Yargıtay: Dinleme için kanaat yeter

Hukuk
Yargıtay Başsavcılığı ise “Suçun işlendiğine ilişkin belirtilerin kuvvetli olduğu kanaati dinleme için yeter” dedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Şike davasına ilişkin tebliğnamesinde cezasının on...
EMOJİLE

Yargıtay Başsavcılığı ise “Suçun işlendiğine ilişkin belirtilerin kuvvetli olduğu kanaati dinleme için yeter” dedi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Şike davasına ilişkin tebliğnamesinde cezasının onanmasını istediği Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve avukatlarının dinleme ve teknik takip kararlarıyla ilgili ‘yasadışı’ iddialarına ayrıntılı cevap verdi. Başsavcılık, Almanya’daki şike soruşturmasıyla ilgili başlatılan soruşturma çerçevesinde ‘tesadüfi’ deliller üzerine Aziz Yıldırım hakkında dinleme yapıldığını ifade etti.

Örgüt davalarının itirazı

Yargıtay Başsavcılığı’nın Şike davasına ilişkin tebliğnamesinde özellikle Ergenekon, Balyoz gibi kamuoyunun yakından takip ettiği davalarda sık sık gündeme getirilen dinleme ve teknik takip konularındaki değerlendirmeler dikkat çekti. Başsavcılık, “dinleme kararlarının kuvvetli suç şüphesi olması halinde alınabileceği” itirazına yönelik ayrıntılı bir değerlendirme yaptı.

‘Kuvvetli şüphe’den kasıt ne?

Başsavcılık, doktirinde ve uygulamada iletişimin denetlenmesi kararlarının “suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe” şartı olduğunu buradaki kastın ise “sanık hakkında ‘çok basit’ bir suç şüphesinin varlığı” olduğunu belirtti. Tebliğnamede konuyla ilgili şu değerlendirme yapıldı: Yani soruşturmaya konu suçun işlendiğine ilişkin belirtilerin kuvvetli olması, ancak soruşturmaya konu suça karışan şüpheliye yönelik belirtilerin basit olması iletişimin denetlenmesi kararı verilmesi için yeterlidir. Telefon dinleme en son çare olduğu için çok kuvvetli bir şüphenin varlığının aranması halinde, zaten bütün deliller veya delillerin büyük bir bölümü elde olunacağı için, telefon dinleme yoluna ihtiyaç duyulmayacak ve bu yol gereksiz kalacaktır. Bu nedenle, iletişimin dinlenmesi kararı, suç işlendiğine dair belirtilerin kuvvetli olması ve bu hususta kuvvetli bir kanaatin oluşması ile verilebilir.”

Kaygı, işlevini engellemez

CMK’nın 135 ve diğer maddelerinin “suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı”ndan söz ettiği hatırlatılan Tebliğnamede, “Temel haklar ve özgürlükleri kısıtlayan bu tedbirlerin, tam olarak ortaya konamayan ve sınır çizilemeyen çok basit şüpheye dayanılarak verilmek suretiyle kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla böyle bir düzenlemeye yer verilmiş ise de, bu tür kaygıların söz konusu tedbirleri uygulanamaz duruma getirecek şekilde yorumlanması da düşünülemez” denildi.

Sabah