Bu soruları cevaplamadan lise tercihi yapmayın!

Eğitim Kurumları
Zorlu TEOG (Temel Öğretimden Orta Öğretime Geçiş) sınavları geride kalırken, bu kez de hem öğrencileri hem de aileleri başka bir telaş almaya başladı: Hangi liseyi seçmek gerekiyor? Türkiye’de ilk kez...
EMOJİLE

Zorlu TEOG (Temel Öğretimden Orta Öğretime Geçiş) sınavları geride kalırken, bu kez de hem öğrencileri hem de aileleri başka bir telaş almaya başladı: Hangi liseyi seçmek gerekiyor? Türkiye’de ilk kez “çocuktan gelen müfredat”la eğitim sektörüne yeni bir soluk getiren KAYI Okulları’nın Eğitim Danışmanı Deniz Demirtaş, lise seçiminde en çok merak edilen soruları cevapladı.

Lisenin “klasik” bir eğitim anlayışına sahip olması gerekli midir?

Klasik eğitim anlayışı sunan, sınav odaklı, öğrencinin kişilik ve öğrenme alanlarındaki farklılıklarını göz ardı eden eğitim sistemleri artık çok geride kaldı. Akademik başarı ile sosyal başarıyı ayrılmaz bir bütünün parçası olarak gören okulların tercih edilmesini tavsiye ediyoruz. En yeni teknolojileri ve disiplinler arası çalışmaları eğitim süreçlerine dahil eden, öğrenme ortamlarını “yaşayarak” öğrenmeyi pekiştiren atölyelerle zenginleştiren, doğa temelli eğitim uygulamalarını tüm disiplinlere aktif olarak yerleştirebilen eğitim kurumları “yeni nesil” okul olarak hem öğrencileri hem de velileri mutlu etmektedir.

Lisenin eğitim müfredatı hangi açılardan fark yaratmalıdır?

Lisenin eğitimini müfredat dışı özgün derslerle zenginleştirilmesi, öğrencilerin sosyal ve kültürel farkındalıklarının gelişmesini, hayatın her alanında değerlendirebilecekleri farklı kategorilerdeki eğitim programlarına katılmalarını sağlar. Çevre okuryazarlığı, işaret dili, değerler, sağlık, yaşam becerileri, gastronomi, bilişim teknolojileri, tarım eğitimi gibi programlarla akademik ve sosyal gelişimi aynı potada eriten müfredatlar, öğrencinin üniversitedeki ve sonrasındaki hedeflerini belirlemesinde temel teşkil eder. Yönelim ve ilgilerini deneyerek keşfetmeimkanı yakalayan gençlerin spor, sanat ve sosyal alanlarda yeteneklerini geliştirebildikleri, ulusal ve uluslararası proje ve yarışmalara katıldıkları, her yıl mutlaka bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirebildikleri lise eğitimi; kendine güvenen, ulusal ve uluslararası değerlerle donanmış bir nesli geleceğe taşıyacaktır.

Lisede yabancı dil eğitiminde hedef ne olmalıdır?

Günümüzde bildiğimiz en önemli doğru bir lisanın, bir meslekten öte olduğudur. Lisan bilmeyen üniversite mezunu, meslek sahibi bireylerin kendini geliştirebilme alanları çok sınırlıdır. Lise eğitimi öncesinde hazırlık sınıfı niteliğinde devam eden bir yıl, öğrencilerin yoğun akademik program öncesinde yabancı dil bilgilerini üst düzeyde öğrenmelerini amaçlar. Bir dünya dili haline gelen İngilizce’nin uluslararası düzeyde öğretilmesi, dilbilgisinin yanı sıra konuşma, anlama, araştırma, dinleme ve yazma becerilerinin edinilmesi, lisedeki yabancı dil eğitiminin temelini oluşturur. Uluslararası geçerliliği olan eğitim müfredatlarını uygulayan okullar, öğrencilerinin Uluslararası Lise Diploması alarak dünyanın birçok ülkesinde sınavsız üniversiteye girebilme ve burs imkanına sahip olmasını sağlar. Yoğun İngilizce eğitimine paralel olarak seçilen ikinci bir yabancı dil de öğrencilerin mesleki yaşamlarında kullanabilecekleri artı bir kazanım sunmaktadır.

Lisenin sunduğu fiziksel şartlar önemli midir?

Öğrenciler günlerinin yaklaşık 8 saatini okulda geçirdikleri için okul ortamının da sağlıklı ve güvenli olmasını gerektirmektedir. Sınıfların kalabalık olmaması, “akıllı sınıf” özelliği taşıyan, ferah ve konforlu dersliklerin tasarlanmış olması, deney ve gözlem imkanı sağlayan laboratuvarların bulunması, farklı tecrübelerin kazanılacağı atölyelerin bulunması, öğrencilerin sosyal özelliklerini geliştirebileceği sanat ve spor alanlarının olması iyi bir eğitim için önemli unsurlardır. Öğrencilerin kendilerini ifade edebilecekleri fırsatlar sunan, ilgi çekici, merak ve heyecan uyandıran çalışma ortamları bulunan okullarda eğitimin kalitesi daha da artacaktır. Yerleşkesinin konumu ile doğanın içinde daha fazla yaşama ve öğrenme fırsatı sunan okullar, çocuklara kendilerini doğanın bir parçası olduklarını hissettirmesi açısından gün geçtikçe daha fazla değer taşımaktadır.