SBS yedek yerleştirme süreci uzatılmalı

Eğitim Güncel
Gizem Gül’ün röportajı Bu yıl SBS’nin son defa uygulanmasının ardından önümüzdeki yıl uygulanacak sistem net değil. Ancak MEB geçtiğimiz günlerde gelecek yıldan itibaren öğrencilerin tek s...
EMOJİLE

Gizem Gül’ün röportajı

Bu yıl SBS’nin son defa uygulanmasının ardından önümüzdeki yıl uygulanacak sistem net değil. Ancak MEB geçtiğimiz günlerde gelecek yıldan itibaren öğrencilerin tek sınav yerine 36 sınav ile değerlendireceği bir sistem üzerine çalıştıklarını açıkladı. Öngörülen sisteme göre bu yıl 8’inci sınıfa geçen bir ortaokul öğrencisi liseye geçiş için aralık ve nisan aylarında ortalama 12 sınava girecek. Daha sonraki yıllarda ortaokul 6 ve 7’nci sınıflar da sisteme dahil olacak. Böylece 6’ncı sınıftan itibaren bir öğrenci toplam 36 sınava girecek. Eğer, lise adayı Galatasaray, İstanbul ve Kabataş Lisesi gibi herkesin yarıştığı Türkiye’nin en yüksek puanlı okullarından birine girmek istiyorsa bir sınavı daha aşması gerekecek. Henüz yeni sistem konusunda net açıklamalar yapılmasa da gelecek yıl uygulanacak sistemi, SBS yedek yerleştirmeleri ve dershanelerin sözleşmeli okula dönüştürülmesini öngören Charter modelini Sabah Gazetesi Eğitim Yazarı Sait Gürsoy’la konuştuk.

Bu yıl yapılan son SBS’nin ardından, önümüzdeki yıl nasıl bir sistem uygulanacak?

Önümüzdeki yıl toplu sınav olan SBS kaldırılıyor, onun yerine artık Milli Eğitim Bakanlığı yıl içerisinde yapılacak olan sınavlardan  1 tanesini merkezi olarak yapıp değerlendirmeye alacağını belirtiyor. Öğrenciler Matematik, Fen, Türkçe, Sosyal Bilgiler ve Yabancı dil sınavları birinci dönemde ve ikinci dönemde olmak üzere iki ayrı sınava girecekler. Normalde yazılı olan bu sınavlardan bir tanesi  MEB’in belirteceği bir şekilde merkezi olacak, büyük ihtimalle ilk dönem Kasım ya da Aralık, ikinci dönemde de Nisan ayında yapılacak. Burada yapılacak olan sınavların kapsamı işlenen konulardan oluşacak ve değerlendirme de ona göre yapılacak.

YANLIŞLARIN DOĞRULARI GÖTÜRMEYECEK OLMASI BENCE YANLIŞ

Öğrencinin puanı oluşurken de yalnızca bu sınavların değil, öğretmenlerin verdiği yılsonu notlarının da geçerli olması söz konusu. Bu sınavlarda önce 3 yanlış 1 doğruyu götürüyordu, şimdi yanlışın doğruyu götürmeyeceği söyleniyor. Bu bence sakıncalı, neden derseniz; eğer sınavda yanlışlar doğruyu götürmüyorsa öğrenci cevabını bilmediği soruları kafasından atabilir. Bu da sınavdaki başarısını artı ya da eksi olarak etkileyebilir, bana göre doğru değil.

MAZERET SINAVLARI HUKUKİ SORUNLAR OLUŞTURABİLİR

Öğrencinin gireceği bu merkezi sınavlara herhangi mazeretten dolayı katılamazsa mazeret sınavına girecek. Bana göre bu düşünce de yanlış, çünkü merkezi yapılan sınavlarda bir derse bir standart sapma ve bir Türkiye çözüm ortalaması olması gerekir. Eğer siz kalkar mazeret sınavı yaparsanız, o zaman iki ayrı sınavı birleştirmiş olursunuz ki bence bu ileriki süreçlerde hukuksal sorunlar oluşturabilecektir.

BU SİSTEM GELECEK YIL SADECE 8. SINIFLARA UYGULANACAK

Önümüzdeki yıl Anadolu Liselerine ve mesleki yerleştirmelere yerleştirme yapılacak, bu çalışma da bunun için yapılıyor. Yerleştirme sınavları yapılırken, şu anda 8. sınıfta yapılacak sınavlarının puanının yüzde 70, 7. sınıfın yüzde 20, 6. sınıfın yüzde 10 ağırlığı olacağı söz konusu. Bu sistem gelecek yıl yalnızca 8. sınıflara uygulanacak ve bu sistem oturursa 7. ve 6. Sınıflara uygulanacak. İşte o zaman bir yılda 6+6, 12 sınav ve 3 yılda 36 sınavın olduğu sistem oluşacaktır. Ancak önümüzdeki yıl puan hesabında 6. ve 7.sınıflar olmadığı için belki tabi bu benim düşüncem, 8. sınıfta okuyan öğrencilerin yeni kurallara göre 6. ve 7. sınıf notları yeniden hesaplanabilir. Ya da başka bir alternatif bulacaklardır, bunu ileriki süreçlerde açıklayacaklar; bu şimdilik belli değil.

