Üniversite sınavına nasıl hazırlanmalı?

Sınavlar
Üniversite sınavına hazırlanırken hedef tespiti çok önemli. Niçin üniversiteye gitmek istediğinizi öncelikle belirleyin. Üniversiteye hazırlanırken önce hedeflerinizi belirleyin. Hedeflerin tespiti Ha...
EMOJİLE

Üniversite sınavına hazırlanırken hedef tespiti çok önemli. Niçin üniversiteye gitmek istediğinizi öncelikle belirleyin.

Üniversiteye hazırlanırken önce hedeflerinizi belirleyin.

Hedeflerin tespiti

Hayatta amacınız nedir?

Üniversiteye hazırlanan bir öğrenci kendine “hayatta gayem nedir” sorusunu sormalıdır. Toplumumuzda başarılı olmuş olanların hepsi gayesini bilen, hedefini belirlemiş kişilerdir. Mevlana “Gayesi olmayanın varlığından şüphe ederim” demiştir. Umutsuzluğun, bezginliğin, yılgınlığın en önemli sebebi, hayata bir mana verememe ve hiçbir ideal taşımamadır. Bu durumda olanlar kendilerine güveni yitirmiş, boşvermişlik duygusu ile heyecan eden, hayat boyu huzursuz kimselerdir. Böyleleri kendileri için hayatı işkence haline getirmişlerdir. Çevrelerindekiler başarıdan başarıya koşarken kendilerinin yerinde saymaları onları rahatsız eder. Huzursuz olurlar ve daima suçu başkalarına atarlar.

Siz toplumda başarılı bir insan olmayı, onlara faydalı olmaktan zevk almayı, seçtiğiniz branşta yükselmeyi, ondan da öte başarılarla dolu bir hayat geçirmeyi düşünmelisiniz. Bu arada başarılarından dolayı kimseye yüksekten bakmamalı, başkalarını ezerek yükselmeye çalışmamalısınız. Ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğum insan tipi kendinden çok, toplumu düşünen insan tipi olduğunu unutmamalısınız. Bu gaye uğruna Japon’ların yaptıklarını göz önüne getirmeli, en az onlar kadar azimle çalışmalısınız. Kendi kendinize hayatta gayem nedir? Sorusuna tam cevap vermelisiniz.

Hedef tespit etmenin önemi nedir?

Bir insanın başarılı olabilmesi için önce hedef belirlemesi, buna inanması ve hedefe varmak için ne yapılması gerekiyorsa yapması lazımdır. Hedefin tespit edilmesi ona uygun hazırlıkların yapılmasında bir planın çıkarılmasını kolaylaştırır. Hedef belli olmazsa plan çıkarma ve plana uygun çalışma yapma da mümkün değildir.

Hedef nasıl belirlenir?

Bazıları kalabalığın ilerlediği hedefe doğru giderler. Bu yanlıştır, herkesin kendi durumuna uygun bir hedefi olmalıdır. Hedeflerini kalabalığa göre ayarlayanlar; enerjilerini o hedefe yoğunlaştıramayacağından başarılı olamazlar.

Dershanelere devam eden öğrencilerden bir bölümü kalabalığın hedefine yöneldiklerinden, kendilerinin durumunu dikkate almadan hedef belirledikleri için sene ortasında “ben bu bölümü yapamıyorum, başka bölüme geçebilir miyim?” teklifiyle gelmektedirler. İnsan ilgi alanına bakmalı, nelere ilgi duyuyor. Kişilik özellikleri nelere uygun; yetenekleri hangi işleri başarmaya yetiyor. Bunları tespit ettikten sonra üstesinden gelebileceği bir hedefi seçmelidir.

Bazen belirlenen hedef sizin ulaşmanızın zor olduğu bir hedef olabilir. Bu mahzurludur. Ancak inanma ve gayret o hedefe varmamızı sağlayabilir. Normal olanı, ulaşabileceğiniz hedefleri seçmenizdir. Bazıları kendilerini tanımadıkları için hedefe ulaşıp ulaşamayacaklarını bilemezler. Bu konuda dershanelerin uyguladığı ilgi alanı, kişilik ve yetenek test sonuçlarını kullanabilirsiniz. İnsan bir işe başlarken ne istediğini bilmeli, bu isteği elde etmek için gerekli şartları yerine getirmelidir.

“Hedeflerine ulaşanlar, hedefe varmak için mücadele edenlerdir.”

Niçin üniversiteye girmek istiyorsunuz?

a) Diploma sahibi olmak için,
b) Askerlikte rahat etmek için,
c) Kültürlü bir kişilik kazanmak için,
d) X mesleğini elde edebilmek için,
e) İdeal için,
f) Ailem veya çevrem öyle istediği için,
g) Kazançlı bir meslek elde etmek için,
h) Zevkle çalışıp, tatmin olabileceğim bir mesleği elde edebilmek için,Vs.

Üniversite girişinde hedefinizin ne olduğu belirlenmesi gerekir. Böylece elde etmek istediğiniz sonuca göre bir okulu seçmeniz ve de ona göre hazırlık yapmanız gerekir. Yukarıdaki seçimlerden bazıları hayattaki başarıyı engelleyecek rastgele seçimlerdir. Siz başarılı olmanızı sağlayacak hedeflere yönelmelisiniz.

Niçin X mesleğini seçiyorsunuz?

a)Kişiliğime uygun olduğu için,
b) Yeteneklerim ancak buna elverdiği için,
c) Ancak burayı kazanabileceğim için,
d) O mesleği sevdiğim için,
e) Temiz, rahat bir meslek olduğu için,
f)İdealime uygun olduğu için,
g) Ailem o mesleği istediği için vs.

