AK Parti’nin Cumhurbaşkanlığı adayı kazanır!

Olaylar
Türkiye 30 Mart seçimlerini geride bıraktı. Sivil vesayetin siyasete müdahalesi olarak tarihe geçecek olan bu seçimler, siyaset kurumunun tartışmasız bir zaferi ile sonuçlandı. Seçmen ise, 30 Mart yer...
EMOJİLE

Türkiye 30 Mart seçimlerini geride bıraktı. Sivil vesayetin siyasete müdahalesi olarak tarihe geçecek olan bu seçimler, siyaset kurumunun tartışmasız bir zaferi ile sonuçlandı. Seçmen ise, 30 Mart yerel seçimlerinin kritiğini yapamadan ağustos ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve 2015 genel seçimlerini tartışıyor. Bütün bu süreci, seçim tahminlerindeki başarıları ile adını duyuran GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş, Sabah’tan İsa Tatlıcan’ın sorularını cevaplandırdı.  

Bu seçimlerde anketlerin kazananı kimler? 

Aslında her medya grubu kendi araştırma firmasını mümkün mertebe önde tutmaya çalışmaktadır. Bu seçim sonuçlarında GENAR, KONDA, DENGE ve ANAR en yakın tahminde bulunan firmalar olmuştur. 

Seçmeni yönlendirmek için çalışan araştırma şirketleri var mı?

Hiç araştırma yapmadan, seçimlerde ortaya çıkan mahalli gazeteler gibi, sadece seçim zamanı ortaya çıkan araştırma firmaları var. Mustafa Sarıgül ile Kadir Topbaş arasındaki yarışta vermiş olduğu sonuçlara bakarsak, kamuoyunda bilinen ve iş yapan firmaların da benzer yanlışlara düştüğü gözükmektedir. Bilinen 4 firma, televizyon programlarında Sarıgül ile Topbaş’ı başa baş gösterdi. 8-10 puanlık bir hata tesadüfen oluşmaz. 

‘Seçimin kaybedeni Cemaat-CHP ittifakı’

Bu seçimi kim kazandı, gerçek kaybedeni kim oldu?

Kanaatim odur ki bu seçimin kazananı AK Parti oldu. Kaybedeni ise CHP ve cemaat ittifakıdır. Kamuoyu da böyle algıladı. Tabii yenilenler arasında cemaat medyası ve merkez medyayı unutmamak gerekir. 

Gülen hareketi, siyasete karşı başlattığı bu savaşta başta çok iddialıydı. Neden kaybetti? 

Adım adım Batılı bir demokrasiye geçme çabasında olan Türkiye’yi bu seçimde cemaat engellemeye çalıştı. Türk halkı cemaatin bu girişimini daha önceki askeri darbelerle ve yeltenmelerle özdeşleştirdi. Konuyu çok çabuk kavradı ve karşıtlığını çabuk ortaya koydu. 

Gülen hareketinin gücünü fazla mı abarttık? 

17 Aralık zamanı yapmış olduğumuz araştırmada AK Parti’nin oyu yüzde 48, CHP yüzde 28, MHP yüzde 14’tü. Birkaç aylık hengâme ancak oyları bir iki puan değiştirebilmiştir. Bu demektir ki cemaatin Türk siyasetine müdahil olacak bir özgül ağırlığı yoktur. Gülen Grubu’nun çekirdek yapısı CHP’ye oy vermiştir fakat cemaatin daha dış halkalarında bulunan sempatizanlar ve bağışçılar cemaatle aynı yolda gitmeyi tercih etmemişlerdir. Buradan anlaşılıyor ki halk partileri siyasette, orduyu kışlada, cemaatleri de kendi iştigal alanlarında seviyor. 

 17 Aralık operasyonu olmasaydı seçim sonuçları nasıl olurdu?

Sonuç olarak bakıldığında da bir seçim kampanyasında bütün partiler iktidar partisinden oy almaya çalışırlar. AK Parti’nin oyunu korumuş olması da 17 Aralık’ta siyasete yapılan saldırının AK Parti’ye yaradığını gösteriyor. 

“AK Parti’nin oyu yüzde 49”

30 Mart yerel seçim sonuçlarını partilerin genel seçim oyu olarak görebilir miyiz? 

Biz şunu biliyoruz ki, yerel seçimin şartları farklı genel seçimin şartları farklıdır. Nihayetinde tartışılan konular ne olursa olsun bu seçim bir yerel seçimdir ve iktidar partisi yüzde 46 bandını korumuştur. Yarın bir araştırma yapacak olsak muhtemelen AK Parti’nin oyları yüzde 49, CHP’nin oyları yüzde 26, MHP’nin oyları yüzde 16 civarında olacaktır. 

“CHP ve MHP’nin ortak karizmatik aday bulması imkânsız”

Cumhurbaşkanlığı seçimlerini nasıl görüyorsunuz? Muhalefetin ittifak yaparak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması mümkün değil mi? 

CHP’nin Türkiye geneli oy üst sınırı yüzde 30’dur. Cumhurbaşkanlığı seçiminde lazım olan oy ise yüzde 51. İlk bakışta iki partinin ittifakı da Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için yetmiyor. CHP ve MHP seçmenin tümünün desteğini alacak karizmatik bir adayın bulunması neredeyse imkansız gibidir. 

Kulislerde adı geçen Mansur Yavaş, Kemal Derviş ve Mehmet Haberal’ın da şansı yok mu? 

Eğer Tayyip Erdoğan ile Mansur Yavaş Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde karşı karşıya gelirse MHP’nin seçmeninin ikiye bölünme ihtimali var. 2010 Anayasa referandumunda MHP tabanının yüzde 25’i Bahçeli’ye rağmen evet oyu vermişti. Mehmet Haberal devlet içindeki derin organizasyonlarda yetenekli bir isim. Demirel mektebinin iyi talebelerindendir. Ancak sokakta karşılığı yok. Muhalefetin sürpriz adayı Kemal Derviş olabilir. MHP’nin iktidar ortağı olduğu dönemde Türkiye ekonomisine yön vermişti. Kazanma ihtimali zayıf olsa da seçim yarışında ağırlığını hissettirecektir. 

 AK Parti’nin oy oranı Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de garantiye aldı diyebilir miyiz?

Türkiye demografisine ve oy verme refleksine baktığımız zaman cumhurbaşkanlığı seçimi çok problemli gözükmüyor. Bu konuda bir araştırmamız yok ama eldeki verilerle köşk seçiminde AK Parti’nin garantilediğini söyleyebiliriz. Özellikle ülkede devam eden çözüm sürecinin bir tarafı olan AK Parti bu konuda tek güvenilir muhatap olarak gözüküyor. Kürt seçmenin de AK Parti cephesinden bir adayı kolayca destekleyeceğini varsayabiliriz.