Ananasla şantajla meşgul olana alim denmez

Olaylar
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Gökdere Meydanı’nda düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmaya, tek tek isimlerini saydığı ilçeleri selamlayarak başladı. “...
EMOJİLE

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Gökdere Meydanı’nda düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmaya, tek tek isimlerini saydığı ilçeleri selamlayarak başladı.

“Sultanların şehri”, “alimlerin, evliyaların şehri” diye tanımladığı Bursa’ya Sakarya’dan selam getirdiğini söyleyen Erdoğan, bugün miting yaptığı Sakarya’nın “gümbür gümbür aktığını” ve dimdik ayakta olduğunu belirterek, Bursa’nın da hiçbir zaman kendilerini hayal kırıklığına uğratmadığını vurguladı.

Osmanlı cihan devletini kuran ve ilk başkent olan Bursa’nın bugün İstiklal mücadelesine, büyük Türkiye hedefine, yeni Türkiye mücadelesine sahip çıktığını kaydeden Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin Türkiye, demokrasi ve Bursa için hayırlı olmasını diledi.Sakarya ve Bursa’daki mitinglerin daha öncekilerden çok farklı geçtiğini, Bursa’nın 44’üncü durak olduğunu ve her mitingin birbiriyle yarıştığını belirten Erdoğan, “Her geçen gün zirveye doğru tırmanıyoruz. 30 Mart bu işin zirvesi olacak inşallah. Türkiye oynanan oyunu görüyor. Türkiye tek yürek halinde meydanlara akıyor. Türkiye sandığa, demokrasiye, milli iradeye sahip çıkıyor. ‘Benim irademi çalamazsın, beni Pensilvanya’dan yönetemezsin’ diyor” dedi.

Kapıları dolaşan ablalar olduğunu bildiğini söyleyen Erdoğan, “Bizim ablalarımız bambaşka, bizim ablalarımız işin farkında. Bizim ablalarımızda beddua yok. Bedduaya lanet, duaya davet. Sizin dualarınız bize yeter. Bizim abilerimiz de var” dedi.

Bursa’dan Rize’ye geçeceğini, yarın Artvin’de olacağını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“81 vilayette 77 milyonla yürüyoruz. Biz mazlumlarla, mağdurlarla yürüyoruz. Kaymak takımla değil. Kaymak takımla yürüyenler belli, onlar varsın onlarla yürüsünler. Biz bu yola sizinle çıktık, siz bizi hiçbir zaman yalnız koymadınız, bırakmadınız. Biz her zaman garip gurebayla, yetimle, öksüzle beraber olduk. Biz Kahireli kahramanlarla yürüdük, Mogadişu’nun yoksullarıyla, Saraybosna’daki kardeşlerimizle, Üsküp’teki kader arkadaşlarımızla, Şam’daki mazlumlarla, Filistin’deki mağrurlarla yürüdük. Biz İskeçe’den Batı Trakya’ya tüm kardeşlerimizle beraber yürüdük.

Biz Şeyh Edebali’nin, Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’nin dualarına inanarak, onları yanımıza alarak yürüdük. Hala da öyle yürüyoruz. Sarıkamış, Çanakkale, Kurtuluş Savaşı şehitlerimizin ışığında yürüyoruz. Biz manşetlerin gölgesinde yürüyen bir parti değiliz. Biz takiyecilerin, yalancıların, müfterilerin gücüyle yürüyen bir parti değiliz. Sermaye çevrelerinin verdiği güçle yürüyen bir parti değiliz. Onların yedeğinde olmadık, olmayacağız. Sahte alimlerin dizinin dibine oturan fitnecilerle, casuslarla, uluslararası örgütlerin maşası olmuş sahtekarlarla yürüyen bir parti değiliz. Bize millet yeter, bize Allah yeter. Varsın onlar birileriyle yürüsün. Biz bu partiyi sizinle kurduk, bugünlere sizinle ulaştık. İstikbale sadece ve sadece milletle yürüyoruz.”

