Zenginlikten fakirliğe bir ülkenin geçişi: Venezuela

Dünya Ekonomisi
Kişi başına düşen milli gelir açısından Latin Amerika’nın en zengini olan Venezuela’da yaşanan ekonomik krizler sonrasında vatandaşlar Latin Amerika’nın yeni fakirleri haline geldi. Başarısız sosyaliz...
EMOJİLE

Kişi başına düşen milli gelir açısından Latin Amerika’nın en zengini olan Venezuela’da yaşanan ekonomik krizler sonrasında vatandaşlar Latin Amerika’nın yeni fakirleri haline geldi.

Başarısız sosyalizm tecrübesi baskısı altındaki petrol zengini ülkeden her gün yaklaşık 500 kişi göç ederken bu son yıllarda Latin Amerika’da yaşanan en büyük göç akını.

Bugün, Venezuelalı hastane ve üniversite çalışanları ülkelerini terk ederek geçimini sağlayabilmek için Peru sokaklarında iş arayışında iken bazıları da Ekvator’da bekçilik yaparak ekmeğini kazanma hedefinde. Trinidad ve Tobago’da Venezuelalı avukatlar yevmiyeli olarak fuhuş işinde çalışıyorlar. Kötüye giden bu durumdan dolayı Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Mülteciler Yüksek Komiserliği iç savaştan kaçan milyonlarca Suriyeliler için yaptıkları gibi Venezuela vatandaşlarına koruma sağlanması için diğer devletlerden yardım istedi. Mültecilere sağlanan korunma düzeylerindeki büyük eksiklere sahip bir dünyanın parçası olarak vatanlarından kaçan Venezuelalılar, korkunç sıkıntılarla baş başa kalıyor.

Örnek olarak Trinidad ve Tobago’da sığınmacılara ilişkin bir kanun bulunmuyor. Bunun sonucunda binlerce Venezuelalı sığınmacı göz altına alınma, sınır dışı edilme ve polisin kendilerine kötü muamelede bulunma tehlikeleri ile karşı karşıya kalıyorlar ki bazen bunlardan daha kötüleri ile de karşılaşma ihtimalleri var.

Şarkul Avsat’ın haberine göre bu Venezuelalı sığınmacılardan biri de ailesinin geçimini sağlamaya çalışan 21 yaşındaki anne Luis. Yardım ve yeniden yerleştirme hizmetleri sunan Hristiyan bir kuruluşla çalıştığını iddia eden ve Karayip aksanı ile konuşan bir adama güvenerek iki arkadaşı ile birlikte Trinidad ve Tobago’ya geldi. Ancak beklediklerini bulamayan üç kadın bir eve konularak şiddetli bir işkenceye maruz kaldı. İşkenceye maruz kalan üç kadın ahlaksız işlerle uğraşan bir örgüt tarafından cinsel saldırıya uğradı.

Luis, kadınların birçok erkek tarafından tecavüze uğradığı sırada fotoğrafının çekildiğini ancak kendisinin diğer iki kadın ile birlikte kaçmayı başardığını ve şuan Katolik bir hayır kurumunun gözetiminde yaşadıklarını söyledi.

“Benzeri görülmemiş durum”

Uluslararası Af Örgütü’ndeki üst düzey yetkili Carolina Jimenez yaptığı açıklamada “Venezuela’daki benzeri görülmemiş durum iç insan hakları krizine ve ardından da bölgesel bir insani krize dönüştü” dedi. Bölge ülkelerinin fazla sayıda mülteci kabul etmeye hazır olmadığını belirten Jimenez, bölgedeki ülkelerde mülteci haklarını koruyacak, onların istismar edilmesi ve insan ticaretinde kullanılmasını engelleyecek bir kuruluşa sahip olmadıklarını belirterek mültecilerin sömürülmeye uğramadan korunması gerektiğini söyledi.

1950’lerde hatta 1980’lerin başında adeta ekonomi devi olan Venezuela dünyadaki en büyük petrol rezervlerine sahip bir ülke idi. İtalya ve İspanya gibi uzak ülkelerden gelen mülteciler için çok çekici bir limandı. Daha sonraları ise petrol ve döviz konusundaki yaşanan krizlerden dolayı ülkede kaos çıkmış durumda.

1999 yılından başkanlık koltuğuna oturan Hugo Chavez devlet yönetiminde, çok sayıda şirketin çöküşüne ya da kamulaştırılmasına yol açan bir sosyalizm modeli izledi. Devletin yönetimini elinde bulundurduğu petrol sektöründe yapılan temizlik hareketi birçok çalışanın işsiz kalmasına sebep oldu. Venezuela’nın çöküşü Nicolas Maduro döneminde hız kazandı. Eleştirmenler Maduro hükümetinin kötü yönetiminin, yolsuzluğun ve petrol fiyatlarının düştüğü bir zamanda bile koltuğunu güçlendirme derdinde olmasının ülkenin çöküşüne sebep olduğunu belirtiyor.

