Açıklamaların WSJ’nin Uludere haberleri ve PKK saldırılarıyla aynı döneme denk gelmesi dikkat çekti
Türkiye’nin notunu haksız yere düşüren kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s’un ardından iki banka adeta düğmeye basılmış gibi bir hafta içinde olumsuz raporlar yayınladı.
Her fırsatta karamsar raporlar açıklayan, 1994 ve 2001 krizini tetikleyen Deutsche Bank’ın bu hafta yayınladığı ve Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomi politikalarını eleştirdiği raporun ardından Merrill Lynch’in de küresel yatırımcı anketi gündeme bomba gibi düştü. Türkiye’ye yabancı yatırımcıların akın ettiği günlerde yayınlanan ankette yabancı piyasa profesyonellerinin ilgisinin azaldığı belirtildi.
BOZULMA VAR DİYOR
Yatırım bankası Merrill Lynch’in yayınladığı küresel yatırımcı anketinde yabancı piyasa profesyonellerinin Türkiye’ye dönük beklentilerinin mayıs ayında bozulduğu iddia edildi. Hatta bankanın raporunda Türkiye’nin mayıs ayı içinde ağırlığı en fazla azaltılması düşünülen ülke olarak dikkat çektiği söylendi. Ankete göre Nisan ayında Türkiye hakkında iyimserlik katsayısı 55’ler düzeyinde bulunurken, Mayıs ayında bu rakam 10’lara kadar düştü.
YÜKSEK FAİZ İSTİYOR
Alman Deutsche Bank’ın geçtiğimiz günlerde yayınladığı raporda, faiz lobisinin Merkez Bankası için kullandığı "geleneksel olmayan politikalar" sözleri dikkat çekiyor. Banka gelişmiş ekonomileri de incelediği raporunda "Merkez bankalarının zor edindikleri güvenilirliklerini azaltabileceğinden korktuğumuz enflasyon hedeflemesinden uzaklaşma yönünde kanıtlardan rahatsızlık duyuyoruz.
Aynı zamanda, bazı ekonomilerde genelde ya da belli sektörlerin, geleneksel para politikası araçları potansiyel olarak daha yararlı olsa da, makro ihtiyati önlemlere karşın aşırı ısınma işaretleri sergilemesinden kaygı duyuyoruz" yorumu yapıyor. Merkez Bankası’nın politikalarını ‘deneysel’ olarak niteleyen banka, döviz kurlarına el altından müdahele edildiğini bunun da enflasyon üzerindeki endişeleri artırdığını söylüyor.
KARAMSARLIĞI ÇAĞIRDI, AMA TUTMADI
Deutsche Bank her fırsatta olumsuz rapor yayınlıyor. Geçen yılın başında bankacılık sektörüylü ilgili rapor yayınlayan banka 2011 için "Zorlu bir yıl olacak" demişti.Ancak 2011 yılında Türk bankaları Deutsce Bank’ı yanıltarak geçen yılı 19.8 milyar liralık kârla kapatmıştı.
ULUDERE HABERİNİN KAYNAĞI DA AYNI MI?
S&P’nin ve yatırım bankalarının üst üste yaptığı açıklamalar piyasada da yankı buldu. Dün piyasalarda yapılan yorumlardan bir tanesi ise çok dikkat çekiciydi. Bu yorum mali kuruluşların Türkiye’ye karşı düğmeye basılmış gibi olumsuz raporlar yayınlamasının politik gelişmelerle bağlantılı olabileceği senaryosu üzerine kuruluyor.
Uzmanlar PKK’nın son saldırıları, Uludere olayıyla ilgili lobinin en önemli yayın organlarından biri olan ABD’li Wall Street Journal’de yayınlanan şüpheli haberlerin de aynı kaynaklarca yaratılmış olabileceğini belirtiyor. Aynı uzmanlar perde arkasında daha önce Türkiye’ye yönelik ataklarda bulunan lobinin son olaylarda da ilgili olduğunu ileri sürüyor.
"S&P’Yİ DİKKATE ALMIYORUM"
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, reyting kuruluşlarını eleştirerek, "Ekonomik gündemimiz biraz rahat, boş ve her şey çok olumlu olduğu için bu birdenbire sanki çok önemli gündem maddesiymiş gibi ön plana çıktı, bunu çok da üzerinde durmaya değer bir konu olarak görmüyorum. Yatırımcıların Türkiye’ye verdiği not çoktan belli, dolayısıyla bizim bu konuda kaygımız yok" dedi.
DELOİTTE’DEN REYTİNGCİLERE TEPKİ
Deloitte Küresel Finans Lideri Chris Harvey, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin temel ekonomik değerlerini görmezden geldiğini düşündüğünü belirterek, "Daha iyi bir görünümü olması gerekir. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıl içerisinde ortalama yüzde 5-7 arasında bir büyümeyi rahatlıkla başarabileceğini düş
Sabah