Hani Ekonomi Batacaktı?

Finans
 İşte Taraf Gazetesi yazarı Süleyman Yaşar’ın o yazısı yazısı.     HANİ EKONOMİ BATACAKTI Lehman Brothers yatırım bankasının 15 Eylül 2008’de iflasının ardından yurtdış...
EMOJİLE

 İşte Taraf Gazetesi yazarı Süleyman Yaşar’ın o yazısı yazısı.  
 
HANİ EKONOMİ BATACAKTI

Lehman Brothers yatırım bankasının 15 Eylül 2008’de iflasının ardından yurtdışında para batıran bazı işadamları hemen Türkiye’de bir kriz lobisi oluşturup IMF ile derhal anlaşma yapılmasını istediler.

Onlara göre, eğer IMF’yle anlaşma imzalanıp 35 milyar dolar borç alınmazsa ve bu para hemen kendilerine verilmezse Türkiye ekonomisi üç ay bile dayanamayacaktı ve 2008 yılının sonunu getiremeyecekti. Çünkü kriz lobicilerine göre, dış borçların ödenmesi mümkün değildi.

Kriz lobisinin ortaya çıkardığı, ‘batarız, beraberimizde Türkiye ekonomisini de batırırız’ gürültüsünün ardından tam dokuz ay geçti. Ne dedikleri gibi Türkiye ekonomisi battı ne de dış borçların ödenmesinde bir kriz çıktı.

Aksine çok fazla borçlu olduğu ileri sürülen özel firmalar, her ay anapara ve faizleri dört milyar doları bulan dış borçlarını aksatmadan ödediler. Zaten kısa süre sonra özel sektörün dış borçlarının bir kısmının, şirketlerin sahiplerinin kendi şirketlerine verdikleri "back to back" krediler olduğu anlaşıldı. Eğer böyle olmasaydı, her ay yaklaşık dört milyar dolar borcun böyle tıkır tıkır ödenmesi mümkün olamazdı.

Peki, kriz lobisi niçin dünya ekonomik krizini sanki Türkiye’de çıkmış bir kriz havasına soktu? Bu sorunun cevabı aslında hiç de karmaşık değil.

Çünkü onların amacı geçmiş kriz dönemlerinde olduğu gibi borçlarını devletin sırtına yüklemekti. Ama AK Parti hükümeti, kamu maliyesi ve bankacılık sistemindeki sürdürülebilir yapıya güvenerek kriz lobisinin tuzağına düşmedi.

Hükümet, kriz lobisinin tuzağına düşmeyince, bu defa dış basında Türkiye ekonomisi hakkında olumsuz haberler yayımlatma yolu denendi. Yurtdışındaki bazı bankalara, Türkiye’nin 2009 yılında 120 milyar dolar döviz ihtiyacı olduğuna ilişkin asılsız beyanatlar verdirildi. Ardından bazı dünyaca ünlü iktisatçılara söylemedikleri sözler söyletildi, bu sözler Türkçeye tercüme edilerek, "Türkiye ekonomisinin iflas edecek ülkeler arasında olduğu" asılsız haberleri iç medyada da çıkartıldı.

Bütün kriz çıkarma gayretlerine ve dünya ekonomisindeki büyük daralmaya rağmen, Türkiye, yaşanan şiddetli küresel kriz ortamında fazla hasar almadan bu günlere geldi. Kriz lobisi, Türkiye ekonomisinin bu olumlu gidişinden rahatsız olduğu için, şimdi de IMF ile anlaşma yapılmazsa, bunun ekonomimiz için iyi olmayacağı görüşünü sürekli olarak basında işlemeye başladı.

Oysa felaket tellallarının bütün çabalarına rağmen ekonomide açıklanan rakamlar oldukça umut verici. Önceki gün yayınlanan tüketici güven endeksi, geçen mart ayına göre yüzde 8 oranında artarak nisan 2009’da 80,75 oldu.

Tüketici güven endeksi, 2008 yılının kasım ayında yüzde 68,88 düzeyindeydi. Bu olumlu gelişme tüketicinin ekonomi hakkında iyimserliğinin arttığını bize gösteriyor.

Ayrıca işsizlik ödeneği talebinde de bir gerileme var Ocak ayında 78 bin 577 kişi olan işsizlik ödeneği başvurusu, şubat ayında 69 bin 677 kişiye, mart ayında ise 62 bin 97 kişiye geriledi.

Büyük sorun olarak gösterilen özel sektör kısa vadeli dış borçlarına gelince…

Özel sektörün kısa vadeli dış borçlan 2008 yılı sonunda 45,6 milyar dolardı. Nisan 2009’da kısa özel sektörün kısa vadeli borçlan 37,2 milyar dolara geriledi. Önümüzdeki 12 ay içinde bu borçların ödenmesinde de ortada herhangi bir sorun görünmüyor. Özel sektör her ay 3,1 milyar dolar dış borcu zorlanmadan ödeyebilir.

Ekonominin en son rakamları da gösteriyor ki, hükümet, sağlam durup Hazine’yi kriz lobisine soydurmadığı takdirde, Türkiye ekonomisi sürdürülebilir durumda. Kimse endişelenmesin.