‘YÖK’ün Girişimi Geçici Bir Çözüm’

Eğitim Güncel
Haber: Arzu Erdoğral Referandum öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü sorununu biz çözeriz demesi ile tekrar yoğun olarak başlayan tartışmalar, referandum sonrası da dev...
EMOJİLE

Haber: Arzu Erdoğral

Referandum öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü sorununu biz çözeriz demesi ile tekrar yoğun olarak başlayan tartışmalar, referandum sonrası da devam ederken YÖK’ün İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği bir genelgeyle soruna el atması, bazı çevreleri rahatsız etti.

Eğitimcilerden ortak görüş

YÖK’ün girişimi geçici bir çözüm…
CHP’nin çözüm konusunda ki söylemleri dikkate alınmalı, ancak Kılıçdaroğlu’nun işi zor!
Sorunun çözümü için gerçekçi bir sivil anayasa şart…

Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi

Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf TanrıverdiYÖK’ÜN DÜZENLEMESİ KISMİ BİR ÇÖZÜM

"YÖK’ün getirmiş olduğu bu yeni düzenleme kısmi bir çözüm getirebilir. Ancak son günlerde şunu da gözlemlemeye başladık. Buna da ayak direnen bazı üniversiteler oluyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda ki iptal kararına ağırlık veriliyor. Kaldı ki, Özal döneminde çıkarılan 17. madde başörtüsünü zaten üniversitelerde serbest kılmıştır. Üniversitelerde başörtüsünün yasaklanamayacağına yönelik bir maddeydi… Ancak, sürekli o maddeyi o zaman ki üniversite rektörleri uygulamadılar, görmezden geldiler. Hatta çok yasakçı bir tavır ortaya koydular. Bu ülkede uygulanan başörtüsü yasağı hiçbir temel dayanağı olmayan tamamen siyasi mülahazalarla kotarılmış, siyasi mülahazalar kanun haline getirilmiş bir grup tarafından uygulanıyor.

DEVLET HALKININ NASIL GİYİNECEĞİNE KARIŞAMAZ

CHP ayak sürüyor. Samimiyeti konusunda topluma yeteri kadar güven verebilmiş konumda değil. Toplusal mutabakattan bahsediyor ama toplumsal mutabakattan bahseden bir partinin önce topluma güven vermesi gerekir. Şu ana kadar başörtüsü konusunda bir girişim yapmadıkları gibi, yaptıkları girişimi de takip ettiğimiz kadarıyla yok efendim İran modeli yok Pakistan modeli, yok saçın bir kısmı gözüksün gibi abuk sabuk önermeler de bulunuyorlar. Bunun CHP’nin bir türlü aşamadığı faşizan algısından kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü CHP’nin kafasında halen devlet merkezli bir anlayış var. Yani vatandaşın nasıl giyineceğine nasıl kuşanacağına devlet karar verir algısı üzerinden halen yürüyorlar. CHP’in genel problemi zaten bu algısıyla, halkıyla yüzleşememesi… Devlet halkının nasıl giyineceğine karışamaz. Devlet halkının talepleri doğrultusunda düzenleme yapmakla yükümlüdür. Halkına dayatma yapmakla değil. CHP bir türlü bunu anlamaya çalışmıyor anlamaya çalışmadığı gibi samimi davranışlar içerisine giriyor. Bu konuda gerçekten ciddiyse daha samimi ve özgürlükler temelinde, inanç özgürlüğünü esas alan, insanların nasıl giyineceği, örtüneceği tamamen bu inanç değerleriyle alakalı bir durumdur.

KILIÇDAROĞLU’NUN İŞİ ZOR

Kılıçdaroğlu CHP’yi daha özgürlükçü bir noktaya çekiyormuş gibi bir görüntü var. Mesela daha öncesinde Baykal’ın da bir projesi vardı. Anadolu solu diye… Dine daha saygılı bir bakış vardı. Bu da akamete uğratıldı. Derin güçler dine karşı her türlü yumuşamanın önünde set olarak duruyorlar. Eğer Kılıçdaroğlu partisinin derin güçlerine söz geçirebilirse, üstünlük sağlayabilirse, bu noktada açılımlar yapabilir gibi gözüküyor. En azından söylemlerinde öyle görüyoruz. Bunu da ciddiye almak gerekir diye düşünüyorum. Bu noktada CHP’in de Kılıçdaroğlu’nun da işi zor gözüküyor. Şu an CHP içerisinde açılımlara karşı olanlara baktığımızda dine karşı olan, ikna odaları kuran kişileri görüyoruz.

SİVİL ANAYASA ŞART
Başörtüsü meselesinin sadece YÖK’de çözülmüş olması tabi ki biraz rahatlama getirecek. Ancak pozisyon şunu gösteriyor. CHP kerhen de olsa böyle bir şeye evet demiş olması, rektörleri de bu konuda geri adım attıracaktır. Yasakçı uygulamaları geri plana çekmeye çalışacaklardır.

