Biz, BBC miyiz Yoksa El Cezire mi?

Medya
Röportaj: Arzu Erdoğral Haber Spikerleri… Dernekleri var mı? Şimdiye kadar yoktu ama artık var! En önemlisi birileri ben yerine “biz” demeyi başarmak adına yola çıktı. “Y...
EMOJİLE

Röportaj: Arzu Erdoğral

Haber Spikerleri…

Dernekleri var mı?

Şimdiye kadar yoktu ama artık var!

En önemlisi birileri ben yerine “biz” demeyi başarmak adına yola çıktı.
“Yaptığınız işin adı ne olursa olsun, örgütlü değilseniz hiçbir şeysiniz” diyen
Spikerler Derneği Başkanı TV Net Ana Haber Spikeri Veyis Ateş ile derneği kurma amaçlarını ve hedeflerini konuştuk.
 

Spikerler Derneği Başkanı TV Net Ana Haber Spikeri Veyis Ateş

Öncelikle Spikerler Derneği kurma fikri sizde nasıl oluştu? Camianın şu an çözüm bekleyen en acil sorunu nedir?
Sorunuzun cevabına geçmeden önce hem teşekkür hem özür dilerim.
Teşekkür ederim; on5yirmi5 olarak bize bu fırsatı tanıdığınız için. Her gün ekranlarda olsak da, çalışmalarımızı duyurmak için bu fırsatlara ihtiyacımız var.
Özür dilerim; on5yirmi5’i ancak bu röportaj vesilesiyle tanıdığım için. Sitenizin bir gençlik sitesi olması, benim de artık orta yaşlara gelmiş olmamı mazeret olarak kabul edin lütfen!
Sorularınıza gelince…
Yaklaşık altı ay önce bir meslektaşımızın işten çıkarılması ile oluştu bu fikir. Arkadaşın bundan haberi yok tabi. Hala yok hatta.
Bu işten çıkarılma eyleminde hem meslektaşımızın hem yayın kuruluşunun haklı tarafları vardı. Bu durumda ortaya çıkıp bu işin haklılığını haksızlığını anlatacak, söyleyecek bir kurumun yokluğu, ilk hareket noktamız.
Bazı meslektaşlarımıza ulaşarak bu durumun ne olacağını, aynının bizim de başımıza gelebileceğini dolayısıyla bir örgütlenmeye ihtiyacımız olduğunu anlattım.
Alper Altun, Cengizhan Cebecioğlu, Aynur Ayaz, Burak Koçyiğit, Serdar Salman, Berda Dikiktaş bu çağrıya ilk ses veren arkadaşlarım oldu. Onlar zaten şu anda Spikerler Derneği’nin yönetim kurulu üyeleri.
Buradan hepsine teşekkür ederim.
Yaşadığınız, yönetildiğiniz sistemin, rejimin adı her ne olursa olsun; yaptığınız işin adı ne olursa olsun, örgütlü değilseniz hiçbir şeysiniz.
“Örgüt” işveren tarafından temkinli yaklaşılan bir kavramdır ayrıca. Biraz tedirgin eden. Baştan şunu söyleyeyim. Biz anarşist bir örgütlenmeden bahsediyoruz. Bir ihtiyacın giderilmesinden söz ediyoruz.

Spikerlik mesleği bir boşlukta sallanıyor. Nedir spikerlik? Spiker kime denir? Sunucu nedir? Bunlarla ilgili çerçevesi çizilmiş bir tanım, bir iş alanı yok ortada.

Sektörde spiker ihtiyacı el yordamıyla gideriliyor. Bu alanda bir havuza ihtiyaç var örneğin. Bu hem meslektaşlarımız hem bize işveren kuruluşlar için de elzem.
Spikerler Derneği’ne girenler orada üyelerimiz diye bir bölüm görecekler. Bu bölümde hem ulusal hem yerel kanallarda çalışan arkadaşlarımız, hem yola çıkan yeni adayların bilgisini görebilecekler.
Eminim, bu işi benden, ondan, şundan, bundan çok daha iyi yapan insanlar var; Adana’da, Trabzon’da, Manisa’da, İzmir’de, yurdun dört bir yanında. Ama bu insanlar coğrafi şansızlıktan ötürü İstanbul medyasına ulaşamıyorlar.