“Büyük Türkiye’yi hazmedemeyenlerin saldırısıdır

AK Parti’ye karşı çok farklı çevrelerin ve merkezlerin birleşerek saldırı başlattığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aslında bu saldırı salt AK Parti’ye yönelik bir saldırı değil. Bu aslında hükümete, şahsıma, Başbakan’a yönelik bir saldırı değil. Bu saldırı doğrudan doğruya Türkiye’ye yapılıyor. Bu saldırı devlete, milli güvenliğimize yapılıyor. Bize ‘Ekonominiz çok büyüdü, ülkenizin gücü çok arttı, itibarı yükseldi. Dünyadaki mazlumlara siz niçin sahip çıkıyorsunuz’ diyorlar. ‘Mısır, Suriye diyorsunuz, Filistin’e sahip çıkıyorsunuz’ diyorlar. ‘Terör meselesini çözüm yoluna koydunuz, kanı durdurdunuz, gözyaşını dindirdiniz’ diyorlar. Yani diyorlar ki ‘Biz bundan rahatsız olduk’. Çünkü bundan besleniyorlar. ‘Biz bunu istemiyoruz, kabullenemiyoruz, hazmedemiyoruz’ diyorlar. Şunlara bak. İşte bu saldırı Büyük Türkiye’yi hazmedemeyenlerin saldırısıdır. Bu saldırı, yeni Türkiye’yi, 77 milyon kardeş Türkiye’yi kabullenemeyenlerin saldırısıdır. 30 Mart bu alçakça saldırıya milletçe ‘dur’ diyeceğimiz bir tarihtir.”

30 Mart’ta vatandaşın “Biz bu hilelere, darbe girişimlerine, iftiralara, montajlara geçit vermiyoruz” diyeceğini kaydeden Erdoğan, seçimlerde sadece AK Parti’ye değil milli iradeye, ülkeye ve istikbale sahip çıkılacağını söyledi. 

“Ananaslarla tespihlerle şantajla tehditle meşgul olana alim denmez”

Bursa’nın, sultanların olduğu kadar alimlerin, evliyanın ve gönül insanlarının da şehri olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Bursalı Niyazi Mısri’nin gerçek bir alim ve dervişin nasıl olacağını “Derviş olan aşık gerek yolunda hem sadık gerek / Bağrı onun yanık gerek can gözleri açık gerek / Alçaktan alçak yürüye toprak içinde çürüye / Aşk ateşinde eriye altın gibi sızmak gerek / Zikr-i Hakka meşgul ola, yan yana ta kül ola / Her kim diler makbul ola tevhide boyanmak gerek” dizeleriyle anlattığını kaydetti.    

Erdoğan, şöyle konuştu:

“Gerçek derviş, gerçek gönül insanı işte budur. ‘Bir tek ceketim var’ deyip, holdingleri, şirketleri, milyar dolarları yönetenden alim olmaz. ‘Pencere kenarlarında yattım’ diye övünüp ananaslarla, tespihlerle, rafinerilerle, ihalelerle, şantajla, tehditle meşgul olana alim denmez. İnsanların telefonlarını gizlice dinleyenden, bunları kaydedenden, bunları şantaj için kullanandan derviş olmaz, gönül insanı olmaz, hizmet eri olmaz. Memleketine fitne sokandan, dostunu arkadan vurandan, kardeşini kuyuya atandan, insanların mahremini gözetleyenden münzevi olmaz. Spordan siyasete, magazinden istihbarata kadar her türlü işle uğraşan, her türlü kirli işe bulaşan, memleketin her meselesine burnunu sokandan asla din adamı da olmaz, alim de olmaz, muteber insan da olmaz.”

Twitter’ın kökünü kazıyacağız

”Bir Başbakanı, bir Cumhurbaşkanını, bir bakanı dinleyemezsiniz, mahkeme kararı filan alamazsınız böyle bir şey yok” diyen Erdoğan, ”Bunlar bütün bunları yaptıkları gibi devletin kurumlarını, güvenli hat diye Başbakana, Cumhurbaşkanına, bizlere verilen o telefonları, kriptolu denilen telefonlarımızı bile dinleyecek kadar adiler, alçaklar” ifadesini kullandı.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

”Şimdi bakın uluslararası komplolar bu işin içinde. Çok ilginç. Bu Twitterlar falan var ya şimdi mahkeme kararı çıktı, Twitter falan hepsinin kökünü kazıyacağız. Evet evet hepsini, efendim işte uluslararası camia şöyle der, böyle der, hiç beni ilgilendirmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünü görecekler. Bunun özgürlükle alakası yok. Özgürlük birinin mahremine girmek değildir, özgürlük devletin sırlarını bu tür kanallarla uluslararası yerlere, fitnelemek, sufle etmek değildir.”

