Akif Beki Canlı Yayında Fena Kızdı

Olaylar
Kanal 24’ün tepe ismi Akif Beki’den canlı yayında gelen açıklamalar tam anlamıyla bomba etkisi yaratacak. Polisi ve süper savcıları hedefe koyan Akif Beki, olayın perde arkasında İsrail...
EMOJİLE

Kanal 24’ün tepe ismi Akif Beki’den canlı yayında gelen açıklamalar tam anlamıyla bomba etkisi yaratacak. Polisi ve süper savcıları hedefe koyan Akif Beki, olayın perde arkasında İsrail’in de olduğunu ima etti.

Yargının polis ile birlikte siyasete müdahil olduğunu belirten Beki, "O zaman memleketi siz yönetin. Polis ve savcı marifetiyle memleket mi yönetilir?" diyerek ince mesajlar yolladı. 

KORKAR OLDUK YETER ARTIK
Akif Beki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun "gazete başlıklarına bakmaktan korkar olduk" sözüne katıldığını belirterek şunları söyledi;

"Gazete manşetlerine bakmaktan ürker korkar olduk. Yeter yani. Memleket yoruldu, yeter… İnsanlar korku ve ürkünçlüğünden dolayı akıllarına dahi getirmedikleri şeyleri bir süre sonra telaffuz etmeye başlarlar.

DEVLET TERÖR ÖRGÜTÜ MÜDÜR?

Bu işin sonu devletin milli güvenlik politikasını belirleyen dolayısıyla devletin tamamının bir suç örgütü olup olmadığını sorgulamaya kadar gider? Devlet bir terör örgütü müdür? Oraya kadar gider. Devletin tayin ettiklerine siz böyle yaparsanız, ipin ucunu ordan tutarsanız ipin çıkacağı yer belli.

BİR TEK ERGENEKON SAVCI VE POLİSLERİ Mİ TEMİZ?

Bir bütün olarak TSK’ya suç örgütü muamelesi yapmaktan, bütün olarak devlete suç örgütü muamelesi yapmaktan söz ediyorum. O zaman ne kaldı geriye. Bir tek bu Ergenekon davasına bakan savcı ve polisler mi sağlam?

BAŞBUĞ GİBİ FİDAN’I DA TUTUKLASINLAR O ZAMAN

"Eski Genelkurmay Başkanı’nı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlayarak şimdi tutuklu olarak yargılıyoruz, şimdi bir bu eksikti. MİT müsteşarını da terör örgütü kurup yönetmekle suçlayıp, tutuklu olarak yargılayalım o zaman. Sonra da bu iş devletin tepesine kadar gider."

Hrant Dink cinayetini ve polisin bu cinayetteki ihmallerini hatırlatan Akif Beki, Erhan Tuncel’in polisteki amirlerinin neden yargılanmadığını, yargı önüne neden çıkarılmadığını sordu.

Beki, "MİT müsteşarını sorgulamaya teşebbüs ediyorsanız, o zaman bunu daha evvel niye yapmadınız?" sorusunu yöneltti.

İşte Akif Beki’nin bomba yorumları;

İSRAİL’İN HEDEFİ HAKAN FİDAN

"Oslo görüşme kayıtlarının bir internet sitesinde ifşa edilmesi, istenen şekle sokularak verilmesi bir zemin hazırlama çalışmasıydı. Belli ki yürütülen operasyonun devamı vardı. Sonuçta bugün bu iddiaların gündeme getirilip yargı konusu yapılmasına yolaçan olay budur. Onu kim yaptıysa bunu amaçlamış olabilir.

Önce Mossad’ın hedefi oldu Hakan Fidan, MİT’te İsrail’in mahrem bilgileri olduğunu söyleyerek o mahrem bilgilerin güvende olmadığını söyleyiverdiler. Ve Hakan Fidan’ı doğrudan hedef aldılar. Ordan başladı iş…

ASIL NİYET

Şimdi Türkiye’yi kuşatan çok önemli bir yangın var. Suriye’de tansiyonun had safhaya vardığı yerde duruyoruz. İstesek de istemesek de biz bölgedeki süreçlerin orta yerinde yer alıyoruz. Bu süreçte devlete bilgi temin eden kurum da MİT…

Dolayısıyla MİT’e en çok iş düşen bir dönemde ilgisi dikkati odağı başka bir tarafa kaydırılıyor. Savcı bu işi amaçlarken amacı buydu demiyorum. Ben sonucu söylüyorum.

