RTÜK üyelerinin ”görevi kötüye kullanma” davası

Hukuk
– Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) eski Başkanları Davut Dursun ve Zahid Akman’ın da arasında bulunduğu 7 sanığın, “yargı kararlarını mükerreren uygulamadıkları” g...
EMOJİLE

– Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) eski Başkanları Davut Dursun ve Zahid Akman’ın da arasında bulunduğu 7 sanığın, “yargı kararlarını mükerreren uygulamadıkları” gerekçesiyle “görevi kötüye kullanmak” iddiasıyla yargılandıkları davanın düşmesine karar verildi.

Yargıtay 5. Ceza Dairesinin, önceki hükmü bozmasının ardından Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesinde tekrar görülen davaya sanıklardan RTÜK Üyesi Taha Yücel, sanık avukatları ve müdahil RTÜK Uzman Denetçisi Cengiz Özdiker katıldı.

Duruşmada, taraflara Yargıtayın bozma ilamına katılıp katılmadıkları soruldu.

Sanık Yücel, bozma ilamına uyulmasını isterken, müdahil Özdiker, “Bozma ilamının cezaların artırılması yönündeki kararına katılıyorum. Ancak ilamdaki hukuk dışı bazı bölümleri kabul etmiyorum. Netice olarak bozma ilamına kısmen uyulmasını, kısmen direnilmesini talep ediyorum” dedi.

Sanıklardan Arif Merdol’un avukatı Erdal Merdol dışındaki sanık avukatları da bozma ilamına uyulmasını istediklerini bildirdi.

Avukat Merdol ise bozma ilamına kısmen uyulmasını talep etti.

Hakim Aydoğan Levent Gedik, “bozma ilamına uyulmasına” karar vererek yargılamaya devam etti.

Müdahil Özdiker söz alarak, lehine yargı kararları olmasına karşın, halen Uzman Denetçi görevinde bulunduğunu anlattı, mağduriyetinin sürdüğünü söyledi ve sanıkların cezalandırılmasını istedi.

Anayasa Mahkemesince iptal edilen hükme dikkat çekildi

Sanık Yücel ise yapılan işlemlerde suç olmadığını düşündüğünü bildirerek, “Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun değişikliği, lehimize olduğu için beraatimize karar verilmesini istiyorum” dedi.

Sanıkların avukatları müvekkilleri için beraat talebinde bulunurken, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun, Anayasa Mahkemesince iptal edilen 28. maddesindeki düzenlemeyi hatırlattılar.

Düzenleme, kamudaki kimi atama, görevden alma, yer değiştirme, görev ve unvan değişikliği işlemleri hakkında verilen mahkeme kararlarının yerine getirilmemesinin ceza soruşturması ve kovuşturmasına konu edilemeyeceğini öngörüyordu. Ancak bu düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edilmişti.

Hakim Gedik, beyanları dinledikten sonra, sanıklar Şaban Sevinç, Aykut Zahid Akman, Paşa Yaşar, Davut Dursun, Taha Yücel, Abdulvahap Darendeli ve Arif Merdol hakkında “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla açılan kamu davasının, “kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceği” anlaşıldığından, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verdiğini açıkladı.

Davanın geçmişi 

Sanıklar hakkında, Daire Başkanlığından daha alt görevlere atadıkları Özdiker’in, buna karşı açtığı davalarda, lehine çıkan kararların gereğini yerine getirmedikleri iddiasıyla ”yargı kararlarını mükerreren uygulamayarak, görevi kötüye kullanmak” suçundan dava açılmıştı.

Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi, yargılama sonucunda Davut Dursun, Zahid Akman, Abdulvahap Darendeli, Taha Yücel, İlhan Yerlikaya, Şaban Sevinç, Paşa Yaşar ve Arif Merdol’u çeşitli sürelerle hapse çarptırmış, 5 RTÜK bürokratının ise beratına karar vermişti.

Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi mahkumiyet hükümlerini bozmuştu. Bozma ilamında, 19 Aralık 2010’da, TCK’nin ”görevi kötüye kullanma” suçunu düzenleyen 257. maddesinin 1. ve 2. fıkralarındaki ”kazanç” sözcüğünün ”menfaat” olarak değiştirildiğine ve cezaların indirildiğine işaret edilmişti.

Davayı tekrar gören mahkeme, ”görevi kötüye kullanmak” suçuna ilişkin cezanın üst sınırının 2 yıla indirilmesi nedeniyle görevsizlik kararıyla dosyayı sulh ceza mahkemesine göndermişti.

Kapatılan Ankara 19. Sulh Ceza Mahkemesi de yargılama sonucunda Dursun, Yücel, Akman, Darendeli, Sevinç, Yaşar’ı 1 yıl 15’er gün, Merdol’u 8 ay hapis cezasına çarptırmıştı.

Ancak bu karar da Yargıtay 5. Ceza Dairesince usul ve esastan bozulmuş, dosya bunun üzerine Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesine gelmişti.

Sanıklardan eski milletvekili İlhan Yerlikaya hakkındaki dosya ise milletvekilliği sırasında ayrılmıştı.