Buna fırsat vermeyeceklerini belirten Erdoğan, süratle bu adımı attıklarını, ülkenin güvenliğinin burada söz konusu olduğunu söyledi. Erdoğan, ”Ülkeme fitne, fesat sokmak isteyen ister ulusal olsun, ister uluslararası olsun karşısında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve bizi bulacaktır” dedi.

Erdoğan, kendilerine bu gücü halkın verdiğini belirterek, bunun da gereğini yaptıklarını ve yapacaklarını ifade etti.

4 bakanla ilgili fezleke

Erdoğan, 4 bakanla ilgili fezlekenin dün parlamentoda görüşüldüğünü hatırlatarak, şunları kaydetti:

”Yahu seçim var, şurada 10 gün sonra seçim var. Yani seçimden sonra bunu yapsak olmaz mıydı? Bak hepsi bir araya geldiler, ruh ikizleri, Pensilvanya da dahil, CHP, MHP, BDP, Pensilvanya hepsi bir arada. Meclisin kapısını bilmeyenler dün oradaydı. Zannettiler ki AK Parti gelmeyecek, nasıl gelmeyiz? Bize bu devlet, bu işi boşuna vermedi. Geldiler, önce bir toplantı yeter sayısını sağladılar, girdiler içeri arkadaşlar dışarıda bekledi bizimkiler. Baktılar bir girdiler, toplantı açılıyor, bizimkiler de girdi. Eee ne oldu? Tabi takip ediyorum, dün çünkü Edirne, Tekirdağ, Silivri mitinglerim vardı oralardaydım, oradan takip ediyordum. Ondan sonra bunlar baktılar ki sayı AK Parti’nin galiba az. Öyle zannettiler ve konuşmalar, şunlar bunlar bir ortalığı karıştırdılar. Her zaman ki gibi ve sonucunda şu oldu, baktılar bu iş gitmiyor, oylamaya gelince bunlardan orada 151 kişi kaldı. AK Parti 259 ile derslerini verdi gönderdi. Ama bunlar akıllanmaz, bunlar uslanmaz bunlar haddini bilmez.”

”Benim Erzurumlu kardeşlerim Teyyo pehlivanı bilir, aynen bunlar Teyyo pehlivanı gibi yenilmekten doymazlar bunlar. Ama bunlara da dersini vermek gerekiyor” diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

”Şimdi tabi dün arkadaşlar dedi ki ‘yahu siz bugüne kadar niçin bir araştırma önergesi vermiyorsunuz, bir soruşturma önergesi vermiyorsunuz?’ Arkadaşlarımız dün şunu yaptı;  4 arkadaşımız da biz aklanmak istiyoruz dediler ve kendileri önerge verdiler. Meclis Başkanlığına da Grup Başkanlığına da ve partimiz soruşturma önergesini verdi. Şimdi seçimden sonra bunun adımı atılacak. Çünkü biz hiçbir yerde herhangi bir şeyin kapalı kalmasını istemiyoruz. Bunun adımını atacağız, bunun çalışmasını da yapacağız.”

”Arkamızdan nal topluyorsun”

CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bursa’ya geldiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

‘Aldığım habere göre buradan daha çok kalabalık toplamış, hangi mahallede? SKM mi açtı ne yaptı? Fakat biliyorsunuz yalanda çok mahirdir. Buna medya ‘çark Kemal’ der. Burada da yine yalanlarını söylemiş gitmiş, kum gider ama izi kalır. Bursa’da ne dedi, ‘söz veriyorum, namus sözü, Kemal Kılıçdaroğlu sözü’ dedi. Kemal Kılıçdaroğlu sözü ne demek biliyor musunuz? Kemal Kılıçdaroğlu’nun namus sözü ne demek? Hemen size ben bir örnekle anlatıyım. 2011 seçimlerinde, burada, bu CHP’nin genel müdürü Bursa’ya geldi. Bursa’da yerel bir televizyon kanalına çıktı, bunlar kayıtlarda var o kanalda ne dedi biliyor musunuz ‘yüzde 40 oy alamazsam istifa ederim’ dedi. Hatırladınız mı? Hem de bunu Bursa’da söyledi. Ne kadar oy aldı? Yüzde 26. İstifa etti mi? Medya, istifa etti mi? Sizin kayıtlarınızda, arşivlerinizi de bir inceleyin bakalım. İstifa etti mi? Sözünü tuttu mu? Aradan 3 yıl geçti, yine Bursa’ya geliyor, sözler veriyor, namus sözü diyor,  Kemal Kılıçdaroğlu sözü diyor. Bursa, Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözünün ne demek olduğunu çok iyi biliyor,. Ondan sonra da çıkıyor yalancıdan Başbakan olmaz diyor. Bu doğru, bu çok doğru, söylediği zaten tek doğru cümle bu. İşte onun için de 4 yıldır 3 seçime girdi üçünde de arkamızdan nal topluyorsun nal. Bu millet seni zaten hiçbir zaman Başbakan yapmaz, senden öncekileri de yapmadı zaten, Bu CHP’yi benim halkım, benim milletim çok iyi tanır.”

