Barzani’nin ziyareti stratejik bir hamle

Olaylar
Engin Dinç’in röportajı  Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani, hafta sonu Diyarbakır’a gelerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la bir görüşme yapacak. Barzani’nin Türkiye’ye geliş...
EMOJİLE

Engin Dinç’in röportajı 

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani, hafta sonu Diyarbakır’a gelerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la bir görüşme yapacak. Barzani’nin Türkiye’ye gelişi özellikle PKK-BDP çevresini çok rahatsız etti. Bu ziyareti yerel seçimler öncesi iç siyasete yönelik bir hamle olarak BDP’liler doğal ziyarete tepkili. Ancak Barzani’nin Türkiye’ye gelişinin asıl amacının çok daha farklı ve önemli bir boyutunun olduğu da inkar edilemez. Mesud Barzani’nin Diyarbakır ziyaretini AK Parti Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt’a sorduk. 

Başbakan Erdoğan’ın davetiyle Barzani Diyarbakır’a gelecek. Öncelikle bu ziyaretin Türkiye açısından ve Barzani açısından anlamı nedir? 

Türkiye açısından anlamı şu; net bir şekilde Türkiye’nin şimdiye kadar geliştirdiği dış politikadaki koruyucu reflekslerin yerini daha güçlü bir özgüvene bıraktığını görmek mümkün. En önemli mesaj bu. Bu özgüven sayesinde kendi vatandaşı olan Kürtlerle, suni sınırlarla ayrılmış olan kardeşlerimiz arasındaki engellerin hem maddi hem de psikolojik olarak kalkacağının bir işareti. Türkiye’nin daha güçlü bir Türkiye oluşu ile ilişkili olarak, özgüvenle yürüyerek yeni bir bin yılın kapısını açtığı bir süreç bu. Belki ikinci bir Malazgirt diyebiliriz buna. Bu boyutuyla baktığımız zaman gelecekte herkes açısından kazandıracak yansımaları olan bir politika. Barzani açısından da bu böyle. Barzani’yi Ortadoğu’da bir devlet adamı mahiyetinde, kişiliğinde ve kimliğinde, dengeli ve dengeleyici bir politikanın mimarı olarak görmek lazım. Bu anlamda çok değerli bir siyasi aktör.  Kürtler açısından maddi ve manevi değeri çok yüksek olan bir insan. Türkiye’nin Kürtlerle birlikte büyüme projesinde anahtar insan. Dolayısıyla bu boyutlarıyla baktığımız zaman, sembolik değerleriyle birlikte, çok yüksek bir stratejik hamle olduğunu görmek mümkün. 

Barzani’nin gelişinin yerel seçimlere yönelik bir iç politika hamlesi olduğu da özellikle BDP tarafından dile getiriliyor…

Bu zayıf bir eleştiri ve çok haksız kalıyor. Bu hamlenin stratejik değerinin ağırlığı ve büyüklüğü karşısında konuşulmayacak kadar küçük bir eleştiridir bu. 

BDP’nin rahatsızlığını nasıl okumak lazım peki?

Son süreç içerisinde BDP’nin uzantısı ve yansıması olduğu diğer silahlı kuruluşlar PYD, PKK gibi yapılar hegamonik arayışlarını sürdürdüğü için, bu hegemonya çerçevesinde üretilen siyasetlerin karşısında var olan farklı yansımalar onları rahatsız ediyor. Suriye’de bir hegemonya, bölgede bir hegemonya arayışı maalesef Kürtlerin kendi içinde çatışık ve çelişkili yollara gitmesine sebebiyet veriyor. Onların katılımcılığı öğrenmesi gerekiyor. Katılımcılığı bir şekilde kaçınılmaz olarak yaşayacaklar. Bununla yüzleşmeleri gerekiyor. Bununla yüzleşemedikleri için rahatsızlık duyuyorlar, sorun burada. 

Abdullah Öcalan’ın “Süreci Barzani ile devam ettirsinler” şeklinde bir ifadesi vardı. Barzani’nin gelişi bir anlamda çözüm sürecinde Öcalan’a bir mesaj olarak okunabilir mi?

Öcalan’ın sözüne binaen okumak doğru olmaz ama Öcalan’ın da bu gerçekliği görüyor olmuş olması önemlidir. Ama zaten Sayın Barzani ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilişkileri köklü ve geçmişi olan bir yaklaşım içerisinde devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti koruyucu reflekslerini aştıkça da daha olgun hamlelerin önü açılıyor. Bu Barzani’de var olan bir özgüvendi zaten, Türkiye Cumhuriyeti de bu özgüvene ulaştıkça, bu hamleler gerçekleşiyor. 

Türkiye’de Kürt hareketinde BDP- PKK hegemonyası kırıldıkça yeni ve farklı oluşumlar da ortaya çıkıyor. Sizce yerel seçimlerde Kürtler arasında yeni siyasi aktörler görünür olacak mı? Ayrıca Barzani’nin Türkiye’de belli bir etkisi olduğunu biliyoruz. Barzani’nin etkisindeki grupların da önümüzdeki süreçte daha etkili bir hale geldiğini görecek miyiz Türkiye’de?

Sayın Barzani’nin etkisindeki ve ona sempati duyan yapılar, bu seçimlerde de var olduklarını göstermeye çalışacaklar. Ama onun için henüz erken. Çok görünür hale geleceklerini söylemek için erken ama bu süreçle başlayarak çok daha görünür hale gelmenin yollarını arayacaklardır. Bugün bölgede bu arayışlar var zaten. 

Yine çok farklı yapılardan gelen insanlar da şu an ortaya çıkmaya çalışıyor. Hakpar, Hüda-Par çevresini zaten biliyorsunuz. Benzer yapılar “biz de varız” demeye başlıyor. Şimdiye kadar var olan silahlı çatışmalara taraf olmamak adına hep pasifize olmayı tercih ettiler. Çünkü bu çatışmaları doğru bulmuyorlardı. Ama sistem demokratikleştikçe farklı seslerini siyasal alanda duyuracaklardır, zaten duyurmaya da başladılar. Bu gün geçtikçe de derinleşecektir. BDP katılımcılığı öğrenemezse, bu süreci yakalayamaz. Herkesin bu süreçten kazançlı çıkacağını, Türkiye’nin doğusu ve batısı ile yeniden oluşturulmaya çalışıldığını ifade etmek istiyorum. Herkesin bu özgüvene ortak olması ve destek vermesi gerektiğini, bunun bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda ülkenin doğusu ve batısıyla bu desteği vereceğini düşünüyorum.   

on5yirmi5.com