Mustafa’da Suç Yok, Ama…

Medya
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Can Dündar’ın “Mustafa” filmiyle ilgili soruşturmayı tamamladı. Savcılığın yaptırdığı bilirkişi incelemesinde, Atatürk’ün hayatını anla...
EMOJİLE

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Can Dündar’ın “Mustafa” filmiyle ilgili soruşturmayı tamamladı. Savcılığın yaptırdığı bilirkişi incelemesinde, Atatürk’ün hayatını anlatan söz konusu filmin “gerçeği” yansıtmadığı belirtildi.

Aynı zamanda Deniz Feneri soruşturmasının da savcısı olan Nadi Türkaslan, bilirkişinin belirlediği 28 yanlışı tek tek sıralarken, bütün bu yanlışlıklara rağmen, “Atatürk’e hakaret ve aşağılama unsurları bulunmamıştır” diyerek takipsizlik kararı verdi.

BİLİRKİŞİYE GÖRE DÜNDAR’IN YANLIŞLARI ŞÖYLE:

1– Atatürk’ün Erzurum’a gidişinde Kolordu Komutanı Kazım Karabekir’in, Atatürk’e “Emrinizdeyim” dediği anlatılıyor. KazımKarabekir’in Erzurum’daki Kolordu Komutanlığı’na, Atatürk’ün kendisi ile görüşmesi sonucunda atandığı belirtilmiyor.

2– Yine ulusal hareketi tek elde örgütleyen “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin” kurulmasıyla sonuçlanan Erzurumve Sivas kongrelerinden ve “Amasya Tamimi”nden hiç söz edilmiyor.

3- İşgal anlatılırken sadece Yunanlıların Ege’yi istilasından söz ediliyor. Aynı dönemde Fransızlar Güneydoğu’yu, Ermeniler Doğu’yu ve İtalyanlar Güney Batı Anadolu’yu işgal etti. ancak eserde söz edilmiyor.

4- Atatürk için “Artık Mareşal ve Gazi’ydi” açıklaması bulunuyor, bu sıfatların Atatürk’e TBMM tarafından verildiği gösterilmiyor.

5- Atatürk’ün medreseleri kaldırması ve eğitimi laikleştirmesi, çocukluğunda “Kaymak Hafız” adlı öğretmenden dayak yemesine bağlanıyor.

6- Tarihimizde “Rum” ayaklanması yoktur. Yunandan Rumlar olarak söz ediliyor.

7- Atatürk’ün Şam’a “sürgün” edildiği anlatılıyor. Oysa Şam’ın o tarihte sürgün yeri olmayıp, döneme göre çok canlı ve ileri bir kent olduğu belirtilmiyor.

8- Atatürk’ün Şam’a sürgün edilmekle karamsarlığa düştüğü ifade ediliyor…

9– Atatürk’ün Sofya’da yalnızlık ve bunalım içinde olduğu anlatılıyor; Atatürk’ün oradaki Türkler’i örgütlemeye çalıştığı ve iki Türkçe gazete çıkarmalarını sağladığı anlatılmıyor.

10– Atatürk’ün Çanakkale’deki başarılarından kimsenin haberinin olmadığı anlatılıyor. Oysa o günlerin tanınmış gazetecisi Ruşen Eşref tarafından Atatürk ile “İstanbul’u kurtaran kumandan” olarak röportaj yapıldığı belirtilmiyor.

11- Atatürk’ün Diyarbakır’da 8 yaşındaki bir çocuğu evlat edindiği anlatılıyor; oysa Atatürk’ün bu çocuğu çok daha önce evlat edindiği belirtilmiyor.

12- Atatürk’ün Anadolu’ya ordu müfettişi olarak görevlendirilmesi sıradan bir iş olarak gösteriliyor.

13- Atatürk’ün ordudan istifasından sonra gösterilen sivil fotoğrafın, bu olaydan iki ay sonra Sivas Kongresi’nden sonra çekildiği belirtilmiyor.

14- Atatürk’ün Ankara’ya gelişinde Meclis önünde karşılandığı ifade edilmekle birlikte, gerçekte o tarihte Meclis binası inşaat halinde yarım bir bina olduğu gibi, karşılandığı yer de Meclis binası önü değil, Dikmen sırtları…

15– “Millet’in O’na karşı olduğu” ifade ediliyor; ancak gerçekte böyle olsa Ankara’ya gelişinde Ankaralılar tarafından coşkuyla karşılanmaması gerekirdi.

16- Sakarya Savaşı’na ait olarak gösterilen fotoğraflar daha sonraki dönemlere ait.

17- Büyük Taarruz’dan önce hazırlıkları gizlemek için verdiği davet “çay ziyafeti” olduğu halde, “ziyafet” olarak gösteriliyor.

18– Büyük Taarruz’dan önce büyük birliklerin taarruz yerlerini almasına, sadece ufak bir bölümün taarruz günü yürüyüş yapmasına karşın “bütün ordunun” yürüyüş yapıp savaşa başladığı anlatılıyor.

19- İzmir’in kurtuluşunda kullanılan Atatürk’ün sivil fotoğrafları o güne ait olmayıp, yıllar sonra çekilmiş fotoğraflardır.

20- Şapka Devrimi Atatürk’ün en radikal devrimi olarak gösteriliyor. Oysa Cumhuriyet’in ilanı, Hilafetin kaldırılması, Latin alfabesine geçiş daha radikal devrimlerdi.

21– Nutuk, Atatürk yazmayıp yazdırmış, sadece ‘Gençliğe Hitabe’yi kendisi yazmıştır.

22- Atatürk’ün yapılacak heykel için verdiği pozda kullanılan şapka, o döneme ait olmayıp günümüzde kullanılan şapkalardan…

23– Atatürk için “Artık her söylediği kanundu” ifadesi kullanılıyor. Oysa kanun yapma görevi TBMM’ye ait.

24– Atatürk için “en yakın arkadaşlarını bile gözünü kırpmadan idama yolladığı” yakıştırması yapılıyor. Oysa Atatürk’ün bir tek arkadaşının İstiklal Mahkemesi’nce suçlu bulunduğu belirtilmiyor.

25- Atatürk’ün hastalığı nedeniyle ayağa kalkamamasından dolayı dışarıdaki öğrencilere odada bulunan Kılıç Ali’ye el sallattığı, (doğru değil…)

26- Anlatılanın aksine Atatürk’ün vasiyetnamesini özel kalem müdürüne yazdırmadığı, vasiyetnameyi kendisinin yazdığı, zaten aksinin Medeni Kanunun vasiyetnamenin düzenlenmesine ilişkin düzenlemesine de aykırı
olacağı…

27- Bilirkişi raporunda, Atatürk’ün son zamanlarında da maddi ve manevi yönden yalnızlık çekmediğinin kanıtı olarak; ölümü sırasında onu tedavi eden hekimlerin tümünün ve yakınlarının yanında bulunduğu, cenazesinin Ankara’ya naklinde her istasyonda trenin durması ve halkın onu yaşlı gözlerle uğurlaması, Ankara’daki cenazesine büyük bir kalabalığın katılmış olması gösteriliyor.

28– Atatürk’ün “bağ evinin” Milli Savunma Bakanlığı’na verilmesi onun dürüstlüğünü gösterecek bir uygulama iken hiç söz edilmiyor. (habertürk)