Ahmet Hakan, 28 Şubat medyasını anlattı

Medya
Türkiye Yazarlar Birliği’nde gerçekleşen programda Ahmet Hakan Kanal 7’de yaşadıklarını ve Kanal 7 den ayrılma sürecini anlattı. Kanal 7’ye Roj Tv Muamelesi Yapıldı “Türk matbu...
EMOJİLE

Türkiye Yazarlar Birliği’nde gerçekleşen programda Ahmet Hakan Kanal 7’de yaşadıklarını ve Kanal 7 den ayrılma sürecini anlattı.

Kanal 7’ye Roj Tv Muamelesi Yapıldı
“Türk matbuatının kurulmasında Türk medyasının üstlendiği bir misyon var. Biliyorsunuz o dönemlerde matbaa devlet kontrolünde dolayısıyla basında devlet denetiminde gelişti. 2000’lere kadar bu böyle devam etti. Kanal 7 kurulduğu dönemde ise birçok medya oluşumu vardı. Fakat bu kanallar belli bir ideolojiye sahipti. Hepsinin Refah Partisi’ne, Milli Görüş’e bakışı aynıydı. O dönemde Milli Görüş’ün önünü kesmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Biz o dönem bir fark yarattık, aslında çok da büyük bir şey yapmadık sadece Refah Partisi’ni partilerden bir parti olarak gördük. O dönemde kimse Kanal 7 ‘yi görmüyor görse de bahsetmiyor bahsetse Milli Görüş’e vurmak için bahsediyordu. Marjinal bir kanal olarak görülüyorduk. Bize Roj TV muamelesi yapılıyordu. O zaman muhafazakar medya yoktu. Cumhuriyetin kuruluşunda kendisine bir perspektif oluşturan kendini Atatürkçü, laik,devrimleri korumaya adamış bir medya vardı bir de Kanal 7. O perspektif 2000’lere kadar devam etti. Kanal 7 o perspektifin dışına çıkan ilk kanaldı. Yaptığımız fazla bir şey değildi Refah Partililere sadece yer açıyorduk. Onu partilerden biri olarak görüyorduk. O zamana kadar medyanın görmediği insanlara düşüncelere yer veriyorduk bizden olmasalar bile yer veriyorduk.
Mesela Beyazıt’ta cuma eylemleri olurdu ben çok severdim o eylemleri. Amerikan bayrağı falan yakılırdı. Akşam televizyonda haberleri izlediğimizde bir grup irtica yanlısı gösteri yaptı; polise taş attı diye görürdük. Kanal 7 ye ilk başladığımda şahane bir Cuma gösterisi haberi yapmıştım.

Türk medyası 50’lerde Menderes’e daha sonra Özal’a gösterdiği refleksi bu kez de Erbakan’a gösteriyordu. Üstelik bu sefer Menderes ya da Özal gibi irticaya pirim veren bir parti değil mürteciler iktidardaydı. Medya yanına YÖK’ü, TSK’yı, yargıyı alarak iktidarın üzerine çöküyordu. Refah o dönem söyleyecek sözü olan bir partiydi. Herkesin kulak kabarttığı bir parti. Rejimle mücadele eden ve mazlumların sesi olmak isteyen bir partiydi. Direniyordu. Biz de direniyorduk. Şimdi düşünüyorum başka bir metotla bunu yapabilir miydik? Mesela Samanyolu Grubu o dönem hiçbir şey yapmıyordu. Kendi hizmet alanını korumaya çalışıyordu. Bu da bir metot biz ise paldır küldür gidiyorduk. ”

Artık Kanal 7’ nin İşlevi Bitmişti
“Refah Partisi ikiye ayrıldıktan sonra Kanal 7 daha fazla Ak Parti yanında oldu. Bunun sebebi Ak Parti’nin büyük bir güç olarak çıkışıydı. Aslında herkes görüyordu fakat bu gidişi engellemek için medya elinden geleni yaptı. Seçim oldu Ak Parti kazandı. Kanal 7’ nin işlevi devam ediyordu ama etkisi azalmıştı. Ak Parti tek başına iktidar olunca cemaat kanalları Ak Parti’yi desteklemeye başladı. Tayyip Erdoğan partinin başına geçti Doğan Grubu yakınlaşmaya başladı. 90larda herkesin hücum ettiği bir Kanal 7 vardı, Ak Parti iktidar olduktan sonra medyada bir normalleşme başladı.

Artık Kanal 7’e ihtiyaç kalmamıştı. Bende bu noktada karar vermek zorundaydım. Kalmalı mıydım yoksa başka şeyler mi yapmalıydım. Önce sabah gazetesinden teklif geldi. Uzun bir süre hem sabahta yazıp hem Kanal 7’ de haber sunuyordum. Bu süreçte normalleşmede arttı. Bende ben de bir süre sonra sabahta tek yazdım. ”

Ahmet Hakan kadınların İslami medyada ki konumu içinse şunları söyledi: “Kadının toplumsal hayata çıkarılmasında Refah Partisi’nin özgün duruşu vardır. Mesela Erbakan’ın eşiyle bir yere gitmesi bazı kesimlerce horlanmasına neden olurdu. Refah Partisi bu konuda önemli işler yaptı.”