Meslek seçiminde neye dikkat ediyorsunuz; seçtiğiniz meslek size uygun mu? Kendi durumunuzu araştırdınız, uygunluğunu tespit ettiniz mi? Şehir,Okul ve Meslek seçiminizi; İlgi alanınız, Kişilik özellikleriniz,Yetenekleriniz ve imkanlarınızı dikkate alarak yapınız mı?

Bütün bunlar belirlendikten sonra Üniversite hazırlıkta hedefiniz tespit edilmiştir. Geriye bu hedefe nasıl ulaşılacağı kalmıştır.

Hedefe ulaşmada da planlama önemlidir.

SONUÇ:

Yukarıdaki bölümde anlatılanlar gösteriyor ki hedef tespiti çok önemlidir.

Başarılı olanlar hedeflerine tespit ettikleri süre içinde ulaşanlardır.
Başarı, hedefi belirleme ve bu hedefe dönük plan yapma ile elde edilebilir.

Herkes hedefine ulaşamaz. Ancak hedefine ulaşanların tamamı hedefleri doğrultusunda gayret gösterenlerin arasından çıkar. Hedefin, kalabalığın gittiği doğrultuda değil sizin durumunuza uygun olduğu düşünülmelidir.
Hedef belirlerken kendinize;

10 sene sonra nerede olmak istiyorum?
5 sene sonra nerede olmak istiyorum?
1 sene sonra nerede olmak istiyorum?

Sorularını sormalı ve zamanı daha da yakınlaştırıp uzun zaman dilimi ve kısa zaman dilimi için hedef seçmelisiniz.

Hedefiniz sizi çalışmaya motive eder,

Hedeflere o uğurda düzenli gayret gösterilirse ulaşılabilir.

Her gün hedef istikametinde bir adım atın. Adımın küçük olması sizi ümitsizliğe sevk etmesin.

Hayatta,1.yıl sonra vs. hedefleriniz nelerdir?

Hayatta hedefiniz nedir?

1) Mülkiyeli olmak
2) Kaymakamlık ve Valilik görevlerini almak
3) İyi yabancı dil öğrenmek, Genel müdürlük ve Müşavirlik seviyesinde görev almak.
4) Yüksek ücretle büyük kuruluşlara danışmanlık hizmeti vermek.

Bir yıllık hedefiniz nedir?

1)Siyasal Bilgiler Fak.kazanmak
2)Liseyi bitirmek
3)Yabancı dilden ………….. seviyesine gelmek

Düzenli çalışma için plan yapmalı.

“Bütün başarılarımı, işlerimi vaktinde yapmaya borçluyum” (Nelson)

“Hedeflerin belirlenmesi bölümünde belirtildiği gibi bir insan başarılı olmak istiyorsa 10 sene, 5 sene, 5 ay, 1 ay, 1 hafta sonra nerede olmak istediğini sormalıdır.”. Plan yapma, geleceğini bu günden hazırlama demektir. Plan yapma zamanının kullanılmasında israfı önler. Hayatı verimli hale getirir.

lan yaparken hedeflerinize de dikkat edin.

A) Yıllık Plan

Yıllık plan için elinize bir takvim alınız. Takvimde akşama kadar müsait olduğunuz günleri tespit etmelisiniz. Takvimdeki günleri aylık dilimlere bölün, Her ay çalışmak için ne kadar vakit ayırmanız gerektiğini tespit edin. Bunu haftalık dilimlere bölün. Çalışmanız gereken kitapların, testlerin listesini bir öğretmeninizin yardımıyla veya kendiniz çıkarınız.

B) Aylık Plan

Bir senelik hedefinizi belirlediniz. Takvimde çalışmaya zaman ayıramayacağınız günleri tespit ettiniz. Şimdide çalışmanız gereken şeyleri aylık parçalara ayırınız. Her bir dersten, her bir konudan, her bir kitaptan yapmanız gerekenleri aylık parçalara ayırınız.

Her bir parçaya düşen konuları takviminize işleyiniz.

Her ayın bitiminde planınızı kontrol ediniz. Diğer aya sarkma varsa planınızda yapmanız gereken küçük değişiklikleri yapınız.

C-Haftalık plan.

Aylık planda yapmanız gerekenleri ele alın ve haftalık dilimlere bölünüz. Bu ayırma işlemini yaparken çalışma yapamayacağınız günleri dikkate alarak gerçek bir plan yapmaya çalışınız. Boş olduğunuz günleri, özel yazılılarınızın olduğu günleri tespit ediniz. Artık elinizde bir hafta kullanabileceğiniz zaman ve yapmanız gereken işler vardır. Planınızda sarkma varsa bir sonraki haftaki planınızı o sarkmayı telafi edecek şekilde ayarlamalısınız.

D-Günlük plan.

“Sebat et genç dostum sebat et damlaya damlaya göl olur. Aynı noktaya düşen damlacıklar zamanla mermeri deler.” (A.Fuat Başgil)

Her gün yapılacak az çalışma önümüze bir sene sonunda dağ gibi bir çalışmayı çıkaracaktır. Günlük plan yapılırken uyku, uykudan kalkış saatinizi, okulda, yollarda, eğlenme, dinlenme-gezme, spor ve TV seyrederken geçecek süreyi, yemek için ayrılan süreyi, okul, üniversite dersleri, Y. Dil hazırlık için ayıracağınız süreleri tam olarak belirlemelisiniz.Yukarıda saydığımız işleri planlarken, hedeflerinizi dikkatle ele alıp öncelik sırasına göre işleri sıraya dizmelisiniz. Günlük plan çıkarılırken 1 yıllık, 1 aylık, 1 haftalık hedefler belirlenmiş olmalı. O hedefe uygun olarak 1 güne düşen çalışma miktarı belirlenmelidir. Haftalık hedefinizde belirttiğiniz şeyleri günlük dilimlere bölünüz. Öncelik sırasına göre dizdiğiniz işleriniz için günlük planda ayırmanız gereken süreleri tespit ediniz ve haftalık hedefe uygun olarak günlük planınıza yerleştiriniz. Ders çalışma saatinizi yorgun olmayacağınız saatlere getirmeye çalışınız.

