneticileri kendilerini kanunun ve halkın üstünde göremez. Başörtüsü konusu rektörlerin inisiyatifine bırakılmamalıdır. Hükümet bu konudaki samimiyetini bir an önce göstermelidir. Bu duruma sessiz kalınmamalı ve rektörler hakkında yasal işlem başlatmalıdır. Üniversiteler adını bu tür yasaklarla değil bilim ve teknolojide gösterdiği başarılarla duyurmalıdır. Türkiye’nin bir hukuk devleti olmasını arzu ediyorsak başörtüsü yasağının sadece üniversitelerde değil hizmet alan-veren ayrımı yapılmaksızın hayatın bütün alanlarında kaldırılması ve mağduriyetlerin sona erdirilmesi zorunludur. Milletimizin iradesi ve talepleri de bu yöndedir" şeklinde konuştu.

Hukuki dayanağı yok

Adalet Gönüllüleri Derneği (ADALET-DER) Başkanı Av. Emre Yurtalan, Bazı kurumların insanların kılık kıyafetine yönelik dayatmalarının hukuka ve insan haklarına aykırı olduğunun altını çizdi. Av. Yurtalan, "Üniversiteyi kazanmış başarılı öğrencilere başı açık resim dayatması yapılması öğrenimi engellemektedir. Bu fiili yapanlar hakkında savcılığın suç duyurusunda bulunması gerekli" dedi. Öğrencilerin bu tür dayatmalara karşı hukuki zeminde mücadele etmesi gerektiğine dikkat çeken Av. Yurtalan, "Öğrenciler kendi haklarını koruyabilmeli. Bunun için de cesur davranmaları gerekmektedir. Kurumların ‘başını açacaksın’ dayatmasıyla başını açmamalı, hakkını aramalıdır" ifadelerini kullandı.
Hükümet gereğini yapmalı

Mazlumder Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, başörtüsüne yönelik hukuki olmayan uygulamalardan vazgeçilmesi için hükümete çağrıda bulundu.  Ünsal, "Üniversitelerde maalesef bir düzenleme olmadı. Keyfi olarak başörtüyle uğraşıyorlar. Hükümet artık yapması gereken neyse onu yapmalıdır. Başörtüsüne yönelik yapılan gayri hukuku uygulamaların önüne geçmelidir. Gıda Mühendisleri Odası’nın başörtüyü sahtecilik nedeni olarak göstermesi gerçekten gülünç bir durumdur. ABD ve İsrail’de bile başörtülü pasaport alınabiliyor. Bu uygulamalar sadece milletin aklıyla dalga geçmek olarak yorumlanabilir" dedi.

İdeolojik dayatmadır

Türkiye İmam-Hatipliler Vakfı (TİMAV) Başkanı Ecevit Öksüz, başörtü yasağının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını bazı kişilerin ideolojik dayatması olduğunu söyledi.

Öksüz, "Böyle bir uygulamayla insanlara engellemelerin getirilmesi ne hukuka ne de insan haklarına uygun değildir. Başörtüsüne serbestlik tanıyan düzenlemelerin yapılmasına karşın bazı kurumlarda yasakların devam etmesi ideolojik bir dayatmadır. Oysaki yöneticilerin insanların inançlarına, düşüncelerine ve giyim kuşamlarına saygılı olması gerekir. Geçmişte olduğu gibi bugün de başörtüsüyle uğraşan zihniyet 28 Şubat sürecinin mimarlarıdır" diye konuştu.

Düzenlemeler kanunlaştırılmalı

Başörtüsü yasağının kısmen kalktığını söyleyen ÖNDER Başkanı Hüseyin Korkut, "ancak yasal biz zemine oturtulmuş değil" sözlerini yaşanan sıkıntıların nedeni olarak gösterdi. Korkut, hükümeti cesur ve samimi olmaya çağırdı. Başörtü yasağının gerici zihniyetin dayatması olduğunu ifade eden Korkut, "Başörtüye yönelik bazı düzenlemeler yapıldı. Ancak yasal bir zemine oturtulmadığı için sıkıntılar hala devam ediyor. Milletin çoğunluk oyunu alan hükümetin bu konuda cesur, samimi ve istekli davranmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Milli Gazete