“AK Parti’li Fetullah Gülen beklemiyoruz”

Olaylar
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç katıldığı bir programda görüşmelerin ayrıntıları anlattı… Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRT Türk’te canlı yayına katılarak, soruları yanıtladı. Amerika...
EMOJİLE

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç katıldığı bir programda görüşmelerin ayrıntıları anlattı…

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRT Türk’te canlı yayına katılarak, soruları yanıtladı.

Amerika’da yaptığı Fetullah Gülen ziyaretiyle ilgili, Gülen’i 1975 yılından beri tanıdığını dile getiren Arınç, "O günden beri kendisine çok büyük bir saygım ve sevgim var" diye konuştu.

Arınç, Gülen’in o yıllarda Edremit’ten Manisa’ya vaiz olarak atandığını, kendisinin de burada avukatlık yaptığını dile getirerek, onun vaazlarını, sohbetlerini, konferanslarını hiç aksatmadan takip etmeye başladığını, çok beğendiğini ve sevdiğini vurguladı.

"Çok ihlaslı bir mümindi. Konuşmaları çok etkiliydi, çok bilgiliydi, etrafında güzel dostlar vardı. Biz, bu süreç içerisinde kendisini yakinen tanıdık. O da bizi sevdi. Öyle düşünüyorum" diyen
Arınç, şöyle konuştu:

"Hatta o zaman bekardım, annemle birlikte kalıyordum. Annem rahmetli kendi elleriyle yemek hazırlar, cuma günleri vaazdan sonra kendisini alır evimize davet ederdik. Bir küçük dost grubuyla birlikte yemekler de yerdik. Ondan sonra İzmir’e gittiler. İzmir’deki çalışmalarını yakinen takip ettim. Daha sonra zaten Hoca Efendi’nin hizmetleri büyüdü. Kendisini sevenlerin halkası genişledi. Sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada kendisinden bahsedilmeye başlandı. Şüphesiz 28 Şubat sürecinde de çok büyük sıkıntılar oldu. Kendisine büyük iftiralar atıldı. Şahsı, davası, hizmeti, çilesiyle ilgili birbirinden kötü yalanlar ve iftiralarla cezaevleri yolları gösterildi, davalar açıldı, örgütle suçlandı, laikliğe aykırı suçlar işlendiği ifade edildi. O davalar sırasında da kendisini yakinen tanıdım. O zamanlar milletvekiliydim. Her aşamada kendisini destekleyen, kendisinin böyle suçları işlemediğine gönülden inanan bir insan olarak şahsım ve milletvekili sıfatımla da destek olmaya çalıştım. O davaların hepsi hamdolsun ki beraatle sonuçlandı. Yargıtay’dan geçti, kesinleşti. Fakat o zorlu süreçte Amerika’ya gitmek zorunda kaldı. Hem hastalığının tedavisi hem de Türkiye’deki bu rahatsız edici ortamdan belki biraz olsun uzaklaşabilmek düşüncesiyle."

Hükümetle arasında sorun olduğu söylentileri

Gülen cemaatiyle hükümet arasında bir sorun olduğu söylentileri, haberlerinin kamuoyuna yansıdığı ifade edilerek, ziyaretin bununla bir ilişkisi ve görüşmenin siyasi bir boyutunun olup olmadığının sorulması üzerine Arınç, Başbakan Erdoğan’ın, bu konuda kendisine vekaleten bu ziyaretin yapıldığını söylediğini bildirdi.

"Bana sorsalar ben de söyleyecektim bu ziyareti yaptığımı" diyen Arınç, ancak içerik konusunda bilgi vermediğini ifade etti.

Arınç, "Bu ziyaret hemen hemen 40 yıldan beri kendisini seven, sayan, dualarından eksik etmeyen bir insanın bir yüzünü görebilmek, duasını alabilmek için eşimle yaptığım bir seyahattir, ziyarettir. Özellikle kendi şahsıma asaleten olduğunu söylemeliyim" ifadesini kullandı.