AK Parti’nin bu seçimden birinci parti olarak çıkmazsa, kendisinin genel başkanlığı bırakacağını ifade eden Başbakan ”Ancak Kılıçdaroğlu birinci parti olamazsa, bırakacak mı? Bırakır mı? O zaman bu CHP’ye gönül veren kardeşlerim, kendisini birinci parti yapamayacak bu adamların arkasından niye gidiyor? Siyaset iktidar olmak için yapılır. Bahçeli’ye gönül verenler, yahu niye bu Bahçeli’nin ardından giderler. Bildim bileli o partinin genel başkanıdır, hep arkadan nal toplar, niye? Yahu bunlar millete güven vermiyor, millette itimat telkin etmiyor, bunların olduğu yerde hizmet yok ama AK Parti’nin olduğu yerde hizmet var” diye konuştu.

”CHP de haşhaşidir”

Kendisinin Pensilvanya’ya özellikle bir şey hatırlatmak istediğini belirten Başbakan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

”Bu CHP tarihi boyunca dindarlara hep zulmetmiştir, bu CHP Türkiye’nin her yerinde ama en çok da Bursa’da camileri kapatmış, yıkmış, türbeleri tahrip etmiştir. Ben birilerine ‘haşhaşi’ dedim. Ama bu CHP de haşhaşidir, aynen. Aynı yerde buluşuyorlar, ortak paydaları o. CHP Kur’an-ı Kerimleri toplatan değil mi, yakan değil mi, kitapları yasaklayan değil mi, Ezan-ı Muhammediyeyi aslına uygun olarak değil Türkçe okutan değil mi? Bu CHP tarihi boyunca başörtüsüne zulmetmedi mi? Diyor ki ‘başörtüsünün özgürlüğünü ben sağladım.’ Küçük at da güvercinler de yesin. Senin herkes ne olduğunu bilir, sen dini sadece istismar edersin. Şimdi bir tane İstanbul Üsküdar’a bir müftü müsveddesi koymuş, diyor ki Üsküdar’a müftü gerek. Belediyecilikle müftülüğün ne alakası var? Yani eyvallah, müftüden belediye başkanı olmaz mı? Olur, tabi niye olmasın ama senin gibisinden olmaz. Çünkü bu iş ehliyet işi, liyakat işi. Burada başarılı bir AK Parti belediyeciliği var ama bunu istismar etme. Üsküdar’a müftü geliyor…” 

”Bediüzzaman Said-i Nursi’nin hem dirisine hem zulmeden bu CHP’dir” diyen Erdoğan, daha yakın zamana kadar CHP’nin Pensilvanya’daki örgüte de “ağır ifadeler kullandığını ve hakaretler yaptığını” örnekler göstererek anlattı.

Erdoğan, CHP yöneticilerinin geçmişte Fethullah Gülen aleyhine açıklamalarda bulunduğunu dile belirterek, şöyle devam etti:

“Güya Said-i Nursi’nin izinden gittiğini söyleyen Pensilvanya şimdi el ele, kol kola CHP, MHP ve BDP ile darbe yapmaya çalışıyor. Hiç kusura bakmasınlar o günler geride kaldı. 27 Mayıs günlerinden değiliz. Manşetlere, sokak eylemlerine, oldu bittilere meydanı bırakacak değiliz. Millet gerçekleri görüyor, millet sandığına ve iradesine sahip çıkıyor.”