HORMONLU NOTLAR SUİSTİMALLERE NEDEN OLUR

Galatasaray ya da İstanbul Erkek Lisesi gibi köklü Anadolu liselerini tercih etmek isteyen adaylar için bu 36 sınavın haricinde bir merkezi sınav söz konusu olacak mı?

Galatasaray, İstanbul Erkek Lisesi ya da herhangi bir fen lisesi, sosyal bilimler lisesine bir öğrenci girmek istiyorsa o zaman bunların dışında bir sınav daha yapılacak. Ama şu anda bununla ilgili başka bir açıklama yok. Netlik zaten yok. MEB bir hazırlık döneminde, sistem netleşince kamuoyuyla paylaşılacak. Benim kendi görüşüme göre, bu sınav sistemi çok baş ağrıtır. Çünkü Türkiye’de bırakın şehirlerarasını iki semtte bulunan iki okuldaki başarı durumu belli değil. Ortak bir sınav yapacaksanız, konular nasıl ortak bir düzeye gelecek. Üçüncüsü ise, bu çok önemli, dönem ve sınıf puanlarının yüzde 60’ını o yıl yapılan merkezi sınavlar oluştururken, yüzde 40’ını öğretmenin kanaati oluşturacak. Ülkemizde de hormonlu notlar söz konusu olduğu için bu yüzde 40 olayı da suiistimallere neden olabilecek. Bence bu sistem gerçek eğitim yapan, gerçek not vermeye çalışan okulun öğrencilerini biraz mağdur edecekmiş gibi geliyor.

SINAVLAR DEVAM ETTİKÇE DERSHANELER VARLIĞINI SÜRDÜRÜR

Tabi bunlar tartışılabilir, değiştirilebilir. Ama buradan başka bir şeye değinmek istiyorum. Siz bir dönemde 6 ve bir dönemde 6 sınav yapacaksınız ve 3 yılın sonunda 36 sınav olacak. Bir sınavda bu kadar çok dershane varsa, merkezi sınavla yapılacak bu tür çalışmalarda “Acaba sizce dershaneler kapanır mı?” diye kamuoyuna sormak istiyorum. Bence dershaneler kapanmaz, çünkü dershaneler sonuçtur. Bu merkezi sınavlar kaldırılmadığı müddetçe ya da bu tür sınavlar ortadan kaldırılmadığı müddetçe dershaneler bu isimle ya da başka bir isimle kalacaktır. 

ÖĞRENCİLER SINAVKOLİK OLACAK

Liselere giriş sisteminde 36 sınavın yapılacak olması, öğrencilerin yarış atına dönüştürüldüğü eleştirilerini daha da arttırır mı?

Tabi ki yerleştirmelerde merkezi sınavların kullanılması gerekir ama merkezi sınava girecek öğrencilerin belli kriterlerle belirlenmesi lazım. Örneğin, fen liselerine girerken, “Türkiye ortalaması şu kadar olan öğrenciler fen lisesine girebilir.” deniyor. Burada bu kadar çok sınav oluyorsa bana kalırsa öğrenciler test koliklikten sonra sınavkolikliğe çevrilecektir.

CHARTER MODELİ DERSHANE VE ÖZEL OKULLAR İÇİN ÇÖZÜM OLABİLİR

Sabah gazetesinde yayınlanan son yazınızda dershanelerin Charter School modeli ile sözleşmeli okula dönüştürüleceğinden bahsediyorsunuz. Charter modelinden bize biraz bahsedebilir misiniz?

Bu şu anda üzerinde çalışılan bir sistem. Dershanelerin kapatılması düşünülüyor, tabi ki MEB dershaneleri kapatmayı değil, dönüştürmeyi istiyor. Bunun için ABD’de uygulanan Charter School modeli, yani sözleşmeli okullar modeli var. Devlet dershanelerin özel okula dönüşmesinden sonra bunlarla bir anlaşma yaparak, onlara gidecek öğrencilerin ücretlerini ödeyecek. Böylece devletin de ihtiyacı olan derslik sayısı çok fazla olduğu için özel okullarla bu ihtiyacı karşılayabilecek. Burada da tek bir kriter olarak başarı baremi ortaya konulacak. Eğer lise başarı baremini yerine getiremiyorsa onunla yapılan anlaşma feshedilecek. Bence doğru bir düşünce, özel okulları kastediyorum tabi dershaneler özel okullara dönüştüğünde pasta son derece daralacaktır. Devletin özel sektörü ayakta tutabilmesi ve özel sektörün de devletin yükünü sırtlayabilmesi için MEB’in özel okullardan hizmet satın alması lazım. Bu da anlaşmalı bu tip okullarla olabilir. Bundan 10 yıl önce böyle bir çalışma olmuştu, dönemin Cumhurbaşkanı bunu iptal ettirmişti. Bizde de bunun adı başarılı burslu öğrenciler devlet tarafından özel okullarda okutulacak şeklinde geçecek. Charter modeli, sözleşmeli sistem kısacası özel okullardan iş satın almaktır. Böylece devletin fiziksel ortam, öğretmen, iç donanımla ilgili herhangi bir masrafı olmayacak, doğrudan doğruya bunu özel okullarla karşılıklı konuşarak götürecek. Burada tek bir olay başarıdır, eğer kurum o başarı baremini yakalayamazsa anlaşma karşılıklı feshedilecek. 

