‘Güven tazeleme sorumluluğu sadece TSK’ya aittir’

Medya
Diriliş Postası Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk’ün “Güven Tazeleme Sorumluluğu Sadece TSK’ya Aittir” başlıklı bugünkü köşe yazısı şöyle; Açık konuşalım, lafı uzatmadan adım adım gidelim ve üzerine ...
EMOJİLE

Diriliş Postası Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk’ün “Güven Tazeleme Sorumluluğu Sadece TSK’ya Aittir” başlıklı bugünkü köşe yazısı şöyle;

Açık konuşalım, lafı uzatmadan adım adım gidelim ve üzerine alınan olmasa bile meramımızı dile getirmiş, kayıtlara geçirmiş olalım.

1- Numara yapmayın, her kurmayın gönüllünde “Cumhurbaşkanı” olma hayali vardır. Kendine “Kemalist” diyen akıl darbecidir ve şimdi yapmıyorsa fırsatı yoktur diye yapmıyordur.

Birinci adım: Cumhurbaşkanlığı hayali kuran asker yetiştirme sisteminin hastalıklı olduğunu itiraf edeceksiniz. “NATO’nun manipülasyonlarına, Pentagon’un yönlendirmelerine açık hastalıklı bir yapıydık. GLADYO olmayı kahraman olmak zannediyorduk. Bu hastalıklı hali fark ettik, tedavi edilmesi için şu adımları attık ve bundan sonra da böyle olacağız” diyerek açık ve net bir açıklama yapmalısınız.

2-Kemalistler geçmişte darbe yapmışlardır, eziyet etmişlerdir, işkence yapmışlardır, idam etmişlerdir, yarın fırsatını bulsunlar yine yaparlar.

İkinci adım: “Kalabalıkta efelik edenin tenhadaki özrü kabul olmaz.” TSK, milleti hor görmüş, milleti asmış, milletin iradesine kastetmiş defalarca tanklarla milletin üzerine yürümüş bir yapıdır. TSK seçilmiş başbakanı asmıştır ve asanlar bunu Kemalizm adına yapmıştır. Şimdi medyada yaptığınız numaradan vazgeçin ve açıktan işlediğiniz suçlar için açıktan özür dileyin.

3- Laik azınlık (evet laikler azınlıktır) halka demokrasiyi gereksiz ve fazla görüyor. Kendilerinin sahip olduğunu hatta kurtarıcı olduğunu kabul ediyor.

Üçüncü adım:Sekülerist azınlığın çoğunluğa tahakküm ettiği dikta sistemini millet yıkmıştır ve bir daha kurulmasına canı pahasına müsaade etmeyecektir. Bu durumda TSK sonunda “izm”, “ist”, “ci”, “cü” olan şizofreni eğilimlerinden mi, yoksa milletten mi yana olduğunu açıkça belli etmelidir.

4-Gülenizm veKemalizmarasındaki düşmanlık, milletin iradesini gasp etme rekabetidir. Birinin diğerine düşman olması ikisinden birinin “iyi” olduğu anlamına gelmez.

Dördüncü adım: Kemalist darbecilerin, Gülenist darbecilere düşmanlığı üzerinden eski vesayetçileri temizleme telaşı kasıtlı bir propagandadır ve bunu yutmayız. Kemalistler, Gülencileri rakip gördükleri için, aynı yere göz diktikleri için düşman oldular. İkisinin düşman olmasıikisinden birini temizlemez. İki kötüden birini seçmek zorunda değiliz millete bunu dayatmayın.

Yapmazsanız ne olur?

Meraklanmayın millet, PeygamberOcağı demeye devam eder. Mehmetçik demeye de devam eder. Fakat aklımızın bir köşesinde hep biliriz ki bunlar eline fırsat geçirince ateş edip bizi öldürebilirler. Gece gündüz çalışıp topladığımız vergilerden maaş almaya devam edersiniz sıkıntı çıkmaz ama 1923’te milletin koyduğu “şerh” 15 Temmuz gecesi yakanızı tutan bir el olarak şekillendi.

“Cumhurbaşkanı’nın yaveri FETÖ çıktı” diyen İlker Başbuğ’a hatırlatma.

TSK’yı rakı kadehiyle akredite olunan tuhaf bir yapı haline getiren sizlersiniz. Milleti “Müslüman bunlar” diye aşağılayan; başörtüsüne, sakalına namazına saldıran sizin kurduğunuz sistem. Büyük bir açık verdiniz, Memleketin evlatlarını ittiniz, Noel kutlayan takiyeciFetullahçılara siz kapı açtınız, siz yer açtınız. Açtığınız kapıdan giren Fetullahçılar sizin de yaveriniz oldu. Artık kimse numara yapmasın, eski darbecilerin FETÖ söylemleri inandırıcı değil çünkü, “Hadi bakalım siz başlayın arkanızdan geliyoruz” demediğiniz ne malum… Milletin işi bitince size bu soruyu sormayacağı ne malum… Sözün özü ambülansın arkasına takılmayın kimse yemez beyler.