Partisine üye olanlara ve oy verenlere seslenen Erdoğan, partisinin sandık müşahidi ve sandık kurulu üyelerinden gerekli belgelerini almalarını ve seçim günü sabahın erken saatinde görev yerlerine gitmelerini istedi.

“Şeyh Edebali’nin öğütleriyle yürüyeceğiz”

Erdoğan, 30 Mart akşamında sandıkta adeta demokratik bir ders vereceklerine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz yakmak, yıkmak için gelmedik. Biz inşa etmek için geldik. Bizim farkımız bu. AK Parti’yi diğerlerinden ayıran bu. Kardeşlerim çok büyük hizmetler yaptık. Adeta uçurum kenarındaki Türkiye’yi aldık, her alanda büyüyen, dünya ile yarışan bir Türkiye inşa ettik. İlklerle tanıştırdık Türkiye’yi. Türkiye’de istikrarı, huzuru, güveni kalıcı hale getirdik. İnşallah çok daha fazlasını yapacağız. Şimdi hedef 2023, dünyanın ilk 10 ülkesinden biri olacağız. Şeyh Edebali’nin öğütleriyle yürüyeceğiz, Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’nin hatırasına sahip çıkarak yürüyeceğiz. Bursa’da bir cihan imparatorluğu kuruldu. Bizler de Bursa’nın emaneti olan bu Türkiye Cumhuriyeti’ni büyütmeye devam edeceğiz.”

“BDP ‘Siyasi Kürtçülük’, MHP ‘Siyasi Türkçülük’ yapıyor”

“Yola çıkarken Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazhası, Boşnağı, Arnavudu ve Romanıyla tek millet” dediklerini aktaran Erdoğan, Türk’ü Türk, Kürt’ü Kürt, Boşnak’ı Boşnak, Arnavut’u Arnavut olduğu için sevmediğini, kendisini yaradan Allah’ın onları da yarattığı için sevdiğini söyledi.

BDP’nin “Siyasi Kürtçülük”, MHP’nin “Siyasi Türkçülük” yaptığını, CHP’nin ise kumsalların partisi olduğunu ifade eden Erdoğan, kendilerinin 77 milyonun ve 780 bin kilometrekarenin partisi olduğunu dile getirdi.

Her zaman tek millet ve tek bayrağı savunduklarını altını çizen Erdoğan, partisi tarafından hazırlatılan “Bayraklı reklam”la ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yargı onu da yasakladı. Neymiş? Bu da yasaklara girermiş. Ya yeter ki diğer partiler de hepsi de bayrağı getirsinler onun reklamını yapsınlar. Bayrak duygusu, bu çok önemli. Ben yavrularıma ilkokulda şiir okuma yarışmalarında, ‘baba hangi şiiri okuyalım?’ dedikleri zaman, kendilerine ‘Arif Nihat Asya’nın ‘Bayrak’ şiirini okuyun’ dedim. Yarışmalara öyle girdiler. (Erdoğan burada Bayrak şiirini ilk dörtlüğünü meydandakilerle birlikte okudu).”

“Omurgasızdan bir şey olmaz”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendilerine bayrak dersi vermesine tepki gösteren Erdoğan, “Sen git yat ya. Sen önce Hakkari’de bir tane Türk bayrağı dalgalandıramadın. Onu konuş. Sana müsaade etmediler. Türk bayrağını dalgalandıramadın Hakkari’de. Bütün belgeler ellimde. Sen önce onu konuş. Bayrak sevgisi kim, sen kim” dedi.

Mithat Cemal Kuntay’ın “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dizelerini de okuyan Erdoğan, tek millet ve tek bayrağın yanında tek vatan da dediklerini vurguladı.

“Rabia işareti” yapan Erdoğan, devlet içinde devlete ve paralel yapıyı asla müsaade etmeyeceklerini belirterek, “Bunlar temizlenecek, biraz sabır. Asla buna Türkiye Cumhuriyeti devletinde müsaade etmeyiz. Asla. Milli güvenliğimizi tehdit eden gelişmelere karşı tüm tedbirleri alırız. Bunun hiç lamı cimi yok. Ameliyata müsaade etmeyiz. Kardeşlerim, bu ‘Rabia’ bunları içeriyor. Fakat bu ara güzel bir şey oldu biliyor musunuz? Kılıçdaroğlu  bu işareti yapıyor. Ama Kılıçdaroğlu Ankara’da filan gezerken değişik değişik işaretler yapmış. Nasıl oldu bilmiyorum, her işareti yapıyor. Çünkü görüldüğü gibi olan değil, olduğu gibi görünen değil, nereden ne gelirse toparlayabilir miyim diyen birisi. Omurgalı olmak lazım siyasette, omurgasızdan bir şey olmaz.”