Günlük Plan Yapma

Plan yaparken dersinizin olmadığı boş bir günü seçti iseniz, o gün yapmanız gereken şeyleri alt alta yazınız.

– Üniversiteye hazırlanmak – İngilizce dersine hazırlanmak – Fizik yazılısına çalışmak
– Gazete okumak – Basketbol oynamak – TV seyretmek – Dinlenmek

Yapmak istediğiniz şeyleri önem derecesine göre sıralayınız. Her biri için gereken zamanı belirleyiniz. Bu işlerin hepsini aynı güne sığdıramıyorsanız, hedeflerinize uygun çalışmaları ele alıp az etkili olanları elemelisiniz. Bazıları bugün TV seyretmeyi tercih eder. Bazıları gazetede takip ettiği diziyi mutlaka okumak ister. Bazıları için yazılı önemlidir çünkü kurtarma yazılısıdır. Öyleyse bir işin önemi konusunda kararı kendiniz vermelisiniz. Bu, hedeflerinizle çatışmamalıdır.

Günlük Planı Aksatan Faktörler :

1)Televizyon bağımlılığı
2)Spor bağımlılığı
3)Kıramadığınız arkadaşlar
4)Aileniz
5)Ders çalışmaya oturamamak
6)Misafirleriniz

“Bir günde bir zamanda yapman gereken işi ertesi güne bırakma; her günün işi kendine yeter.”

Planın aksamasını nasıl önleyebiliriz?

1) Televizyon bağımlılığı

Bu bağımlılıktan kurtulmak için iradenizi zorlamalısınız. Günlük planınızı yaparken önce Televizyon programlarını gözden geçirin. Mutlaka izlemeniz gerekenler varsa onları tespit edin ve yalnızca o programları seyredip kalkın. Program bitiminde sizi uyaracak bir yol bulun. Mutlaka izlemeniz gereken programları günlük planınızda öyle ayarlayın ki; Ders çalışmaktan yorulduğunuz, dinlenme ihtiyacı hissettiğiniz saate rastlasın. Televizyon seyretmeyi çalışmanıza karşılık kendi kendinize verdiğiniz bir ücret haline getirin.

2) Spor bağımlılığı

Spora merakınız sizin programınızı aksatmamalıdır. Programınız aksıyor ise tedbirler almalısınız. Spor yapma saatlerini yorulduğunuz vakitlere göre ayarlayınız. Ders çalışmadan yorulup ara verdiğinizde gevşemeyi sağlamak için sporu kendinize ödül olarak veriniz. Spor yaparken aşırı yorgunluk ders çalışmanızı engelleyeceği için aşırıya kaçmamalısınız. Spora ayırdığınız vakti mutlaka belirleyiniz.

3) Kıramadığınız arkadaşlarınız

Öğrencilerin planlarını en çok zorlayan konu kıramayacakları arkadaşlarının davetleridir. Arkadaşlarınızla beraber olma anını planınızdaki bir dinlenme anına rastlatabilirsiniz. Ayrıca arkadaşlarınızın hepsine planlı hareket ettiğinizi kabul ettirmeli ve rasgele anlarda çağırmamalarını nazikçe sağlamalısınız. Zaman zaman arkadaşlarınızın davetlerine hayır diyebilmelisiniz.

4) Aileniz

Ailenizde sizin onlarla beraber oturup konuşmanız, sohbet etmeniz, topluca gezintiye çıkmanız için sizi zorlayabilirler. Zaman zaman size ikram yapıyorum derken anneniz vaktinizi alıyor olabilir. Küçük kardeşiniz sizden kendisi ile ilgilenmenizi isteyebilir. Bütün aile fertlerini planınızda ısrarlı olduğunuza kırmadan inandırmalısınız. İlk günler sizi yadırgayabilirler. İyi yapıyorum derken size zarar verdiklerinin farkında değillerdir. Ancak sizin sebat etmeniz halinde size alıştıklarını göreceksiniz. Israrlarının sizin zararınıza olduğuna onları inandırmalısınız. Yinede onlarla yemekte, dinlenme anında ilgilenmeyi oturup sohbet etmeyi ihmal etmemelisiniz.

5) Evinize gelen misafirler

Eğer çok misafir gelen bir aile yapısına sahipseniz günlük planınız sık sık delinebilir. Misafirlerle sizin olmamanız halinde aileniz ilgilenebiliyor ise odanızın kapısını kapalı tutup olmadığınız intibaını verebilirsiniz. Çalışmanız bitip de dinlenmeye başlayacağınızda yanlarına çıkarak onları memnun edebilirsiniz. Bunu yapmanız evinizin durumu için mümkün değil ise; Bu durumda çalışmalarınızı evde değil de şehir kütüphanesinde, okuma salonunda yapacak onların rahatsız etmelerinden uzak kalmaya çalışacaksınız.

6) Ders çalışmaya başlayamamak

Bazı öğrenciler plan yaparlar fakat bu planı bir türlü uygulayamazlar. Bunun en büyük sebebi olarak ta ders çalışmaya bir türlü oturamadıklarını söylerler. Bu durumdakiler genellikle zamanında plan yapmadıkları için yapması gereken işleri yığılmış nereden başlayacaklarını bilemeyenlerdir. Ancak hiç çalışmamak hiç başlamamak işlerin daha da artmasına sebep olur. Bu sonucu düşünerek az da olsa planlı bir çalışmaya başlamak gerekir. Bu kadarlık çalışma ile benim derslerim halledilemez demeyin. Her gün yapacağınız azar azar çalışmaların birikip önemli bir sonuç doğuracağını unutmayın.
“Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Belki her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.” ( Ali Fuat Başgil)

Verimli ders çalışma.

