“Atatürk’ten Sonraki En Güçlü Lider”

Olaylar
Times gazetesi Erdoğan’ı Türkiye’nin Atatürk’ten sonraki en güçlü lideri olarak tanımlarken Independent Erdoğan’ın ziyaretlerini Arap dünyasının lideri olma arayışı olarak yoru...
EMOJİLE

Times gazetesi Erdoğan’ı Türkiye’nin Atatürk’ten sonraki en güçlü lideri olarak tanımlarken Independent Erdoğan’ın ziyaretlerini Arap dünyasının lideri olma arayışı olarak yorumladı. Daily Telegraph ise Erdoğan’ın Ahmedinejad’a rakip olduğunu savundu. İşte dünya basınında Erdoğan’ın Mısır, Tunus ve Libya ziyareti…

İNGİLİZ BASINI

INDEPENDENT

İngiltere’de yayımlanan Independent gazetesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır, Tunus ve Libya’yı kapsayan bölge ziyaretini, Arap dünyasının lideri olma arayışı olarak yorumladı.

Gazetenin yazarlarından Patrick Cockburn, "Erdoğan’ın İsrail’e negatif yaklaşımı, Arapların gözündeki cazibesini artırıyor. İsrail’in yalnızlığı, Arap dünyasındaki ayaklanmalar, Arap ülkelerinin zayıflığı ve ABD’nin bölgede gücünün azalması Türkiye’ye yaradı" dedi.

DAILY TELEGRAPH

Daily Telegraph gazetesi de Erdoğan’ın İsrail karşıtlığında İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a rakip olduğunu savundu.

Gazete, Erdoğan’ın Avrupa Birliği üyeliği girişimlerinden sonuç alamayınca Araplar arasındaki en duygusal konu olan Filistin davasının savunuculuğuna soyunarak bölgede gücünü artırmak istediğini yazdı.

TIMES

Times gazetesi de, Erdoğan’ın bölge ziyaretinde Türkiye’yi İslam, demokrasi ve ekonomik refahı bir araya getiren bir model olarak sunmaya hazırlandığını belirtti.

Mübarek döneminde Mısır’ın Türkiye’yi rakip olarak gördüğünü kaydeden gazete "Ama Mübarek şimdi yargılanıyor ve Kahire’de algı değişiyor. Zayıflamış bir ülke, güçlü bir ortak arıyor" dedi.

Gazete, habere eşlik eden bir analizde Erdoğan’ı Türkiye’nin Atatürk’ten sonraki en güçlü lideri olarak tanımladı.

GUARDIAN

Guardian’da yazan Michigan State University’den Prof. Muhammed Eyub ise, Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak ortaya çıkmasıyla Orta Doğu’nun artık eskisi gibi olmayacağını belirtti. Eyub özetle şöyle dedi:

"Bölgede şu anda yaşananlar İsrail’in Doğu Akdeniz’de artık rakipsiz olmadığını gösteriyor. İsrail’in işgal topraklarına yönelik politikaları uluslararası forumlarda bundan böyle ciddi sınavlarla karşılaşacak."

"Türk dış politikası bağımsızlığını ilan etti’"

"Bölgedeki demokratik ayaklanmalar sonrasında, Türkiye’nin pozisyonu, Filistin ve İsrail işgali konusundaki ana akım Arap görüşüne daha da yakınlaşacak. Bu durum, Türkiye’nin Arap dünyasındaki konumunu güçlendirecek ve Filistin konusunda daha aktif bir rol üstlenmeleri için Arap hükümetleri üzerindeki baskıyı artıracak."

"Türk demokrasisi güçlenmeseydi, Türkiye şimdiki pozisyonuna gelemezdi. Şimdi hükümet askerin müdahale korkusu olmadan politika yürütebiliyor. Şu anda bölgede tanık olduklarımız, Orta Doğu’yu Avrupa’ya bağlayan stratejik bir güç olarak Türkiye’nin çağının gelişine işaret ediyor. Bu Ankara’nın dış politikada bağımsızlık ilanıdır. Orta Doğu bundan böyle asla aynı olmayacak."

Yunan basını: Mısır’daki kriz, Erdoğan için fırsat

Yunan basını, Arap dünyasında yaşanan krizin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümetine, Türkiye’nin, bölgedeki gelişmeler ile Batı, AB ve ABD arasında gereklilik arzeden bir arabulucu olma rolünü güçlendirme fırsatı verdiği değerlendirmesinde bulundu.

Atina’da yayımlanan ve ekonomi ağırlıklı yayın yapan "İmerisia" gazetesi, "Mısır’daki krizin Başbakan Erdoğan için fırsat" teşkil ettiği şeklindeki haberinde, görüldüğü kadarıyla, "siyasi İslam’ın bölgede farklı boyutlarıyla şekil kazanmaya başlamasının, Başbakan Erdoğan’a, Türkiye’nin elzem arabulucu rolünü büyütme şansını verdiği" yorumunu yaptı.

Bu yöndeki dinamizmin gerek geçen Cumartesi günü ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Erdoğan arasında yapılan uzun telefon görüşmesi, gerekse Türkiye Başbakanı’nın Mısır’daki gelişmelere ilişkin dün yaptığı açıklamasıyla doğrulandığını yazan gazete, Erdoğan’ın, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Mübarek’e yönelik uyarılarını benimsediği ve çözüm olarak seçimleri önerdiği ifadesini kullandı.