“Paralel yapının yurtlarında kalanlar varsa çıksınlar”

Kente yapılan yatırımlara ilişkin bilgi de veren Erdoğan, alandakilerden bazılarının “Yurt istiyoruz” demeleri üzerine, şunları söyledi:

“Doğru, yurtta eksikliğimiz var. Bu yurt inşaatlarını yapmaya devam ediyoruz. Yalnız bir şey söyleyeceğim, bu paralel yapının yurtlarında filan kalanlar varsa çıksınlar. Niye söylüyorum? Kredi ve Yurtlar Kurumunun yurtlarında açık, boşluk yoksa, yurtlarımız yapılana kadar sizleri devletin tesislerinde, orada ağırlayacağız. Orada yer yoksa sizi otellerde ağırlayacağız. Bu bir. İki, dershanelerden çocuklarınızı alın. Her hafta sonu, cumartesi, pazar Milli Eğitim olarak takviye kursları vereceğiz ücretsiz. Bunların okullarında okuyan çocuklarını varsa onları da alın. Devletin okulları bize yeter. Çünkü bunlar okullarda artık ders vermeyi bıraktılar, şimdi 30 Mart’la ilgili propaganda yapıyorlar. Başbakana beddualar ettiriyorlar, bakanlarla ilgili her türlü yalanları, tezviratı yapıyorlar. Sen okulda öğretmen misin yoksa başka bir görevli mi?  Çok enteresan şeyler oluyor. Dolayısıyla bunlara da pirim vermememiz lazım.”

” Ey gidi Pensilvanya, daha ne istiyorsun?”

Kentte eğitim, ulaştırma başta olmak diğer alanlarda da yapılan yatırımlardan örnekler veren Başbakan Erdoğan, 12 yılda Bursa’ya 15 milyar liralık yatırım gerçekleştirildiğini aktardı. 

Yurt genelinde okullarda 675 bin tablet bilgisayarların dağıtımına devam edildiğini belirten Erdoğan, 18 ay içinde 350 bin etkileşimli tahtanın sınıflara yerleştirileceğini bildirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Size ne çileler çektirdiler. ‘Senin başın örtülü okula gidemezsiniz. Kapatın meslek okullarının, imam hatiplerin orta kısımlarını.’ Bunları söylediler öyle mi? Kapattılar mı? Ama biz dedik ki ‘Sabır.’ Sabrettiniz şimdi imam hatiplerin orta kısımları açıldı mı? 4+4+4 uygulaması başladı mı? Artık imam hatiplerde kızlarımız rahatlıkla okuyabiliyor. Katsayı var mı? Kalktı. Artık istediğin üniversiteye gidebiliyor musun? Ama şimdi ben de imam hatiplilerden, meslek liselilerden başarı bekliyorum. Gümbür gümbür en önemli üniversitelere onlar girmeli, bu rekabette kazanmalısınız. Artık düz liselerde de Kur’an-ı Kerim seçmeli ders oldu mu? Peygamberimizin hayatı, Siyer-i Nebi seçmeli ders oldu mu? Ey gidi Pensilvanya, daha ne istiyorsun? Şu yapılanları görmeyeceksin de neyi göreceksin ya?”

Alandakilerin “Vur vur inlesin, Pensilvanya dinlesin” sloganları üzerine Erdoğan, “Bu işi tamamen bana bırakmayın. 30 Mart, asıl orası önemli. Sandıkları patlatacaksınız, sandıkları AK Parti’nin  ampulüyle ile aydınlatacaksınız. Mesele bu” ifadesini kullandı.