“Hiç kimse başarı merdivenlerine elleri cebinde tırmanmamıştır.” ( S. Keth Moerhad)

Verimli çalışmanın yapılabilmesi lüzumsuz vakit kaybının önlenebilmesi için aşağıdaki hususlara dikkat etmesi gerekir.

A) Çalışma yeri ders çalışmayı teşvik edecek şekilde olmalı.
B) Çalışmayı engelleyen şeyler ortadan kaldırılıp başlayabilmeli ve çalışmayı sürdürebilmeli.
C) Öğrenmede ders dinlemenin önemi iyi anlaşılmalı.
D) Okuyarak öğrenme metotları üzerinde durmalıdır.
E) Hızlı okuma ne kazandırır.
F) Unutkanlığı nasıl yeneriz.
G) Tekrar etme ne kazandırır.
H) Hafızayı nasıl kuvvetlendirebiliriz.

Şimdi bu hususları sırasıyla tek tek inceleyelim.

A) ÇALIŞMA YERİNİZ NASIL OLMALI

Çalışmaya kolay başlanabilmesi fikrin dağılmaması zaman kaybının önlenmesi, çalışmanın sağlıklı sürdürülebilmesi için çalışma odası düzenlenmelidir. Çalışma odasındaki eşyalar sizin ilginizi dağıtacak şekilde olmamalıdır. Odanız sabit olmalı, sade döşenmiş olmalıdır.

Çalışma yaptığınız masanız cama çok yakın olmamalı dışarıdaki şeylerin ilginizi dağıtması önlenmelidir. Masanız ışık karşınızdan gelecek şekilde konmalıdır. Odanız sık sık havalandırılmalı, sandalye ve masanız sizi uykuya sürükleyecek kadar çok rahat olmamalıdır. Çalışma yeriniz yatmaya müsait olan divan ve çekyat gibi bir yer olmamalıdır. Masanız dağınık olmamalı odanızda aradığınızı hemen bulabilmelisiniz. Odanız fazla sıcak ve karanlık olmamalı. Gürültüden uzak olmalı. Sadece sizin kullandığınız bir yer olmalı (mümkünse). Odanızda çağrışımlarla hayal kurmanızı sağlayacak eşya bulunmamalı, eviniz bir odanın sizin için ayrılmasına müsait değilse, bir köşeyi çalışma köşesi olarak hazırlamalısınız. Çalışma masanıza oturduğunuzda sizi ders çalışmaya sürüklemelidir. Mümkünse çalışma masanızda çalışmanın dışında işler yapmamalısınız. Çalışma anında kullanılacak malzemeler masanızda hazır bulunmalıdır. Yatılı okullarda çalışma alanları Kütüphaneler etüt salonları ve okuma salonlarıdır. Evinde çalışma için ortam bulamayanlar. Kütüphane ve okuma salonlarında çalışmayı denenmelidirler. Bütün yukarıda anlatılanlara dikkat ettiyseniz şartların sizi çalışmaya zorlaması için bazı tavsiyelerimiz oldu. Bilhassa ders çalışmaya oturamıyorum diyenler için çalışma ortamı nasıl olmalı anlatmaya çalıştık. Ancak bu tür şeylere bazıları için hiç gerek olmayabilir. Onlar her ortamda ders çalışabilirler.

Bu durumda olanlar Ali Fuat BAŞGİL’in şu sözüne uygun hareket edenlerdir.

“Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.

B) ÇALIŞMAYA BAŞLAMAK VE DEVAM ETTİRMEK

I) Çalışmaya Başlamak :

“İnsanlık alemi başarılarını akıl ve zekadan çok iradesine ve cesaretine borçludur.” Çalışmaya başlayabilmesi için insanın çalışmaya ruhen hazırlanması gerekir. Çalışma yasak savma kabilinden olmamalıdır. İnsan hayatının en büyük düşmanı umutsuzluk ve bezginliktir. Öğrencileri çalışmaktan alıkoyan genellikle bu duygulardır. Başarılı bir insan olmayı istiyorsanız kendinize güvenmeli, iradenize hakim olmalı, ümitsizlikten uzaklaşmalı, azimle gayretle düzenli bir çalışmaya başlamalısınız. Çalışmaya başlamak için hayal kurmadan, endişeye kapılmadan, dikkat dağıtacak şeylerden uzaklaşarak, çalışma ortamınızı iyi düzenleyerek iradenizi zorlamalısınız. Hedeflerinizi sık sık hatırlatmalı kendinizi motive etmelisiniz.

II) Çalışmayı Devam Ettirmek :

Çalışmanın devam ettirilebilmesi için insan fikrinin dağılmasına sebep olan faktörler ortadan kaldırılması gerekir. Ders çalışmaya tam başlamışken masanızdaki bir cihaz, karşınızdaki bir resim, pencereden gözlediğiniz bir olay sizi hayal alemine götürüp çeşitli çağrışımlar yaptırabilir. Bunu önleyebilmek için daha önceki bölümde temas ettiğiniz fikirlerin dağılmasını sağlayacak faktörleri ortadan kaldırmanız gerekir. Yinede kendinize …….. dakika ders çalışayım 15 dakika hayal kurmak için mükafat vereceğim diyebilirsiniz. Keza hayallerinizin bitmesini bekleyip sonra çalışmaya başlamayı deneyebilirsiniz. Hayalleriniz kurtulamıyorsanız yerinizi, oturuşunuzu değiştirerek uzaklaşmaya çalışabilirsiniz. Ayrıca çalışmanın devam ettirilmesinde en önemli etkenlerden biride öğrencinin taşıdığı endişelerdir. Bu kadar dersi nasıl halledeceğim. Yeteri kadar vaktim yok. Bu konular zor gibi endişeler çalışmaya devamı engeller. Kendi kendinize düşündüğüm endişelerim benim işimi kolaylaştırıyor mu? Başarılı olmama yardımcı oluyor mu? Yoksa kendi kendimi daha da zor duruma mı sokuyorum? Şeklinde sormalı ve hedefe varmanıza engel olan bu endişelerden sıyrılmalısınız. Bir engelde, uzanarak çalışmaya kalkışmaktır. Uzanma hali gevşemeyi arkasından gevşemeyi getireceğinden çalışmayı devam ettirmeyi güçleştirir. Televizyon seyrederek veya müzik dinleyerek de ders çalışma yapılmamalıdır. Çünkü ders çalışma dikkat gerektirir. İnsan dikkat gerektiren bir şeyi dikkati dağıtacak şeyle birlikte yapması mümkün değildir. Ya müzik dinlenir ya da ders çalışılır. Hele televizyon görüntülü olduğu için onda dikkatin dağılması diğerine göre daha kolaydır. Çalışmanıza devam etmenizi engelleyecek bütün faktörleri ortadan kaldırıp planınızı uygulamalısınız. Bazı öğrencileri de alışkanlıkları alıkoyar.

C) DİNLEYEREK ÖĞRENME

Bazı öğrenciler dinleyerek daha kolay öğrendiklerini söylerler. İyi bir dinleyici olma başarıda önemli bir rol oynar.
Dinleyerek dersin iyi anlaşılabilmesi için; öğrencinin o günkü konuya önceden hazırlık yapması şarttır. Hiç olmazsa konu ile ilgili temel kavramlara yabancılık çekmemesi gerekir. Ayrıca ön hazırlık yaparken konunun ana hatları neler? Konu ile ilgili hangi terimleri öğrenmeliyim? Konunun ana fikri nedir? Konudan hangi sonuçları çıkarabilir? Bunları kendi kendinize sormalısınız. Derste öğretmeninize sorulmak üzere soru çıkarmalısınız. Öğretmeniniz ders anlatırken dikkatle onu takip etmeye ilgisinin başka yerlere kaymasını önlemeye çalışmalısınız. Bu konuda anlatılanları not alma size yardımcı olacak ilginizin dağılmasını önleyecektir.

Not tutarken konunun ana fikrini yan fikrini sizin düşündüklerinizi karşılaştırarak bulmaya çalışın. Öğretmeninizin vurgu yaparak, tekrar ederek, önemli diyerek anlattığı şeylerin altını çizerek diğer notlarınızdan ayırmaya çalışın. Öğretmeninize konu anlatırken önceden çıkardığınız o bölümle alakalı soruları sorun. Bu hem sizin hem de arkadaşlarınızın konuyu anlamalarını kolaylaştıracaktır.

Not tutmanız, dinlediğiniz şeylerin akılda kalmasını sağlar.

D) OKUYARAK ÖĞRENME

Dinleyerek öğrenmenin yanında okuyarak öğrenme de, önemli bir hazırlanma metodudur. Bir dersi veya kitabı okumaya başlamadan önce önsözünü konu ise özetini okuyarak işe başlayın. Önsözde veya özette konunun tamamının ana fikri genellikle belirtilmiş olacağından, bölümleri ana fikre göre değerlendirme fırsatı bulursunuz. Okuyacağınız konunun ana başlıklarını gözden geçirin böylece konunun bölümleri hakkında genel bilgi sahibi olabilirsiniz. Daha sonra bölümleri sıra ile okumaya başlayın. Okuduğunuz bölümlerde ana fikir olabilecek kısımların altını çizin veya not alın. O bölümün vermek istediği tema nedir. Kendi kendinize sorun ve bulmaya çalışın. Bazı bölümlerin altını çizme kitabı bir daha okumak istediğinizde tamamını okuyarak vakit kaybetmenizi engelleyeceği için faydalıdır. Not tutma hem okuyarak hem de dinleyerek öğrenmede çok önemlidir. Bu okurken veya dinlerken dikkatinizin dağılmasını önleyecek. Konuya konsantre olmanızı sağlayacaktır. Öğrenilen konunun aklınızda kalmasını kolaylaştıracaktır. Vurgulanan kısımları defterinizde farklı renkli kalemle yazarak, yıldız koyarak altını çizerek belirtiniz.

Tuttuğunuz notlarınızdan çok çok önemli bulduğunuz size devamlı lazım olacak şeyleri cebinize girecek küçük kartlara yazarak yanınızda taşıyarak herhangi bir yerde beklerken cebinizden çıkarıp bakmak suretiyle tekrarı mümkün hale getirebilirsiniz.
Okuduğunuz kısmı kendi kendinize anlatarak çalışmanızı pekiştirebilirsiniz. Kendi kendinize yüksek sesle soru sorup cevaplayarak da tekrar işlemi yapabilirsiniz.

E) HIZLI OKUMA

Toplumumuzda hızlı okunan şeyin anlaşılmayacağı; Bir konunun anlaşılması için yavaş yavaş okunması gerektiği, hızlı okunan şeyin çabuk unutulacağı fikri yaygındır. Halbuki hızlı okuma anında; Dikkat toplanırsa anlama yavaş okunandan daha fazla olmaktadır. Hızlı okumanın kazandırdığı avantajlardan biri dikkati toplamayı kolaylaştırmasıdır. Bu arada okunan süre kısalır yalnızca önemli görülen konulara dönülerek randımanlı bir sonuç alınabilir.

Bazıları vasat hızda okumayı insan tabiatına daha uygun bulduklarından bunu ölçü kabul eder ve hızlı okumada randımanın düşeceğini söylerler. Halbuki vasat hız normal değil, eğitim noksanlığından gelen yanlış bir alışkanlıktır.

Sesli olarak okuma hızı yavaşlatacağı için; Hızlı okumak isteyenler sesli okumaktan vazgeçmelidirler. Çünkü okuma hızı konuşma hızından yüksek olduğundan hız yavaşlar. Ayrıca birde telaffuz etme hızı yavaşlatacaktır.

Okuma anında göz, düz bir çizgide gidip geldiği zannedilir. Halbuki göz sıçramalı hareket etmelidir. Çünkü göz sabitken okuma işlemini gerçekleştirir. Bir kelime okurken durur. Sonra sıçrayarak diğer kelimeye geçer. Hatta bazen geri döner bazen üst satırlara atlama yapabilir. Okuma anında geri dönmeler anlamadım zannıyla yapılır. Sıçrama hareketleri anında göz bir süre sabit kalır. Sonra diğer kelimeye geçer. Bu sabitleşme süresi okuma hızını düşürür.

Hızlı okuma alışkanlığı kazanan birinde bu sabitleşme süreleri kısaltılmıştır. Ayrıca normalde her kelimede bir sıçrama alışkanlığı kazanılmışken: Her üç dört kelimede bir sıçrama yapılarak bir satırdaki sıçrama ve sabitleşme sayısı azaltılabilir. Geri dönmeler engellenerek okuma hızı arttırılır. Bütün bu işlemler sonucu göz daha az sıçrar daha kısa süre sabit kalır. Böylece okuma hızı artar. Normal bir insan dakikada 200-300 okurken hızlı okuma alışkanlığı kazanan biri dakikada 600-800 kelime bile okuyabilir.

F) UNUTKANLIĞI YENME

“Unutmada zaman değil zaman içinde gerekli çabanın gösterilmemesi rol oynamaktadır.”
Öğrenmenin unutmak gibi olumsuz bir yönü vardır. Çeşitli konuları hatırda tutabilme oranları aynı değildir. Öğrendiklerinizin yarıya yakın kısmı 24 saat içinde unutulmaktadır. Dörtte üçe yakın kısmı ise 48 saatte hafızamızdan çıkmaktadır.

Hafızanın bu durumunu bilen birinin ümidi yıkılabilir. Hatırlama oranı konuya gösterilen ilgi ve tekrara bağlı olarak değişmektedir. Yine okunan bir parçanın başlangıcında ve sonundaki kısımların daha iyi hatırlandığı tespit edilmiştir.

Hatırlamayı kolaylaştırmak için hafızanıza dinlenme fırsatını vermelisiniz. Çalışma süreniz 30 dakikadan az ve 2 saatten fazla olmamalıdır. 1. Konuya adaptasyon sağlamadan biteceği için 2. de ise zamanla ilgi azalacağı için zararlıdır.

Unutkanlığı yenmede dinlenmenin sağlanması kadar, tekrar etmeninde önemi vardır.

G) TEKRAR ETME

Tekrar edilmeyen bilgi ile öğrenilmemiş bilgi arasında pek bir fark yoktur. Tekrarlar mümkün mertebe fazla aralık verilmeden yapılmalıdır. Konu dilimlere ayrılmalı (30 dak. ) o dilim bittiğinde 10-15 dakikalık bir tekrar hemen vakit geçirmeden yapılmalıdır. Konunun yerleşmesi isteniyorsa bir gün sonra yeniden tekrar edilmelidir. Bu tekrar birkaç dakikalık bir sürede bitecek şekilde olabilir. 3. Tekrar etme işlemi bir hafta on gün içinde işlemleri sizin en fazla yarım saatinizi alır. Ancak birkaç saatte hazırlandığınız çalışmalarınızın boşa gitmesinin önlenmesi tekrar etmek için ayıracağınız bu yarım saate bağlıdır.

Tekrarlar zamanında yapılırsa bilgiler her defasında yeni öğreniliyormuşçasına vakit alıcı olmaz. Zamanında yapılmaması halinde hem vakit kaybı olur hem de sıkıcı olacağından çalışma azminiz kırılır ilginiz azalır.

Bu gün çalıştığınız bölümlerin yatmadan önce tekrarını yapmayı ihmal etmeyin. Unutma; en çok uyku anında olmaktadır.

Tekrar yapılmazsa temel bilgiler unutulacağından arkadan gelen bilgileri anlamak zorlaşır.

H) HAFIZAYI KUVVETLENDİRME

Unutma, ya konuya eğilmeden ya da tekrar etmemekten kaynaklanmaktadır. O halde hafızayı kuvvetlendirmek için çalışılan konunun üzerine iyi eğinilmesi, dikkatin yoğunlaştırılması ve zamanında düzenli tekrarların yapılması gerekmektedir.

Okuyarak hazırlananlarda not tutarak çalışma, notları temize geçme, ana fikirleri küçük kartlara yazıp ara ara bakma hem öğrenmeyi hem de hafızada tutmayı kolaylaştırır.

Hafızanın güçlenmesi çok tekrarla mümkün olur. Konu adeta ezberlenmiş gibi belleğinize yerleşir. Bu yolla öğrenme ise bilgilerin unutulmasını önler. Hafızayı güçlendirir. Bazı şeyleri ezberlemede zorlanıyorsanız kısaltmaları kullanabilirsiniz. Okullarda kimya derslerinde (H2 SO4) için söylenen cinsten çağrışım yaptıracak şeyleri kullanabilirsiniz. Öğrenilen şeylerin günlük yaşamınızda kullanılması da hafızanın kuvvetlenmesine yol açar.

