45 Bin Kişi Trafik Kurbanı

Olaylar
Türkiye’de motorlu araç sayısının 14 milyonu, sürücü sayısının da 20 milyonu aştığı, son 10 yılda meydana gelen trafik kazalarında ise 45 bin 188 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. Kaza sonr...
EMOJİLE

Türkiye’de motorlu araç sayısının 14 milyonu, sürücü sayısının da 20 milyonu aştığı, son 10 yılda meydana gelen trafik kazalarında ise 45 bin 188 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı.

Kaza sonrası yaralı takibinin yapılmaması nedeniyle de araştırmalara göre ölü sayısının 90 bini aştığı belirtildi.

Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Memiş, yayımlanan resmi raporlara göre, trafik ve yol güvenliği bilançosunun ”ürkütücü boyutlara” ulaştığını söyledi.

Son 10 yılda Emniyet Genel Müdürlüğü‘nün (EGM) yayınladığı resmi raporlara göre, trafik kazalarında 45 bin 188 kişinin hayatını kaybettiğini, 1,5 milyondan fazla kişinin de yaralandığını belirten Memiş, ”Olay yeri sonrası yaralananların 30 gün takibi yapılmadığından daha sonra ölenlerin sayısı istatistiklere yansımamakta. Bunların da toplamı yaklaşık birebirdir. Yani gerçek ölüm rakamı 90 bini aşmaktadır” dedi.

Trafik kazalarında yaralananların yüzde 15’inin geçici, yüzde 5’inin de daimi sakatlıkla hayatlarını sürdürmek zorunda kaldıklarını anlatan Memiş, şöyle konuştu:

”Yapılan araştırmalara göre trafik kazalarının ülkemize verdiği maddi kayıplarımın boyutu 1 milyar 112 milyon liraya ulaşıyor. Kaybolan zaman ve katma değer ise bu hesabın içinde yok.

Araç sayımız 2009 yılı itibariyle 14 milyonu, sürücü sayımız ise 20 milyonu aştı. Araç artış sayımız yıllık ortalama yüzde 4-6, sürücü sayımız ise yüzde 6-9 arasında artıyor. Böyle bir artışın, riski daha da tetiklediği aşikar. Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre Türkiye, trafik kazalarında ölen 0-14 yaş gurubu sıralamasında 5’nci sırada bulunuyor. Her gün onlarca aile trafik terörünü yaşıyor. ”

”TRAFİK VE YOL GÜVENLİĞİ 18 KURULUŞA PAYLAŞTIRILMIŞTIR”

Karayolları Trafik Kanunu’nun 1983’te çıkarıldığını anımsatan Memiş, ”Hepimizin 24 saat hayatını ve güvenliğini ilgilendiren ‘trafik ve yol güvenliği’ tam 18 kuruluşa paylaştırılmış durumda. Yani görev yapmak yerine, bu alandan pay almak esası öne çıkmış, insan hayatı, riskin boyutu ve hızlı çözümler TBMM’de kanun yapılırken gözardı edilmiştir” dedi.

Bu kuruluşların çoğuna bütçe, donanım ve yetki verilmesine karşın sorumluluk verilmediğini savunan Memiş, şöyle konuştu:

”Koordinasyon görevi EGM’ye verilirken, bu milli felaket karşısında ise sadece bir genel müdür yardımcısı görevlendirilmiştir. Kanunun 52’nci maddesi gereğince de tüm sorumluluk araç sürücülerine yüklenilmiştir. Kanunun 4’ncü maddesi ile oluşturulan üst ve alt kurullarla da insan hayatı hiçe sayılmıştır.”

”MÜSTAKİL BİR GENEL MÜDÜRLÜK KURULMALI”

Karayolları Trafik Kanununda tüm yetki ve sorumluluğun Ulaştırma ile İçişleri Bakanlığında toplanması gerektiğinin altını çizen Memiş, ”Yolların yapımı, denetimi, ilk ve acil yardım dahil bir araya toplanarak hızlı çözüm, etkin sorumluluk sistemi içerisinde bütünleştirilmeli. Karayolları Trafik Kanununun 52’nci maddesi yeniden düzenlenerek, sürücülerin yanında görevini yapmayan, imtiyaz tanıyan kurum ve kişilerin sorumlulukları da açıkça tanımlanmalıdır” dedi.

Koordinasyon görevi yapan EGM Trafik Hizmetleri Başkanlığının, İçişleri Bakanlığınca ”Trafik ve Yol Güvenliği Genel Müdürlüğü” şeklinde yeniden yapılandırılarak bir ihtisas kuruluşu haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Memiş, şunları dile getirdi:

”Başka mesleklerden buraya ast veya üst atama kesinlikle yapılmamalı. İlerleme mutlaka kendi içerisinde olmalı. Kanunda, ulusal, iller veya ilçeler bazında trafik ve yol güvenliği odaklı sivil toplum kuruluşlarının ofis, donanım ve proje bazında desteklenmesi yapılarak tabanda bilinçlendirilmenin yolu açılmalıdır.”

Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Memiş, üniversite sınavlarında mutlaka trafik sorularının da yer almasını, sürücü adaylarının direksiyon sınavlarında kat edeceği yolun artırılmasını, sınavların da kamu yetkilisinin yanında bağımsız bir heyet eşliğinde birlikte yapılması gerektiğini belirtti.

İlköğretim ve liselerdeki trafik dersi müfredatının yanında, ölümlü ve yaralamalı kazalara karışanlara verilen cezaların da artırılması gerektiğini belirten Memiş, bu cezaların ise hiçbir şekilde ertelenmemesi ve para cezasına çevrilmemesi gerektiğini söyledi.

Memiş gelişmiş tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de her yıl trafik kampanyaları düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.