Neden?
Çünkü onları buraya taşıyacak bir köprü yok.
Biz böylesi bir misyon ediniyoruz kendimize.
Bundan başka…
Mevcut çalışan arkadaşlarımızın sorunları…
Bu meslek, egoyu fazlasıyla tatmin eden bir iş dalı olduğu için, bu rüzgâra kendini kaptıran arkadaşlarımız var.
Şimdilik işler yolunda.
Peki, bugün yüzlerini, seslerini unuttuğumuz insanlar durumuna düşerlerse…
O zaman ne olacak?
Ben size bir çırpıda “on beş, yirmi beş” isim sayarım, ses sayarım; cebinde kontör parası olmayan.
Bu insanlar, zamanında her şeyin en iyisine layık olduklarını düşünüyorlardı.
Bizim için hala öyleler.
Ama mevcut durumları hiç de öyle değil.
Bizim, yarın bir gün bu durumda olmayacağımız ne malum?
Sesimizi kaybetmeyeceğimiz, yüzümüzde tüp patlamayacağı; bir gün Tuna Huş’la ortak kaderi paylaşmayacağımız ne malum?
Ayrıca…
Korkuyoruz birbirimizden.
Bu işin taliplisi çok, işveren kuruluş sayısı, bu talebe göre çok az.
Ayrıca Bizans burası, entrikalarıyla meşhur…
Bir meslektaşımın ofisinde “Herkes yalan söyler” yazan bir tabela asılı.
Anlatabiliyor muyum ne demek istediğimi?

Türkiye’de spikerlik algısı size göre doğru bir noktada mı yer alıyor?
Ne noktası var ne virgülü…
Hiçbir şeyi belli değil.
Bir standardı yok.
Her köşe başında bir spikerlik sunuculuk kursu var.
Sertifika dağıtıyorlar her yerde.
Bu sertifikaların hiçbir karşılığı yok.
Buna bir son vereceğiz.
Bir lokanta açmak için Lokantacılar Odası’na, taksi sürücüsü olmak için Şoförler Odası’na, Kuyumcu dükkânı açmak için Kuyumcular Odası’na bağlı olmanız şart.
Spikerlik tüm bu mesleklerden daha mı değersiz ki, bunun standartlarını belirleyen bir kurum yok.
O kurum biz olacağız.
Türk Dil Kurumu’ndan, TRT’den, üstatlarımızdan oluşturduğumuz bir kurulu devreye sokacağız.
Bu kurulun onay verdiği kişilere Spikerler Derneği olarak yeterlilik belgesi vereceğiz ve bu belgenin aranır, istenir bir belge olması için var gücümüzle çalışacağız.

Medya sektörünün en adaletsiz tarafı, işi hak eden değil de torpili yüksek olana verilmesi… Bu nedenle birçok değer yok olup gidiyor…
Sorun medya sektörüne özel değil.
Bunun anlaşılabilir bir tarafı da var.
Şöyle ki…
Ekranınızı teslim ediyorsunuz.
Saatlerce yapılan çalışmanın, kamuoyuna vermek istediğiniz mesajın son durağı burası.
Burada bir çuval İncil berbat da edilebilir, bir çuval incire bir çuval d aha da eklenebilir.
Burayı sağlam tutmak zorundasınız.
Tanıdığınız, tanıdığınızın tanıdığının referanslarını dikkate alabilirsiniz.
Bu normal.
Normal olmayan ise, buna rağmen daha iyisini aramak için gösterilmeyen çaba.
Ya da belki bu “daha iyiler”, kendilerini gösterecek bir alan bulamıyorlar.
İşte dernek bunun için bir fırsat bence…

Dernek olarak ne yapmayı planlıyorsunuz?
Öncelikle bütün meslektaşlarımızı bu çatı altında bir araya getirmek ve buradan çıkacak sinerjiyle bir güç olmak.
Bu güçle de iyi işler yapmak.
Şu an önümüzde bulunan projelerimiz var.
Basın İlan Kurumu ve Spikerler Derneği iş birliği ile tüm Anadolu’da iş yapan yerel medyaya eğitimler götürmeye hazırlanıyoruz.
Dünyanın önemli haber yüzleriyle ülkemizdeki ustalarımızı bir araya getirecek bir çalışmanın başlangıç aşamasındayız.
Türkiye de bir Spikerler Zirvesi yapmak istiyoruz; ne yaptığımızı daha iyi anlamak için.
Hangisiyiz biz; CNN İnternational, BBC, El Cezire… Hangisi?
Ya da burada daha başka bir tarza mı ihtiyaç var?
Bunu görmek istiyoruz.
Devletin yetkili kurumlarından randevu talep ediyoruz. Onlara gidip kendimizi anlatacağız.
Destek isteyeceğiz.
Meslektaşlarımızı yurtdışına dil kurslarına, stajlara göndereceğiz.
Türkiye’nin dünyaya açılımı ekranda da belli talepleri doğuracak.
Dünyanın güç dengeleri başka alanlara kayıyor.
Çince, Hinduca, İbranice, Arapça, Rusça bilen spikerlere ihtiyaç olacak?
Bu ülkelerde medya nasıl bir ilerleme kaydediyor?
Bunları bilmiyoruz.
Bilmeyi kendimize misyon sayıyoruz.