BENİM VAY HALİME!

Süper savcıların, özel yetkili savcıların çok geniş yetkileri olduğunu biliyoruz. Oraya zinhar girmek istemem. Bu ülkede kimse kendini koruyamazken… MİT müsteşarı bile yasal koruma ve güvenceden yoksunsa benim vay halime. O yüzden dikkatli konuşmaya çalışıyorum. Zinhar yanlış manaya gelsin istemiyorum söylediklerim. Ne dediğim çok belli, ben sonuçlardan bahsediyorum. Savcının bu teşebbüsünün sonuçlarından bir tanesi MİT’in dikkatini başka bir tarafa çekmektir. 

HÜKÜMETE YÖNELİK HAMLE Mİ?

MİT ulusal güvenlik politikası gereği bir görev üstlenmiş. Terör örgütüyle ilgili MİT’e bir görevlendirme yapılmış. Görevlendirmeyi yapan ülkenin seçilmiş iktidarı. MGK’da konuşulup tayin edilen, yapılan işlerden söz ediyoruz. Bu işler şimdi yargıya taşınıyor.

O ZAMAN MEMLEKETİ SİZ YÖNETİN

Şimdi siz ulusal güvenlik politikasının üstüne çıkıyorsunuz. Dolayısıyla o politikayı belirleyen, tayin eden karar vericilerin de seçilmiş hükümetlerin de üstüne çıkıyorsunuz. O zaman memleketi siz yönetin. Polis ve savcı marifetiyle memleket mi yönetilir?

Eğer siz MİT’i bir soruşturmaya tabii tutarsanız, o zaman MGK’ya, onun kurullarına kadar gider. O zamanda ne yaptığınız sorusu gündeme gelir. Memleketi yönetmek, siyaseti belirlemek tayin etmek istiyorsanız bunun gereklerini yaparsınız. Ancak böyle bir niyetiniz yoksa siyaseti belirlemek yargının polisin işi değil.

RAMAZAN AKYÜREK NİYE ÇAĞRILMADI?

Siz 2 tane KCK sanığı ifadesi için MİT başkanını çağırıyoruz derseniz o zaman akla başka şeyler gelir. Mesela Hrant Dink olayında bir muhbir vardı (Erhan Tuncel) polisin muhbiri… Peki Erhan Tuncel’in bu işte bir rolü ve dahli olduğuna göre Erhan Tuncel’in muhbirlik yaptığı polis yetkileri neden yargılanmadı o zaman. O zaman bu meşru soru olmaz mı? Siz şimdi MİT’e muhbirlik yaptığını söyleyen KCK sanıkları üzerinden MİT müsteşarını sorgulamaya teşebbüs ediyorsanız, o zaman bunu daha evvel niye yapmadınız. Yine özel yetkili mahkemeler baktı, aklın almadığı şeyler var.

MİT’E KARŞILIK DİNK SORUSU

MİT’in aldığı istihbarattan hareketle bir takım suçları önlememiş olabilir mi sorusu yöneltiliyor. Peki Hrant Dink cinayeti önlenmiş miydi? Hrant Dink’i vurmadılar mı? Arkasında örgütün varlığı yoktur diye hüküm vermediler mi? Bunu daha önce haber almışlar mıydı yetkililer, polisin muhbiri vardı. Ne oldu? Arkasında örgütün varlığına dair kanıt bile ortaya konamadı. Bu nasıl iştir diye süper yetkili savcılara sorulmaz mı şimdi? Ben kimseyi suçluyor değilim, bu mantığın sakat olduğunu göstermeye çalışıyorum.

internethaber.com