Yabancıların Türkçe öğretimine Facebook katkısı

Yabancı Dil
Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi Sempozyumu’nun birinci günkü oturumları arasında dikkat çeken konulardan biri Facebook özelinde, sosyal medyanın dil öğrenimine katkısıydı. Akademisyenler v...
EMOJİLE

Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi Sempozyumu’nun birinci günkü oturumları arasında dikkat çeken konulardan biri Facebook özelinde, sosyal medyanın dil öğrenimine katkısıydı. Akademisyenler ve Türkçe öğretmenlerine göre ‘Dijital Yerliler’ olarak adlandırılan ‘Z’ kuşağı için dil öğreniminde ders dışı öğrenme aktiviteleri arasında sosyal medyanın önemi giderek artıyor.

Türkiye’yi, Türk dilini, kültürünü ve sanatını tanıtmak, Türkiye’nin diğer ülkelerle dostluğunu geliştirmek ve kültürel alışverişini artırmak için dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü’nün Türk Dil Kurumu’yla birlikte Ankara’da düzenlediği “Uluslararası Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi Sempozyumu: Teknoloji Tabanlı Öğretim” açılışın ardından oturumlarla devam etti. Türkçenin teknoloji tabanlı öğretimi, bu konuda izlenecek yöntemler, uygulama ve modellerin konuşulduğu oturumlarda, sosyal ağların dil öğrenimine katkısı dikkat çeken başlıklardan biriydi.

Osmangazi Üniversitesi’nde okutmanlık yapan Halit Çelik, yabancı öğrencilere Türkçe öğretirken dünya üzerinde 1 milyar 184 milyon üyeye sahip Facebook’tan nasıl yararlandıklarını, bir örnek üzerinden anlattı. Öğrencilerle materyal paylaşmak, öğrencilerin kendi aralarındaki diyaloğu artırmak ve duyuru yapmak için 2012-2013 öğretim yılında Facebook’ta bir grup kuran Çelik ve arkadaşları, daha sonra 246 üyeye ulaşan bu grup üzerinden ‘Onun cevabı gece 10’da’ başlığıyla bir aktivite başlattı. Buna göre Facebook grubunda 11 günde 11 deyim paylaşıldı ve öğrencilerden deyimlerin anlamlarını Türkçe olarak grup üzerinden yazmaları istendi. O günkü soruların cevapları ise her gece 10’da grupta paylaşıldı. Kulak kesilmek, faka basmak, nato kafa nato mermer, maymun iştahlı, feleği şaşmak gibi deyimlerin paylaşıldığı gruba gelen yorumlar vasıtasıyla bu sosyal deneyden ilginçti çıktılar alındı. Halit Çelik, derslikte sesi çıkmayan, hata yapmaktan korkan öğrencilerden sosyal medyada daha rahat ve sık geri dönüşler aldıklarını söylüyor.

Gençlerin argo kelimeleri dahi yazmaktan çekinmediğini ifade eden Çelik, bir önceki akşam grupta bahsi geçen deyimlerin ertesi gün sınıfta yeniden konuşulup öğreniminin pekiştirildiğini belirtiyor. Buna rağmen 11 günlük bu aktivite gençlerden her gün aynı yoğunlukta ilgi görmemiş. Çelik, etkinliğine merakın her geçen gün azaldığını dile getiriyor. Bu sonuçtan yola çıkarak, sosyal ağlarda uzun soluklu yerine kısa süreli aktivitelerin tercih edilmesi, etkinlik çeşidinin sürekli değişmesi, daha çok bireye yönelik etkinliklerin tasarlanması gerektiğini vurgulayan Çelik, sosyal medyanın daha çok pekiştireç olarak kullanılmasından yana.

Facebook’ta yabancılara Türkçe öğretirken Hacıvat Karagöz parodisi ve Tarkan’ın ‘Dilli Düdük’ şarkısını kullanarak yaptıkları dinleme etkinliğini anlatan Kırıkkale Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Deniz Melanlıoğlu ise bu tür aktivitelerin temel düzeydeki Türkçe dil seviyeleri olan A1 ve A2’den B2’ye taşınabileceğini ifade ediyor. Ona göre özellikle kültürler arası etkileşim odaklı etkinlikler, Türkçe öğrenimine büyük katkı sağlayabilir. Gülhane Askeri Tıp Akademisi’de Türkçe ve İngilizce öğretmenliği yapan Erçin Ayhan, askeri kurum olmalarına rağmen öğrencilerin elinden akıllı telefonları düşürmediğini ve durumu avantaja çevirmenin yollarını aradıklarını dile getiriyor. Sosyal medyayı, akıllı telefon uygulamalarını dil öğretirken derste aktif bir şekilde kullandığından bahseden Ayhan, Z kuşağıyla anlaşmak için öğretmenlerin teknolojiyi takip etmesinin elzem olduğu kanaatinde.