Bursa’da 138 tarihi eseri restore ettiklerini vurgulayan Erdoğan, “Tarihiniz varsa geleceğiniz olur, tarihiniz yoksa yok olursunuz. Biz tarihimizle ayaktayız, tarihimizle yürüyoruz dolayısıyla biz hep tarihimizden güç aldık ve onunla geleceğe yürüdük” diye konuştu

“Üç koyun ver inanın kaybeder”

Erdoğan, Bursa’nın, AK Parti’nin hizmet ve eser siyasetini hep ödüllendirdiğini dile getirerek, Büyükşehir Belediyesinin kenti metro, tramvay, deniz otobüsü, deniz uçağı ve helikopter taksiyle tanıştırdığını söyledi. Uludağ’a 12 dakikada çıkılmasını sağlayacak teleferiğin deneme seferlerinin bir hafta içinde başlayacağı bilgisini paylaşan Erdoğan, mevcut başkan da olan partisinin büyükşehir belediye başkan adayı Recep Altepe’ye destek istedi.

Bursa’nın tüm ilçeleri ve Büyükşehir Belediyesinin AK Parti markasıyla yükselmesini istediklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Belediyecilik zaten bizim işimiz, belediyeciliği biz biliriz. Kılıçdaroğlu, bu yasaya karşı çıktı, ‘Olur mu’ dedi. Ne diyorlar biliyor musun?  ‘Ya olur mu öyle şey, büyükşehir belediyesi Harmancık ilçesine hizmeti nasıl götürecek?’  Adamın haberi yok, bu iş nasıl yapılır, insan açar bu İstanbul belediyesi bu işi nasıl yaptı? Ta Çatalca’ya, Silivri’ye ta buraların köylerine nasıl ulaştı diye bir bakar, Kocaeli’ne bir bakar ya. Ama derdi değil. Türkiye’nin başında büyükşehir belediye başkanlığından gelmiş bir başbakanın olduğunu bilmiyor. CHP’nin yolsuzluklarından aldığımız bir İstanbul’u bilmiyor. Adama, ‘Hangi ilçeye taşındınız’ diye soruyorlar, ‘Kağıthane.’ Ondan sonra ‘Nerede oturuyorsunuz’ diye soruyorlar ‘Kağıttepe’ diyor. Öyle, üç koyun ver inanın kaybeder.”

Partisinin kentteki belediye başkan adayları ile milletvekillerini kürsüye davet eden Başbakan Erdoğan, alandakilere “Bütün belediyeleri almaya var mıyız. Türkiye genelinde şu Bursa’ya bir rekor yakışır. Bu seçimde bu rekoru kırmaya var mıyız” diye sorması üzerine, “Evet” karşılığını aldı. 

Alandakilerden kapı kapı dolaşmalarını, sandıklara sahip çıkmalarını isteyen Erdoğan daha sonra kalabalıkla “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısının sözlerini söyledi. 

Baba ocağında halka seslendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisince düzenlenecek mitinge katılmak üzere Trabzon’dan kara yoluyla geldiği baba ocağı Rize’nin Güneysu’da, parti otobüsünden vatandaşa hitap etti.

Yağmur altında bekleyen kalabalığa seslenen Erdoğan, “Rahmetten kaçılmaz. Yarın da birlikte olacağımız için bugün sadece sizleri selamlayacağım” dedi.

Bugün Sakarya’da, ardından Bursa’da olduğunu dile getiren Erdoğan, “İnsan seli halinde bizleri karşıladılar. Size onların da selamlarını getirdim. İnşallah yarın sabah erkenden Artvin’deyiz. Artvin’den sonra Rize’deyiz. Ondan sonra da Erzurum’da olacağız. Ben Güneysulu hemşehrilerimden özellikle bir şey istiyorum. Burası benim ana, baba ocağım. Diyorum ki burada AK Parti’den başkasına oy çıkmamalı. Yarın aynısını da Rize’den isteyeceğim” diye konuştu.

Bu seçimde mücadeleyi özellikle belli bir partiye karşı vermediklerini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Olayın boyutu büyük. Biz burada bir istiklal mücadelesi veriyoruz, istikbal mücadelesi veriyoruz. Bizim bu seçimden çok farklı bir güçle çıkmamız lazım ve buradan alacağımız güç bilesiniz ki ne ana muhalefeti bırakır ne yavru muhalefeti bırakır ne Pensilvanya’yı bırakır. Rizeli hanım kardeşlerime sesleniyorum, kapı kapı dolaşacağız. Girilmedik ev, çalınmadık kapı bırakmayacağız. Detaylarını zaten yarın Rize’de konuşacağım. Onun için müsaadenizle şimdi biraz dinleneyim.”

Erdoğan, konuşmasının ardından Merkez Mahallesi’ndeki evine gitti.