Dün neredeyse bütün gün hemen herkesin konuştuğu tek bir konu vardı: Yiğit Bulut’un Habertürk TV Genel Yayın Yönetmenliği görevinden alınması. Bulut’un aynı zamanda gazete yazılarına son verildi.
Medyanın bir kısmı, özellikle Doğan Medyası’nın adamları ve Demirören grubunun gazeteleri Yiğit Bulut’u yaylım ateşine tuttu. Sanki ağız birliği etmişlercesine Bulut hakkında en ağır ifadeleri kullanmaktan çekinmediler.
Yiğit Bulut’un kişisel günahları kendisini bağlar. Elbette bu kadar insan bir şey söylüyorsa, bunların bir kısmının doğruluk payı vardır. Radikal Gazetesi’ndeyken milliyetçi bir söyleme sahipti Bulut. Mevcut hükümeti alabildiğine eleştiriyordu. Sonra Habertürk TV ve gazetesine geçti. Bu sefer 180 derece döndü ve hükümete yakın bir yayın politikası izlemeye başladı.
İnsanların fikirleri zamanla değişir. Yaşadıkları olaylar, tecrübeler fikir değişikliğine gitmenizi gerekli kılabilir. Bu normal. Anormal olan üç ayda, bir yılda cart diye fikir değiştirmenizdir ki, Yiğit Bulut’unki de böyle bir şey. Ancak aşırı hükümet yanlısı olmakla suçlanan ve Jöleli olarak lanse edilen Bulut’a yönelik isnat edilen başka bir suçlama görmedim. Tamam, pek sevilen biri değildi, meslektaşlarını gammazlıyordu, bir dediği diğerini tutmuyordu. Kompleksliydi. Peki sadece Yiğit Bulut mu böyle? O, cezasını işinden olarak ödedi. İşine son verilme sebepleri de bugün yarın ortaya çıkar.
Medyada Yiğit Bulut’a benzeyen çok adam var. Aynı gruptaki Habertürk Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı mesela. Daha birkaç ay önce sırtına bıçak saplanmış bir kadını olduğu gibi yayınlamadı mı gazetesinde? Hürriyet’te çalışırken şimdiki patronu Turgay Ciner’e en ağır ithamlarda bulunan kendisi değil miydi? Ciner’i mafya ağası olarak suçlayan o değil miydi? Sonra Ciner’in emrinde çalışmaya başlayan başka biri miydi acaba? Kurtlar Vadisi başka kanaldayken ağza alınmayacak laflar eden, ama dizi kendi çalıştığı holdingin kanalına transfer olunca sus pus olan Altaylı değil miydi?
2002 seçimlerinden önce AK Parti’ye atıp tutan, ama iktidara gelince Tayyip Bey’i öven; 2007’de yayın yönetmeni olduğu Sabah gazetesine TMSF el koyunca hükümete ağzına geleni sayan, AK Parti seçimlerden galip gelince gene Tayyip Bey’i öve öve bitiremeyen kimdi? Hatta Tayyip Bey annesini kaybedince evinin kapısına kadar gidip taziye sırasında yağmurda bekleyen kimdi? Döneklikse, kralını Altaylı yapmıştır. Hadi ona da iki satır cevap yazın.
Medyada Yiğit Bulut’u aratmayacak çok adam var. Alın size Odatv suç şebekesi. Ergenekon terör örgütüne hizmet eden böyle bir yapı var. Bu yapının bir kısmı içeride. Ama esas bir kısım şüpheli dışarıda geziyor. Şimdi bu yapının adamları sorgulanacaklarını bildikleri için çırpınıyorlar. Hükümeti illegal yollardan devirmek için hareket eden bu çete niçin görmezden gelinir? Bu çetenin adamları değil mi farklı isimlerle odatv’de yazı yazan, ona buna küfreden?
Başkalarının özel yaşamları hakkında yalan yanlış yayın yapan, asparagas haber üreten, genel yayın yönetmenlerine küfür edenler bunlar değil miydi? Aynı medya bunları niçin görmüyor?
Hükümet Kürt açılımı yaptığında, “Bu ülkenin bir de Türk sorunu vardır” diyen, “Hükümet duble yolları Kürtleri öldürmek için yapıyor” gibi saçma laflar eden ve şimdilerde Kürtçülüğe soyunan Nuray Mert’i niçin eleştirmediniz? Asker savunuculuğu yapan Serdar Akinan şimdi 180 derece dönüşle Kürt meselesine kafa yoruyor. Aynı Akinan 28 Nisan muhtırası verildiğinde neredeydi? Bunlara niçin kafa yormuyorsunuz? Çünkü bunlar sizin arkadaşlarınız değil mi?
Daha başka örnek vereyim. 2002’de Ecevit hükümetini devirmek için hazırlanan Troyka Komplosu’nda İsmail Cem önderliğinde kurulacak Yeni Türkiye Partisi (YTP)’nin oy oranını yüzde 56 gösteren kimdi? Askerle gizli pazarlıkları kimler yürüttü?
Ecevit iş göremiyor, ihtiyaçlarını göremiyor diye yazılar yazanlar kimlerdi? Halkı aşağılayan, küçümseyen kimlerdi? Medyanın günahlarını saysam burdan bizim köye yol olur.
Tamam, Yiğit Bulut’u eleştir, yerin dibine sok, yargıla, ama en az onu kadar omurgasız ve ahlaksız adamları es geçme. Geçersen inandırıcı olmazsın.
haber7.com