Başbakan Erdoğan’ın da selamlarını, sevgilerini, iyi dileklerini iletmesini istediğini belirten Arınç, "(Bizden bir emirleri olur mu bir tavsiyeleri olur mu? Onu da öğren) dedi. Şüphesiz, son zamanlarda çok fazlasıyla speküle edilmiş, bazı konular üzerinde yazılıyor, çiziliyor. Bunları belki kendisine birinci ağızdan sormak, o konularda bir önerisi bir tavsiyesi varsa, veya bizim farkında olmadığımız herhangi bir yanlışımız varsa bu konularda da bizi aydınlatmasını rica etmekti" dedi.

Arınç, Fetullah Gülen’le yaklaşık 3 saate yakın birlikte olduklarını belirterek, kendilerine ikramlarda bulunulduğunu ve Türkiye’yi, dünyayı konuştuklarını dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Hükümetle bir sorun var mı?" yönündeki soru üzerine, "Bunlar bence basit sorular. Sadece belli köşe yazarlarında veya belli siyasetçilerde hükümetle camia arasında veya cemaat arasında bir soğukluğun, bir çekememezliğin, hatta bir rekabetin olduğu söyleniyor. Ben bunları kesinlikle reddediyorum" değerlendirmesinde bulundu. Arınç, şunları söyledi:

"Bir defa Hoca Efendi’nin şahsını iyi tanımadıklarından veya onun hizmetini layıkıyla bilemediklerinden bu tür sorular soruyorlar. Hoca Efendi’yi, bir siyasi partinin kalıpları içerisine koymak veya onun hizmetlerini bir hükümetle aynı noktaya getirmek doğru değil. Hoca Efendi bana göre siyaset üstü bir insan. Siyasete ilgisiz değil. Ama onu bir partinin dar kalıpları içerisinde veya hükümetin her yaptığını ‘A ne kadar güzel, aferin’ diyecek bir yaratılışta düşünmemek lazım. Bizden daha iyi görebiliyor, daha iyi değerlendirebiliyor. Arada dolaşıp giden fazla laflardan uzak kalmak gerektiğini biz de o da ifade ediyoruz. Eğer arada bir haber gelmişse veyahut da bizi izan edecek edecek herhangi bir şey varsa, bunu doğrudan ilişki kurmak suretiyle rahatlıkla öğrenebileceğimizi veya bir yanlış varsa düzeltebileceğimizi ifade ettim. O da bunlardan çok memnun oldu. Çünkü öyle bir Türkiye’de ve dünyada yaşıyoruz ki herkes her lafı götürüp dağıtabilir."

"AK Parti’li Fetullah Gülen beklemiyoruz"

Arınç, "Benim düşünceme göre de Tayyip Bey’in, Başbakanımızın düşüncesine göre de hiçbirimiz bir AK Parti’li Fetullah Gülen beklemiyoruz ve bunu istemiyoruz. O, hemen hemen bütün partilerin, bütün siyasetle ilgilenenlerin ve Türkiye’de 75 milyonun insanın vicdanı olarak doğruları söyleyen, doğruları tavsiye eden, muhalefetle bile iyi bir üslup ve nazik bir ilişkiyle alaka kurmak isteyen bir yapının içerisinde. Kendi açımızdan bakarsak bizimle ilgili hiçbir sorun görünmüyor. Bunu ben rahatlıkla ifade ederim. Ama çok özel konuları tabii hocamızın izni olmadan buralarda konuşmamız doğru değil" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şöyle dedi:
"Fevkalade iyi bir görüşme oldu. Bize çok büyük iltifatlarda bulundu. Dostane karşıladı, geçmiş dostluğumuzun hiç eksilmediğini, belki arttığını gördük, hükümetimizle, Sayın Başbakanımızla ilgili düşünceleri de müspet. Daha başarılı olmamızı, daha çok temkinli ve dikkatli olmamızı, hem çevremizdeki, bölgemizdeki olaylarda hem dünya politikasında hem de bazı konularda hassasiyet göstermemizi istiyor. Onları tek tek not ettik. Sayın Başbakanımıza da kısmen aktardım. Ama daha geniş görüşme imkanı da en kısa zamanda bulacağım."

"Türkiye’ye dönüşle ilgili herhangi bir diyalog yaşandı mı?" yönündeki soruya Arınç, Başbakan Erdoğan’ın, katıldığı bir programda, Gülen’in Türkiye’ye dönüşünü büyük bir özlemle beklediklerini ve bundan mutlu olacağını söylediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Hem Sayın Başbakanımızın arzusu hem de kendi şahsi düşüncem olarak artık maddi manevi hiçbir engel kalmadı. ‘Hepimiz sizleri çok özledik. Türkiye’ye gelseniz hem bu tür belki dedikoduların da büyük ölçüde önüne geçilmiş olur.’ Tebessüm etti. Vatan hasretiyle memleket hasretiyle gurbet hasretiyle yanan bir insan. Özel odasındaki hediyelere bakarsanız bunların vatan topraklarıyla dolu kaseler olduğunu bile görebilirsiniz. Türkiye’yi çok seviyor, memleketine çok bağlı ama belli sebeplerle bir süre daha herhalde orada kalmayı düşünüyor. Şu anda gelmesinin muhtemel olmadığına inanıyorum."

Obama- Erdoğan görüşmesi

Başbakan Erdoğan’ın ABD ziyaretinde Suriye’de yaşananların da görüşüldüğünü anımsatan Arınç, görüşmelerde ABD Başkanı Barack Obama’nın, Esed’in meşru olmadığını ve gitmesi gerektiğini söylediğini aktardı.

Görüşmelerde Obama’nın, "Birinci Cenevre başarısız oldu ama ikinci Cenevre’yi denemekte fayda var" sözleri üzerine Başbakan Erdoğan’ın, "Evet deneyelim ama ipe un da sermeyelim. Birincisinden bir şey bulamadık ikincisinden somut olarak ne bulacağınızı düşünüyorsunuz" diye sorduğunu belirten Arınç, "Onlar karşılık verdi. Evet birincisi böyle oldu ama Rusya da ikna edilmek suretiyle ikinci Cenevre toplantısından somut bir şeyler çıkabilir. Süreci kısa tutalım, ne olabileceğini görelim. Bu bence çok güzel bir açılım" dedi.

"Esed benzetmesini hiçbir vicdan sahibi kabul edemez"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen haftaki Brüksel ziyaretinde Avrupa Parlamentosu (AP) Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda’yla yaşadığı krizi değerlendiren Arınç,"Avrupa’daki bir grup başkanına bir Türk siyasetçisinin düştüğü bu hazin tabloyu şahsen ben yakıştıramadım" diye konuştu.

"Katliamları kınayın da kimden yana olduğunuzu bilelim"

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Meclis’te Özgür Suriye Ordusu’na "katiller sürüsü" diyerek ağzına gelen hakaretleri ettiğini belirten Arınç, "Bugün bizim hükümetimizin Suriye konusundaki yanlışlarını söylemek herkesin hakkıdır. Neden yanlıştır, doğrusu nedir? Hükümetinin bu yanlışlarını nasıl düzeltmesi gerekir. Buna bir iki laf söyleyemeyen bir insanın bizi Esed rejimine karşı olmakla suçlamasını anlamak mümkün değil. Siz katliamları bir gün kınayın da kimden yana olduğunuzu bilelim. Hayır, onu kınamıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

"Gözü kapalı gitmiyoruz biz bu işlere"

Yeni anayasanın hazırlanmasıyla ilgili işin özüne bir senede gelinemediğini, bunun üzerine "Bu işi artık bitireceğiz, ilanihaye bir işin ucu açık olmaz, uzatmaları oynuyorsunuz" dediklerini anımsatan Arınç, "CHP ile sorun yok diyelim 367’yi bile aşıyoruz, MHP ile de sorun yok diyelim belki 367’yi aşabiliyoruz ama BDP ile tam sınır noktada kalırız." diye konuştu.

