Türkiye’nin IMF’ye borcu bitiyor

Finans
Türkiye yarım asırlık kamburundan kurtuluyor. IMF ilişkilerinde tarihi dönemece giren Türkiye, son borcunu Salı günü (14 Mayıs 2013) ödüyor. Türkiye’nin IMF’ye olan yüksek borcu nedeniyle ...
EMOJİLE

Türkiye yarım asırlık kamburundan kurtuluyor. IMF ilişkilerinde tarihi dönemece giren Türkiye, son borcunu Salı günü (14 Mayıs 2013) ödüyor. Türkiye’nin IMF’ye olan yüksek borcu nedeniyle IMF heyeti Türkiye hükümetinin her işine karışıyor ve içişlerine müdahale edebiliyordu. Hatta daha da ötesi en ufak meblağlı borç isteklerinde özel faiz oranları ve taksitler belirliyordu. Ancak Türkiye son 10 yılda IMF’ye olan borcunun büyük bir kısmını ödeyerek 2009 yılında Türkiye ile IMF arasındaki ilişki düzeyini "Program sonrası izleme" düzeyine indirmişti. Türkiye 14 Mayıs’ta ödeyeceği son taksitle birlikte yaklaşık 25 milyar dolarlık borç ödemiş olacak ve Cumhuriyet tarihinde ilk defa IMF’ye borcunu tamamen bitirecek. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyet döneminde ilk defa IMF’ye 5 milyar dolar borç verecek.

Türkiye, 1947 yılında üye olduğu IMF’ye ilk borçlanmasını 1961 yılında yaptı. O günden bu yana IMF’e borç ödeyen Türkiye, bu süreçte hep borç alırken son 10 yılda borcun tamamını kapattı. 52 yıllık süreci analiz eden Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) eekonomi direktörü Erdal Tanas Karagöl ve Ahmet Semih Bingöl, "Türkiye-IMF İlişkilerinde Yeni Dönem" başlıklı araştırma yaptı. Yapılan analizin detaylarını SETA Ekonomi Direktörü Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl STAR’a anlattı:

İLK BORÇLANMA: İMF’nin kuruluş tarihi 1945 ama 1947’de faaliyete geçti. Aynı yıl Türkiye, IMF’ye üye oluyor. Türkiye’nin özellikle 50’li yılların son döneminde ortaya çıkan ekonomik siyasi kriz nedeniyle maalesef Türkiye IMF’yle stand-by antlaşması dediğimiz koşullu antlaşmasını 1961 yılında IMF yapıyor. 1961’den 1970 yılına kadar her yıl IMF ile maalesef stand-by antlaşması yapıldı. Yine 70’li yıllarda birinci petrol krizi dolayısıyla IMF ile stand-by antlaşması yapılıyor. 80’li yılların başlarında 24 Ocak kararlıklarıyla beraber yine bir IMF ile antlaşma dönemi. 80’li yılların ortalarından sonra 90’a doğru IMF ile antlaşma yok. Ama 94 krizinde tekrar IMF’ye dönüş oluyor. 94’teki antlaşma kriz sonrası. Türkiye’nin esas problemi kısa vadeli finansman probleminin esas sebebi olan bütçe açıkları ve borçlardan dolayı yapılan stand-by antlaşmasında bugünkü siyasi atmosfer nedeni ile maalesef ulaşılan hedeflere ulaşılamadı. Yani o yüzden 1999, 2000 ve 2001 krizinin nedenlerine baktığımızda esas olarak 94 krizindeki sebeplerle yine aynı. Yine bütçe açığı, cari açık, finansman açığı dolayısıyla Türkiye tarihinde 1961’den 2008’e kadar toplam 19 stand-by antlaşması imzalamışız. 2008’den sonra Türkiye stand-by anlaşması imzalamadı.

SON 10 YILLIK SÜREÇ: Türkiye son 10 yılda gerçekleştirdiği ekonomik performans sayesinde hem ekonomik büyümeyi gerçekleştirmiş, gayri safi milli hasıla son 10 yılda 3 katına çıkmış, kişi başına gelir 3 katına çıkmış. Türkiye’nin en büyük problemi olan borcun gayri safi milli hasıla içerisindeki payı yüzde 70’den yüzde 36’ya kadar düşmüş. Mesela daha önce 2001’de yüzde 14 civarında olan bütçe açığının gayri safi milli hasıla içindeki oranı yüzde 3’e düşürülmüş. Enflasyon son 44 yılın en düşük rakamına ulaşmış, 6.16 . Son 10 yıldaki yabancı yatırım miktarına baktığımızda 110 milyar doların üzerinde Türkiye’ye yabancı yatırım girdiğini görüyoruz. Ve Türkiye ekonomik büyümede gayri safi milli hasılada gösterdiği performans dolayısıyla 2015 yılında orta gelirli ekonomiler grubu seviyesinden yüksek gelirli ekonomiler grubu seviyesine girecek. Dolayısıyla makroekonomik göstergelerde iyileşme var. Yani hem IMF’ye gitmesinin nedeni olan bütçe açığının miktarında önemli miktarda azalma gerçekleşmiş hem de son 10 yılda IMF’ye 25 milyar dolar bir ödeme yaptığını görüyoruz.

