Okul fobisi aileden kaynaklanıyor

Eğitim Güncel
Zuhal Erkek’in haberi Okulun ilk günü çocuk için aile dışında farklı bir sosyal hayata merhaba demesinin ilk adımıdır. Çocuk anne babadan ilk defa ayrılmanın yanısıra farklı bir mekânın heyecanı...
EMOJİLE

Zuhal Erkek’in haberi

Okulun ilk günü çocuk için aile dışında farklı bir sosyal hayata merhaba demesinin ilk adımıdır. Çocuk anne babadan ilk defa ayrılmanın yanısıra farklı bir mekânın heyecanı ve stresi içerisinde olabilir. Hatta bazı zamanlarda bu heyecan korkuya dönüşebilir. 

Bizlerde okul fobisinin nedenlerini ve ailelerin bu durum karşında neler yapmasını gerektiğini Psikolog Mehtap Kayaoğlu ile konuştuk. 

GÜZEL CÜMLELERLE ÇOCUK OKULA ÖZENDİRİLMELİ

Yeni bir okul dönemi başlıyor. Okula yeni başlayacak olan öğrencilere okul hayatı nasıl anlatılmalıdır?

Her şeyden önce okul hayatını eğlenceli bir şekilde anlatmamız gerekir. Çünkü çocukların günün büyük çoğunluğunu geçirecekleri yerdir okullar.  Öncelikle şöyle düşünelim çocuklar 6 yaşına kadar yaşadıkları anne babalarının güvenli ikliminden ne olacağını bilmedikleri sisteme doğru geçiş yapıyorlar. Dolayısıyla kaygılanabilirler, endişelenebilirler, bu onlarda stresli bir pozisyon oluşmasına vesile olabilir. Çocuklara kafalarında soru işareti bırakmayacak şekilde; eğlenceli, keyifli ve mutlu bir ortama gittiklerini tatlı cümlelerle anlatmanız gerekir.  Ama bu arada, anlatılan bu tablolarla gerçeklik arasında bağlantı olmalı. Çok aşırı pembe tablolar anlatılır ve çocuk bunları görmezse hayal kırıklığına uğrar Çocuğa gerçekçi ama olması gerekenler anlatılmalı. “Okulda bir sürü arkadaşın olacak, bir sürü kardeşin oraya gelecek, öğretmenin olacak. Size oyunlar oynatacak, güzel bilgiler verecek. Sonra sen öğrendiğin bilgileri evde bana anlatacaksın, birlikte güzelce derslerini yapacağız. Çok eğleneceğiz. Bir süre sonra sen okuma yazma öğreneceksin. Her şeyi kendin yazacaksın, öğreneceksin.  Gazeteleri tabelaları tek başına okuyabileceksin” gibi hoşuna gidecek cümlelerle çocuk özendirilmeli.  

ÇOCUĞUN OKUL FOBİSİ 15 GÜNÜ GEÇERSE UZMAN YARDIMI ALIN

Ebeveyn çocuğunun okula hazır olup olmadığını nasıl anlar?

Zaten çocuk bu durumu hissettirir. Pazartesi günü 1. sınıflar okula başladı. Çok ağlayan, kaygılanan, okula gitmek istemediğini dile getiren ya da “ben okula gidersem sen evde ne yapacaksın? Niye kardeşim evde duruyor? Niye ben okula gidiyorum? Siz niye gelmiyorsunuz” gibi cümleler, isteksiz gitmeler, ağlamalar, sızlamalar şeklinde kendini gösterir.  İlk başlarda ağlama, sızlama şeklinde olur. Daha sonra ağlama sızlamalar otomatikman karın ağrısına, mide bulantısına dönmeye başlar. “Karnım ağrıyor, midem bulanıyor, bugün gitmek istemiyorum” gibi cümlelerle okul fobisi sistemize olmaya başlar. Yani o duygusal gitmek istememe, bedensel şikayete döner. Ortada 10-15 gün böyle devam eder. 2 hafta sonra normale dönmesini bekleriz. Normale dönmüyorsa ağlamalar, kaygılanmalar, yerini kaygılı sorulara bırakır; “Ya orada beni döverlerse”, “ya orada bana zarar verirlerse”, “ya orada birileri benim saçımı çekerse”,  “ya ben geldiğimde sizi evde bulmazsam” gibi gerçeklikten çok uzaktan cümleler çocukta bir kaygı olduğu anlamına gelir. Bu özelliklede okulla gitmeme kaygısıyla da buluşur.  Dolayısıyla bu tip durumlar, daha uzun vadeye yayılacak anlamına gelir. Normal ağlamalar 15 günde geçer zaten.  15 günü geçerse mutlaka uzman yardımı alın.

BASKIN EBEVEYNİN ÇOCUĞU SOSYALFOBİK OLUYOR 

Okul reddi nereden kaynaklanır? Hangi yanlış davranışlarla okul fobisi haline dönüşür? Veli okula başlamadan önce çocuğunda okul fobisi olduğunu anlayabilir mi?

