Erbakan Hangi Gazeteciye ‘Sabıkalısın’ Dedi

Medya
Adnan Öksüz’ün Röportajı Millî Gazete belli hassasiyetleri olan bir gazete. Çünkü Millî Gazete’nin savunduğu görüş, Millî Görüş’tür. Ve bununla da Millî Gazet...
EMOJİLE

Adnan Öksüz’ün Röportajı

Millî Gazete belli hassasiyetleri olan bir gazete. Çünkü Millî Gazete’nin savunduğu görüş, Millî Görüş’tür. Ve bununla da Millî Gazete iftihar etmektedir. Çünkü Millî Görüş’ün sesi olmak öyle sıradan ve kolay bir şey değildir. Konjoktürel hareketlenmeler bugüne kadar sürekli Millî Görüş aleyhine cereyan etmiş ve Anadoluyu, insanımızı, tarihimizi, maneviyatımızı temsil eden Millî Görüş’ün önüne hep bubi tuzakları kurulmuştur. Ancak şu bilinmelidir ki; Millî Gazete bütün bu engellemelere, sıkıntılara, darbelere, yasaklamalara, süreçlere rağmen Millî Görüş’ü savunmada 39 yıl boyunca olduğu gibi bugün de aynı kararlılıkla çizgisine devam etmektedir. 

İşte Milli Gazete’nin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş ile yapılan söyleşi…

Millî Görüş esasen evrensel bir mesaj olarak değerlendiriliyor. Bu mesajları ileten, yayan Millî Gazete’yi de evrensel, dünya çapında bir gazete yapmak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
 
Esasen Millî Gazete birçok İslam ülkesine gidiyor. Ama sözünü ettiğiniz misyona ulaşmak için bu yeterli mi, hayır. Millî Gazete sadece Türkiye’de değil İslam ülkelerinin de fikir alt yapısının oluşmasında etkili olan bir gazete. Fakat bunun çok daha güçlü ve etkili olması için daha atmamız gereken adımlar var. Ancak biz öncelikle Türkiye’de ayakları yere daha sağlam basan bir Millî Gazete’yi kökleştirmemiz lazım. En iyi nokta nedir? Gazete demek haber demek. Her noktadan haberleriyle Millî Gazete her şeyden önce haber veren bir gazete olmalı. Çok daha mesaj dolu, içerik açısından çok daha okunur bir yere getirilmesi gerekiyor. İkincisi de Millî Gazete’nin 100 bin tirajı yakalaması. Muhteva anlamında dört dörtlük bir gazete ile 100 binlik tirajı yakaladığımız anda atmamız gereken adımlardan biri de çağımızın gelişmelerine uygun bir şekilde internet portalımızı gözden geçirip geliştirmek olacak. İnternet portalımızda Millî Gazete Arapça ve İngilizce dillerinde de takip edilebilecek. Sizin sorunuzla bağlantılı olarak bir adımımız da bazı İslam ülkelerinde temsilcilikler açmak planlarımız arasında. En azından Hocamızın çok önem verdiği D-8 ülkelerinde Millî Gazete’nin büro açması yine adımlarımız arasında yer alacak. İslam dünyasının en büyük handikaplarından biri komşumuz Irak’ta, Suriye’de neler olup bittiğini yabancı ajanslardan alıyor olmamızdır. Azerbaycan’daki bir gelişmeyi Reuters’den alıyorsak bu bir sıkıntıdır. Cenabı Hak, "Fasıktan aldığınız haberi doğrulayınız, araştırınız" diyor. Bu açıdan da çok büyük önem taşımakta. Millî Gazete’yi İslam coğrafyasının kalbi haline getirmeliyiz. Erbakan Hocamızın da gündemine aldığı bir konudur bu.
 
Millî Gazete’nin sayfa yapıları, mizanpajı, logosu değişecek mi? Bazı çalışmalar yaptığınızı biliyorum. Nasıl bir gazete planlıyorsunuz? Görsel ve içerik anlamında neler değişecek?