IMF’YE 5 MİLYAR DOLAR BORÇ VERDİ: Türkiye’nin performansına baktığımızda Türkiye’nin İMF’deki konumu itibariyle kotası arttırılacak. Türkiye’nin IMF’deki sesi yükselecek yada temsiliyeti yükselecek. Bildiğiniz gibi en son Meksika’da G20 liderler zirvesinde IMF, ülkede kriz olma olasılığı nedeniyle fonun kaynaklarını arttırma kararı aldı. Burada ülkelerin kendi çabalarıyla ya da gücü olan ülkelerin bu fona katkı yapacağı kararlaştırıldı. Türkiye de hem G20 içerisinde bulunması nedeniyle hemde IMF’ye borcunun bitmesi nedeniyle, sahip olduğu yüksek gayri safi milli hasıla, kişi başı gelir nedeniyle bu kriz kurtarma fonuna katkı amacıyla 5 milyar dolarlık bir borç vermeyi taahhüt etti. Bununla ilgili müzakereler devam etmekte. İstediği zaman IMF bu parayı alıp kullanacak ve bu para Türkiye’ye geri dönüşü olan bir para olacak.

TÜRKİYE 3 ALANA YATIRIMLARINI ARTIRMALI
Türkiye ekonomisinin son 10 yılda çok geliştiğini dile getiren Karagöl, ekonominin gelişmesine bağlı olarak hükümetin gelecek yıllarda enerji, tasarruf ve Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapması ve bu alanlarda yeni strateji geliştirmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’nin özellikle enerji konusunda yatırımlar yapması gerektiğini belirten Karagöl, şöyle konuştu:

"Türkiye olarak 2012’de yüzde 2.2 büyüdük ve ödediğimiz enerji faturası 60 milyar dolar. Dolayısıyla Türkiye gibi ülkelerin büyümeye ihtiyacı var. Büyümek için de enerji tüketimine ihtiyacı var. Eğer biz çok büyüyeceksek büyük miktarda enerji tüketeceğiz ve bunun büyük kısmını ithal olarak yurtdışından getiriyorsak uzun dönemde bunun sürdürülmesi gerçekten çok zor. Bize zarar verir. Çünkü bizim büyümemiz gerekiyor ama büyürken enerji açığıyla cari açığın artması Türkiye ekonomisi için engel gibi durmakta. Bu anlamda nükleer enerji konusunu keşke 10 yıl önce başlatabilseydik. Nükleer enerjide biz bir tanesini ihale ettik şu anda ikincisi ile uğraşılıyor. Üçüncüsü ise 2023 yılına kadar inşaatı yapılacak. 2023 yılında Türkiye’nin toplam enerji tüketimi içindeki payın nükleerde yüzde 10 olması hedefleniyor."

KUTU….

SON TAKSİT 426 MİLYON DOLAR
Türkiye, 1961 yılından bu yana IMF ile toplam 19 stand-by anlaşması yaptı. 1999 yılından 2008 yılına kadar ise IMF kesintisiz bir stand-by anlaşma süreci yaşandı. Bu süre içinde IMF’den toplam 45.5 milyar dolarlık kredi kullanıldı. Bu kredinin karşılığında IMF’ye bugüne kadar 52.7 milyar dolarlık ödeme yapıldı. En son taksit ise, 14 Mayıs’ta 426 milyon dolar ödenecek. Türkiye, 2008 yılından bu yana IMF’ye borç ödemesine rağmen, stand-by anlaşması yapmadı.

IMF BAŞKANLARI BİR DÖNEM TRENDDİ
Ekonomi kurumlarının ikinci adamları ile görüşen IMF teknik heyeti bir dönem, Başbakan, Başbakan Yardımcıları ve ekonomi bakanları ile görüşüyordu. Özellikle 2001 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından yapılan görüşmelerde, IMF teknik heyetinin bakanları bile fırçaladığı gündeme gelmişti. Yine bu süreçte IMF şefinin, Reina’da yediği yemekler, Galatasaray’ı tutması, sevdiği tatlılar, giysileri gibi bir çok özelliği basında geniş şekilde yer almıştı.

