ASKON hükümeti raporla uyardı

İstatistik
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin ‘Belirsizlik Altında Kalıcı Büyüme Beklentisi Raporu’, Genel Başkan Mustafa Koca tarafından açıklandı. İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim ...
EMOJİLE

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin ‘Belirsizlik Altında Kalıcı Büyüme Beklentisi Raporu’, Genel Başkan Mustafa Koca tarafından açıklandı. İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yusuf Tuna başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlanan raporda, 2011’in ekonomik değerlendirmesi ve 2012’den beklentiler de yer alıyor.

Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) tarafından hazırlatılan ‘Belirsizlik Altında Kalıcı Büyüme Beklentisi Raporu’ Kız Kulesi’nde yapılan bir basın toplantısında Genel Başkan Mustafa Koca tarafından açıklandı. İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yusuf tuna başkanlığındaki akademik bir heyet tarafından, hazırlanan raporda, 2011 yılının geniş bir değerlendirmesi yapılırken, 2012’den beklentilere de yer verilmiş.

2011’in ekonomik açıdan değerlendirilmesini ve 2012’den beklentileri ortaya koyan raporda dikkat çekici tespitler var. ‘Büyümelerin bölgesel, krizlerin ise küresel’ olduğuna vurgu yapılırken, gelişmiş ülkeler imajının etkinliğini yitirmeye yüz tuttuğuna ve dünyadaki sıklet merkezlerinin yer değiştirerek küresel bir eksen kayması yaşandığına dikkat çekiliyor ve finansal piyasalarda bir dönem yüksek getirisi olan sanal mekanizmaların artık güven kaybına uğradığı belirtiliyor..

2011’in ekonomik açıdan değerlendirilmesini ve 2012’den beklentileri ortaya koyan raporda dikkat çekici tespitlere yer alıyor. ‘Büyümelerin bölgesel, krizlerin ise küresel’ olduğuna vurgu yapılırken, gelişmiş ülkeler imajının etkinliğini yitirmeye yüz tuttuğuna ve dünyadaki sıklet merkezlerinin yer değiştirerek küresel bir eksen kayması yaşandığına dikkat çekiliyor ve finansal piyasalarda bir dönem yüksek getirisi olan sanal mekanizmaların artık güven kaybına uğradığı belirtiliyor..
ASKON raporunun ilgi çekici yönlerinden birisi de, yeni tarz kapitalizmin, yeni tarz tüketim ihtiyacı doğurduğunun ve bunun için de siyasal sistemlerin bile değişime zorlandığının ifade edilmesi. Raporda kapalı rejimler yıkılıp, bunun yerine, demokratik ihtiyaçlara cevap veren değil, yeni tarz kapitalist tüketime hazır yapılar oluşmakta olduğuna dikkat çekiliyor.
Genel ekonomik  tespitlerin ardından, ABD ve Avrupa’nın ekonomik durumları ile ilgili değerlendirmelerin  yer aldığı raporda, bu ekonomilerdeki sıkıntıların kendilerinden çok gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine olumsuz etkilerde bulunduklarına dikkat çekiliyor
Raporun Türkiye ile alakalı bölümünde ise birtakım risklerle karşı karşıya olunsa da, ülkemiz ekonomisinin iyiye doğru gittiğinin altı çiziliyor ve cari açık, tasarrufu teşvik, hane halkı borç yükünün artması gibi hususlarda sağlanabilecek iyileştirmelerin, durumu daha iyi hale getirebileceğine işaret ediliyor.
Raporun ABD’deki gelişmeleri değerlendiren bölümünde, ülkenin 2008 krizinden sonra henüz beklenen rahatlamayı yakalayamadığı belirtilerek, ABD’ de temel ekonomik aktivitelerin zayıf kaldığı ve kredi arzının iyileşmesi ve bankaların yeni krediler noktasında istekli olmasına rağmen, büyümenin baskı altında olmaya devam edeceği tahmininde bulunuluyor.
Euro bölgesinde; ülke borçları, bankaların bilanço sorunları, bazı ülkelerdeki borçlarla ilgili yetersiz konsolidasyon planları ve benzeri hususların bölgenin sorunlarını artırmış ve yaymış olduğu tespiti yapılırken,. kriz nedeni ile Euro döviz kurlarında değer kaybı yaşanmakta olduğu belirtiliyor. Euro Bölgesi’ne ilişkin sorunların ancak, kademeli ve zamana yayılarak çözülebileceği, bahsi geçen sorunların kısa vadeli bir çözümünün bulunmadığı, küresel ölçekte yaraya merhem olabilecek nitelikte üretim ve tüketim yapısına sahip bir ülkenin de gözükmediği değerlendiriliyor.
Ağırlıklı olarak Türkiye ekonomisinin değerlendirildiği bölümlerde dikkat çekilen hususlar ise şöyle:
"Türkiye, kriz yılları diye tanımlanan 2008-2010 yıllarını yüzde 1.6’lık reel büyüme ile geçirmiştir. 2010 yılında elde edilen yüksek büyüme, moral verici olmuştur. Hızı azalsa da, büyümenin devam edeceği anlaşılmaktadır.
Bütçe açığı, kamu borcu, enflasyon, faizler gibi temel konularda durum iyi gözükmemekle beraber, dış ticaret hacmimizin büyümesi  olumlu bir gelişmedir.

75 milyar doları aşan bir cari açık, son derece büyük bir risktir. Bu mesele öncelikle doğru teşhis edilmeli ve üzerine doğru politikalarla gidilmelidir.Aynı şeklide 100 milyar doları aşan dış açık da risktir. Mali dengeler bir tarafa, ithalat bağımlılığı, üretim yeteneğimizi kaybettirmektedir. İstihdamı olumsuz etkilemektedir. İhracatımızın da temelini oluşturduğu için karlılığı ciddi anlamda düşürmektedir.

Tasarruf açığımızın büyüklüğü, çözümleri zorlaştırmaktadır. Son alınan tedbirlerle ciddi anlamda tasarruf artırımı hedefleyen hükümet, umarız bu amacına erişir.
Enflasyon önceki yıllara göre iyidir ancak, sorun olmaktan çıkmamıştır.
Kamu borç durumu iyi olsa da, Hane Halkının Borç Yükü sorunu sürmektedir. Kamu, disipline girerken, halk üretmediğini tüketmeye ağırlık vermektedir.
Ekonomimizin diğer öneli sorunu gelir dağılımındaki adaletsizliktir. Bu konu makul bir seviyeye düşmeden kimse huzur bulamayacaktır.

Yeni teşvik yasası, hiç şüphesiz olumlu bir karardır. Ancak, önceki teşvik sistemi ile iyi entegre edilmeli, o dönemde yatırma başlayanlar için haksız rekabet oluşturmasına fırsat vermemelidir."