Alt yapı çalışmamızı tasarım anlamında yaptık. Logomuzu değiştiriyoruz. Görsel anlamda okurlarımızın da beğenisini kazanacağı modern ve güzel bir çalışma yaptık. Altını özellikle çizmek istiyorum; ‘Hak Geldi, Batıl Zail Oldu’ düsturumuz çizgimizi daha da pekiştirecek şekilde logoda çok daha belirgin olarak görülecek. Diğer sayfa tasarımlarımız da daha modern bir çizgiye kavuşacak. Fotoğrafları daha iyi kullanmamızı zorunlu kılan bir değişiklik yapılmış olacak. Ama şuna dikkat ediyoruz; biliyorsunuz ülkemizde bir gazete bir tasarım yapıyor ardından diğerleri de onu taklit ediyor. Biz taklide kaçmadan kendi tasarımımızı oluşturmaya çalışıyoruz. Bugünkü mevcut tasarımla modern çizgileri örtüştüreceğiz. Vinyetlerimizi tamamen elden geçirdik. Tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Büyük olasılıkla seçimden sonra Millî Gazete yeni logosu ve yeni tasarımıyla okurla buluşacak.

Tarih verebiliyor musunuz?

Seçimden sonraki 20 gün içinde… Temmuz’da Millî Gazete yeni yüzü ile okurlarıyla buluşacak diyebilirim. Aslında şunu da düşündük; bildiğiniz gibi yaz dönemi yayın organları için rölanti dönemidir. Acaba bu değişiklikleri şimdi yapmamız iyi olur mu diye kafamızda soru işaretleri de oluştu ama bazı şeyleri de ertelememek lazım. Çünkü biz yaz dönemindeki tirajımızı da önemsiyoruz.
 
Siz göreve geldikten sonra yeni yazarlar görmeye başladık, Millî Gazete’de. Sırada yeni isimler var mı?
 
Biz elbette güçlü habercilik ve modern görsellik yanında muhtevamıza, yazarlara ve gazetenin vitrinine, yüzüne de büyük önem veriyoruz. Yeni yazarlar Millî Gazete’de yazmaya başladı. Prof.

Dr. Burhaneddin Can önemli bir isim, çok güzel analizleri var. Aynı şekilde camiamızın çok sevdiği, ezgileriyle de gerçekten bu camiada gönüllere taht kuran Ömer Karaoğlu üslup olarak da yazılarıyla fark ve zenginlik kattı gazeteye. Ayrıca zatıaliniz yazılarınız ve röportajlarınızla gazetemize ayrı bir güzellik verdiniz. Ankara Haber Müdürümüz Ahmet Kayır’ı yazar kadromuza kattık. Haftalık, panaroma tarzında kendi güzel üslubuyla çok da beğeni topladı. Haftayı değerlendiren yazılar kaleme alıyor. Aynı zamanda benim Kulis Ankara köşesi arkadaşım, dostum Mustafa Yılmaz da o güzel yazı ve kulisleriyle okurlarımızla buluştu. Ankara büromuzdan Ebubekir Gülüm ve ayrıca Selami Güdener başta olmak üzere düşünce sayfalarımıza katkı sunan diğer arkadaşlarımız da güzel yazılar kaleme alıyor. Ön görüşmelerini yaptığımız bazı isimler de var. Bir ekonomi yazarı yakında yazmaya başlayacak. TV programlarıyla popüler olan bir ilahiyatçı isim de kadromuza dahil olacak. Günlük siyasi yazılar yazan bir başka isimle

da anlaşmak üzereyiz. Ama şimdilik isim yok, zaten zamanı geldiğinde anonslar sırasıyla yapılacak. Bunlar tamamlandığında yazar kadromuzu oturtmuş olacağız. Bunları söylerken Millî Gazete statik bir gazete olmayacak, her zaman hareketli olacak, sayfalar da hareketli olacak. Bazı statik sayfaları da hareketli hale getireceğiz. Millî Gazete çok ve düzgün haber veren, okurlarını habere doyuran bir gazete olacak inşallah. Bu anlamda da İstanbul’daki haber merkezimizi yeni arkadaşlarla güçlendiriyoruz. Ankara büromuzun özel haber anlamında ciddi katkıları bundan sonraki süreçte de devam edecek. Millî Gazete 3 haber ajansının mizanpajını yapan bir gazete olmaktan çıkacak inşallah. Kendi kaynaklarıyla beslenen, kendi penceresinden bakan bir gazete olacak. Millî Gazete kendi gündemini oluşturup diğer gazeteleri de olumlu manada etkilemeli. Geçmişte de bunu yaptık, devam ettireceğiz.

Millî Gazete’nin olmazsa olmaz Kırmızı Çizgileri var mı?