Spikerlerin tek bir çatı altında birleşmesi size göre sektörde ne gibi değişikliklere neden olacak?
Korkularımızdan kurtulacağız bir kere.
Korkuyoruz birbirimizden.
Sektör dar, talep çok olduğu için, herkes birbirinden çekiniyor.
Yıllardır ekranda olup el sıkışmamış meslektaşlarımız var.
Düşünsene…
İletişimin merkezinde olan insanlar daha kendi aralarında bundan yoksun.
Buna bir son vereceğiz.

Spikerlik mesleği günümüzde sadece bir metnin okunması seyrinden tamamen koptu diyebiliriz. Haber yazan, soru soran, yorum yapan “moderatörler” ile karşı karşıyayız. Bu durumu nasıl okumalıyız?
Alın size izaha muhtaç bir durum daha.
Şimdi moderatör kim spiker kim?
Moderatör soru soran, haberleri modere eden, yönlendiren kişi.
Spiker de saat başı haber okuyan kişi.
Ama moderatör de haber okuyor.
Analatabiliyor muyum?
Belki hem moderatöre hem spikere ihtiyaç var.
Moderatör kuşağı yönetecek, spiker saat başı çıkıp haber okuyacak.
Sanırım her ikisi de gerekli.

Derneğinize üye olmanın kriterleri nedir? Medya içerisindeki “kamusal alan” uygulaması sizin için de geçerli mi?
Sondan başlayayım.
Biz de kamusal alan, özel alan filan yok.
Gayet açık konuşuyorum. Bu derneğe spiker olan ve spiker olmak isteyen herkes üye olabilir.
Bizi ilgilendiren tarafı bu…
Simgeleri, sembolleri, tercihleri kişinin kendi bileceği iş…
Tüzüğümüzde “bu derneğin siyasal hiçbir amacının olmadığı” yazar.
Hadi daha moda deyimle söyleyelim. Biz sadece mesleğimizden ve mesleğimizin sorunlarını çözmekten yana “yandaşız.”
İkinci sorunuza gelince…
Derneğimize üye olmanın iki şartı var.
Şu anda bir ulusal ya da yerel televizyon kanalında çalışıyor olmak ya da Spikerler Derneği Eğitim Kurulu tarafından belirlenen eğitim merkezlerinden eğitim almak ve bu eğitimden başarılı bir notla mezun olmak.
Bu mezuniyet sonrası arkadaşlarımızın bilgileri ve demoları www.spikerlerdernegi.com da yayınlanarak, doğru adreslere ulaşması sağlanacak.
Bundan sonra da kuşağına spiker almak ya da mevcut spikerini değiştirmek isteyen haber müdürü, yayın yönetmeni yeni sesleri yeni yüzleri bu siteden görebilecek, tanıyabilecek.
Bir nevi spiker olmak için keşfedilmeyi kolaylaştıran bir platform olacak bu dernek.

Medya sektöründe faaliyet göstermeyi hedefleyen gençler, şayet spikerlik yapmak isterlerse, bu mesleğin olmazsa olmazının ne olduğunu söylersiniz onlara?
Bunu tayin edecek makamda değilim.
Ancak gördüğüm şu ki, iş artık sadece haber okumak, güzel ya da yakışıklı olmak değil.
Bir olayı haberleştirmek, o haberin kurgusundan, montajından az buçuk anlamak demek.
Tüm ulusal gazeteleri, Türkiye’de kanaat oluşturan köşe yazarlarını okumaktan; gündemin arkasına düşen dünyadaki gelişmeleri takip etmekten; haber metinlerinin satır aralarındaki mesajlardan; üç beş kelimeden oluşan KJ’nin aslında geri planda ne anlatmak istediğinden “çakmak” demek.

Dünya dönüyor, spikerlik değişiyor.