Halk giderek fakirleşiyor

Zengin Venezuelalılar, Miami ve Madrid’deki lüks evlerde rahat bir şekilde yaşamak için ülkelerinden kaçarken derinleşen ekonomik kriz ülkeden kaçan ve aralarında orta sınıf insanların da bulunduğu fakir vatandaş sayısını giderek artırıyor. BM’nin tahminine göre bu sene Venezuela’dan ayrılacak vatandaş sayısı 2 milyon ki geçtiğimiz iki senede ülkeden 1,8 milyon kişi ayrılmıştı. Gerekli para ve vizeye sahip olanlar ise ABD’ye gidiyor. Bugün Venezuelalılar sığınma hakkı isteyenler arasındaki en büyük grubu oluşturuyor. Venezuelalıların çoğunun sığınmayı tercih ettiği ülkeler ise Latin Amerika ve Karayip ülkeleri.

Ancak diğer ülkelerde Venezuelalı sığınmacılar, yerel toplumdan uzakta yaşarken hükümetler Venezuelalı göçmenlerin ülkelerinden kalışını zorlaştırıyor.

Örnek olarak Panama, Venezuelalıların ülkelerine giriş vizesi almasına yeni şartlar getirirken Şili de Nisan ayında Venezuelalı göçmenlerin ülkeye girişinin önüne yeni engeller koydu.

“Acımasızca sömürülüyorlar”

Binlerce Venezuelalı sığınma yasalarında büyük eksiklikler bulunan Karayiplere kaçıyor ve burada birçok zorlukla karşılaşıyorlar. Curaçao adasındaki Phoenix yardım kuruluşunun sözcüsü Mary Ann Guerre yaptığı açıklamada “Venezuelalı göçmenler acımasızca sömürülüyorlar. Bir keresinde bir restoranın sahibi çalıştırdığı ve resmi kaydı bulunmayan Venezuelalı işçinin biriktirdiği parasına el koydu. İşçi parasını isteyince onu döven restoran sahibi polisten işçiyi tutuklamasını istedi” dedi.

Yardım kuruluşu 45 bin Venezuelalının dar boğazları geçerek Trinidad ve Tobago ülkesine geçtiklerini ve haftada 160 kişinin onlarda katıldıklarını belirtti.

Ülkedeki yasaların kanunsuz göçü yasaklamasından dolayı kaçakçıların teknesini kullanan Venezuelalı göçmenler yakalanmaları durumunda göz altı veya para cezasına çarptırılabiliyor. Trinidad, nisan ayında 82 Venezuelalıyı sınır dışı etmesinden dolayı uluslararası toplum tarafından çok sert bir şekilde eleştirilmişti.

Olaydan sonra açıklama yapan Trinidad Başbakanı Keith Rawley “BM sözcülerinin bizi mülteci kampına dönüştürmelerine izin vermeyeceğiz” dedi.

İnsanlar eşya gibi satılıyor

Diplomatlar ve uluslararası ajanslar Trinidad’da Venezuelalı göçmenlerin özellikle de bayanların alınıp satılan bir mal haline getirilmesi gibi endişe verici bir eğilimin olduğuna dair deliller bulunduğuna dikkat çekti.

Bu yanlış eğilimlerinin kurbanlarından biri de Luiz. Geçtiğimiz nisan ayında Venezuela’da 3 çocuğundan biri bakteriyel bir enfeksiyon nedeniyle tedavi gördüğü hastanede ilaç bulunamamasından dolayı hayatını kaybetti. Trinidad’a gitme teklifi aldığında teklifin çok garip olduğunu düşündüğünü belirten Luiz kendi kendine “ Ne olursa olsun gideceğim. Çocuklarımın daha iyi duruma getirmek için önüme gelen hiçbir fırsatı kaçırmayacağım çünkü bazı şüphelerim var” dediğini söyledi. Ancak işler Luiz’in beklediği gibi gelişmedi.

Bugün Venezuelalı göçmenlerin Trinidad’daki yaşamları ile Venezuela’daki yaşamları arasında korkunç farklar bulunuyor. Mesela Yohana Mota (42) kanunsuz olarak günlük 20 dolar karşılığında bir fırında çalışmak zorunda kaldı. İş vardiyası 8,5 saate çıkarken sonunda işten kovuldu.

Mota yaptığı açıklamada “İş yerinde kanunsuz olarak çalışan başka erkek işçiler varken patron benim çalışmamı istemedi” ifadelerini kullandı. Ülkedeki ikametini kanuni hale getirmek istediği vakit dolandırılan Mota, 800 dolar karşılığında vize almak istedi ancak aldığı vizenin sahte olduğu ortaya çıktı. Mota şuan sınır dışı edilme tehlikesi ile karşı karşıya.