Yargıtay’ın Balyoz kararı ne anlama geliyor?

Hukuk
Engin Dinç’in röportajı  Tüm Türkiye’nin merakla beklediği Balyoz davasının temyiz sürecinde Yargıtay 9. Dairesi, yerel mahkemenin kararını büyük oranda onadı. 63 kişi hakkındaki kararlar i...
EMOJİLE

Engin Dinç’in röportajı 

Tüm Türkiye’nin merakla beklediği Balyoz davasının temyiz sürecinde Yargıtay 9. Dairesi, yerel mahkemenin kararını büyük oranda onadı. 63 kişi hakkındaki kararlar ise yeniden görüşülmek üzere, yerel mahkemeye gönderildi. Peki Yargıtay’ın bu kararı ne anlam ifade ediyor? Balyoz davası gibi halen süren Ergenekon ve 28 Şubat davalarında da bu kararlar etkili olacak mı? Verilen karar nihai karar hükmünde mi? Emekli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Gündel, Yargıtay 9. Dairesi’nin Balyoz davasındaki kararlarını değerlendirdi.  

BALYOZ DAVASI’NDA KİM, NE KADAR CEZA ALDI?

YARGITAY, BALYOZ HAREKAT PLANINI KABUL ETMİŞ OLDU 

Balyoz davasında mahkemenin verdiği kararları büyük oranda onadı. Balyoz Davası’nda sunulan delillerin ve alınan kararların bugüne kadar tutarlı olduğu Yargıtay tarafından da kabul edilmiş oldu.Bu kararların onanması ne anlama geliyor? 

Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin gerekçeli kararı henüz açıklanmadığı için, kararın bazı noktaları henüz bizim için karanlık. Örneğin Balyoz Davası’ndaki bazı CD’lerin sahte olduğu iddiası söz konusuydu. Yargıtay bu sahteliği kabul etti mi etmedi mi, bunu bilmiyoruz. Sahtelik iddiasıyla örtüşen diğer delillerin varlığını kabul etti mi? Yoksa CD’lerin sahte olmadığını ve CD’lerle beraber diğer delillerle bütünüyle değerlendirme cihetine mi gitti? Gerekçeli karar henüz yazılmadığı için biz bunu bilemiyoruz. Bu Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin verdiği bu karar son derece önemli. Hem bu dava açısından önemli, hem de şu anda Türkiye’de görülmekte olan darbeye kalkışma ve darbe davaları yönünden önemli. Bir kere Yargıtay, bu kararla bir Balyoz hareket planının varlığını kabul etmiş oldu. Artık bu iddiadan kesinleşme noktasına geldi. Artık iddia olunan değil karar verilen, kesinleşen bir olgu haline geldi. İkincisi hep üzerinde tartıştığımız, ‘teşebbüs için somut adımlar var mı’ noktasında karar verdi ve nelerin somut adım olabileceğini karara bağlamış oldu. Bunu gerekçeli kararda göreceğiz. Tutuklanacak bir takım insanlar listesinin düzenlenmesi, işte milli mutabakat hükümetinin kurulması vb. bir takım şeylerin yapılmasını yerel mahkeme icra hareketi olarak kabul etmiş. Bu konuda bizimde ceza hukukçuları olarak bazı kuşkularımız vardı. Ama öyle anlıyoruz ki, Yargıtay 9. Dairesi bu tür hareketlerin icra hareketleri olabileceğine karar verdi. Yine eksik teşebbüste hareketten vazgeçme imkânı vardı, yani darbeye kalkışıyorsunuz kendi isteğinizle bunu vazgeçtiğiniz zaman cezasızlık durumu söz konusu oluyordu. Bu cezasızlık nedeninin var olmadığına da karar vermiş oldu. Yani sanıkların kendi istekleriyle değil ellerinden olmayan nedenlerden dolayı darbe işlemini gerçekleştiremediğini kabul etmiş oldu. Aytaç Yalman ve Hilmi Özkök’ün dinlenmesi konusu bununla bağlantılıydı. Yargıtay buna da gerek görmemiş oldu. Bunun gibi çok önemli olguları Yargıtay ortaya koymuş oldu. Gerekçeli karar ne zaman açıklanırsa, gerekçeleri biz de görmüş olacağız. Bu kriterler İlker Başbuğ ilgili olayda da Yargıtay tarafından uygulanacak, ona bir emsal olabilecek bir karar. Yani biz Yargıtay’ın Ergenekon davasına da nasıl yaklaşabileceğini tahmin ediyoruz. 28 Şubat davasına Ankara’daki ağır ceza mahkemesi bu kriterleri elbette değerlendirecek. Bu nedenle ceza hukuku açısından baktığınız zaman son derece önemli bir dava. Hem ceza hukuku bakımından önemli bir dava, hem Türkiye’nin geçmişi, hem de gelecekte daha demokratik bir hukuk devletine yaklaşması noktasında önemli bir dava olduğunu söyleyebiliriz. 

YARGITAY’IN KARARLARI ONAMASI NİHAİ BİR KARAR 

Yargıtay’ın verdiği karar nihai bir karar mı? İtiraz hakkı söz konusu mu? 

Onamalar nihai bir karar. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraza etmesi gerekir ki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da aşağı yukarı 9. Daire’yle aynı şeyi düşünüyor. Bundan dolayı ben de itiraz yoluna gidileceğini düşünmüyorum. Karar daireden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na geldiği tarihten itibaren bir aylık süre içerisinde Başsavcılığın itiraz imkanı var ama ben açıkçası böyle bir itiraz olacağını düşünmüyorum. Çünkü görüşlerde bir örtüşme söz konusu. Bu nedenle infaz aşmasına geçilecek. 

Kararların Ergenekon davası ve 28 Şubat davasına emsal olabileceğini söylediniz. Bunu biraz açar mısınız? 

Emsal demeyelim, emsal olması örtüşmüyor ama burada Yargıtay, gerekçeli kararında darbe davasında veya darbeye kalkışma davasında neleri aradığını, neler gerekli olduğunu ortaya koymuş olacak. Onun için bu kriterler Ergenekon davasında da Yargıtay’ın tutumu hakkında bir bilgi vermiş oluyor. Diğer davalarda mahkemeler bu kararın gerekçesine bakarak kendileri de daha uygun bir karar almaya çalışacaklar. Darbe nedir? Darbeye kalkışmak nasıl olur? Bunun için hangi unsurlar gerekir gibi konuları Yargıtay’ın verdiği kararları yararlanmak suretiyle kendi dosyalarına uygulayabilecekler. 

on5yirmi5.com