Okul fobisi dediğimiz süreç normal şartlarda bir aile mevzusudur. Yani aile içerisinde sistemin işleyişinde problem vardır. Görev dağılımı tam yerli yerine oturmamıştır. Çocuk anneye fazla bağımlıdır. Baskın bir annelik rolü oynadığı için çocuklarını kendisine bağımlı yetiştirmiş, çocuktaki özerklik duygusu yetişmemiştir. Çocuğun sosyal sorunlarla baş etme yeteneği, çocuğun pratik düşünme yetenekleri, çocuğun sosyal yaşam becerileri gelişmemiştir. Buna benzer olması gereken sosyal yapıları tam olarak rayına oturmadığından otomatikman sosyalfobik özellikler gelişir. Bu sosyalfobik özelliklerde okulda kendisini göstermeye başlar. Bu çocuklar normalde de gezmeye gittiğinde annesiyle birlikte oturuyordur. İçeride çocuklar oyun oynarken, o anneyle salonda oturmayı tercih ediyor. İşte parka falan gittiğinde kaydıraktan kaymıyordur. Annesinin her an yanında olmasını istiyordur gibi, aslında aile içinde gelişmiş nevrotik özellikler çocuğun okuldan korkmasına nedendir. Ebeveynler çocuklarını koruduklarını ve özgüven verdiklerini zannediyorlar. Aşırı derecede koruyorlar. Çocukların ailelerine karşı aşırı bağımlılık ilişkisi gelişiyor.  Ben bu duruma aile nevrozu diyorum. Sonra çocuk okula gittiğinde bu durum ortaya çıkıyor. Anne baba çocuğunu götürüyor ve tanımadığı bir ortamda çocuğunu yalnız bırakıyor. Başka bir adamla veya başka bir kadınla. Okula bırakıyor ve evine geri geliyor. Çocukta tramvatik bir etki yapıyor. Çocuk huysuzlaşmaya ve ağlamaya başlıyor. Öfke nöbetleri veya sinir nöbetleri yaşıyor. Buna benzer agresif davranışlar ortaya koyuyor. Biz buna okul fobisi diyoruz. Aile nevrozu, okullar açıldığında okul kaygısına dönüşür. 

ÇOCUKLARINIZA “ÖĞRETMEN ÇARPTIMI OTURTUR” DEMEYİN

Çocuklar büyürken okulla ilgili güzel şeyler anlatmak lazım. 4 yaşındaki kızımızla markete gidiyoruz. Okul saati gelmiş, çocuklar dağılıyor. O çocukları gördüğünüzde “ Aaa ne kadar güzel değil mi? Benim kızımda böyle okula gidecek, sende okula gideceksin. Birlikte seni okula götüreceğiz, dönüşte de marketten ihtiyaçlarımızı alacağız. Ben çok heyecanlıyım, çok mutluyum bir an önce o günler gelsin istiyorum” demelisiniz. Özellikle Türk milletinde çok duyduğumuz bir şey “he sen bana böyle yapıyorsun ama gör bakalım öğretmenine de aynı havayı atabilecek misin?” “Valla öğretmen çarptı mı oturtur” gibi ifadeler… Ya da abi, abla vardır evde. Büyüklerin ders çalıştırma şeklinde bazı problemler vardır. Abi diyelim ki  öğrenmemiştir. Anne abiye, ablaya kızarak ders anlatıyordur. Abi ağlıyordur. Çocuk orada otomatikman okul fobisini içine yerleştirmeye başlar. Okulun fobisi okul binasını gördüğünde oluşan bir durum değil, o sürecin farkında olmadan ailenin alt yapısıyla oluşan bir süreç. O nedenle aile nevrotiği diyorum. 

Bu durum karşısında öğretmenler ve veliler neler yapmalıdır?

Öğretmenler ellerinden geldiğince paylaşımcı olmaya çalışıyorlar. Yeteri kadar çocuklara güler yüzlü ve sempatik davranıyorlar. Öğretmenlerle ilgili problem yaşamıyoruz. Anne babalar da bu durum karşısında haklı ama kararlı tavırlar takınacaklar. Bir de çocuk kimden ayrılmak istemiyorsa çocuğu o okula götürmemeli.  Çocuk zaten anneden ayrılmayı istemiyor ya, okula götüren kişi anne olmamalı.

Ayrıca çocuklar özellikle okuldayken, annenin kendisi olmadığında eğlendiğini ve mutlu olduğunu düşünür. Onlar evde keyif yapıyor, cezayı ben çekiyorum gibi düşünebilir.  O nedenle anne; “Ev çok döküntü zaten. Sen okulda eğlenirken, ben evi falan toplayayım. Sen gelince de eğleniriz” gibi sen burada yokken biz burada keyif yapmıyoruz gibi süreç oluşturulmalı.

ÇOCUKLARINIZI OKULA GÖNDERİRKEN TATLI TAVIRLAR SERGİLEYİN!

Okul fobisi  annenin psikolojisiyle de çok yakından bağlantılı. Hani böyle yorulmuş bezmiş, sabah erken kalktığı için yüzü gülmeyen anneler var. Gece yatmıyorlar, sabah kalkmayı bilmiyorlar. Böyle bir grup ortaya çıktı. Acı ama gerçek. Sosyal medya başında zaman geçiren anneler ortaya çıktı. Bu tür anneler sabah erken kalkmak zorunda kalktıkları için suratları asılıyor. Kendi negatifliklerini çocuklara yansıtmamalılar. Çünkü çocuğun azarlanarak, bağırarak okula gitmesiyle o çocuğun sevgiyle okula gitmesi arasında korkunç fark var. Anneler önce kendilerine dikkat edecekler. Tatlı tavırlar ve tatlı davranışlar gerçekleştirecekler.  Bunun üzerine çocuklar okullarına rahat rahat gidip gelecekler.

On5yirmi5