Var elbette.1) Millî Gazete olaylara Müslümanca bakmak zorunda. 2) Millî Gazete Erbakan’ca bakmak zorunda ve Erbakan’ca kararlılığı her zaman ayakta tutmak zorunda. 3) Millî Gazete istikamet üzere olmak zorunda. Hak Geldi Batıl Zail Oldu istikametinde olmak zorunda. 4) Millî Gazete bundan sonra da Millî Görüş’ün sesi olmaya devam edecek. Özgüveni olan, çok daha güçlü bir ses hem de. 5) Millî Gazete hak arayışlarının yılmaz savunucusu, özgürlük ve tam bağımsızlık çağrılarının sesi olacak. 6) İslam coğrafyasının dertleriyle dertlenip, sevinçleriyle sevineceğiz. 7) Millî Gazete bütün mazlumların, ezilmişlerin cesareti olacak. 8) Millî Gazete kirletilmiş maksatlı mesaj bombardımanlarına karşı berrak ve duru olacak. Açısı düzgün bir toplumsal alt yapının zemini olacak inşallah.
 
Ama Millî Gazete’de asla olmayacaklar da var. 1) Millî Gazete asla kişisel kavgaların içinde olmayacak. 2) Millî Gazete asla kişilerin özel hayatlarına, şahsiyetlerine müdahale etmeyecek. Bugüne kadar etmiyordu bundan sonra da aynı kararlılığını sürdürecek. 3) Millî Gazete olayları hafifleten ve magazinleştiren, gerçekten uzaklaştıran bir konumda asla yer almayacak. 4) Millî Gazete’de asla asparagas (yalan haber) olmayacak. 5) Millî Gazete, ‘şuyu vukuundan tehlikeli’ yani yayılması, topluma mal edilmesi olmasından tehlikeli, milletimizin DNA’sını olumsuz yönde etkileyen şeyleri sayfalarına asla almayacak!…
 
Erbakan, Reha Muhtar’a neden ‘sabıkalısın!’ dedi?

Biliyorum ki, sizin merhum Erbakan’la çok sık mesainiz oldu. Erbakan’la aranızda hiç unutamadığınız anılarınız da mutlaka yaşanmıştır. Bunlardan paylaşmak istediğiniz var mı?
 
Cenab-ı Allah bize hocamızın dizinin dibinde olmayı nasip etti. Bundan dolayı ne kadar şükretsek azdır. Hocamızın çok özel toplantılarında yer aldık. 17 Ekim Konresi’nden sonra Genel Başkan olacan Erbakan Hocamızın medya planlamasını Tanıtma Başkanımız Atik Akdağ ve Mustafa Yılmaz’la birlikte yaptık. O süreçte Erbakan Hocamız gazete ve televizyon temsilcileri ile çok önemli görüşmeler, röportajlar yaptı. Unutamadığım diyaloglardan biri gazeteci-yazar Yavuz Donat’a söylediği bir sözdü. Yavuz Donat Erbakan Hocamıza, "Hocam siz sıfırdan başladınız. Çok önemli şeyler yaptınız ve Türkiye’yi değiştirecek adımlar attınız." deyince, Hocamızın cevabı şu oldu: "Evet çok iyi gözlemlemişsiniz, fakat bilmeniz gerekir ki biz asrı değiştirdik." Hocamızın Yavuz Donat’a söylediği bu sözü ben hiç unutmuyorum.

Muhtar o dönem TRT’de Ateş Hattı programını yapıyordu. Ben de Millî Gazete muhabiri idim. Sanırım sene 1993’tü. Reha Muhtar çekim yapmak için makama geldi. Hazırlıklar tamamlandı. Tam çekim başlayacak iken Hocamız neler sorulacağına dair ön bilgi istedi Muhtar’dan. Reha Muhtar da gazetecilik refleksiyle, "Hocam bu etik olmaz. Biz soralım, siz cevaplayın" dedi. Hocamız da, "Olmaz, siz zaten sabıkalısınız. Daha önce de geldiniz bir program çekimi yaptınız. 60 dakika çektiniz, 30 saniye gösterdiniz. Kabul etmiyorsanız programı çekmeyelim." dedi. Reha bey de soruları Hocamıza verdi. Aslında buradaki amaç ufaktan bir ders vermekti. Yoksa Hocamız zaten siyaset dehasıydı, kim ne sorarsa sorsun o her gazeteciyi kendi çizgisine getirir ve kendi istediği cevabı verirdi.
 
Siz ilk nasıl tanıştınız merhum Erbakan’la?