Siz kendinize göre kolaylaştırıcı yollar bularak bilgilerin hafızanıza yerleşmesini sağlayabilirsiniz.

Sonuç : “Başarı etkili çalışmadan geçer ” le konumuza başlamıştık. Etkili çalışma yapabilmek için ;

– Önce hedeflerin tespit edilmesi
– Sonra hedefe uygun plan yapılması
– Sonrada plana uygun olarak etkili ve verimli ders çalışma yapılması konularını inceledik.

Üniversiteye nasıl hazırlanmalıyız?

A-Matematik dersine nasıl çalışmalıyız?

Son sınıf öğrencileri okulda öğretmenlerinin anlattığı konuları dinleyerek, öğrenmede ele alınan hususlara dikkat ederek izlemeğe çalışmalıdır. Dershaneye devam edenler sınıfta öğretmenlerinin anlattıklarına, çözdüğü örnek sorulara dikkat etmelidir.

Matematikte anlatım azdır. 5-10 dakika içinde bir kural verilir ve o kuralla ilgili örnek sorular çözülür. Matematik, öğretmen desteğinin en çok gerekli olduğu derslerden biridir. Verilen kuralı kavramadan soruları pek çözmek mümkün değildir.

Önce kural öğrenilmeli, onunla ilgili örnek sorular çözülmeli, kitaptan konudan bol pratik yapılmalı, veriler değiştirilerek çözülen örnek sayısı arttırılmalıdır. Sınıf hocasının yaptığı konuyla ilgili testteki netler gözden geçirilmeli yapılamayan sorular üzerinde durulmalıdır. Denemelerde, o konularla ilgili olarak yapılmayan soru varsa sebebleri araştırılmalıdır. Hatalarınızın nelerde olduğunu görmeli ve düzeltmelisiniz. Ayrıca konu ile ilgili değişik soru tiplerini inceleyebilmek için değişik kitaplardaki soruları çözmelisiniz.

Dergilerden hazırlık yapanlar örnek çözümleri ve konuları inceledikten sonra soru çözümüne diğer kitapları kurcalamaya geçebilirler. Dergilerde ve okullarda yaptıkları çalışmalar dershane için ön hazırlık mahiyetini taşıyabilir.

Matematik dersi bol pratik yapmayla halledilebilecek bir ders olduğundan her konu için yukarıda bahsedilen hazırlıklar yapılmalıdır. Test soruları çözülürken; falan kolay, falanı biliyorum diye geçiştirilmemeli, bütün soru tipleri incelenmelidir. Deneme sınavlarıyla sık sık durumunuzu gözden geçirmeli, yetersiz olduğumuz konularda hazırlıklar tamamlanmalıdır. Öğrencilerin en çok zorlandıkları lise 3 konularından bol örnek çözülmelidir.

Geometri dersi yorum ve bakış açısı gerektirdiğinden pratik arttıkça şekillerden hayal edebilmeniz kolaylaşacaktır. Bu ders devamlı tekrar gerektiren derstir. Konular biriktirilmeden zamanında tekrar yapılmalıdır.

B-Türkçe nasıl öğrenilir?

Türkçe dersi öğrenciler tarafından öğretmen desteğine az ihtiyaç duyulan bir ders olarak bilinir. Halbuki yorum gerektiren bir ders olmasından dolayı bakış açınızın yönlendirilmesinde öğretmen desteğine ihtiyaç vardır.

Türkçe; soru yapmanın kolay olduğu bir derstir. Ancak soru adedinin artması ile fazla soru yapanların yarıştıkları bir ders haline gelmiştir. Sorular gramer, edebiyat bilgilerini ölçmenin yanında, daha çok kavrama gücü, ilişki kurma yeteneği gerektirdiğinden sadece bilgi yeterli değildir. Yetenekli ve bilgi düzeyi yeterli olanların başarılı olma şansı fazladır. Yetenekler kalıtsaldır, ancak çalışma ile bir yere kadar geliştirilebilir. Türkçe den en faydalı çalışma bol kitap okuma olarak tavsiye edilebilir. Bu arada gramer bilgilerinin öğrenilmesi de ihmal edilmemelidir.

C-Sosyal bilimler dersine nasıl çalışmalıyız?

Dershanemiz öğrencilerinin en az zorlanacakları ders Sosyal Bilimler dersleridir. Bu dersler içinde yorum gerektiren dersler mutlaka vardır. Ancak türkçe dersi gibi tüm soruları yoruma dayalı olmadığı; çoğu bilgi sorusu olduğundan, bilen öğrenci için zor olmayacaktır. Bu derslerden çıkan sorular ve çıktıkları yerler genellikle dershanemiz öğretmenleri için tahmin edilebilir niteliktedir. Bu sebeple dershanemize devam edenlerin kaçıracakları soru sayısı azdır.

Sosyal Bilgilerden Konular dersi çalışarak, kitaplar okunarak, dershanede ki öğretmenlerden dinleyerek öğrenilmeli, sonra; o konu ile ilgili olarak çıkacak sorular üzerinde durulmalıdır. Bilinmesi gereken coğrafya formülleri bellenmeli, Tarihten ezber gereken yerler ezberlenmelidir. Önceki seneler çıkmış sorular gözden geçirilerek her konudan çıkabilecek soru tiplerine bakılmalıdır. Yine konu ile ilgili bol test çözülmeli. Deneme sınavlarına girilerek, yapılamayan sorular tespit edilip, noksanlarınız tamamlanmalıdır.

D-Biyoloji dersi nasıl çalışılır?