Bu model dershanelerin ve özel okulların problemlerini çözer mi? Dershaneler ve özel okullar bu sisteme ne der?

Bir kere dershanecinin okul açmasıyla ilgili şu anda herhangi bir engel yok. Ama devlet dershaneleri kapatalım, onun yerine dershaneler okula dönüşsün. Ama bu çok az miktardaki dershane için geçerli. Örneğin, yeni yeni üniversiteye hazırlık liseleri oluşuyor. Bu liselerde hem Anadolu lisesi dersleri hem de üniversite hazırlık konuları birarada götürülüyor. Özel okullar buna ne der? Özel okullar hizmet alınmasına taraftardır, çünkü yüzde 45 olan kontenjanın daha yükseğe çıkmasını düşünüyorlar. Ama şöyle bir şey var; dershanelerin özel okula çevrilmesine özel okulcular nasıl bakacak? Zaten özel okulların kontenjanı dolmuyor, dershaneler de özel okullara dönüştüğünde pastanın dilimleri çok daha fazla küçülecek. Bu ileriki günlerde karşımıza büyük bir tartışma getirecek. Ama benim tavsiyem şu, sözleşmeli okul Charter sistemi geçerli olabilir. Yalnız burada MEB’in de özellikle dershanelerin okula çevrilmesinde biraz esnek davranmasında fayda var. Ancak bu esnek davranmayı yaparken de mevcut özel okulların haklarında da herhangi bir kısıtlama yapmamaları gerekiyor. 

SBS YEDEK YERLEŞTİRME SÜRECİ UZATILMALI

SBS yedek yerleştirme süreci bugün sona eriyor. Kontenjanı dolmayan liseler için MEB yedek yerleştirme sürecini uzatır mı?

Bir defa bu yerleştirme süreci bana göre son derece yanlış. Önümüzde düzgün bir sistem olan üniversite giriş sistemindeki yerleştirme var. Bir kerede karma bir yerleştirme yapılabilirdi, ancak böyle yapmayıp alttan yukarıya doğru doldurma sistemine gidiyorlar. Doğal olarak da en üstteki okulda da belli miktarda açıklık var. Ben olsam olayı bir kez daha bir yerleştirmeye götürür, Anadolu liselerini boş bırakmamaya çalışırdım. Hatta bu yerleştirme sürecini de biraz uzun tutarım, aşağıdan yukarıya doğru öğrencileri bir kez daha harekete sokmakta bence yarar var. Ama geçen yıllarda MEB maalesef okulları boş olarak geçirdi ve bir yerleştirme daha yapmadı, yani bence yapılması gerekiyor. 

ANADOLU VE ÇOK PROGRAMLI LİSELERDE GENEL LİSE SINIFLARI AÇILACAK

Herhangi bir liseye yerleşemeyen öğrenciler bundan sonra ne yapacak?

Anadolu ya da fen liselerine yerleşemeyen öğrenciler için bir süre sonra meslek lisesi ve imam hatip lisesi karşılarına gelecek ya da özel okullara gitme durumu söz konusu olacak. Ekonomik nedenlerden dolayı özel okullara gidemeyen bir öğrenci kitlesi olacak, ikincisi de ben genel lisede okumak istiyorum diyen bir öğrenci kitlesi olacaktır. Bu öğrencilere verilecek cevap, “Açık liseye gidiniz” cümlesidir. Ancak son aldığım bilgilere göre ki MEB de bunu açıkladı, Anadolu liselerinin içerisinde bir, Çok Programlı Liselerin içerisinde de 2 genel lise sınıfları kurulacak. Bu tip istekli olan öğrenciler buralara yerleştirilecek. Ama öncelikle mevcut Anadolu liselerinin kontenjanlarının açıklığı var, eğer bir kontenjan açıklığı daha yaparlarsa ondan sonra bu konu kamuoyunun gündemi olacaktır. “Çocuğum genel liseye gidemiyor, ne yapayım?” sorusunun cevabını şimdiden üst kademede görev yapan yöneticilerin kesin ve net olarak kafalarında hazırlamaları gerekiyor.  

On5yirmi5