12 Eylül’ün işkenceleri iddianamede

Olaylar
Salih Bilici’nin haberi İddianamede yer alan bilgilere göre hastaları tuvalete götürmeme, veremlilerle sağlıklı tutuklulara aynı kapta yemek yedirme, ayakta bekletme, konuşma yasağı uygulama, ge...
EMOJİLE

Salih Bilici’nin haberi

İddianamede yer alan bilgilere göre hastaları tuvalete götürmeme, veremlilerle sağlıklı tutuklulara aynı kapta yemek yedirme, ayakta bekletme, konuşma yasağı uygulama, gece baskını, avukat-ziyaret dayağı, mahkeme dayağı, kitap okutma, marş söyletme, soğuk havada çırıl çıplak bekletme en hafif ceza yöntemiydi.

12 Eylül döneminde gözaltı merkezleri ve cezaevlerinde uygulanan işkence yöntemleri, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianamede ayrıntılarıyla anlatıldı.

Darbecilerden cesaret alan gardiyanlar ve görevli askerler, mahkûmlara akla hayale gelmedik işkencelerde bulunmuş. Mahkûmlara falaka, zincire bağlama, tecavüz, cop sokma, lağım suyuna sokma, pislik yedirme, cinsel organlardan elektrik verme gibi fiziksel işkencelerin yanı sıra zorla kitap okutturma, marş söylettirme gibi psikolojik işkence yöntemleri de uygulanmış.

GARDİYANLAR TECAVÜZ ETTİ

Savcı Kemal Çetin, cezaevinde işkence gören Muhsin Yazıcıoğlu, Orhan Miroğlu, Yaşar Okuyan, Namık Kemal Zeybek, İbrahim Ünal ve daha bir çok sağ ve sol görüşlü mağdurun anlatımlarıyla, kullanılan işkence yöntemlerini tespit etti. Dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın sanık olduğu iddianamede askeri darbe döneminde uygulanan işkence yöntemleri şöyle anlatıldı.

Falaka: Yaygın ve sürekli kullanıldı. Ayak tabanı, ellerin içi gibi vücudun kaslı bölümlerine kalas, cop, zincir, saz sapı, pik demir vb. vurularak gerçekleştirilirdi.

Köpek saldırtma: Tutuklu çırılçıplak soyulur, kurt köpeği üzerine saldırtılırdı.

Cop: Tutuklulara yönelik işkencelerde genellikle cop kullanılırdı.

Tecavüz: İddianamede bazı tutuklulara cezaevi görevlileri tarafından tecavüz edildiği iddiaları da yer aldı.

Çek-çek: Tutuklu çırılçıplak soyundurulur ve erkeklik organına bir ip bağlanır. Gardiyan ipi alıp hızla koşar, tutuklu da zorunlu olarak gardiyanını peşinden koşardı.

PİSLİK YEDİRDİLER

Lağım suyuna sokma: Tecrit bölümünün alt katındaki bazı tuvaletlerin delikleri tıkanır. Hücrelerin pisliği ve lağım suları burada biriktirilir, tutuklular pisliğin içine atılır ve pislik yedirilirdi

Pisletme: Tutukluların üzerine idrar yaptırılırdı.

Zincir: Tutuklu tek ayağından zincire bağlanır, bu zincir yüksek bir yere asılır, tutuklu bayılıncaya kadar askıda kalırdı.

KALASLARLA VURDULAR

Tepe: 50-60 kişi havalandırmaya alınırdı. Gardiyan “tepe ol” komutu verince tüm tutuklular üst üste bindirilir, en üsttekine İstiklal Marşı’nın on kıtası okutulurdu.

Ranza altı:  Gardiyanların ellerinde kalaslarla koğuşa girip, “ranza altı ol” komutunu verince, koğuşta bulunan tutukluların hepsi ranzaların altına girerdi. Herhangi bir yerlerinin açıkta kalmaması gerekiyordu. Ranzaların altına tüm tutuklular sığmadığı için kimini eli, kiminin kolu dışarıda kaldığından, gardiyanlar ellerindeki kalaslarla tutukluların dışarıda kalan kısımlarına vurmaya başlardı.

Kantar: Tutuklular havalandırmada çırılçıplak soyundurulup tek sıra halinde dizilirler, sıranın ön tarafında duran tutuklu sırt üstü yatırılırdı. İkinci tutuklu, yatan tutuklunun tenasül organından yukarı kaldırır ve kaç kilo geldiğini söylemesi istenirdi. Tüm tutuklular birbirini tartana kadar bu işlem devam ederdi.

TEMSİLİ MAHKEME KURDULAR

kervan: Havalandırmada, tutuklular tek sıra dizilir, her tutuklu önündeki tutuklunun sırtına bindirilir, bacakları altındaki tutuklunun boynundan aşağıya sarkıtılır ve kulaklarından tutması istenirdi. Gardiyanın komutuyla tutuklular yürümeye başlar ve bu işlem tutuklular ayakta duramayacak hale gelene kadar sürerdi.

sehpa: Tutuklu gece koğuştan alınıp, koğuş koridorunda gardiyan ve subaylardan mizansen olarak oluşturulan bir mahkemede sorgulanırdı. Mahkeme, tutukluyu idam cezasına çarptırır, ikinci katın merdiven kenarlığına bir ip geçirilip, ipin ucuna tutuklunun boyun kemiğini kırmayacak düzeyde kalın bezden bir ilmik takılır, tutuklunun boynu bu ilmiğe geçirilir ve temsili infaz gerçekleştirilirdi. Tutuklu tam boğulacağı sırada ip açılırdı.

35. madde darbe yetkisi vermiyor

12 Eylül davasının sanıkları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya savcılık sorgusunda Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin TSK’ya Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi verdiğini ileri sürerek kendilerini savundu. Ancak Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, “İç Hizmet Kanununun 35. maddesi hiç kimseye demokratik düzeni ortadan kaldırarak, diktatörlük kurmaya yol açacak bir askeri darbe yapma yetkisi vermemektedir” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye