Radyocular Televizyonu Teslim Aldı

Medya
Ama artık sadece radyodan duymayacağız seslerini çünkü televizyonda da programları var. Peki radyocudan televizyoncu olur mu? Cevabı onlar versin… Ekranda bir yüz, tanıdık değil, ama sese aşinay...
EMOJİLE

Ama artık sadece radyodan duymayacağız seslerini çünkü televizyonda da programları var. Peki radyocudan televizyoncu olur mu? Cevabı onlar versin…

Ekranda bir yüz, tanıdık değil, ama sese aşinayız. Kim olduğunu anlamak uzun sürmüyor. Sunucunun ismi belirir belirmez o bilinmedik sesin sahibi kendini gösteriyor. Yıllarca radyodan dinleyicilere seslenen dj’ler ekranlarda program sunmaya başladı.

Radyocuların ekrandan selam vermesi yeni bir durum değil. Bugün televizyonun en popüler yüzlerden Beyazıt Öztürk ve Okan Bayülgen bu işin hamisi diyebiliriz.

Şimdiyse Afrikalı Ali, Erkan Koç, Gönül Dostu Şener, Hopdedik Ayhan, Geveze, Bay J, Davut Göksu, İsmail Halis, Gezegen Mehmet gibi dj’ler yıllarca saklandıkları radyo mikrofonunun arkasından ekranlara geçiş yaptı. Sundukları programlar ise birbirinden farklı.

Bu yıl televizyon radyoculara emanet!

Kanal 7’de başlayan ‘Gecenin Mikrofonu’ programı isminden de anlaşılacağı gibi aslında radyoda yapılan yayının görüntülü hali. Sunucularıysa dinleyicilerinin iyi bildiği Kral FM’den dinlediğimiz Afrikalı Ali, Gönül Dostu Şener ve Radyo 7’de Sevgi Pınarı programının sunucusu Erkan Koç.

Geçen yıl ekranlarda görünen ve kabul gören isimlerden ikisiyse Virgin Radyo’dan dinlediğimiz Geveze ve Bay j idi. Geçen sezon NTV’de yayımlanan ‘Fazla Mesai’yi sunan iki isim izleyiciye kendilerini görüntüleriyle de kabul ettirdi. Bu yüzden başka projeler arka arkaya geldi. Bay j, şimdilerde TRT’de ‘Yıldızım Sensin’ adlı bir müzik programı sunuyor. Geveze ise yakaladığı başarıyı devam ettirmek için önümüzdeki sezonda yayınlanacak yeni bir program hazırlığında.

Gezegen Mehmet ise ekranların en bilindik radyocularından. Kral TV Genel Yayın Yönetmeni Gezegen Mehmet, aynı kanalda ‘Mehmet’in Gezegeni’ adlı bir program sunuyor. Radyo dinleyicilerinin sevdiği isimlerden Hopdedik Ayhan da önümüzdeki sezon ulusal bir kanalda ekrana çıkmak için hazırlanıyor. Öyle görünüyor ki radyodaki kitlesini televizyona da taşıyacak.

Moral FM’den Davut Göksu ve Özel FM’den İsmail Halis de televizyonu kendine rota olarak seçenlerden. Yıllarını radyoya vermiş iki isim, TV Net’te ‘Babil’ adlı kültür sanat programına imza atıyor. Bu isimlere birkaç yıl önce Samanyolu ekranlarında "Davetsiz Misafir" programıyla tanıdığımız Metro FM’in sevilen DJ’yi Mustafa Kemal Pehlivan’ı ekleyebiliriz.

Radyocular mı televizyonu sevdi yoksa televizyon mu radyocuları sevdi sorusunun cevabı net değil. Ama radyocular durumu, "Televizyonu popülaritemizi arttırmak için değil, sevdiğimiz için çıkıyoruz." diyerek açıklıyor, tabii zaman zaman şartların da kendilerini buna mecbur kıldığını da es geçmiyorlar.

Öyle görünüyor ki gelecek sezonda, geçmişi radyoculuğa dayanan isimleri televizyonda daha sık göreceğiz. Kimlerin kalıcı olacağına ise uzun vadede izleyiciler karar verecek.

Radyo evimiz gibi

Erkan Koç/Radyo 7: Biz televizyona televizyoncu olmak için çıkmadık. Önceliğimiz tabiî ki radyo. Televizyon programında fenomen olma duygusuyla değil, bize yaraşır bir iş çıkarma duygusuyla hareket ediyoruz. Radyoculuktan ekranlara geçen ama başarı yakalayamayan çok isim de var. Ekranlarda olmasam da radyoda olmak benim için yeterli. Radyo stüdyosu bizim evimiz gibi ama televizyonda rahat değilsiniz.

Hayal kırıklığı olmadı

Afrikalı Ali/kral fm: Radyodan ekrana geçince DJ’in büyüsünün bozulduğuna inanmıyorum. Şu ana kadar ‘göründüğünüz için beni hayal kırıklığına uğrattınız’ diyen kimseye rastlamadım. Ama esas mesleğimiz radyoculuk. İnsanlara radyo sayesinde ulaşıyoruz. Uzun yıllardır bu alanda var olabilmemiz de bunu başardığımızı gösteriyor. Daha önce gelen tekliflere hayır dediğim oldu. Çünkü popülaritemizden yararlanmak istiyorlardı. Ama uygun teklif gelince de kabul ettik. Sevenlerimize ekrandan hitap etmek de güzel çünkü.

Amacımız şöhret değil

Gönül Dostu Şener/Kral fm: Televizyonda bir şeyler yapmak hep hayalimdi. Bir gün teklif geldi, radyodaki popülaritemizi ekrana taşımak istediler. Ama ‘Gecenin Mikrofonu’ programına kadar hiçbir proje bana makul gelmedi. Bu program tamamen kader. Bizim amacımız şöhret olmak değil, zaten onları aşalı çok zaman oldu. Bundan sonra iyi programlar yapmayı istiyorum. Gerçi radyoya terlikle bile gidebilmenin rahatlığı var oysa ekranda şık olmak durumundasınız.

Bazen ekrana çıktığım için eleştiri alıyorum

GEVEZE/Virgine Radyo: Amerikan televizyonundaki komedyenlerin çoğu radyocudur. Ama Türkiye’de televizyon piyasası geniş olmadığı için radyo starlarının ekranlara geçiş yapabileceği alanlar çok olmadı. Ben zaman zaman eleştiri aldım "Niye ekranlara çıkıyorsunuz?" diye. Televizyonu zevkli buluyorum, seviyorum ve eğlendiğim içinde program yapıyorum. Önümüzdeki sezon tekrar ekranlarda olacağım. Çünkü NTV’de yaptığım Fazla Mesai’den sonra bu işi de radyo kadar sevdim.

TELEVİZYONDA OLMAYI HERKESTEN ÇOK BİZ HAK EDİYORUZ!

Hopdedik Ayhan/Turkuaz radyo: Mankenden, şarkıcıdan televizyoncu oluyor da radyocudan niye olmasın? Radyocular televizyonu herkesten daha çok hak ediyor. Kendimizi iyi ifade edebildiğimiz ve insanların dikkatini çekebilecekleri programlar yaptıktan sonra başarılı olmamak mümkün değil. Bu, dünyaca ünlü şovmenler bakımından da öyle. Bakın onlara hepsi radyocu. Önümüzdeki sezon ben de bir tv programı yapacağım.

Ekranda radyoculuk geri tepebilir

Mustafa Kemal Pehlivan/Metro FM: Sanırım para bizi radyodan televizyona transfer etti! Ama radyoda sadece sesinizle varsınız ve farkınızı sesle ortaya koymak durumundasınız. Ekrandaysa canlı yayın yapıyorsanız hatasız olmalısınız. Yani elmayla, armut kadar birbirinden farklılar. Ekranda radyocu gibi davranmaya devam edersen bunun geri tepme olasılığı vardır. Benim için radyo büyülü bir tutku. Ama ekranda olmayı da seviyorum.

Ekonomik imkanlar bizi TV’ye mecbur etti

Davut Göksu/Moral Fm: Kanal sayısı artınca radyocular da farklı yerlerde kendilerine yer bulabiliyor. Zaten ekonomik imkânlar da bizi biraz buna mecbur ediyor. Radyoların kendi mecrasına çekilmesi, eskiye oranla daha az itibar edilmesi de radyocular için TV’leri daha cazip hale getiriyor. Ben bir arkadaşımın çağırısıyla ekranlara geçtim. Ekranda eline koluna sahip olmak durumundasın. Uyum sağlaman gereken bir ortam var. Ama radyoculuk bambaşka bir şeydir.

Zaman