Biyoloji dersi öğrenmeye ve ilgi duymaya dayalı bir derstir. Sınav soruları genellikle bilgi ve yorum sorularıdır. Muhakeme sorusu azdır. Bu sebeple çalışan öğrenciler mutlaka sonuç alabilirler. Bazı öğrenciler latince kelimeler olduğu ve öğretmenler okulda biraz zorlaştırdığı gerekçesiyle biyolojiden ürkerler. Halbuki dershanelerde öğrencilerin en kolay öğrendikleri derslerden biridir.

Son sınıfta okuyanlar ve dershaneye devam edenler öğretmen yardımından mutlaka istifade etmelidirler. Bunun için öğretmeninizin anlatacağı konuyu önceden hazırlanınız. Derse hazırlanırken konuyu okuyunuz. Vurgulanan koyu puntoyla yazılı kısımları gözden geçirip, konu özetini de okuyup, sorular çıkarılarak bu sorulara cevap aranmalıdır.

Derste öğretmen konuyu anlatırken not tutmalı, vurguladığı şeylere yıldız koyarak, altını çizerek belirginleştirilmelidir.

Kendiniz çalışırken çıkardığınız soruları öğretmeninize sorunuz. Öğretmenleriniz soruları çözerken açıklayıcı bilgileri soru ve şıkların yanlarına not edebilirsiniz. Böylece konuyla ilgili bilgi tekrarı yapmış olursunuz.

Konu ile ilgili hazırlanmış test kitaplarının özetlerini okuyup sorularını çözünüz. Püf noktalarını öğreniniz. Böylece konuyla ilgili bilgi tekrarı yapmış olursunuz. Hiçbir soruya önemsiz, anlamasam da olur demeyin. O sorudaki püf nokta önemli bir soru ana fikri olabilir. Ayrıca çıkmış ÖSS-ÖYS sorularını çözüm yorum yapın. Her sorudan çıkarabilirseniz anafikir çıkarmaya çalışın.

Biyoloji konuları iyi öğrenmeye dayalı bir ders olduğunu, kolay unutulacağını düşünerek sık sık tekrar yapılmalıdır.

Ayrıca her konuyla ilgili kendiniz test soruları hazırlayarak ders öğretmeninize gösterin. Çünkü bir konuda en iyi yetişme iyi soru hazırlayabilmekle olur.

E-Kimyaya nasıl çalışmalıyız?

Ders bir öğretmenden dinleniyorsa çok dikkatli dinlenmeli, önemli noktalar not edilmeli, püf noktaları iyi tespit edilmelidir. Teorik bilgilerin yeterli olduğu anda bu bilgiler test çözülerek pekiştirilmelidir. Kimya test soruları; genellikle yarım dakika ile bir buçuk dakika arasında çözülebilecek zorluktadır. Konu hakimiyeti, sezgi ve dikkat kimyada tama yakın başarı göstermenize yetecektir. Bu bakımdan kimya öğrenirken karışık bir sıra takip edilmemelidir, özellikle ilk 4 ünite sıralı olarak ve iyi öğrenilmelidir. Bir oturuşta bıktıracak sayıda değil, 3 civarında test sorusu çözülmesi daha uygundur. 30 kimya sorusunu en çok 40-45 dakikada cevaplandırmalısınız. ÖYS soruları incelenmelidir. Kimya soruları normal sürede %65 sınırsız sürede ise %90başarı göstermeniz yeterli kabul edilebilir. Yani müteakip üniteye geçebilirsiniz. Lise 1 konuları kimyanın temelidir. ÖSS ‘ nin tamamı ve ÖYS sorularının en az yarısı bu kısımdan çıkar. Anlaşılması kolay olmakla beraber, bol test çözmekle pekiştirilmesi gereken konulardır.

Lise 2 konularında, problemde denklem hazır verilmişse, hele denkleştirilmiş olarak verilmişse zaten mesele yok; ama bir denklemi teşkil eden maddelerin birkaçı verilmiş ve denklemi tamamlayıp denkleştirme işlemi öğrenciye bırakılmış olabilir. Bu şüphesiz ki ilk üç konuların iyi bilinmesine bağlıdır. Lise 3 konuları ise ezber gerektiren ve sık tekrar yapmanın gerekli olduğu konulardır. Yani organik kimya bir manada nankördür. ÖYS öncesi son bir iki hafta tekrar yapılmasında fayda vardır. Öğrenme zorluğu itibariyle organik kimya bütünün %30 unu teşkil eder. Fakat ÖYS ‘ de %15-20 civarında soru çıktığı için bu kısım hep sona bırakılır ve ihmal edilir.

Siz bu ihmali yapmayın. Bir de bakmışsınız ki organik kimyadan 3 yerine 6 soru çıkmış. Bu ihmal hiç imkansız değildir.

Şunu unutmayın ki, Kimya; çalışmanızın karşılığını kolaylıkla alabileceğiniz avantajlı bir derstir!..

F-Fizik dersi çalışma tekniği nasıldır?

Derse gelmede önce, elinizdeki fizik kitabından, O gün işlenecek konunun teorik kısmını ve birkaç tane de soru çözülüp gelinmesi, derse giriş için önemlidir. Ders esnasında, derste başka her şeyle alakayı kesip, pür dikkat öğretmen dinlenmeli ve çok iyi not alınmalı dır. Anlaşılmayan yerler mutlaka sorulmalıdır. Daha sonraları unutulan konuları öğrenmek için en iyin kaynak defter olacağından, anlaşılacak şekilde not almak ta önemlidir. Dersten sonra, dersin olduğu günün akşamı konuyu mutlaka tekrar etmeli, ilk gün yapılmayan tekrar, ilk gün yapılan tekrara nazaran verimini kaybeder. Derste sorulan soruların evde bir daha çözülmesi faydalıdır. Konu sırasına göre soru çözmek ve değişik kaynaklardan yararlanmak da önemlidir.

Okulweb.meb.gov.tr