Arınç, BDP’nin 2010’da yapılan referandumundaki 26 maddeye katılmadığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Böyle bir şeyin sandıktan 330’un üzerinde kesinlikle çıkacağına inanmamız lazım bir, siyaseten böyle bir beraberliğin iç politikada nasıl karşılanacağına bakmamız lazım iki. Gözü kapalı gitmiyoruz biz bu işlere. Eğer onlardan birisi ile yaparsak mesele yok, yapamazsak artık bizim tek başına böyle bir teklifle gelmemiz mümkün değil. Tek bir şey yaparız, 2015’i bekleriz milletin önüne gideriz ve ‘biz bir anayasa yapacaktık ama imkan vermediler. Sen yeni bir anayasa istiyor musun benim sevgili milletim? O zaman bana 400 milletvekili ver, o zaman ben sana yeni anayasayı yapacağım’ deriz" ifadesini kullandı.

2014’de üçüncü sandık referandum olabilir

Arınç, "2014’te üç sandık" tartışmalarına yönelik ise "Bir, 2014’ün Mart ayında yerel seçimler kesin. Öne almak istedik olmadı. İkincisi, haziran veya temmuz aylarında cumhurbaşkanlığı seçimi, halk seçecek. Üçüncü nedir? Eğer biz bir teklifle gelecek olsak bile bunun komisyonlarda görüşülmesi, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi 2014’e sarkacak. 2014 içinde üçüncü sandık referandum olabilir, anayasa oylaması açısından" dedi.

Başkanlık sistemi tartışmaları

"Başkanlık sistemini isteyen birisini ‘diktatör’ olarak vasıflandırıyor Kılıçdaroğlu, bu cehalettir" diyen Arınç, şunları kaydetti:
"Daha önceki cehaleti de şuydu, ‘başkanlık sisteminde parlamento olmaz, biz parlamentosuz sistem istemiyoruz’. Al sana Fransa’da hem senato hem meclis, al sana ABD’de iki tane meclis. 26 ülkede başkanlık veya yarı başkanlık sistemi var, hepsinde parlamento var. Demokratik sistemlerden bir yönetim biçimi olarak başkanlık sistemini savunmayı diktatörlük olarak gören bir düşünce var. Bununla uzlaşmak mümkün değil. O zaman ‘Bizim niyetimiz samimidir arkadaşım ama senin bu başkanlık sistemini filan söz konusu etmeyelim, onu biz kabul etmiyoruz.’ Altına imza at bakalım ‘kabul etmiyoruz’ diye ondan sonra kalanları görüş. Onu da yapmıyorlar."

"Alkol yasağı" tartışmaları

Meclis’teki alkol satışına ilişkin düzenlemeleri içeren çalışmaya yönelik değerlendirilmesi sorulan Arınç, bunu makul gördüğünü bildirdi. Bunun yeni bir itilaf konusu olmadığını, 2-3 sene evvel de böyle bir tartışma konusunun yaşandığını hatırlattı.

Alkolün, cinayet, hırsızlık, boşanma veya şiddet uygulama gibi olaylara da yol açabildiğini belirten Arınç, "Biz alkolü kim içiyor, kim içmiyor ona karışmayacağız ama alkol elinizin altında bulunmayacak. Gençlere satılmayacak, yaşına bakılacak, hepsinin kuralları var. Bütün dünyada kuralları var. Burası yol geçen hanı değil. Biz alkole karşı veya alkollü içki satışı yapılan yerlerde insanların rahatsız olmasına karşı birtakım tedbirleri bu toplumun selameti için alıyoruz. Bunları yasakçı bir zihniyet olarak da görmemek lazım" ifadesini kullandı.

"İçki reklamlarından ayrıca ücret aldıklarını düşünüyorum"

Dizilerin alkolü özendirdiğine yönelik söylemlere karşı "beğenmeyen kanalı değiştirsin" yönünde düşüncelerin olduğunun da hatırlatılması üzerine Arınç, "Sırf alkollü içki üzerine kurulu diziler var ve ben bu dizilerde başrollerde oynayanların sanat yaptıklarını değil, o içki reklamlarından ayrıca ücret aldıklarını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"Seksenler’i hiç kaçırmıyorum"

İzlediği televizyon dizisinin sorulması üzerine Arınç, "Seksenler’i hiç kaçırmıyorum. TRT’nin bir dizisi olarak da tebrik ediyorum aynı zamanda, herkesin ilgisini çeken çok sıcak bir dizi" diye konuştu.

AA