Abdi İpekçi mezarı başında anıldı

Medya
Anma törenine, İpekçi’nin eşi Sibel İpekçi, kızı Nükhet İpekçi İzet’in yanı sıra gazeteciler Derya Sazak, Tufan Türenç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, Avukat Turgu...
EMOJİLE

Anma törenine, İpekçi’nin eşi Sibel İpekçi, kızı Nükhet İpekçi İzet’in yanı sıra gazeteciler Derya Sazak, Tufan Türenç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, Avukat Turgut Kazan, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Milliyet Gazetesi Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Demirören ve çok sayıda kişi katıldı.

ABDİ İPEKÇİ’NİN ÖLDÜRÜLÜŞÜNÜ DE FAİLİ MEÇHULLER ARASINDA SAYIYORUZ

Törende konuşun TGC Başkanı Orhan Erinç, İpekçi’nin gazetecilik anlayışının, gerçekleri halka iletmek konusundaki titizliği olduğunu belirterek, "Bugünle karşılaştırdığımız zaman bizim gençliğimizdeki gazetecilikle bugün arasındaki farkı çok açık olarak görmekteyiz. Abdi Bey gazetecilik konusunda sadece gazeteci olarak değil, örgütlü olarak da çok önemli görevler yapmıştır. Bugün Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) olarak andığımız, sendikamızın, İstanbul Gazeteciler Sendikası dönemindeki başkanlarından biri Abdi Bey’dir. Şu da bir gerçektir ki, Abdi Bey, Genel Yayın Yönetmeni olarak kendisini patron vekili olarak kabul etmeyen gazetecilerden biridir. Daima çalışanların yanında olmayı tercih etmiştir. Gazetecilere yönelik suikastlere baktığımız zaman ilk öldürülen gazetecinin Hasan Fehmi Bey olduğunu, 1908’de, dikkate alırsak, Abdi Bey 1979’da yani aradan geçen 71 yılda suikaste uğrayarak, yaşamını kaybeden 16’ncı gazeteci olarak görülmektedir. Ama 79’dan bu yana izlediğimizde gazetecilere yönelik saldırıların hem ölüdürülücüğü, hem de kaba kuvvete, şiddete varması açısından daha da arttığını, sanıyorum 64’e yükseldiğini görüyoruz. TGC olarak Abdi Bey’in öldürülüşünü de faili meçhuller arasında saymak gibi bir yaklaşım içindeyiz. Çünkü Abdi Bey’in öldürülüşünde de sadece tetikçi yakalanıp, yargılanmış, ama ardındaki karanlık güçler ya da onu yönlendirenler, görevlendirenler diğer suikastlerde olduğu gibi ortaya çıkarılmamıştır" dedi.

ŞURADA SİZE BİÇARESİZLİĞİN VE ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN FOTOĞRAFINI VERECEĞİZ

İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi İzet ise "Bu kemik yığınının yanına bir kere daha geldik. Bir kemik yığınının önündeyiz. Biz şimdi dimdik de, iki büklüm de dursak, şurada size biçaresizliğin ve çözümsüzlüğün fotoğrafını vereceğiz. Bu fotoğraf mazide kalamadıkça hepimizin ortak geleceğini kirletmeye sürdürecek. Biz tetikçiyle baş başa bırakılsak da, ‘Katil devlet’ desek de gerçek yine tam anlamıyla işaret edilmemiş olacak, soyut kalacak. Oysa TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, bütün somutluğuyla duran şu sözler var, ‘Savcı Doğan Öz ve Abdi İpekçi cinayetleri aslında Türkiye’de 12 Eylül askeri darbesini çözmek isteyenler açısından bütün malzemeleri içermektedir’. Bir değişimin ve devinimin içindeyiz. Hep birlikte ve gereğince, hakkıyla, hukukuyla ilerlendiğinde ağır da, zor da gelse, bütün gerçeklerin bir bir yüzümüze çarpacağı ve o yüzleşmeden sonra arınıp, kendimizi iyi, temiz hissedeceğimiz bir geleceğe yol alabiliriz. Bu umut ve iyimserlikle ilerleyebiliriz. Biz ilerleriz de, bu kemik yığını burada öylece duracak. Burası 20 dakika sonra bomboş ve ıssız olacak. Ara sıra düşüncesini, görüşünü desteklemek için o kemiklerden yararlanmak isteyenler ya da Milliyet Gazetesi’ne çatmak, kızmak için ‘Abdi İpekçi’nin kemikleri sızladı’ diyecekler. Ben bir ölünün kemikleri nasıl sızlıyor bilmiyorum ama o kemiklerin içinde taşıdığı canı çok iyi biliyorum, onu iyi tanıyorum. Onun ruhunun içinin, kalbinin nelere sızladığını çok iyi biliyorum" diye konuştu. Tören, konuşmaların ardından okunan dualarla son buldu.

Akşam