Gazete, geçen Haziran’da Gazze açıklarında yaşanan trajik olayların ardından Türkiye-İsrail ilişkilerinde meydana gelen çatlaktan, dolayısıyla da Ankara ile Washington arasına soğuk savaş şüphesi "gölgesinin" düşmesinden sonra, "ilk kez ortamın değişir gibi göründüğünü" yazdı.

Diğer yandan, gazete, Obama-Erdoğan görüşmesinin içeriğinin dışarıya sızması ve ABD Başkanı’nın "arabuluculuk talebi yerine, Ankara’nın Arap dünyasındaki iktidar krizinde kontrol edilemeyecek bir faaliyet göstermesini engellemeye çalıştığının" duyulması halinde, "şaşırılmaması gerektiği" ifadesini kullandı.

Gazete, her ne olursa olsun, en azından iletişim düzeyinde, Türkiye’nin sadece fırsat değil tehlikeler de içeren bu aşamada "mümkün olan en büyük kazanımı sağladığı" değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada, şu ana kadar Obama ile Erdoğan arasında Ortadoğu’da işbirliğinde bulunma iradesinin iyi niyet bildirilerinden daha ileriye gitmediğini, 2009 yılında ABD liderinin İstanbul’da, sonrasında da Kahire’de yaptığı, Batı ve İslam arasında kapsamlı bir diyalog ihtiyacından söz ettiği konuşmasının, iyi niyet konuşmaları olduğu yorumunu yapan gazete, Başbakan Erdoğan’ın Mısır’daki gelişmelere dair dünkü konuşmasının ise, "menzili ve etkisi şüpheli" bir müdahale olduğunu ileri sürdü.

Gazete, ABD ile Türkiye arasında önümüzdeki aşamada şekillenecek ilişkilerin, gerek Washington’un siyasi İslam ile diyalog iradesi ve imkanları, gerekse Başbakan Erdoğan’ın hassas dengeler kurma yeteneğine ışık tutacağını yazdı.

AFP: Türkiye bölgesel gücünü artırmak istiyor

Fransız haber ajansı AFP ise, Türkiye’nin Mısır’daki protestolara gösterdiği tepkiyi anlattı; "Türkiye bölgesel rolünü güçlendirmek istiyor" yorumunu yaptı.

Başbakan Erdoğan’ın dün ve bugün Mısır’daki iktidar değişikliğine güçlü desteğine değinen AFP, bu isteğin "Türkiye’nin bölgesel güç rolünü sağlamlaştırmak arzusunu yansıttığını" belirtti.

AFP, gözlemcilere dayandırdığı haberinde, Erdoğan’ın bu demokrasi yanlısı tavrını memnuniyetle karşılarken, Müslüman ve laik Türkiye’nin, bölgesel bir güç ve bir demokrasi modeli olarak Mısır krizinden güçlenerek çıkacağı değerlendirmesi yaptı.

Reuters: Müslüman Türkiye, laik demokrasi modeli

Reuters haber ajansının Mısır olaylarına ilişkin analizinde de, "Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in devrilmesi halinde, Mısırlıların ve diğer Arap ülkelerinin gözlerini, İslamiyet ve demokrasinin evliliğine ilişkin ipuçlarını yakalamak üzere Türkiye’ye çevirebilecekleri" belirtildi.

Göreceli istikrarı, canlı ekonomisi ve muhafazakarlarca yönetilen Türkiye’nin sık sık, Müslüman bir ülkede demokrasiye ve bölgedeki Batı etkisine ilişkin örnek olarak gösterildiğine işaret edilen analizde, "Tunus’tan Ürdün’e ve Yemen’e dek yayılan ayaklanma dalgalarının ve Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’e acilen reform çağrılarının yapıldığı bir aşamada Orta Doğu analistlerinin dikkati, yükselen bir diplomatik güç olarak Türkiye’ye çevrildi" denildi.

London School of Economics’den, Orta Doğu politikaları ve uluslararası ilişkiler profesörü Fawaz Gerges, "Orta Doğu’da etkili ve işler tek modelin Türk modeli olduğunu" belirterek, "Türkiye modeli benzer toplumlara bir temel sunuyor. Süren protestolar çerçevesinde Araplar, evrensel bir hükümet biçimi olarak İslami değerleri ve demokrasiyi bütünleştiren Türk modeline bir kez daha bakacaklardır" dedi.

Fakat bazı analistler de, AB üye adayı ve NATO üyesi Türkiye ile, siyasal özgürlük kültürü zayıf olan Arap Orta Doğu ülkeleri arasında belirgin bir fark olduğunu ifade ederek, Türkiye modelinin bu ülkelere olduğu gibi kopya edilemeyeceğine dikkati çekti. Londra’daki Chatham House adlı düşünce kuruluşundan akademisyen Fadi Hakura, "Türkiye örneğinin Tunus veya Mısır’a ilham kaynağı olabileceğine ilişkin bir kuşku olamaz, ancak bir Arap ülkesi Türkiye’yi model olarak alırsa, Türkiye’nin siyasal ve ekonomik gelişmişlik düzeyine benzemesi onyılları bulur" dedi.

Tunus’ta Zeynelabidin Bin Ali’nin gitmesinden sonra, Mısır’da da Hüsnü Mübarek sonrası dönemde İslami grupların siyasette ana rolü üstlenebileceği, bunun, otokratik Arap yönetimlerini desteklemiş olan ABD için bir kaygı kaynağı olduğu, ancak Türkiye’de bütün siyasal akımların demokrasi akımına kanalize olabildiği belirtildi.

Haber Türk