Millî Gazete Ankara Bürosunda gazeteciliğe başladım. Daha 1 aylık muhabirim. Sanıyorum o zaman sadece Selami Güdener var büroda, o da Parlamento’yu takip ediyor. Bir gün, "Hocamız foto muhabiri istiyor" şeklinde Genel Merkez’den bir telefon geldi. Ben daha önce hiç fotoğraf çekmemiştim. Bir de Hocamızın karşısına ilk kez çıkıyorum. O zamanlar da ‘Millî Gazete’nin flaşları patlamaz’ diye bir şehir efsanesi dilden dile dolaşıyor. Ben de flaşı makineye taktım giderken de flaşı açtım ki dolsun da çekerken patlasın… Mahçup olmayalım diye. 30-40 kişilik bir heyet var huzurda. "Hadi bakalım çek." dedi Hocamız. Ben deklanşöre bastım, patladı. İçimden "Elhamdülillah." dedim. Ama Hoca ihtiyaten 2. bir kare daha ister. "Hadi bakalım bir kare daha al." dedi. Flaşı yeniden açtım. Dolmuyor, Hoca da bekliyor. Fazla bekletmek de uygun değil. Hoca ikinci kez, "Hadi bakalım!" deyince bastım ama flaş patlamadı. Hoca bu kez, "Hımmm, sen galiba Millî Gazete’densin!" dedi. İlk tanışıklığımız bu şekilde oldu. Allah mekanını cennet etsin inşallah.

Mustafa Yılmaz’la birlikte merhum Erbakan hakkında bir kitap çalışmanızın olduğunu biliyoruz. Nasıl bir çalışma olacak?
 
Erbakan Hocamız hayatını kendi dilinden bize anlattı. 11 Temmuz Kongre sürecinden önce başlayan bir çalışma. Hocamıza her şeyi çok rahat sorduk ve tüm cevaplarını aldık. 10 saate yakın bir ses kaydı yaptık. Bunu kitaplaştırıyoruz. Eylül ayında kitabın piyasada olmasını arzu ediyoruz.
 
Son olarak sizin bir de ikinci şapkanız var. Saadet Partisi’nin Genel İdare Kurulu üyesisiniz. Haziran seçimlerinde Saadet Partisi nasıl bir sonuç alacak, sizce?
 
Türkiye’deki seçim atmosferini bir değerlendirmek lazım öncelikle. Belki de bugüne kadar hiç olmadığı kadar farklı bir seçim dönemi yaşıyoruz. Hiç olmadığı kadar belden aşağı vurmaların yaşandığı, kişisel kavgaların olduğu bir seçim dönemi. Ekranlarda sürekli üçlü tiyatro oynatılıyor. Saadet Partisi bu kavgaların hep dışında kaldı. Saadet Partisi insanların özel hayatları ile ilgilenmiyor. Sadece kendi fikirleri ve projeleri üzerinden siyaset yapıyor. Millî Görüş esasen 41 yıldır bu çizgisini sürdürüyor. Medya da Saadet Partisi’nin mitinglerini göstermeme, yansıtmama konusunda kararlı. Saadet Partisi teşkilat çalışmaları ile seçmenle yüz yüze görüşerek bu handikapı aşmaya çalışıyor. Biz gücümüzü inancımızdan, milletimizden ve inanmış teşkilatımızdan alıyoruz. Saadet Partisi bu seçimlerde en etkili ve en güçlü sonucu alacaktır. Son günlere giriyoruz. Teşkilatımız bu işe inanıyor. İnanan kazanır. Çok önemli ajans ve reklam çalışmaları, prodüksiyonları ile son günlere giriyoruz. Seçimlerden sonra Saadet Partisi iktidarın anahtarı olacaktır. Bu seçimlerde Türkiye en çok Saadet Partisi’ni konuşmaya başlayacak.
 
Benim soramadığım ancak sizin vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Biz istiyoruz ki, camia Millî Gazete’ye dört elle sarılsın. Ancak bu şekilde Millî Gazete Erbakan Hocamızın istediği, arzu ettiği noktaya gelecektir. Biz bir aileyiz. Millî Gazete de bu ailenin en önemli uzuvlarından biridir. Bu anlamda camianın Millî Gazete’ye dört elle sarılacağına ilişkin inancım tamdır. Millî Gazete ile Millî Görüş camiası etle tırnak gibidir. İkinci promosyon döneminde de camianın gazetelerine desteğinin tam olacağını ve seçime rağmen bu desteğin artarak devam edeceğine inanıyorum. Her abonenin bir abone yapmasını arzu ediyoruz. Komşumuz Millî Gazete almalı, abimiz, kardeşimiz, amcamız, halamız Millî Gazete’ye abone olmalı. Okurlarımızdan ricam, her okurun bir abone daha bulmalarıdır. Millî Gazete 100 bin satmalı.

Milli Gazete