Başbuğ’a Yüce Divan yolu kapalı

Olaylar
Büşra Erdal’ın haberi    İstanbul 12. Ağır Ceza’nın önünde iki yol var. Ya ‘görevsizlik’ kararıyla dosyayı Yüce Divan için Yargıtay Başsavcılığı’na göndere...
EMOJİLE

Büşra Erdal’ın haberi  

 İstanbul 12. Ağır Ceza’nın önünde iki yol var.

Ya ‘görevsizlik’ kararıyla dosyayı Yüce Divan için Yargıtay Başsavcılığı’na gönderecek ya da darbe teşebbüsünün Anayasa’nın 148’inci maddesinde belirtilen ‘görev’ suçu kapsamına girmediğine hükmedip davanın adli yargıda devamına karar verecek. Mahkemenin, Ocak 2010’da verdiği ‘Darbe teşebbüsü ve terör suçları adli yargının görev alanına girer’ yönündeki kararı ikinci seçeneğin ağır bastığını gösteriyor. Geçen hafta 12 Eylül iddianamesini ‘darbe, görev suçu değildir’ tespiti yaparak kabul eden Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi kararı da bunu destekliyor. Aynı şekilde Işık Koşaner’e ilişkin Yargıtay’ca verilen kararlar Yüce Divan yolunu kapatıyor. Hukukçular bu konuda Anayasa’nın 145. maddesine dikkat çekiyor: "Anayasal düzene karşı işlenen suçlar her halde adli mahkemelerde görülür."

Mahkemenin kritik kararıyla ilgili olay şu şekilde gelişti: 9 Temmuz 2009’da Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250’nci maddesinde yapılan değişiklikle, askeri mahkemelerin örgütlü suçlarla ilgili yetki alanı ‘sıkıyönetim ve savaş hali’yle sınırlandırıldı. Anayasa Mahkemesi, 21 Ocak 2010’da bu düzenlemeyi iptal etti. Tam bu iptal kararının verildiği günlerde Poyrazköy cephaneliği iddianamesi tamamlandı. O sırada da, Başbuğ olayında olduğu gibi, ‘darbe teşebbüsü, terör örgütü’ suçlarının askeri mahkemede yargılanması gerektiği ileri sürüldü. Poyrazköy cephaneliği dosyası başta olmak üzere tüm Ergenekon dosyalarının askeri mahkemelere gönderilmesi kampanyası başlatıldı. Poyrazköy iddianamesi İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.

Mahkeme, 27 Ocak 2010’da, muvazzaf askerlerin sanık olduğu iddianameyi kabul ederek sivil yargının görevli olduğuna hükmetti. ‘Askeri yargı’ tartışmalarına son veren mahkeme, Askeri Ceza Usul Kanunu’na göre de sanıkların ‘darbe teşebbüsü ve terör örgütü’ suçlarından yargılanmasının askeri mahkemenin görev alanında olmadığını bildirdi.

Ayrıca suça konu eylemin hedefinin de siviller olduğunu vurguladı. İddianamedeki suçlamaların her halükarda 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu gereği ‘terör suçu’ sayıldığı aktarılarak, davanın CMK 250 ile görevlendirilmiş sivil mahkemenin görev ve yetkisinde olduğuna hükmetti. Şimdi aynı mahkeme, Başbuğ’la ilgili benzer kritik bir kararı verecek. Mahkemenin kararı da diğer davaları hatta kendi baktığı ikinci Poyrazköy davasını bile etkileyecek. Çünkü Koramiral Kadir Sağdıç’ın da aralarında bulunduğu bu davada Başbuğ’la ilgili iddialar gündeme geldi. Sağdıç’ın avukatı Hüseyin Ersöz, ‘görevsizlik’ verilerek dosyanın askeri mahkemeye gönderilmesini istedi. Avukat Ersöz eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanması tartışmasını örnek gösterdi. Ersöz daha önce de bu talepte bulunmuş ancak mahkeme reddetmişti. Sonuç olarak, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, bir kez daha kritik bir dönemde, yargı kaosunu engelleyecek bir karara imza atabilir.

Öte yandan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi 12 Eylül iddianamesini kabul ederek Genelkurmay başkanları ve kuvvet komutanlarının işlediği ‘darbe ve darbeye teşebbüs’ suçlarının görev suçu olmadığına, açılacak davalarda özel yetkili mahkemelerin görevli olduğuna işaret etti. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya iddianamesindeki bu karar, Org. İlker Başbuğ’a da emsal teşkil ediyor. Yine Eski Genelkurmay?Başkanı Koşaner, üç kuvvet komutanıyla birlikte Hasdal’daki Ergenekon ve Balyoz sanıklarını ziyaret etti. Adalet?Platformu suç duyurusu yaptı.?İstanbul ‘görev suçu’ diye Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay?’terör örgütüne yardım görev suçu değil’ diye dosyayı İstanbul’a iade etti.

Zaman