 Diriliş Postası Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk’ün “Güven Tazeleme Sorumluluğu Sadece TSK’ya Aittir” başlıklı bugünkü köşe yazısı şöyle;

Açık konuşalım, lafı uzatmadan adım adım gidelim ve üzerine alınan olmasa bile meramımızı dile getirmiş, kayıtlara geçirmiş olalım.

1- Numara yapmayın, her kurmayın gönüllünde “Cumhurbaşkanı” olma hayali vardır. Kendine “Kemalist” diyen akıl darbecidir ve şimdi yapmıyorsa fırsatı yoktur diye yapmıyordur.

Birinci adım: Cumhurbaşkanlığı hayali kuran asker yetiştirme sisteminin hastalıklı olduğunu itiraf edeceksiniz. “NATO’nun manipülasyonlarına, Pentagon’un yönlendirmelerine açık hastalıklı bir yapıydık. GLADYO olmayı kahraman olmak zannediyorduk. Bu hastalıklı hali fark ettik, tedavi edilmesi için şu adımları attık ve bundan sonra da böyle olacağız” diyerek açık ve net bir açıklama yapmalısınız.

2-Kemalistler geçmişte darbe yapmışlardır, eziyet etmişlerdir, işkence yapmışlardır, idam etmişlerdir, yarın fırsatını bulsunlar yine yaparlar.

İkinci adım: “Kalabalıkta efelik edenin tenhadaki özrü kabul olmaz.” TSK, milleti hor görmüş, milleti asmış, milletin iradesine kastetmiş defalarca tanklarla milletin üzerine yürümüş bir yapıdır. TSK seçilmiş başbakanı asmıştır ve asanlar bunu Kemalizm adına yapmıştır. Şimdi medyada yaptığınız numaradan vazgeçin ve açıktan işlediğiniz suçlar için açıktan özür dileyin.

3- Laik azınlık (evet laikler azınlıktır) halka demokrasiyi gereksiz ve fazla görüyor. Kendilerinin sahip olduğunu hatta kurtarıcı olduğunu kabul ediyor.

Üçüncü adım:Sekülerist azınlığın çoğunluğa tahakküm ettiği dikta sistemini millet yıkmıştır ve bir daha kurulmasına canı pahasına müsaade etmeyecektir. Bu durumda TSK sonunda “izm”, “ist”, “ci”, “cü” olan şizofreni eğilimlerinden mi, yoksa milletten mi yana olduğunu açıkça belli etmelidir.

4-Gülenizm veKemalizmarasındaki düşmanlık, milletin iradesini gasp etme rekabetidir. Birinin diğerine düşman olması ikisinden birinin “iyi” olduğu anlamına gelmez.

Dördüncü adım: Kemalist darbecilerin, Gülenist darbecilere düşmanlığı üzerinden eski vesayetçileri temizleme telaşı kasıtlı bir propagandadır ve bunu yutmayız. Kemalistler, Gülencileri rakip gördükleri için, aynı yere göz diktikleri için düşman oldular. İkisinin düşman olmasıikisinden birini temizlemez. İki kötüden birini seçmek zorunda değiliz millete bunu dayatmayın.

Yapmazsanız ne olur?

Meraklanmayın millet, PeygamberOcağı demeye devam eder. Mehmetçik demeye de devam eder. Fakat aklımızın bir köşesinde hep biliriz ki bunlar eline fırsat geçirince ateş edip bizi öldürebilirler. Gece gündüz çalışıp topladığımız vergilerden maaş almaya devam edersiniz sıkıntı çıkmaz ama 1923’te milletin koyduğu “şerh” 15 Temmuz gecesi yakanızı tutan bir el olarak şekillendi.

“Cumhurbaşkanı’nın yaveri FETÖ çıktı” diyen İlker Başbuğ’a hatırlatma.

TSK’yı rakı kadehiyle akredite olunan tuhaf bir yapı haline getiren sizlersiniz. Milleti “Müslüman bunlar” diye aşağılayan; başörtüsüne, sakalına namazına saldıran sizin kurduğunuz sistem. Büyük bir açık verdiniz, Memleketin evlatlarını ittiniz, Noel kutlayan takiyeciFetullahçılara siz kapı açtınız, siz yer açtınız. Açtığınız kapıdan giren Fetullahçılar sizin de yaveriniz oldu. Artık kimse numara yapmasın, eski darbecilerin FETÖ söylemleri inandırıcı değil çünkü, “Hadi bakalım siz başlayın arkanızdan geliyoruz” demediğiniz ne malum… Milletin işi bitince size bu soruyu sormayacağı ne malum… Sözün özü ambülansın arkasına takılmayın kimse yemez beyler.