10 MİLYAR DOLARLIK BAYRAM
Yunanistan’ın bugün yaşadığı borç krizlerinin bir benzerini yaklaşık 10 yıl önce yaşayan Türkiye, IMF’den 10 milyar dolar alabilmek için günlerce uğraşmıştı. Özellikle Kemal Derviş döneminde, Şubat krizinin ardından IMF ile yapılan pazarlıklar, günlerce konuşulmuş ve IMF’nin 10 milyar dolarlık kredi vermeyi kabul etmesi, Türkiye’de adeta bayram havası estirmişti. 2001 yılında Kemal Derviş’in göreve gelmesinin hemen ardından düzenlenen bono ihalesinde faiz yüzde 193.7 olduğunda gazetelerde, "Derviş ilk sınavını geçti" diye yorumlar yer almıştı. Bugün ise, borçlanma faizleri yüzde 10’un altına çekilirken, vadeler ise 10 yıla kadar çıktı.

TARİHİ DÖNEMEÇ 2009’DA GEÇİLDİ
IMF ilişkilerinde tarihi dönemeç, stand-by anlaşmasının 2009 yılında askıya alınması ile başladı. Bu kararın ardından, Türkiye’nin IMF’ye olan borcunun yüksek olması nedeniyle, Türkiye ile IMF arasındaki ilişki düzeyi bakan düzeyinden, "program sonrası izleme" düzeyine düşürülmüştü. 2009 yılından sonraki 3 yıl içinde Türkiye borcunu 5 milyar doların altına indirerek IMF ile ilişkilerin düzeyini daha da düşürdü, program sonrası izleme dönemini de bitirdi. Şu anda Türkiye’nin IMF ile ilişkileri 4. madde kapsamında yürütülüyor.

ARTIK BORÇ ALAN DEĞİL VEREN ÜLKE
IMF’ye olan borcun tamamlanmasının ardından, Türkiye ile IMF arasında yeni bir "kredi" dönemi başlayacak. Ancak bu kez roller değişecek. Türkiye, IMF’ye 5 milyar dolarlık kredi verecek. Geçtiğimiz yıl yapılan G-20 toplantısında alınan karar doğrultusunda Türkiye, IMF’ye kredi açacak. Söz konusu kredi istenildiği zaman çekilebilecek. Böylece, Türkiye IMF’ye Cumhuriyet tarihinde ilk kez borç vermiş olacak.

KUTU…

İNÖNÜ İLE BAŞLADI ERDOĞAN İLE BİTTİ

Türkiye’nin IMF yolculuğu şöyle:
-Türkiye ilk olarak IMF ile 1947’de İsmet İnönü döneminde tanıştı.
-1958’de Adnan Menderes’in Başbakanlığı döneminde ilk borç alındı.
-IMF ile ilk stand-by anlaşması ise Cemal Gürsel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde imzalandı.
-Son anlaşma ise, AK Parti Hükümeti döneminde, 2005 yılında 19. stand-by olarak imzalandı.
-Yarım asırlık IMF yolculuğunda, imzalanan 19 stand-by anlaşmasından, sadece son ikisi tamamlanabildi. Diğer 17 anlaşma ise, daha bir yılı bile dolmadan askıya alınmak zorunda kalındı.

-Bu süreçte, 9 Cumhurbaşkanı ve 37 hükümet değişti. Yani Atatürk dışındaki tüm liderler bir şekilde IMF’ye eşlik etmiş oldu.

6.9 MİLYAR DOLAR FAİZ ÖDEDİ
Türkiye’nin IMF ile olan stand-by süreci 1999 yılında imzalanan anlaşma ile başladı. Türkiye, Şubat krizinin yaşandığı 2001 yılında 11.1 milyar dolar, 2002 yılında da, 13.4 milyar dolarlık kredi kullandı. Diğer yıllarda kullanılar kredilerle birlikte IMF’den kullanılan toplam kredi tutarı da 46.2 milyar dolara ulaştı. Türkiye kullanılan krediler karşılığında IMF’ye 2011 yılı sonu itibariyle tam 51 milyar 16 milyon dolarlık ödemede bulundu. Söz konusu ödemenin, 44 milyar 321 milyon dolarını ana para, 6 milyar 695 milyon dolarını ise faiz oluşturdu.

IMF’NİN TÜRKİYE OFİSİ RADAR ÜSSÜ OLDU
Türk ekonomisinde elde edilen başarı, IMF’nin Türkiye ofisinin rolünü de değiştirdi. Şubat krizinden önce Türk ekonomisini yakından takip etmek için açılan ofis, IMF’nin bölge ülkelerini izlediği radar üssü haline geldi.

SON 10 YILDA IMF’YE YAPILAN ÖDEMELER

Yıl Ödenen miktar ($)
2002 7.5 milyar
2003 2.7 milyar
2004 5.9 milyar
2005 8.4 milyar
2006 8.4 milyar
2007 5.9 milyar
2008 2.3 milyar
2009 913 milyon
2010: 2.3 milyar
2011: 2.8 milyar
2012: 592 milyon (üç aylık)

Ahmet Fatih Erturan
Star Gazete