Özgür Eğitim Sen olarak genel görüşümüz bu nokta da üniversiteler ile birlikte ilköğretim dahil çalışma hayatı dahil yasak kabul edilemez. Bu insanın en temel hakkına karşı saldırıdır. Bu saldırıyı biz en temelde red ederiz. Bu saldırıya karşı durulması gerektiğine inanırız. Geldiğimiz noktada mevcut iktidar partisinin dik durması ile Türkiye özgürlükler anlamında çok yol kat etti. Kürt açılımından tutun da birçok konu da artık konuşulabiliyor. Bunun karşısında duranlar bugün olmasa da yarın kaybetmeye mahkûmlardır. Türkiye’de ki süreç daha çok özgürlükler lehine, insan hakları lehine ilerliyor. Gerçekten tüm maddeleri ile sivil bir anayasaya kavuşulursa devlete karşı bireyi koruyan bir anayasa yapılabilirse, sorunu da aşarız."

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet GündoğduYÖK’ÜN ÇÖZÜMÜ TOPLUM MÜHENDİSLİĞİNİ ÖNLER
"YÖK’ün üniversitelere gönderdiği genelge başörtüsü sorununu çözmez. Bilim adamlarının kendi görevleri dışında toplum mühendisliği yapmalarını engeller. Başında ki adama göre YÖK Başkanı değişinceye kadar geçici bir rahatlamadır. Yani Teziç gibi Gürüz gibi milletin değerleriyle kavgalı olanlar geldiğine o da farklı bir genelge gönderir ve zulüm devam eder. Başörtüsü sorununu, başörtüsünün nasıl bağlanacağı ile ilgili, çeneden, alttan bağlama, CHP’nin son dediği İran modeli gibi, kızlara sanki özgürlüğü bir lütuf veriyormuş gibi garip absürt çarpık yaklaşımlarla çözmek mümkün değil… Bunun yerine doğuştan gelen hakların evrensel hukukun garantörlüğü altında olduğu düşüncesinden hareketle, çağdaş dünyanın yakaladığı özgürlük karinesinden hareketle çözülebilir.

ÖZGÜRLÜKLER LAİKLİĞİN TEMİNATI ALTINA ALINMALI
Başörtüsünü yasaklayan bir yasa yok… Serbest olmasına yönelik rahmetli Özal zamanında serbestliğine yönelik kanuna eklenen 17. madde var.
Laiklik ters tanımlanarak, 411 milletvekili tarafından onaylanan bir serbestlik de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bu karar toplum vicdanını yaralıyorsa, laiklik doğduğu ülke olan Fransa’da bizim ihraç ettiğimiz laiklik tanımında bizim ihraç ettiğimiz kızlar okuyabiliyorsa, Cumhuriyetin nitelikleri ile ilgili bir sorun yok ama bu niteliklerden demokratik laik sosyal hukuk devletinden laikliğin Fransa’da ki gibi tanımlanması ile ilgili bir sorun var. Yeni anayasa çalışmalarında başörtüsü serbest olsun yasak olsun gibi, kızlar şöyle giyinsin böyle giyinsin gibi erkeklerin bayanların nasıl giyineceğine karıştığı bir toplum mühendisliği yerine, meclisin özgürlüklerin laikliğin teminatı altına alınması ile inansın inanmasın, her iki yönde de garantör olacak şekilde… Ateistlerin de dindarlarında teminatı olacak. Dindarsın ama başını örtemezsin denilemeyeceği bir tanıma ihtiyaç var. Ve bu tanımın içerisinde yer alacağı bir anayasa değişikliğine ihtiyaç var. Laikliği tanımlayarak, eğitimde fırsat eşitliğinin, inanç hürriyetinin, ifade hürriyetinin gerçekten teorikten pratiği de kapsayacak şekilde yeni anayasada yer almasıyla bu sorun çözülmüş olur. Bugün üniversiteler de öğrencilerin mini etekli, küpeli, sakallı, kotlu olduğuna bakmayıp da başörtülü olduğuna bakan zavallılara da acıyorum.

HALKIN DEĞERLERİ PAZARLIK KONUSU YAPILAMAZ
Bir taraftan halka açılalım diyorlar ama halkın istediğini yapmıyorlar. CHP ‘de sanki çok başlılık var. Kılıçdaroğlu’nun işi kolay değil. Üniversiteler de ikna odalarını kurarak yasakçılıkla başaktörlük yapmış, milletin değerleri ile kavgalı kişilerde bir çatı altında saygı duymayanlarla aynı çatı altında bulunmak zor… CHP ya halkın değerlerini inançlarını pazarlık konusu yapmadan halka açılacak. Ya da halkın değerleri ile kavga ede ede yok olmayı hak edecek."